Salvo
Kayıtlı Üye
TÜRK FUARCILIĞI
Bugün gerek yurt dışı gerekse yurt içi fuarcılık sektörüne baktığımızda Türk Fuarcılığı çocukluk dönemini yaşamaktadır. Teslim etmek gerekirse, ekonomik açıdan bizden daha gerideki ülkeler sektörümüz açısından bizden daha ileridedir. Bunun temel sebebi fuar denince uzun yıllar aklımıza İzmir Fuarı ya da kitap fuarlarının gelmesidir; diğer bir deyişle yeniyiz. Sektör içindeki rekabet şeklinin yanlışlığı, resmi düzenlemelerdeki eksiklikler, katılımcı bilincindeki eksiklikler ve bir de, bu da çok önemlidir, sektörlerin, dernek, vakıf, birlik gibi kurum ve kuruluşların politikalarındaki yetersizlikler, salon sorunları vb. mevcut sonucu doğuran sebepler olarak sıralanabilir.
Öte yandan, Türkiye'nin gerek yurt içi gerekse yurt dışı fuar sektörü bugün ciddi biçimde yabancı organizatörlerin eline geçme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Mevcut statükolar devam ettiği takdirde bu engellenemeyecektir. Serbest piyasa ekonomisi kendi kurallarıyla yürüyecek, şirketler nerede daha yüksek sonuçlar elde ediyorlarsa oraya yöneleceklerdir. Özellikle Alman ve İngiliz ekolleri dünya pazarlarında bu konuda yoğun bir rekabet içerisindedirler. Deyim yerindeyse bu rekabet kıran kırana sürmektedir Sektörün dünyadaki akışkanlığı içerisinde hareket ederek kendine yer açmaya çalışıyor. Bu konudaki en büyük güvencesi Türk sanayicisidir, onun sahip olduğu yüksek ihraç potansiyelidir.
Ekonomik krizin Türk fuarcılığını ciddi oranda etkilediği kanaatindeyiz. Birçok fuar firmasının kapanmak zorunda kaldığına, bir kısmının faaliyetsiz hale geldiğine, önemli bir bölümünün mevcut programlarını ciddi boyutlarda daraltma yoluna gittiklerine tanık oluyoruz. Üzücü bir durum, ancak serbest piyasa ekonomisi kendini bir tek yolla tamir eder o da krizdir. Ekonomik kriz sonuçları ağır da olsa bir düzenleyicidir. Şirketler kısa dönemli başarılarına değil orta ve uzun vadeli planlarına bakmalıdırlar. Kriz bize işlerimizi daha iyi yapmamız gerektiğini söylüyor.
Krizin bizi nasıl etkilediğine gelince, biz zaten kriz ortamında doğduk, bu ortam devam ediyor. O nedenle programımız, bazı yavaşlamalar olsa da, kendi çerçevesinde yürümektedir. Hızlı büyümeyi tercih etmiyoruz zaten, ama rutin ve tempolu büyümemiz sürüyor.
Yurt dışı fuarcılık anlayışını uluslar arası standartlara göre oluşturmaktadır. Bir fuar çalışması zaman, iş gücü ve mali açıdan yatırım / gider anlamına gelmektedir. Herhangi bir fuara bedava bile gidilse / yer alınsa bu ciddi harcamalar içerir. Bu nedenle doğru fuar seçimi çok önemlidir. Hiçbir fuar tamamen boş ve yararsız değildir. Ancak harcama, iş gücü, zaman ve parasal giderlerle elde edilecek yararlılık, maksimum verim sağlayabilecek bir bileşene sahip olmalıdır.
a)Karma fuarların sağlıklı olmadığını düşünmektedir. Dünyada profesyonel alıcıların karma fuarlara ilgisi düşüktür. Bu tür fuarlar daha çok meraklı kalabalıkların ilgisini çekmektedir. Bu fuarlarda katılımcılar meraklı izleyicilere tanıtım yapmaktan, kendi gerçek müşterileriyle ilgilenememe ya da onların ilgilenmemesi riski ile karşı karşıyadır. Bu nedenle profesyonel alıcıların takip ettiği, sektörlerin kendi konuları ile ilgili uzmanlık fuarlarını seçmektedir. Bugün dünyada artık fuarcılık, ana sektörlerin fuarları yanında alt sektör fuarlarına bölünmekte, daha spesifik hale gelerek büyümektedir.
b)Sadece Türk firmalarının katıldığı fuarların sağlıklı olmadığını düşünmektedir. İster karma ister ihtisas fuarları olsun tek ülke fuarları, özellikle de dünya ekonomisinde popüler bir sanayi değilseniz, gerçek alıcıların çok fazla ilgisini çekmemektedir. Tek ülke fuarlarının bir diğer sakıncası da, alıcılar karşısında sergileyici firmaların rekabetini yoğunlaştırmakta, müşteri kazanma uğruna fiyat kırma yarışı başlamakta, bunun sonucunda, sektör o ülkeye daha fazla mal satsa da, elde ettiği döviz miktarı düşmektedir. Bu reel anlamda, Pazar daralması demektir. Ayrıca bu fuarlara çoğunlukla, iştirakçi firmaların o ülkelerdeki müşterileri gelmekte, bu da durumu daha da ağırlaştırmaktadır.
c) Hem uluslar arası, hem de yerel boyutu olan fuarlar seçmektedir. Bu tarz fuarlar, gerçek alıcıları daha yoğun olarak çekmekle birlikte, gerek yabancı firmaların, gerekse yerli iştirakçilerin o ülkedeki müşteri ve diğer potansiyellerini fuara getirmekte ve bunlar da Türk firmaları için önemli potansiyel oluşturmaktadır. Yerel iştirakçilerin kendileri de alıcı konuma geçebilmektedir. Dahası, bu tarz fuarlar çevre ülkelerden de alıcı çekmekte, bölgesel fuar niteliğine ulaşmaktadır.
d) Fuarları katılımcı sayısı, toplam metre kare, fuar alanının yeri ve büyüklüğü, fuarların gerçekleşmesine elverişli olup olmadığı, ziyaretçi niteliği ve sayısı, kaçıncısının yapıldığı noktalarında test etmektedir.
Teorik olarak, katılımcı sayısının 250'den, toplam net stand alanının 5.000 metre kareden az olmaması; fuar alanının tanınan, ziyaretçi çeken konumda, fuar hizmetlerinin aksamasız gerçekleşmesine uygun olması; ziyaretçi niteliğinin profesyonel alıcı yoğunluğunda ve 20.000'in üzerinde olması; fuarın en az üçüncüsünün yapıldığı, oturmuş bir fuar olması gibi özellikler aramaktadır.
Bu rasyoları analiz ederek fuar seçimini yapmaktadır. Buna karşın bölgenin, Türk sanayicisi açısından önemi göz önüne alınarak, fuarcılık sektörünün bu bölgedeki gelişmişliğine bağlı olarak, oradaki en önemli / büyük fuarların seçilmesine rağmen, bu rasyoları tutturamayan fuarları da programına almıştır.
alıntı...
Bugün gerek yurt dışı gerekse yurt içi fuarcılık sektörüne baktığımızda Türk Fuarcılığı çocukluk dönemini yaşamaktadır. Teslim etmek gerekirse, ekonomik açıdan bizden daha gerideki ülkeler sektörümüz açısından bizden daha ileridedir. Bunun temel sebebi fuar denince uzun yıllar aklımıza İzmir Fuarı ya da kitap fuarlarının gelmesidir; diğer bir deyişle yeniyiz. Sektör içindeki rekabet şeklinin yanlışlığı, resmi düzenlemelerdeki eksiklikler, katılımcı bilincindeki eksiklikler ve bir de, bu da çok önemlidir, sektörlerin, dernek, vakıf, birlik gibi kurum ve kuruluşların politikalarındaki yetersizlikler, salon sorunları vb. mevcut sonucu doğuran sebepler olarak sıralanabilir.
Öte yandan, Türkiye'nin gerek yurt içi gerekse yurt dışı fuar sektörü bugün ciddi biçimde yabancı organizatörlerin eline geçme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Mevcut statükolar devam ettiği takdirde bu engellenemeyecektir. Serbest piyasa ekonomisi kendi kurallarıyla yürüyecek, şirketler nerede daha yüksek sonuçlar elde ediyorlarsa oraya yöneleceklerdir. Özellikle Alman ve İngiliz ekolleri dünya pazarlarında bu konuda yoğun bir rekabet içerisindedirler. Deyim yerindeyse bu rekabet kıran kırana sürmektedir Sektörün dünyadaki akışkanlığı içerisinde hareket ederek kendine yer açmaya çalışıyor. Bu konudaki en büyük güvencesi Türk sanayicisidir, onun sahip olduğu yüksek ihraç potansiyelidir.
Ekonomik krizin Türk fuarcılığını ciddi oranda etkilediği kanaatindeyiz. Birçok fuar firmasının kapanmak zorunda kaldığına, bir kısmının faaliyetsiz hale geldiğine, önemli bir bölümünün mevcut programlarını ciddi boyutlarda daraltma yoluna gittiklerine tanık oluyoruz. Üzücü bir durum, ancak serbest piyasa ekonomisi kendini bir tek yolla tamir eder o da krizdir. Ekonomik kriz sonuçları ağır da olsa bir düzenleyicidir. Şirketler kısa dönemli başarılarına değil orta ve uzun vadeli planlarına bakmalıdırlar. Kriz bize işlerimizi daha iyi yapmamız gerektiğini söylüyor.
Krizin bizi nasıl etkilediğine gelince, biz zaten kriz ortamında doğduk, bu ortam devam ediyor. O nedenle programımız, bazı yavaşlamalar olsa da, kendi çerçevesinde yürümektedir. Hızlı büyümeyi tercih etmiyoruz zaten, ama rutin ve tempolu büyümemiz sürüyor.
Yurt dışı fuarcılık anlayışını uluslar arası standartlara göre oluşturmaktadır. Bir fuar çalışması zaman, iş gücü ve mali açıdan yatırım / gider anlamına gelmektedir. Herhangi bir fuara bedava bile gidilse / yer alınsa bu ciddi harcamalar içerir. Bu nedenle doğru fuar seçimi çok önemlidir. Hiçbir fuar tamamen boş ve yararsız değildir. Ancak harcama, iş gücü, zaman ve parasal giderlerle elde edilecek yararlılık, maksimum verim sağlayabilecek bir bileşene sahip olmalıdır.
a)Karma fuarların sağlıklı olmadığını düşünmektedir. Dünyada profesyonel alıcıların karma fuarlara ilgisi düşüktür. Bu tür fuarlar daha çok meraklı kalabalıkların ilgisini çekmektedir. Bu fuarlarda katılımcılar meraklı izleyicilere tanıtım yapmaktan, kendi gerçek müşterileriyle ilgilenememe ya da onların ilgilenmemesi riski ile karşı karşıyadır. Bu nedenle profesyonel alıcıların takip ettiği, sektörlerin kendi konuları ile ilgili uzmanlık fuarlarını seçmektedir. Bugün dünyada artık fuarcılık, ana sektörlerin fuarları yanında alt sektör fuarlarına bölünmekte, daha spesifik hale gelerek büyümektedir.
b)Sadece Türk firmalarının katıldığı fuarların sağlıklı olmadığını düşünmektedir. İster karma ister ihtisas fuarları olsun tek ülke fuarları, özellikle de dünya ekonomisinde popüler bir sanayi değilseniz, gerçek alıcıların çok fazla ilgisini çekmemektedir. Tek ülke fuarlarının bir diğer sakıncası da, alıcılar karşısında sergileyici firmaların rekabetini yoğunlaştırmakta, müşteri kazanma uğruna fiyat kırma yarışı başlamakta, bunun sonucunda, sektör o ülkeye daha fazla mal satsa da, elde ettiği döviz miktarı düşmektedir. Bu reel anlamda, Pazar daralması demektir. Ayrıca bu fuarlara çoğunlukla, iştirakçi firmaların o ülkelerdeki müşterileri gelmekte, bu da durumu daha da ağırlaştırmaktadır.
c) Hem uluslar arası, hem de yerel boyutu olan fuarlar seçmektedir. Bu tarz fuarlar, gerçek alıcıları daha yoğun olarak çekmekle birlikte, gerek yabancı firmaların, gerekse yerli iştirakçilerin o ülkedeki müşteri ve diğer potansiyellerini fuara getirmekte ve bunlar da Türk firmaları için önemli potansiyel oluşturmaktadır. Yerel iştirakçilerin kendileri de alıcı konuma geçebilmektedir. Dahası, bu tarz fuarlar çevre ülkelerden de alıcı çekmekte, bölgesel fuar niteliğine ulaşmaktadır.
d) Fuarları katılımcı sayısı, toplam metre kare, fuar alanının yeri ve büyüklüğü, fuarların gerçekleşmesine elverişli olup olmadığı, ziyaretçi niteliği ve sayısı, kaçıncısının yapıldığı noktalarında test etmektedir.
Teorik olarak, katılımcı sayısının 250'den, toplam net stand alanının 5.000 metre kareden az olmaması; fuar alanının tanınan, ziyaretçi çeken konumda, fuar hizmetlerinin aksamasız gerçekleşmesine uygun olması; ziyaretçi niteliğinin profesyonel alıcı yoğunluğunda ve 20.000'in üzerinde olması; fuarın en az üçüncüsünün yapıldığı, oturmuş bir fuar olması gibi özellikler aramaktadır.
Bu rasyoları analiz ederek fuar seçimini yapmaktadır. Buna karşın bölgenin, Türk sanayicisi açısından önemi göz önüne alınarak, fuarcılık sektörünün bu bölgedeki gelişmişliğine bağlı olarak, oradaki en önemli / büyük fuarların seçilmesine rağmen, bu rasyoları tutturamayan fuarları da programına almıştır.
alıntı...