' Kontes..
Bayan Üye
Eriş Bilaloğlu, Bakan Akdağ'ın açıklamalarının, yarı zamanlı çalışan hekimleri tedirgin ettiğini belirtti, "Herhangi bir meslektaşımıza bu durumu nedeniyle bir işlem yapılırsa TTB de gerekli faaliyeti yürütür" dedi.
ntvmsnbc ve Ajanslar
ANKARA - Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaloğlu, Anayasa Mahkemesinin Tam Gün Yasasına ilişkin kararının ardından, ''Herhangi bir meslektaşımıza bu durumu nedeniyle bir işlem yapılırsa TTB de hukuksal olarak bunun sorumluluğunu alıp gerekli faaliyeti yürütecek'' dedi.
Bilaloğlu, TTB merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin ''Sağlık Bakanının açıklamasının ardından hukuki bir girişiminiz olacak mı?'' sorusu üzerine, Anayasa Mahkemesi kararıyla yarı zamanlı çalışanların pozisyonlarını sürdürmelerine engel bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.
Eriş Bilaloğlu, ''Yarı zamanlı çalışan hekimleri tedirgin eden Sağlık Bakanının yaptığı açıklamalardır. Herhangi bir meslektaşımıza bu durumu nedeniyle bir işlem yapılırsa TTB de hukuksal olarak bunun sorumluluğunu alıp gerekli faaliyeti yürütecek. Biz bir sıkıntı çıkmamasını arzu ediyoruz'' dedi. Türkiye'de 120 bin hekim olduğunu ifade eden Bilaloğlu, şöyle konuştu:
''Bize göre bu hekim sayısı yeterli. Sorun bu hekimlerin doğru bir hizmet sunum modeli ve hiyerarşisi üzerinden hizmet vermeye yönlendirilmemesidir. Hastalarımız birinci basamaktaki hekimlerin halledilebilir hastalıklarla üniversitelere ya da eğitim araştırma hastanelerine gidiyor. Dolayısıyla hem üniversiteler, hem de eğitim araştırma hastaneleri verimsiz kullanılıyor. 120 bin hekim içinde, Bakanın açıklamalarından anladığımız kadarıyla 4 bin 500 kadar hekimin muayenehanesi var. Toplam içinde bu kadar az yer tutan meseleyi tüm sistemi açıklamak üzere kullanabilir misiniz? '4 bin 500 hekimin yaptığı muayene nedeniyle bütün her şey olumsuz seyrediyor' deniliyor. Biz bunu kabul etmiyoruz.''
Öğretim üyelerinin diğer alanlarda halledilemeyen tıbbi sorunlarla ilgilenmesi gereken kişi olduğunu belirten Eriş Bilaloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Öğretim üyesi, hekim yetiştiren kişi olarak özlük hakları açısından makul bir donanımda olmalıdır. Öğretim üyeleri, diğer hekimlerin de hallettiği kompleks olmayan vakalara da bakmalıdır diyorsanız bizce çok verimsiz bir öğretim üyesi kullanıyorsunuz demektir. Öğretim üyelerinin işi, diğer meslektaşlarının da halledebileceği vakaları çözmek mi olmalıdır? Yoksa aldığı eğitim, ulaştığı birikim ve meslekteki tecrübe çerçevesinde kompleks vakalarla mı ilgilenmek olmalıdır? Biz üniversite öğretim üyelerinin tıbbi birikimlerine uygun sorunlarla uğraşmaları gerektiğini, bunla uğraşan öğretim üyelerinin de ona uygun özlük hakları donanımı olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sistem tezgah altı para dolanımını artırıyor.''
''HEKİMLER MUAYENEHANELERİNİ KAPATMAYA ZORLANAMAZ''
TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık da Anayasa Mahkemesinin kararının ardından, hiçbir hekimin muayenehanesini kapatmaya, iş yeri hekimliğini bırakmaya veya ikinci görevinden ayrılmaya zorlanamayacağını savundu.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, mahkeme kararını ısrarla yanlış yorumladığı ve kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini öne süren Tanık, şöyle dedi:
''Gerek Bakan tarafından medyada, gerekse Sağlık Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinin basın açıklamasında 'Anayasa Mahkemesinin kararına ve kanuna göre öğretim üyeleri dışında kamuda çalışan tüm doktorların muayenehane açması veya özel sağlık kuruluşlarında çalışması mümkün bulunmamaktadır. Bu uygulama 30 Temmuz 2010 tarihinden itibaren başlayacaktır' ifadesi vurgulanmıştır. Hatta kısmi zamanlı çalışmaya devam eden hekimlerin memurluktan atılacağı yönünde hukuk dışı ifadelere yer verilmiştir. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalarda belirtilen 30 Temmuz 2010 tarihinden itibaren kamuda çalışan hekimlerin 8 saatlik mesai sonrası iş yeri hekimliği yapmasını, özel bir sağlık kuruluşu veya hastanede ya da özel muayenehanesinde kısmi zamanlı çalışmasını yasaklayan düzenlemenin hangi kanun metninde yer aldığı ise iddia sahipleri tarafından açıklanamıyor.''
Tanık, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun da kamuda çalışan hekimler için yasaklama içermediğini belirtti.
Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, Bakan Recep Akdağ'ın, ''Neden bir üniversite öğretim üyesi, bir anabilim dalı başkanı, hem anabilim dalı başkanı olacak hem de 'muayenehanem olacak' der? Bunun sebebi çok açık. O ana bilim dalı başkanlığını muayenehanesi için bir şekilde kullanıyor da ondan'' sözleri için ''Şimdilik sadece kendisinin de politikaya girmeden önce Erzurum'da Atatürk Üniversitesinde öğretim üyesiyken aynı şekilde çalışıp çalışmadığını sormakla yetindiğimizi belirtiyoruz'' dedi.
ntvmsnbc ve Ajanslar
ANKARA - Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaloğlu, Anayasa Mahkemesinin Tam Gün Yasasına ilişkin kararının ardından, ''Herhangi bir meslektaşımıza bu durumu nedeniyle bir işlem yapılırsa TTB de hukuksal olarak bunun sorumluluğunu alıp gerekli faaliyeti yürütecek'' dedi.
Bilaloğlu, TTB merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin ''Sağlık Bakanının açıklamasının ardından hukuki bir girişiminiz olacak mı?'' sorusu üzerine, Anayasa Mahkemesi kararıyla yarı zamanlı çalışanların pozisyonlarını sürdürmelerine engel bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.
Eriş Bilaloğlu, ''Yarı zamanlı çalışan hekimleri tedirgin eden Sağlık Bakanının yaptığı açıklamalardır. Herhangi bir meslektaşımıza bu durumu nedeniyle bir işlem yapılırsa TTB de hukuksal olarak bunun sorumluluğunu alıp gerekli faaliyeti yürütecek. Biz bir sıkıntı çıkmamasını arzu ediyoruz'' dedi. Türkiye'de 120 bin hekim olduğunu ifade eden Bilaloğlu, şöyle konuştu:
''Bize göre bu hekim sayısı yeterli. Sorun bu hekimlerin doğru bir hizmet sunum modeli ve hiyerarşisi üzerinden hizmet vermeye yönlendirilmemesidir. Hastalarımız birinci basamaktaki hekimlerin halledilebilir hastalıklarla üniversitelere ya da eğitim araştırma hastanelerine gidiyor. Dolayısıyla hem üniversiteler, hem de eğitim araştırma hastaneleri verimsiz kullanılıyor. 120 bin hekim içinde, Bakanın açıklamalarından anladığımız kadarıyla 4 bin 500 kadar hekimin muayenehanesi var. Toplam içinde bu kadar az yer tutan meseleyi tüm sistemi açıklamak üzere kullanabilir misiniz? '4 bin 500 hekimin yaptığı muayene nedeniyle bütün her şey olumsuz seyrediyor' deniliyor. Biz bunu kabul etmiyoruz.''
Öğretim üyelerinin diğer alanlarda halledilemeyen tıbbi sorunlarla ilgilenmesi gereken kişi olduğunu belirten Eriş Bilaloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Öğretim üyesi, hekim yetiştiren kişi olarak özlük hakları açısından makul bir donanımda olmalıdır. Öğretim üyeleri, diğer hekimlerin de hallettiği kompleks olmayan vakalara da bakmalıdır diyorsanız bizce çok verimsiz bir öğretim üyesi kullanıyorsunuz demektir. Öğretim üyelerinin işi, diğer meslektaşlarının da halledebileceği vakaları çözmek mi olmalıdır? Yoksa aldığı eğitim, ulaştığı birikim ve meslekteki tecrübe çerçevesinde kompleks vakalarla mı ilgilenmek olmalıdır? Biz üniversite öğretim üyelerinin tıbbi birikimlerine uygun sorunlarla uğraşmaları gerektiğini, bunla uğraşan öğretim üyelerinin de ona uygun özlük hakları donanımı olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sistem tezgah altı para dolanımını artırıyor.''
''HEKİMLER MUAYENEHANELERİNİ KAPATMAYA ZORLANAMAZ''
TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık da Anayasa Mahkemesinin kararının ardından, hiçbir hekimin muayenehanesini kapatmaya, iş yeri hekimliğini bırakmaya veya ikinci görevinden ayrılmaya zorlanamayacağını savundu.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, mahkeme kararını ısrarla yanlış yorumladığı ve kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini öne süren Tanık, şöyle dedi:
''Gerek Bakan tarafından medyada, gerekse Sağlık Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinin basın açıklamasında 'Anayasa Mahkemesinin kararına ve kanuna göre öğretim üyeleri dışında kamuda çalışan tüm doktorların muayenehane açması veya özel sağlık kuruluşlarında çalışması mümkün bulunmamaktadır. Bu uygulama 30 Temmuz 2010 tarihinden itibaren başlayacaktır' ifadesi vurgulanmıştır. Hatta kısmi zamanlı çalışmaya devam eden hekimlerin memurluktan atılacağı yönünde hukuk dışı ifadelere yer verilmiştir. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalarda belirtilen 30 Temmuz 2010 tarihinden itibaren kamuda çalışan hekimlerin 8 saatlik mesai sonrası iş yeri hekimliği yapmasını, özel bir sağlık kuruluşu veya hastanede ya da özel muayenehanesinde kısmi zamanlı çalışmasını yasaklayan düzenlemenin hangi kanun metninde yer aldığı ise iddia sahipleri tarafından açıklanamıyor.''
Tanık, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun da kamuda çalışan hekimler için yasaklama içermediğini belirtti.
Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, Bakan Recep Akdağ'ın, ''Neden bir üniversite öğretim üyesi, bir anabilim dalı başkanı, hem anabilim dalı başkanı olacak hem de 'muayenehanem olacak' der? Bunun sebebi çok açık. O ana bilim dalı başkanlığını muayenehanesi için bir şekilde kullanıyor da ondan'' sözleri için ''Şimdilik sadece kendisinin de politikaya girmeden önce Erzurum'da Atatürk Üniversitesinde öğretim üyesiyken aynı şekilde çalışıp çalışmadığını sormakla yetindiğimizi belirtiyoruz'' dedi.