Transilvanya

ashli

Bayan Üye
Transilvanyadan_bir_manzara.jpg


1888 yılında yayımlanan kitabı The Land Beyond the Forest (Ormanın Ötesinde) ile Transilvanya’nın tüm dünyaya duyurulmasının tohumlarını atan Emily Gerard, 1897 yılında Bram Stoker’ın yazacağı ve dünya üzerinde pek çok okur ile buluşacak olan korku romanı Dracula’nın ilham perisi olmuştur.

Transilvanyadan_bir_man2.jpg


Dracula kitabı ve ardından çekilecek olan Gary Oldman, Keanu Reeves, Anthony Hopkins ve Winona Ryder’ın rol aldığı 1992 yapımı filmi ile Transilvanya; vampirleri, karanlık, kasvetli atmosferi, şatalorı ile ünlü bir bölge olarak karşımıza çıkmıştır. 2006 yılında ise yönetmenliğini Tony Gatlif’in yaptığı ve Duvara Karşı filminden tanıdığımız ödüllü oyuncu Birol Ünel’in de filmdeki esrarengiz adam rolünü üstlendiği Translyvania filmi ile kendisini yeniden hatırlatmıştır bizlere.

Timisoara.jpg


Belki kıyısında köşesinde Dracula’ya rastlamak ya da belki Paulo Coelho’nun Portobello Cadısı romanının baş kişisi Transilvanyalı Sherine Khalil ile karşılaşmak umudu ile işte bu kasvetli bölgeye çeviriyoruz rotamızı.

Maramuresten_bir_manzara.jpg


Transilvanya Bölgesi, Romanya’nın kuzeybatı ucunda yer alır. Doğusunda ve güneyinde Karpat Dağları ile çevrili olan bölge, tarihi alanları ile dikkatleri çeker. Transilvanya ve ona bağlı olan tarihi bölgeler Krişana, Maramureş ve Banat her yıl dünya çapında pek çok turistin keşfe çıktığı destinasyonlardır.

M.Ö. 82 ve M.S. 106 yıllarında Daçya Krallığı’nın bir parçası idi Transilvanya. Ardından Roma İmparatorluğu, Vizigotlar, Hunlar, Gepidler ve Avarlar bölgeyi işgal etmişlerdir. Bu dönemlerde Daçyalıların dağlara göç etmesiyle Daçya-Rumen nüfusu ortaya çıkmıştır. 9. yüzyıl itibari ile Macarların, Hasburgluların ve Türklerin işgallerine uğrayan bölge; 1566 yılında Hasburglular ve Türkler arasında ikiye bölünür. Bu tarihten 1945 yılında bölgenin Romanya’ya verilmesine kadar bölge üzerinde Macarlar, Avusturyalılar, Hasburglular ve Türkler hâkim olmuşlardır. 1947 Paris Barış Konferansı sonrasında ise bölgenin Romanya’ya aidiyedi resmen kabul edilmiştir.

Densus_Kilisesi.jpg


Pek çok büyük krallık ve imparatorluğun işgaline uğramış ve hâkimiyetinde kalmış Transilvanya, böylece tam bir tarih beşiği hâline gelmiştir. Kitaplar ve filmlerle ününe ün katan bu bölge aynı zamanda dağlık arazisi sayesinde ziyaretçilerine enfes manzaralar sunar. Kitapların ve filmlerin gotik tasvirlerinin aksine Karpat Dağları’nın büyüsü ile bezenmiş arazileri ile Transilvanya, korkutuculuktan çok uzaktadır.

Banattan_bir_gorunum.jpg


Dracula’nın Kalesi olarak da bilinen Bran Kalesi, kitabın hayranlarından olsun olmasın, herkesin büyük ilgisini toplamaktadır.

Avusturya, Macaristan ve özellikle Habsburg kültürlerinin bir yansıması olan tarihi bölge Crişina, Habsburg mimarisini yansıtır. Buna ek olarak dağ ve dağ sporları ile ünlü Crişina’da tatilciler; kültür, doğa ve sporu bir araya getirmiş olurlar. Burada bulunan ve tarihi 12. yüzyıla kadar dayanan Arad şehri, baroktan neoklasiğe tipik Avrupa mimarisini yansıtan kilise ve katedrallere sahip canlı bir müzedir. Burada aynı zamanda bir Türk Kalesi de bulunur. Batı Romanya tarafının en doyulmaz manzaralara sahip olanı olarak tanımlayabileceğimiz Oradea ise adeta bir Avrupa kültürü bekçisidir.

Günümüzde bir kısmının Macarların, bir kısmının Sırpların ve Doğu kısmının Romanya’nın elinde olduğu Banat tarihi bölgesi de tıpkı Crişina ve Maramureş gibi uzun ve çok uluslu tarihinin bir yansıması olarak pek çok folklorik ögeleri ve antik mimarisi ile dikkatleri çeker.

Hunedoara Bölgesi’nde Densuş köyünde bulunan Densuş Kilisesi (St Nicholas Kilisesi olarak da bilinir), Romanya’nın ayakta kalmış en eski kiliselerindendir. Yedinci yüzyılda inşa edilen ve ilk olarak hangi amaçla kullanıldığı tam olarak bilinemeyen bu kilise, günümüze kadar pek çok kere restorasyona uğramış ve bu günlere kadar gelebilmiştir. Büyük çoğunluğu, bölgede bulunan nehir taşları ile inşa edilmiş bu kilise 30 m uzunluğu, 8 m genişliği ve 18 m yüksekliği; kulesi, çatı bölümü ve Hz. İsa ile ilgili enstanteneleri içeren iç dekorasyonu ile Avrupa geçmişinin en önemli temsilcileri arasında yer alır.

Mağaraları, tepeleri, yaylaları, mimarisi ile dikkatleri çeken küçük köyleri, kırsal güzelliği ile Apuseni Dağları, dağcılık ve doğa tutkunlarının vazgeçilmez rotalarından biridir. Avrupa’nın en güzel mağara örneklerinden biri olan Peştera Urşilor, muhteşem manzaralara sahiptir: mağarada bulunan sarkıt, dikit ve sütunlar inanılmazdır. Mağarada bir zamanlar ayıların yaşadığı ve bir taşın gelip mağara ağzını kapatınca depresyona giren ayıların birbirlerini öldürdükleri düşünülmektedir. Ayı fosillerinin bulunduğu mağara aynı zamanda Ayılar Mağarası adı ile de anılmaktadır.

Çoğunlukla Dracula ile tanınan Transilvanya, aslında sadece Dracula ile sınırlı olmayan ve her dünya gezgininin gidip görüp keşfedip yaşaması gereken bir kültür, tarih, sanat ve doğa cennetidir.

 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst