Geçtiğimiz yıl çıkan ve Total War tutkunlarının uzun süreli isteklerine oldukça güzel yanıtlar veren Shogun 2: Total War’ın yeni bir ek paketi olarak çıkmaya hazırlanan Fall of the Samurai, adından da anlaşılacağı gibi bir çağın sonunu sizlere sunuyor.
Fall of the Samurai her ne kadar Shogun 2 başlığı altında çıksa da kendisine yeni bir oyun gözü ile bakabiliriz. Nitekim bizlere ulaşan Steam Preview versiyonunun bile 22 GB’lık bir boyuta sahip olduğunu düşünürseniz bu pek de yanlış olmaz. Öte yandan FotS’nin bir güzel noktası ve bu fikrimizi destekleyen yanı da tek başına oynanabiliyor olması. FotS’yi oynamak için Shogun 2: Total War oyunun kendisine ihityacınız olmayacak.
Oyunu yükleyip açtığınızda herşey Shogun 2’nin başlangıcı gibi, hatta ilk giriş videosu bile aynı. Ana menüden yeni senaryo bölümünü seçtiğinizde ise buradan ana oyun, Rise of the Samurai ve Fall of the Samurai ek paketlerine ulaşabiliyor ve elinizde olanları oynayabiliyorsunuz. Dediğim gibi eğer diğer iki oyuna sahip değilseniz FotS’yi yüklediğinizde sadece o aktif olarak gözükecek.
Peki yeni ek pakette neler var? Klasik bir ek paket özelliklerinin yanında çok da fazla birşey getirmiyor. Tahmin edebileceğiniz gibi teknik ve mekanik anlamda bir farkı yok, ama grafiklerin aynı güzellikte, savaş mekaniklerinin de aynı akıcılık ve sağlamlıkta olduğunu söyleyebiliriz.
Öte yandan yeni ek paketimiz ile birlikte oyuna 6 yeni klan katılıyor. Bunları iki fraksiyon olarak görebiliriz. İlk oyundan bu yana geçen zamanı hesaba kattığımızda artık bir imparatorluğa doğru ilerleyen Japonya ve onun, Batı’nın kölesi olmasını reddeden Shogun’lar olarak gruplaşmalar devam ediyor. Shogun klanları içinde; Aizu, Nagaoka, Jozai bulunurken İmparatorluk tarafında Choshu, Satsuma, Tosa klanları yer alıyor. Savaşçıları kıyafetlerinden de hangi kalnın İmparatorluk taraftarı hangisinin Shogun taraftarı olduğunu anlamak da elbette mümkün.
Öte yandan oyuna sadece yeni klanlar değil yeni uluslar da geliyor. Dünyaya mantar gibi yayılan Avrupalılar kısa zamanda Uzak Doğu’nun en uzağı Japonya’ya da ulaşıyorlar. Amerikalı, Fransız ve İngiliz birimlerini de oyun içinde görüp kullanma şansına sahibiz. Elbette bu arkadaşların etkileri sadece birimleri ile olmuyor aynı zamanda yeni teknolojilerle de bizleri destekliyor veya karşı taraflarındaysak silip süpürüyor. Tarih bilgim beni yanıltmıyorsa Japonya’nın barut ile tanışması Portekizliler ile başladı diye hatırlıyorum ancak oyunda onları göremiyoruz. Elbette yanılıyor olabilirm.
Fall of the Samurai, tarihe mal olmuş Boshin Savaşı döneminde gelişen olaylara dayanarak hazırlanmış. 1864’te başlayan yeni senaryomuzda özellikle döneme damgasını vuran şey Batı etkisi. Japonya bu etki ve yeniliklerle modernize olup sanayileşme adımlarını atarken değişen sosyal durum milliyetçiliği daha da körüklüyor ve –kendilerine göre haklı nedenlerle- Batı’yı istemeyen Shogunate yandaşlarına karşı olan anitpatiyi de güçlendiriyor.
Birlik ve teknoloji olarak Batı simgelerini taşıyan oyunda haritamız da genişlemeye devam ediyor. Bu yeni paket ile birlikte haritaya Ezo adası da eklenerek haritamız kuzeye doğru daha da büyüyor. Öte yandan çağın getirdiği yenilikler ve değişimlere dayanarak şehirler ve kasabalar da kendilerine çeki düzen veriyorlar. Sanayileşmenin başladığı yerlerde buharların yükseldiğini görebiliyorsunuz. Bunlardan en önemlisi ise ulaşım için artık etrafta yayılan demiryolları. Bu da oyunun çehresini bir hayli değiştiriyor.
Oyunda kendi demiryolu ağınızı kurarak orduları ve ajanları daha hızlı ilerletebiliyorsunuz. Öte yandan karşı taraf olarak bu yolları sabote edebiliyor veya istasyonları ordunuz ile elinizde tutup demir yolunun o kısmını kontrol edebiliyorsunuz.
Dedik ya oyundaki en büyük değişim Batı’nın etkisi ile gelen yenilikler; sanayi alanında ilk adımların atılması yanında Batı’nın en gözde hediyesi olan silahlar da yine oyunumuza dahil oluyor. Ağır makinelı tüfeklerin atası olan Gatling gun veya Armstrong silahı gibi pek çok menzilli silahlar oldukça etkileyici bir değişim yaratıyor doğrusu. Özellikle Gatling Gun’ı savaş haritasında isterseniz kuş bakışı olarak isterseniz birinci şahıs bakışından kullanabilmek oldukça güzel düşünülmüş bir özellik. Bu şekilde bu ölüm makinesini kontrolünüze alıp düşmanlarınıza dehşet saçabiliyorsunuz.
Kara savaşlarında olduğu gibi deniz savaşlarında da Batı’nın etkisini görebiliyoruz. Donanma alanında yaşadığınız gelişmeler ile yeni donanma birimleri, buhar gücü ile çalışan savaş gemileri, zırhları güçlendirilmiş araçlar ve toplar da bu ulusal savaşın çehresini değiştirmekte büyük rol oynuyor. Yine burada da gemilerdeki topları tıpkı Gatling gun’da olduğu gibi kontrol edebiliyorsunuz.
Birliklerden bashetmişken ordunun yanında tek tabanca takılan ajanlarımıza da Foreign Veteran, Ishin Shishi ve Shinshengumi adlı üç ajanımız daha katılıyor. Ishin Shishi, imparatorluk tarafında harita boyunca kendi tarafının gücünü arttırmak için elinden geleni yaparken Shinshengumi de bunları Shogunate tarafında gerçekleştiriyor, lakin Foreign Veteran isimli Batılı ajanlar yeniliğin göz bebeği. Eğer bir orduya dahil olarak yollarına devam ederlerse ordunun üretim hızını arttırıyorlar ve hatta savaş alanında düşman generalini bire bir düelloya bile davet edebiliyorlar. Öte yandan eski ajanlarımızın da yetenek ağaçlarına yenilikler geliyor.
Skirmish alanında ise 40 vs. 40’a kadar artan savaş kapasitesi ise oynanına yep yeni bir his getiriyor. Dolayısı ile artık bırakın ana ordunuzu, yedeklere ayırdığınız birlikler bile apayrı bir ordu oluşturuyor. Kanatlardan artık birlikler değil resmen diğer ordunuz saldırıyor.
Ana hatları değişmeyen fakat bariz bir şekilde “üstüne daha güzel birşeyler” giyen yeni bir Shogun ile karşı karşıyayız. Artık tavırları, size yaklaşım biçimi ve size sundukları daha zengin bir Shogun. Artık ana haritaya baktığınızda orijinal oyundaki gibi sadece ağaçlar, karaya vuran dalgar ve mevsimine göre değişen doğal manzaralarla karşılaşmıyorsunuz sadece. Artık etrafta telgraf hatları var, demir yolları bir ağ gibi büyüyor, şehrilerden sanayinin temsilcisi dumanlar yükseliyor ve artık savaşlarda patlamalar yaşanıyor. Delikli demirler cesaretten daha büyük rol oynuyor.
Gerçek anlamda Shogun 2’ye büyük yenilik getiren bir ek paket, hatta kendi başına bir oyunla karşı karşıya kalacağız gibi gözüküyor. Mart ayında daha detaylı bir hikaye ile karşınıza çıkmak üzere şimdilik hepinize iyi oyunlar.
Fall of the Samurai her ne kadar Shogun 2 başlığı altında çıksa da kendisine yeni bir oyun gözü ile bakabiliriz. Nitekim bizlere ulaşan Steam Preview versiyonunun bile 22 GB’lık bir boyuta sahip olduğunu düşünürseniz bu pek de yanlış olmaz. Öte yandan FotS’nin bir güzel noktası ve bu fikrimizi destekleyen yanı da tek başına oynanabiliyor olması. FotS’yi oynamak için Shogun 2: Total War oyunun kendisine ihityacınız olmayacak.
Oyunu yükleyip açtığınızda herşey Shogun 2’nin başlangıcı gibi, hatta ilk giriş videosu bile aynı. Ana menüden yeni senaryo bölümünü seçtiğinizde ise buradan ana oyun, Rise of the Samurai ve Fall of the Samurai ek paketlerine ulaşabiliyor ve elinizde olanları oynayabiliyorsunuz. Dediğim gibi eğer diğer iki oyuna sahip değilseniz FotS’yi yüklediğinizde sadece o aktif olarak gözükecek.
Peki yeni ek pakette neler var? Klasik bir ek paket özelliklerinin yanında çok da fazla birşey getirmiyor. Tahmin edebileceğiniz gibi teknik ve mekanik anlamda bir farkı yok, ama grafiklerin aynı güzellikte, savaş mekaniklerinin de aynı akıcılık ve sağlamlıkta olduğunu söyleyebiliriz.
Öte yandan yeni ek paketimiz ile birlikte oyuna 6 yeni klan katılıyor. Bunları iki fraksiyon olarak görebiliriz. İlk oyundan bu yana geçen zamanı hesaba kattığımızda artık bir imparatorluğa doğru ilerleyen Japonya ve onun, Batı’nın kölesi olmasını reddeden Shogun’lar olarak gruplaşmalar devam ediyor. Shogun klanları içinde; Aizu, Nagaoka, Jozai bulunurken İmparatorluk tarafında Choshu, Satsuma, Tosa klanları yer alıyor. Savaşçıları kıyafetlerinden de hangi kalnın İmparatorluk taraftarı hangisinin Shogun taraftarı olduğunu anlamak da elbette mümkün.
Öte yandan oyuna sadece yeni klanlar değil yeni uluslar da geliyor. Dünyaya mantar gibi yayılan Avrupalılar kısa zamanda Uzak Doğu’nun en uzağı Japonya’ya da ulaşıyorlar. Amerikalı, Fransız ve İngiliz birimlerini de oyun içinde görüp kullanma şansına sahibiz. Elbette bu arkadaşların etkileri sadece birimleri ile olmuyor aynı zamanda yeni teknolojilerle de bizleri destekliyor veya karşı taraflarındaysak silip süpürüyor. Tarih bilgim beni yanıltmıyorsa Japonya’nın barut ile tanışması Portekizliler ile başladı diye hatırlıyorum ancak oyunda onları göremiyoruz. Elbette yanılıyor olabilirm.
Fall of the Samurai, tarihe mal olmuş Boshin Savaşı döneminde gelişen olaylara dayanarak hazırlanmış. 1864’te başlayan yeni senaryomuzda özellikle döneme damgasını vuran şey Batı etkisi. Japonya bu etki ve yeniliklerle modernize olup sanayileşme adımlarını atarken değişen sosyal durum milliyetçiliği daha da körüklüyor ve –kendilerine göre haklı nedenlerle- Batı’yı istemeyen Shogunate yandaşlarına karşı olan anitpatiyi de güçlendiriyor.
Birlik ve teknoloji olarak Batı simgelerini taşıyan oyunda haritamız da genişlemeye devam ediyor. Bu yeni paket ile birlikte haritaya Ezo adası da eklenerek haritamız kuzeye doğru daha da büyüyor. Öte yandan çağın getirdiği yenilikler ve değişimlere dayanarak şehirler ve kasabalar da kendilerine çeki düzen veriyorlar. Sanayileşmenin başladığı yerlerde buharların yükseldiğini görebiliyorsunuz. Bunlardan en önemlisi ise ulaşım için artık etrafta yayılan demiryolları. Bu da oyunun çehresini bir hayli değiştiriyor.
Oyunda kendi demiryolu ağınızı kurarak orduları ve ajanları daha hızlı ilerletebiliyorsunuz. Öte yandan karşı taraf olarak bu yolları sabote edebiliyor veya istasyonları ordunuz ile elinizde tutup demir yolunun o kısmını kontrol edebiliyorsunuz.
Dedik ya oyundaki en büyük değişim Batı’nın etkisi ile gelen yenilikler; sanayi alanında ilk adımların atılması yanında Batı’nın en gözde hediyesi olan silahlar da yine oyunumuza dahil oluyor. Ağır makinelı tüfeklerin atası olan Gatling gun veya Armstrong silahı gibi pek çok menzilli silahlar oldukça etkileyici bir değişim yaratıyor doğrusu. Özellikle Gatling Gun’ı savaş haritasında isterseniz kuş bakışı olarak isterseniz birinci şahıs bakışından kullanabilmek oldukça güzel düşünülmüş bir özellik. Bu şekilde bu ölüm makinesini kontrolünüze alıp düşmanlarınıza dehşet saçabiliyorsunuz.
Kara savaşlarında olduğu gibi deniz savaşlarında da Batı’nın etkisini görebiliyoruz. Donanma alanında yaşadığınız gelişmeler ile yeni donanma birimleri, buhar gücü ile çalışan savaş gemileri, zırhları güçlendirilmiş araçlar ve toplar da bu ulusal savaşın çehresini değiştirmekte büyük rol oynuyor. Yine burada da gemilerdeki topları tıpkı Gatling gun’da olduğu gibi kontrol edebiliyorsunuz.
Birliklerden bashetmişken ordunun yanında tek tabanca takılan ajanlarımıza da Foreign Veteran, Ishin Shishi ve Shinshengumi adlı üç ajanımız daha katılıyor. Ishin Shishi, imparatorluk tarafında harita boyunca kendi tarafının gücünü arttırmak için elinden geleni yaparken Shinshengumi de bunları Shogunate tarafında gerçekleştiriyor, lakin Foreign Veteran isimli Batılı ajanlar yeniliğin göz bebeği. Eğer bir orduya dahil olarak yollarına devam ederlerse ordunun üretim hızını arttırıyorlar ve hatta savaş alanında düşman generalini bire bir düelloya bile davet edebiliyorlar. Öte yandan eski ajanlarımızın da yetenek ağaçlarına yenilikler geliyor.
Skirmish alanında ise 40 vs. 40’a kadar artan savaş kapasitesi ise oynanına yep yeni bir his getiriyor. Dolayısı ile artık bırakın ana ordunuzu, yedeklere ayırdığınız birlikler bile apayrı bir ordu oluşturuyor. Kanatlardan artık birlikler değil resmen diğer ordunuz saldırıyor.
Ana hatları değişmeyen fakat bariz bir şekilde “üstüne daha güzel birşeyler” giyen yeni bir Shogun ile karşı karşıyayız. Artık tavırları, size yaklaşım biçimi ve size sundukları daha zengin bir Shogun. Artık ana haritaya baktığınızda orijinal oyundaki gibi sadece ağaçlar, karaya vuran dalgar ve mevsimine göre değişen doğal manzaralarla karşılaşmıyorsunuz sadece. Artık etrafta telgraf hatları var, demir yolları bir ağ gibi büyüyor, şehrilerden sanayinin temsilcisi dumanlar yükseliyor ve artık savaşlarda patlamalar yaşanıyor. Delikli demirler cesaretten daha büyük rol oynuyor.
Gerçek anlamda Shogun 2’ye büyük yenilik getiren bir ek paket, hatta kendi başına bir oyunla karşı karşıya kalacağız gibi gözüküyor. Mart ayında daha detaylı bir hikaye ile karşınıza çıkmak üzere şimdilik hepinize iyi oyunlar.