Toronto’da 'İstanbul' konuşuldu

LoKuMuM<3

Bayan Üye
552609_detay.jpg


Toronto Film Festivali kapsamında bu yıl özel bir ‘Şehirden Şehire: İstanbul’ bölümü düzenleniyor bildiğiniz gibi. Bu durumun ışığında da dün (16 eylül) akşam (daha doğrusu Türkiye saatiyle sabaha karşı ikide) bir bilgilendirici panel, izleyicilerle buluştu. Konuşmacı olarak yönetmenlerimiz Reha Erdem, Pelin Esmer ve Seren Yüce ile sinema eleştirmeni Yeşim Tabak’ın Türkiye’yi temsil ettiği bu etkinlikte, Kanada’da çalışan Amerikalı akademisyen Richard Florida da hazır bulundu. Genelde İstanbul’un kentleşme sürecindeki açmazlar ele alınırken, sinemanın bunu ne kadar değişik bir şekle soktuğu da masaya yatırıldı.

Organizasyonda özellikle Reha Erdem’in konusuna hakim tavrı dikkat çekerken, yönetmenin 90’lar ekolünün ne kadar yenilikçi bir yüzü olduğu bir kez daha açığa çıktı. Öyle ki “Hayat Var”daki (2008) masalsı lağım portresinden “A Ay”daki (1996) tarihi yapının korkutuculuğuna uzanan son derece ilginç portrelemeler çıkarttı yönetmen şu zamana dek.

Reha Erdem’in tecrübesi ortaya çıktı

Zaten bunu da ‘İnsanı anlatmak istiyorum ben. Genelde günümüz toplumunda ve sinemasında bu bakışın olmaması beni üzüyor’ diyerek özetliyor bu görüşünü. Geçtiğimiz hafta Venedik Film Festivali’nden “Çoğunluk” (2010) filmiyle Genç Aslan ödülüyle dönen Seren Yüce’nin genel bakışı, Pelin Esmer’in ise oturmamış görüşleri, onların ‘sinemada henüz yol alması gereken genç yönetmenler’ olduklarını açığa çıkardı adeta…

Kanımca da TÜRSAK’ın katkısıyla düzenlenen 15 filmlik Türk filmi seçkisi ve bu panel daha çok Torontolu izleyicileri ilgilendiren bir yapıya sokulmuş. Bunun yanında Kanada ile Türkiye veya Toronto ile İstanbul’u buluşturma açısından da bir ‘merkez noktası’ olarak öne çıktı daha çok. Zaten paneli idare eden festivalin yardımcı yönetmeni Cameron Bailey de bu fark üzerine gitmeye çalıştı.

Türkiye’nin bir mikroportresi olarak İstanbul

Ancak bizim açımızdan genel geçer sonuçlar çıktı. Kanımca yabancı uyruklu organizatör ve sinema eleştirmeni arkadaşlarımla da konuşunca ‘Türkiye’nin ne farklı yönleri var. Hepsinin arası da uçurum. Nasıl olabiliyor bu?’ sorunsalının bir mikroportresi İstanbul.

Bu sebeple kenar mahallelerde geçen “40” (2009), “Bahtı Kara” (2010) gibi eserlerin yanında “Uzak” (2002) gibi daha zengin semti merkez alan yapıtların da öne çıkması önemli bu seçkide. Fazlasıyla da o amaçlanmış ‘şehir’ meselesinin üzerine giderek…

Toronto, İstanbul’a göre küreselleşmesini daha iyi tamamlamış bir şehir

Panelde bu açılımın devamında tartışılan ana konu ise bir hayli dikkat çekici sosyolojik bir meseleye açıldı. Öyle ki Kanadalı halk ve bilirkişiler İstanbul’u değişimini tamamlamamış bir global metropol olarak görüyorlar.

Bunun da sebebi içinde yaşadıkları Toronto’nun bu açıdan her türlü yapısını sağlam oturttuğu için ayaklarını sağlam basan bir şehir olması. Bu açıdan bakınca yabancıların ilgisini çekiyor İstanbul. Zaten esasen ‘İstanbul – A Conversation’ (İstanbul: Bir Konuşma) paneli bu sebeple yararlı oldu ve sinemamızı ve ülkemizi dünyaya tanıttı.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst