topal sevda

_zeynep_

Bayan Üye
TOPAL SEVDA

Dün sahilde karşılaştık.
Bir an gözüm ısırdı,
Sonra birden tanıdım.
Düşmemek için zor tuttum kendimi
Bacaklarım titredi,
Bir ağaca yaslandım.

Yırtılan bir mektup gibi,
Sisli hatıraların gerisinden bakıyordu.
Eski bir sevdanın
Durulmamış nehirleri,
Çırpınarak yüreğime akıyordu.

Hatırladığım,
Bir sonbahar günüydü,
Karşımızdaki yeni eve taşındılar.
Bütün gün bakışıp duruyorduk.
Gözleri
Gözleri sanki birer kurşundular!

O zamanlar ben,
Zıpkın gibi bir çocuktum,
Liseye yeni başlamıştım.
Onun, saçlarını geriye savurup
Çapkınca gülümsemesinden hoşlanmıştım.

Ne zaman cama çıksam, karşı balkonda
Itırlı bir çiçek gibi tütüyordu
Ne zaman buluşalım, desem,
Olmaz, diyordu.
Mektuplaşmak ona yetiyordu.

Bir Temmuz akşamıydı,
Unutmam
Yazlık sinema daha yeni dağılmıştı,
Bahçe kapısında sıkıştırıp öpmüştüm,
İçeri kaçıp saatlerce ağlamıştı.

Sonraları çok konuştuk, gezdik.
Bazen ağlaşıp bazen de gülüştük.
Çılgın gibiydik,
her fırsatta buluştuk.
Uluorta öpüştük, herkesin diline düştük.

Ailesi baş edemedi,
Mersin’deki halasına gönderdi.
Hiç arayıp sormadım.
Ben o sıralar eylemci oldum;
Mahalleden ayrılıp
Yıllarca eve de uğramadım.

Dünyam değişmişti artık
Memleketin gidişatını
Hiç mi hiç beğenmiyordum.
Forumlara, yürüyüşlere katılıyor,
Durmadan şiir okuyup,
Ajitasyon çekiyordum.

Ah o gençlik rüzgârı, ah
Ezilen insanları, tek başıma
Kurtaracağımı sandım
Anarşik bir eylem sırasında,
Seken kurşunlarla
Bacağımdan yaralandım.

Ameliyatın ardından
Yıllarca yattım içerde
Dosyam bir hayli kabarmıştı.
Beni, o nemli koğuşlarda,
Vefakâr anamdan başka
Hiç kimse aramamıştı

İçerden çıkınca, onu sordum,
Bir astsubayla evlenip buradan gitmişti.
Oysa, kibrit ağusuyla
Koluma dağladığım ismi,
Hala silinmemişti

Hayat devam ediyordu
İçkiye vurmuştum,
Unutmayı deniyordum.
Pencerenin önünde,
Kuruyan bir çiçek gibi
Günden güne tükeniyordum

Anam çökmüştü artık,
Ölmeden mürüvvet istiyordu
Bazen oturup dertleşirdik.
Kimsesiz bir kadın varmış, körmüş,
Olur, demiş.
Ben de fazla uzatmadım, evlendik.

Geçmişe ait ne varsa,
Mektuptu, resimdi;
Bir-bir ayırıp yaktım ateşte.
Nasıl gittiğini sorarsanız,
Ne bileyim,
Kör-topal gidiyor işte

Ne var ki, o hırçın saçları
Hep yüzüme savruluyor,
Balkona her baktığımda.
Pişmanlık, bir eski yara gibi
Hala kımıldayıp duruyor
Onu hatırladığımda.

Biliyorum, onunla olsaydım
Böyle kavga edip durmazdım yüreğimle.
Biliyorum, bu sevdayı ben yıktım,
Ben öldürdüm
Bu hoyrat ellerimle!

Dün, sahilde karşılaştık.
Bir an boş bulundum,
Sendeler gibi oldum.
Öyle bir baktı ki,
Ben o gözlerde
Bir ömrün bütün acılarını buldum

Bir şeyler söylemek ister gibiydi.
Başını eğip gitti, çocuklarının yanına
Nedendir bilmiyorum, fakat
Girmek istemedi sanki,
Kocasının koluna

Ardından koşup durduramadım,
Ona soramadım.
Öylece donakaldım
Çünkü o anarşik eylemden beri
Ben artık
Değnekli bir topaldım!

Yusuf HAYALOĞLU

 
2004122619267913814rsltrs2.jpg


ufacık bir kagıda ve ucu kırık kalemime esir düştüm yine....
her vedanda olduğu gibi simdi bir tek onlar benimle....
kolay olurdu önceleri ; sana olan kırgınlığımı,
kırık kalemimle ufacık kağıtlara uzun uzun cümlelerle anlatmak...
sanırım değişen birşeyler var şimdi...
elim gitmiyor kalemime...
gitmek için cabaladığındaysa kalemim ondan kacıyor...
ben seni yazdım mı yani ?
ugruna bir hayat adadığım seni ;
ufacık kağıt parcalarına sığdırabildim mi...
ha gayret! yazılmalı birkaçyüz satır daha...
sen birkaç veda daha etmelisin bana..
ve ben o vedalardan sonra seni yazmalıyım yine...
ucu kırık kalemimle o yırtık kağıt parcalarına....
ne yani simdi ben yazdım mı seni
cok mu ağır geldi bu son vedan...
yada tüm vedalarının bir eserimiydi bu.....
en azından ’GEL’ yazmalıyım;tüm diger parcaların sonuna eklediğim gibi....
geri döndürürdü her seferinde o ’GEL’ ler seni....
yada ben öyle kandırdım kendimi....
hayaline yenik düştü kapandı biraz gözlerim....
actığımda bir cüle yazabildiğimi farketti yorgun yüreğim....
ÜZGÜNÜM;BEN SENİ COKTAN YAZDIM VE COKTAN KOYDUM NOKTANI SEVDİĞİM......
 
2004122619267913814rsltrs2.jpg


ufacık bir kagıda ve ucu kırık kalemime esir düştüm yine....
her vedanda olduğu gibi simdi bir tek onlar benimle....
kolay olurdu önceleri ; sana olan kırgınlığımı,
kırık kalemimle ufacık kağıtlara uzun uzun cümlelerle anlatmak...
sanırım değişen birşeyler var şimdi...
elim gitmiyor kalemime...
gitmek için cabaladığındaysa kalemim ondan kacıyor...
ben seni yazdım mı yani ?
ugruna bir hayat adadığım seni ;
ufacık kağıt parcalarına sığdırabildim mi...
ha gayret! yazılmalı birkaçyüz satır daha...
sen birkaç veda daha etmelisin bana..
ve ben o vedalardan sonra seni yazmalıyım yine...
ucu kırık kalemimle o yırtık kağıt parcalarına....
ne yani simdi ben yazdım mı seni
cok mu ağır geldi bu son vedan...
yada tüm vedalarının bir eserimiydi bu.....
en azından ’GEL’ yazmalıyım;tüm diger parcaların sonuna eklediğim gibi....
geri döndürürdü her seferinde o ’GEL’ ler seni....
yada ben öyle kandırdım kendimi....
hayaline yenik düştü kapandı biraz gözlerim....
actığımda bir cüle yazabildiğimi farketti yorgun yüreğim....
ÜZGÜNÜM;BEN SENİ COKTAN YAZDIM VE COKTAN KOYDUM NOKTANI SEVDİĞİM......


paylaşımın için saol:D
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst