meridyen2
Kayıtlı Üye
Tolga ile Dedesi
Tolga okuldan dönmüş, ödevlerini bitirmiş akşam yemeği için hazırlık yapan annesini seyrediyordu. Akşam yemeğine anneannesiyle dedesi geleceklerdi. Tolga dedesiyle sohbet etmeyi çok seviyordu. Sorduğu sorulara cevap verirken dedesi ona hep Allahı hatırlatıyordu. Bu da Tolganın şevk ve heyecanını daha da arttırıyordu.
Yemekte Tolga, dedesine o gün okulda olanları anlatmaya başlamıştı.
Tolga: Dedeciğim, bugün okulun bahçesinde oynarken minik kimsesiz bir kedicik bulduk. Arkadaşlarımdan biri onu evine götürüp besleyebileceğini böylece zavallı hayvanı kurtaracağını söyledi. Bu merhametli bir davranış oluyor değil mi dede? Ama sen bana hep her şeyi Kurana göre değerlendirmemi, her an Kuranı yaşamımı söylersin ya Kurana göre merhamet nasıl olmalı?
Tolganın dedesi: Benim akıllı torunum! Öncelikle her olayı Kurana göre değerlendirmen gerektiğini hatırladığın için sana kocaman bir aferin! Kuran bize farz kılınan ibadetleri -namaz ve oruç gibi- bildirmesinin yanında, hayatımız boyunca karşılaşacağımız her olayda izlememiz gereken en doğru yolu gösteren bir rehberdir. Bunu bilmen ve unutmaman Allahın seveceği çok güzel bir davranış. Merhamet konusuna gelince... Gerçek merhametin kaynağı Allah sevgisidir. Kişinin Allah'a olan sevgisi, O'nun yarattığı varlıklara karşı kalbinde bir sıcaklık hissetmesine neden olur.
Tolga: Peki merhameti Kurana göre nasıl yaşayabilirim?
Tolganın dedesi: Her konuda olduğu gibi "nasıl bir merhamet gösterecekleri" konusunda da müminlere sınırları belirleyen ve ölçüyü tespit eden tek yol gösterici Kuran'dır. Tabi Kuranı rehber edinmeyen insanlar bu yüzden son derece hatalı bir merhamet anlayışına sahiptirler. Dinden uzak toplumlarda insanlar, karşılarındaki kişinin ahirette zarara uğrayıp uğramayacağını düşünmeden her şeyi yapmalarına göz yumarlar. Örneğin kötü bir ahlak göstermesine müsaade eder, Allah'ın haram kıldığı bir şeyi uygulamasına ses çıkarmazlar.
Tolga: Yani ben bir arkadaşım yalan söylemekten alıkoyarsam onun planlarını bozarak ona kötülük yapmış olmuyor, aslında ona merhamet göstermiş oluyorum, öyle mi?
Tolganın dedesi: Evet, Tolgacığım. Müminlerin kendilerine aldıkları ölçü, gösterilecek merhametin karşı tarafın ahiretini mutlaka olumlu yönde etkilemesidir. Kimi zaman bir mümine olan sevgi ve merhametleri, nefislerine zor ve ağır gelebilecek bazı noktalarda onlara müdahale veya eleştirilerde bulunmayı gerektirebilir.
Karşılarındaki kişinin yaptığı kötü bir tavırda onu eleştirebilir, içinde bulunduğu durumdan vazgeçirecek konuşmalar yapabilir, Kuran'ın bir emri olarak kötülükten men edebilirler. İşte asıl merhamet de budur. Çünkü müminler bu şekilde, karşılarındakinin Allahın hoşnutluğunu kazanması için faydalı bir hareket yapmış olurlar.
Bu nedenle de Allah'ın en beğeneceği ve en çok hoşnut olacağı ahlakı yaşaması yönünde teşvik ederek onu cennete hazırlar ve dolayısıyla da olabilecek en üstün merhamet örneğini sergilerler. Unutmamak gerekir ki, asıl merhametsizlik, karşı tarafın ahiretini düşünmeksizin yaptığı yanlışlara bile bile seyirci kalmaktır. Allah Kuranda müminlerin birbirlerine merhameti tavsiye etmelerini şöyle emretmiştir:
"Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak. İşte bunlar, sağ yanın adamlarıdır." (Beled Suresi, 17-18)
Tolga: Şimdi gerçek merhametin ne demek olduğunu daha iyi anladım dedeciğim. Çok teşekkür ederim.
(alıntı harun yahya düşünen çocuk)
Bu makale, Düşünen Çocuk Dergisi 10. sayı (Ocak 2003) 34. sayfada yayınlanmıştır.
Tolga okuldan dönmüş, ödevlerini bitirmiş akşam yemeği için hazırlık yapan annesini seyrediyordu. Akşam yemeğine anneannesiyle dedesi geleceklerdi. Tolga dedesiyle sohbet etmeyi çok seviyordu. Sorduğu sorulara cevap verirken dedesi ona hep Allahı hatırlatıyordu. Bu da Tolganın şevk ve heyecanını daha da arttırıyordu.
Yemekte Tolga, dedesine o gün okulda olanları anlatmaya başlamıştı.
Tolga: Dedeciğim, bugün okulun bahçesinde oynarken minik kimsesiz bir kedicik bulduk. Arkadaşlarımdan biri onu evine götürüp besleyebileceğini böylece zavallı hayvanı kurtaracağını söyledi. Bu merhametli bir davranış oluyor değil mi dede? Ama sen bana hep her şeyi Kurana göre değerlendirmemi, her an Kuranı yaşamımı söylersin ya Kurana göre merhamet nasıl olmalı?
Tolganın dedesi: Benim akıllı torunum! Öncelikle her olayı Kurana göre değerlendirmen gerektiğini hatırladığın için sana kocaman bir aferin! Kuran bize farz kılınan ibadetleri -namaz ve oruç gibi- bildirmesinin yanında, hayatımız boyunca karşılaşacağımız her olayda izlememiz gereken en doğru yolu gösteren bir rehberdir. Bunu bilmen ve unutmaman Allahın seveceği çok güzel bir davranış. Merhamet konusuna gelince... Gerçek merhametin kaynağı Allah sevgisidir. Kişinin Allah'a olan sevgisi, O'nun yarattığı varlıklara karşı kalbinde bir sıcaklık hissetmesine neden olur.
Tolga: Peki merhameti Kurana göre nasıl yaşayabilirim?
Tolganın dedesi: Her konuda olduğu gibi "nasıl bir merhamet gösterecekleri" konusunda da müminlere sınırları belirleyen ve ölçüyü tespit eden tek yol gösterici Kuran'dır. Tabi Kuranı rehber edinmeyen insanlar bu yüzden son derece hatalı bir merhamet anlayışına sahiptirler. Dinden uzak toplumlarda insanlar, karşılarındaki kişinin ahirette zarara uğrayıp uğramayacağını düşünmeden her şeyi yapmalarına göz yumarlar. Örneğin kötü bir ahlak göstermesine müsaade eder, Allah'ın haram kıldığı bir şeyi uygulamasına ses çıkarmazlar.
Tolga: Yani ben bir arkadaşım yalan söylemekten alıkoyarsam onun planlarını bozarak ona kötülük yapmış olmuyor, aslında ona merhamet göstermiş oluyorum, öyle mi?
Tolganın dedesi: Evet, Tolgacığım. Müminlerin kendilerine aldıkları ölçü, gösterilecek merhametin karşı tarafın ahiretini mutlaka olumlu yönde etkilemesidir. Kimi zaman bir mümine olan sevgi ve merhametleri, nefislerine zor ve ağır gelebilecek bazı noktalarda onlara müdahale veya eleştirilerde bulunmayı gerektirebilir.
Karşılarındaki kişinin yaptığı kötü bir tavırda onu eleştirebilir, içinde bulunduğu durumdan vazgeçirecek konuşmalar yapabilir, Kuran'ın bir emri olarak kötülükten men edebilirler. İşte asıl merhamet de budur. Çünkü müminler bu şekilde, karşılarındakinin Allahın hoşnutluğunu kazanması için faydalı bir hareket yapmış olurlar.
Bu nedenle de Allah'ın en beğeneceği ve en çok hoşnut olacağı ahlakı yaşaması yönünde teşvik ederek onu cennete hazırlar ve dolayısıyla da olabilecek en üstün merhamet örneğini sergilerler. Unutmamak gerekir ki, asıl merhametsizlik, karşı tarafın ahiretini düşünmeksizin yaptığı yanlışlara bile bile seyirci kalmaktır. Allah Kuranda müminlerin birbirlerine merhameti tavsiye etmelerini şöyle emretmiştir:
"Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak. İşte bunlar, sağ yanın adamlarıdır." (Beled Suresi, 17-18)
Tolga: Şimdi gerçek merhametin ne demek olduğunu daha iyi anladım dedeciğim. Çok teşekkür ederim.
(alıntı harun yahya düşünen çocuk)
Bu makale, Düşünen Çocuk Dergisi 10. sayı (Ocak 2003) 34. sayfada yayınlanmıştır.