ashli
Bayan Üye
Hava ısınıyor, günler uzuyor. Baharın neşesi iyiden iyiye bizi kucaklıyor. Bahçede yapmamız gereken işler de giderek artıyor...
Mayıs aslında bir bahar ayı olsa da, güneş ışığından bolca yararlanılan, en uzun günlerin başladığı aydır. Ülkemizin de içinde yer aldığı ılıman iklim kuşağında da yaz başlangıcıdır. Artan sıcaklık ve ilk solan bitkiler de bu ay görülür. Bu bitkilerin başında da mart ortasından itibaren balkon, teras ve bahçeleri süsleyen ilkbahar çiçekleri geliyor. Çiçekleri solan lale, nergis ve sümbüller genelde hepimizin ortak sorunu. Ne yapmalıyız ki gelecek sene bize yine aynı güzellikte çiçekler sunsunlar? İşte yanıtları...
* Solan çiçekler (dikkat, yalnızca solan çiçekler!) sapının dibinden kesilmeli. Eğer kesilmezse tohuma gidecektir. Bitkinin besin rezervini toplayan soğan beslenmeyecek ve gelecek sezon ya çiçek açmayacak ya da verimi düşecektir.
* Yapraklar soluncaya dek yerinde kalmalıdır. Soğan ancak onu besleyen yapraklar sayesinde güçlenir. Hatta yapraklar soluncaya dek arada bir verilen çiçeklenme gübresi soğanı besler.
* Yapraklar tamamen solunca bitkiler saksıdaysa bahçenin kuytu bir yerine bırakılır ve hiç sulanmaz. Bir diğer yöntem de şudur: Soğan topraktan çıkarılır. Bir fırça yardımıyla kuru kuru temizlenir. Gazete kağıdına sarılarak eylül ayına dek kuru ve ışık almayan bir ortamda korunur.
* Eskiler bu soğanları hiç kaldırmayıp yerinde bırakırlarmış. Soğanlar her sene kendi kendilerine çoğalırlarmış. Günümüz koşulları buna pek elvermiyor. Ben artık her sene söküp kaldırıyor ve yine her sonbaharda yenilerini ekleyerek yeniden dikiyorum. Günümüz hybrid (melez) üretimleri çok albenili olmakla birlikte ticari kaygılardan, çok dayanıklı olmuyor (tek bir sene çiçek veren F1 ve F2 tohumlar gibi ). Ayrıca -bölgesine göre- sıcak geçen yaz ayları kuruma, sulama ve su tutan toprak yapısı da çürümelere neden oluyor.
* Doğrudan bahçeye dikilmiş soğanlar fare ve benzeri kemirgenlerden de zarar görüyor. “Biz, lale, sümbül ve nergis gibi soğanlı bitkileri hiç yerlerinde bırakamayacak mıyız?” diyebilirsiniz haklı olarak. Bunun çaresi ‘botanik’ türler diyeceğim. Çok meraklıları araştırıp bulabilirler. Paketlerin üzerinde, sağ köşede botanik yazısını görebilirsiniz. Bu türler az gösterişli ama daha dayanıklı olurlar. Seçim sizin.
TOHUM SERPMENİN PÜF NOKTALARI
Bahçe gereçleri satan büyük marketler bir yana, artık semt marketlerinde bile çok cazip tohum paketleriyle karşılaşıyoruz. Bunları fide kaplarında üretebiliriz ama havanın ısındığı mayıs ayında doğrudan toprağa serpmek de olası. Bu doğrudan ekimlerin bir avantajı da bitki yer değiştirmediği için köklerinin daha sağlam olması. Bahçesi olmayanlar üzülmesin; saksı ve benzeri kaplara da sevdiğiniz tohumları serpebilirsiniz. İri tohumları (Zinnia, Cosmos, hint karanfili ve gülü) hazırladığınız alana elle tek tek yerleştirin. Çok ince (petunya, fesleğen, nane gibi mutfak otları ve benzeri) bitki tohumları özellikle sulama sırasında bir yerde toplanabilir ve çok sık çimlenebilirler. Bunu önlemek için benzer tohumları bir miktar ince kum, kuru kahve telvesi ya da elenmiş külle karıştırıp serpin. Her iki cins tohumun üzerini elenmiş ince bir torfla kaplayın. Tohum ekilen alan daima nemli olmalı. Yağmurlama yöntemi ya da süzgeçle sulanmalı.
Dikkat! Çiçekli ya da çiçeği yeni solmuş bir soğanlı bitkiyi söktüğünüzde soğanının çok küçük olduğunu göreceksiniz. Tombulluğu çiçeğe ve yapraklara gitmiş, kendi zayıf düşmüştür. Yeşil yapraklar soldukça eski tombulluğuna kavuşur.