Tiyatro Tekniği

Jiminimone

Bayan Üye
# SAHNE TASARIM

Bu soruya cevap vermeden önce neden sahne dekoru değil de, sahne tasarımı sorusuna cevap aramamız gerektiği kanısındayım. Batı da sahne resmi, sahne dekoru olarak günümüz anlayışına uygun olarak orta çağda başlayan bu sanat dalı, 19.yüzyılda en parlak ve görkemli devrini yaşamıştır.

20. Yüzyılda gelişen teknolojinin sahnelere uyarlanmasıyla oluşturulan sahne mekaniği görselliğin yanı sıra illüzyonu da devreye sokarak seyircinin şaşkın ve hayretli bakışlarla, yaratılan bu yalancı dünyaları ilgi ile seyretmesini sağlamıştır.

Sahne dekoru başta resim ve mimari olmak üzere bütün plastik sanat dallarını bünyesinde toplayan, ancak işlevi, yazarın yazdığı drama metnine uygun, sahnede gerekli aksiyonu sağlayacak mekanları yaratmak olan bir sanat dalıdır. Ancak günümüzde gelişen ve değişen diğer sanat dalları gibi yeni bir yapılanmayla işlevine devam etmektedir.

Artık sahne tasarımcısının iyi bir ressam, yeterli mimari ve sanat birikimi olmasının yanı sıra yaşadığı ülke ve dünya toplumlarının sorunlarına duyarlı, aktüel ve sosyal kültürel birikimi de iyi bir sahne tasarımının ortaya çıkmasında önemli bir etken olmaktadır. Artık o salt dramatik metne uygun ve görselliği ön planda bir sahne dekoru değil, sanatçının sanatsal yorumu ve duygularının ifadesiyle zenginleşmiş ve anlam kazanmış sahne tasarımıdır.
 
---> Tiyatro Tekniği

# GİYSİ TASARIM

Sahne Kostümleri Üzerine Değinmeler...

Sahne Kostümü, görsel sanat sahnelerinde ya da kamera önünde bir gösteriyi sunarken giyilen giyimler ve aksesuarlardır.

Gösterilerde çoğu zaman önemli bir görsel unsuru yerine getirirler.

Her oyunda seyirciye yansıyan kostüm tasarımı aysbergin görülen kısmıdır. Oysa yapılan iş hiç de öyle kolay, çarçabuk yapılabilinen bir iş olmadığı gibi, klâsik terzilik hiç değildir.

Dışardan bakılınca kimileri çok kolay bende yaparım ya da eleştiririm demesine karşın işin içine girildiği zaman, zorlukları daha iyi anlaşılacaktır.

Sahne Kostümünü tasarlarken, oyuncunun oynadığı role göre rahatını sağlamak çok önemlidir. Oyuncu çok hareketli bir rolü oynuyorsa giyiminin tekniğini ve kullanılan malzemenin hafifliği onu çok rahatlatır. Kostümü tasarlarken onun uygulamasının ve korunmasının nasıl gerçekleşeceğini kesinlikle göz ardı etmemek gerekir.

Böyle bir bilgi birikimine zaman içinde deneyimle sahip olunsa da, genç tasarımcıların, şimdiden dikkat etmesi gereken önemli bir işleyiş gerçeğidir.

Erkek oyuncular, genellikle kadın oyunculara göre daha rahat kostüm taşırlar ve biz kostümcülere daha saygılıdırlar, üstelik teşekkür etmesini de bilirler. Onlar için daha zayıf görünmek gibi bir sorun olmadığı için zorluk çıkartmazlar. Sahne üstündeki bazı kadın oyuncular, oyunculuğun yanısıra fiziksel görüntüleri ile de sorunu yaşamayı çok sevmezler ve sizi çoğu zaman sihirli değnek olarak görürler. Hatta kimisi sizi kendi özel terzisi bile sanıverir. Arasıra size sormadan kostümü kendine uyarlayıvereni de olur.

Bu gibi durumlarda iyi bir kostümcü olmak her zaman yeterli olmayabilir. Çok sabırlı olmak sizi daha üstün vasıflı bir kostümcü yapar.

Kostüm tasarımı, eleştirel gözlere göre çoğu zaman kendi misyonunun dışına taşar, hanım köşe yazarlarının kimileri ( kostümün kullanımı, korunması projenin bütünü v.b..) etmenleri göz ardı eder, onu giyim olarak değerlendirir ve eleştirmeye yeltenirler. Bu tür durumlarda bizim yazarın, eleştirmenin kimliğini iyi bilip ona göre algılamamız gerekir.

Kostümcülük sanatına gönül veren gençlerin, giyim kuşam tarihi bilmenin yanısıra, dönemin tavır ve görenekleri hakkında bilgili olmaları, uygulamanın yapıldığı gösterinin dramaturjik yapısını irdelemeleri açısından büyük önem taşır. Dramaturjik yapı, size kostüm tasarımını gerçekleştirmek için, yardımcı olan öğelerin başında gelir.
 
---> Tiyatro Tekniği

Dramaturgi kaygısı olmadan, böyle bir bilinç oluşmadan dramaturg yaratılmıştır ülkemizde ve günümüzde yaşanılan çatışmalar, işlevi pek de kestirilemeyen bir görevin türetilmesinden kaynaklanmaktadır. Oysa çağdaş anlamıyla dramaturg bizimki gibi eğitimi zayıf, okuma inceleme, araştırma alışkanlığı olmayan ve genellikle okuldan aldıkları eğitimle yetindikleri ülkelerde, tiyatronun çağını yakalayabilmesi için etken olabilecek asal kişilerden biridir. Çünkü tiyatromuzun asıl sorunu, teknolojiden de önce, nitelikli, yaratıcı insan malzemesidir. Çağdaş tiyatronun, tiyatro bilincinin değişmesi sonucunda oluştuğu göz önüne alındığında, sıkıntının salt ekonomik olmadığı çıkar ortaya; asıl engel, tiyatronun özünü oluşturan donanımlı kişilerin azlığıdır, insan altyapısının yetersizliğidir. Öte yandan, tiyatro bilincinin değişmesi, bakış açısının farklılaşmasının bir sonucudur. Yeni tiyatro düşüncesi, "başka" bir tiyatro yapma gereksiniminden doğmuştur. Gel gelelim insanın daha iyiyi, güzeli isteyebilmesi için, her şeyden önce onu bilmesi, onun ayrımında olması gerekir ki, bu da bir bilgi, görgü, kısacası birikimle olasıdır. Ve bu kültürel, sanatsal beslenme olmadan, en gelişmiş teknik, teknolojik araçlar bile tiyatroyu çağdaş kılamaz.

Seyirci ve sahneye yaklaşımın değişmesiyle birlikte yeniden yapılanan ve bir bilgi ve kültür işi olarak değerlendirilen çağdaş tiyatroda dramaturgun işlevini açımlayabilmek için dramaturgi kavramını incelemek gerekir. Çağdaş dramaturgi anlayışı ise araştırmacıyı, modern tiyatronun başlangıcına yani yönetmenin sahneye çıkışına götürecektir. Gerçekten de, çağdaş tiyatroyla ilgili hangi olguyu incelerseniz irdeleyin karşınıza hep, ona bugünkü kimliğini kazandıran, sahneleme eyleminin özerk bir sanat dalına dönüşmesi ve buna bağlı olarak, yönetmenini sahnenin egemen kişisi olarak görülmesi çıkar. Durum böyle olunca, çağdaş tiyatroyu oluşturan asal öğelerin anlam ve işlevlerini kavrayabilmek için, tiyatronun yazın alanından kurtulup bir sahne sanatına dönüşmesini sağlayan, sahneleme (sahneye koyma) olgusunun gelişimini izlemek kaçınılmaz olur. dramaturgi ve dramaturg için de durum aynıdır. Günümüzde giderek kendinden daha sık söz ettiren, tartışılan, ne oldukları hem bilinen hem de bilinmeyen bu kavramların ortaya çıkma nedenlerini araştırmak, tanımlamalarını yapabilmek ve tiyatro sanatı içindeki yerlerini, işlevlerini belirleyebilmek için bizim de, tiyatro etkinliğine yeni bir boyut getirerek onu kökten değiştiren sahneleme anlayışının doğuşundan yola çıkmamız gerekecektir.

Ne ki, XIX. Yüzyılın ikinci yarısında yaşanan ve çağdaş tiyatroyu etkileyen sahneyle ilgili gelişmeleri izleyebilmek için, bu dönemi hazırlayan XVII. İle XVIII. yüzyıllara uzanmak kaçınılmaz olacaktır. Çağdaş tiyatroda dramaturginin ve dramaturgun yerini ve işlevini araştırmaya, bunlara olabildiğince açıklık getirmeye çalışan bu kitap,ister istemez, çağdaş tiyatro anlayışının kısa bir tarihçesini de sunmuş olmaktadır okuyucuya. Dramaturgi ve dramaturg kavramlarının üstünde bu denli durmanın asıl amacıysa, tiyatro sanatının ince beğeni ve çok yönlülük, özellikle de bilinç isteyen bir sanat dalı olduğunu bir kez daha anımsatmaktır. Bunun ardından da, epeydir unutulmuşa benzeyen duyarlı bir noktanın altını çizmek gerekiyor.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst