parasite
Kayıtlı Üye
Her filmle birlikte piyasaya sürülen oyunlar da olur. Genel olarak film oyunlarının pek başarılı olamadığı ortada. Arada bazı istisna örnekler var, ama bunlar genel kuralı bozmuyor. Örümcek Adamı yeni baştan alan The Amazing Spider-Man filmiyle birlikte, aynı isimde oyun Beenox tarafından geliştirildi ve piyasaya sürüldü. Ama oyunun filmle birebir aynı olmadığını ve konu olarak filmden sonrasını ele aldığını belirteyim.
Daha sonrasında neler oldu?
Kısaca konudan bahsetmek gerekirse, OsCorpda deneyler gizlice devam eder. Tabii ki bu gizli deneylerin sonucu beklendiği gibi gitmez ve ortalık karışır. Bundan sonrasında iş Peter Parkera yani Örümcek Adama düşer. Konuyu daha açmak istemiyorum, en iyisi oynadığınızda kendiniz görürsünüz. Oyuna başladığımda açıkçası ön yargılarım vardı, ama bunların biraz yersiz olduğunu yapıma girdiğimde anladım. The Amazing Spider-Man, film için basitçe yapılıp, üstünden geçilen bir oyun değil. İlk olarak açık dünya konsepti dikkat çekiyor. Örümcek Adam olarak şehirde istediğimiz yere gidebiliyoruz. Ama burada bir mantık hatası var, karakterimizin attığı ağlar nereye yapışıyor bilemiyorum. Zira havaya yapışan ağlarla, Tarzan gibi oradan oraya gidebiliyoruz.
Oyunun açık dünyaya sahip olması beraberinde yan görevleri de getirmiş durumda. Mesela sivil vatandaşları kurtarabiliyor, arabayla kaçanların araçlarını etkisiz hale getirebiliyoruz. Ama yan görevler fazla çeşitli değil, bu yüzden bir süre sonra sıkıcı olmaya başlıyorlar. New York içindeki bölgelerde örümcek sembolleri yer alıyor. Bunları bulup, fotoğrafını çektiğimizde ise kilitli olan kostümler açılıyor. Bu kostümler içinde Sam Raiminin üçlemesindeki mavi/kırmızı kostüm, Spider-Man 3ün siyah kostümü ve diğer başka seçenekler var. Bir de çizgi romanlar var. Çizgi romanlara ekstralardan ulaşabiliyoruz. Senaryo gereği kapalı mekanlar içine de giriyoruz.
Batman mi? Örümcek Adam mı?
Gelelim oyunun önemli noktalarından birine yani dövüş sistemine. Dövüş mekaniği Rocksteady Studiosun Batman: Arkham Asylumna ve Batman: Arkham Citysine benziyor. Dövüşlerde serbest bir akış var ve karşı hamleler yapılabiliyor. Beenoxtan Dee Brownın bu konuyla ilgili ilginç bir açıklaması vardı. Brown, Her iki Batman oyununu da oynadım ve çok sevdim. Ancak Örümcek Adam, Batmandan daha farklı. Rocksteady, Batman oyunlarında iyi bir iş çıkardı. Biz de büyük bir Örümcek Adam oyunu yapmak için gereken her şeyi yapıyoruz demişti.
Açıkçası yapımcılar bu konuda genel olarak fena iş çıkarmamış. Aynı anda birden çok rakiple savaşabiliyor, yumruklarımızı ve tekmelerimizi konuştururken, ağlarımız sayesinde hareketlerimizi daha da geniş çerçevede tutabiliyoruz. Mesela rakiplerimize bodoslama gireceğimize, bir anda ağ atıp, arkalarına geçerek, onları şaşırtabiliriz. Hatta çevredeki bazı objeleri kaldırıp, üstlerine fırlatabiliriz. Bu sayede The Amazing Spider-Man oyuncuyu tekdüze bir dövüş mekaniği sunmuyor. Biraz daha farklılık sunabiliyor. Diğer yandan yeni Web Rush mekaniği de var. Web Rush seri olmayı gerektiriyor ve bu mekanikle karakterimizin yeni hamlesini belirleyebiliyoruz.
Oyun içinde dümdüz aksiyonun tavan yaptığı şekilde ilerlemiyoruz. Yeri geldiğinde sessiz bir şekilde ilerlememiz gerekebiliyor. Çaktırmadan rakibimize tavandan veya arkasından ses çıkarmadan yaklaşıp, işini bitirebiliyoruz. Sessizce ve fark edilmeden ilerleme, oyunun çizgisel oynanış sunmasını biraz daha engelliyor. Örümcek Adamın ünlü örümcek hislerinin oynanış mekaniğine etki ettiğini de belirteyim. Bu arada oyunu PS3te oynadım ve kontroller bana son derece rahat geldi. Herhangi bir sorun yaşamadım.
Geliştirme seçenekleri
Artık çoğu oyunda karşılaştığımız geliştirme özelliği The Amazing Spider-Mandeki yerini almış durumda. Kazandığımız puanlarla Örümcek Adamı daha da kuvvetli hale getirebiliyoruz. Oyunun ilk zamanlarında yaptığımız hareketler belirliyken, karakteri geliştirdikçe bu hareketler de daha da genişliyor.
The Amazing Spider-Manin grafiklerinin ortalamanın üstünde olduğunu söyleyebilirim. Özellikle ana karakter Örümcek Adamın karakteri ayrıntılı tasarlanmış. Yine başlıca düşmanlar da detaylı. Ama bunlar dışında kalan şehir halkı gibi yan figürler görsel olarak basit durabiliyor. Diğer yandan New Yorkun kendisi de biraz boş yapılmış. Kaplamalar bazı yerlerde yetersiz kalabiliyor.
Seslendirmeler şahsen beğendiğim kısımlardan biri oldu. Seslendirme kadrosu ise zengin tutulmuş. Ünlü oyuncu Bruce Campbell, Unchartedtan tanıdığımız Nolan North, ayrıca Sam Riegel, Ali Hillis, Claudia Black ve hatta kendisini seslendiren Stan Lee bile kadroda yer alıyor. Çoğu seslendirme sanatçısını oyunlardan, çizgi dizilerden ve başka yerlerden tanıyoruz. Aynı şekilde müzikler de oyunun atmosferine uyum sağlıyor. Ama ses efektlerinin biraz havada kaldığını da belirtmem gerekli.
Son nokta
Sonuç olarak The Amazing Spider-Man başta da belirttiğim gibi film için yapılmış basit bir oyun değil. Hatta beni bazı yerlerde ters köşeye yatırdığını da belirtmem lazım. Ama yapım üstünde biraz daha uğraşılsaymış, ortaya daha iyi bir oyun çıkabilirmiş. Yine de Örümcek Adamı oynamak ve macera peşinde koşmak için güzel bir seçim. Eğer filmi de seyrettiyseniz, filmden sonra gayet iyi giden bir oyun.
Alıntıdır ...
Daha sonrasında neler oldu?
Kısaca konudan bahsetmek gerekirse, OsCorpda deneyler gizlice devam eder. Tabii ki bu gizli deneylerin sonucu beklendiği gibi gitmez ve ortalık karışır. Bundan sonrasında iş Peter Parkera yani Örümcek Adama düşer. Konuyu daha açmak istemiyorum, en iyisi oynadığınızda kendiniz görürsünüz. Oyuna başladığımda açıkçası ön yargılarım vardı, ama bunların biraz yersiz olduğunu yapıma girdiğimde anladım. The Amazing Spider-Man, film için basitçe yapılıp, üstünden geçilen bir oyun değil. İlk olarak açık dünya konsepti dikkat çekiyor. Örümcek Adam olarak şehirde istediğimiz yere gidebiliyoruz. Ama burada bir mantık hatası var, karakterimizin attığı ağlar nereye yapışıyor bilemiyorum. Zira havaya yapışan ağlarla, Tarzan gibi oradan oraya gidebiliyoruz.
Oyunun açık dünyaya sahip olması beraberinde yan görevleri de getirmiş durumda. Mesela sivil vatandaşları kurtarabiliyor, arabayla kaçanların araçlarını etkisiz hale getirebiliyoruz. Ama yan görevler fazla çeşitli değil, bu yüzden bir süre sonra sıkıcı olmaya başlıyorlar. New York içindeki bölgelerde örümcek sembolleri yer alıyor. Bunları bulup, fotoğrafını çektiğimizde ise kilitli olan kostümler açılıyor. Bu kostümler içinde Sam Raiminin üçlemesindeki mavi/kırmızı kostüm, Spider-Man 3ün siyah kostümü ve diğer başka seçenekler var. Bir de çizgi romanlar var. Çizgi romanlara ekstralardan ulaşabiliyoruz. Senaryo gereği kapalı mekanlar içine de giriyoruz.
Batman mi? Örümcek Adam mı?
Gelelim oyunun önemli noktalarından birine yani dövüş sistemine. Dövüş mekaniği Rocksteady Studiosun Batman: Arkham Asylumna ve Batman: Arkham Citysine benziyor. Dövüşlerde serbest bir akış var ve karşı hamleler yapılabiliyor. Beenoxtan Dee Brownın bu konuyla ilgili ilginç bir açıklaması vardı. Brown, Her iki Batman oyununu da oynadım ve çok sevdim. Ancak Örümcek Adam, Batmandan daha farklı. Rocksteady, Batman oyunlarında iyi bir iş çıkardı. Biz de büyük bir Örümcek Adam oyunu yapmak için gereken her şeyi yapıyoruz demişti.
Açıkçası yapımcılar bu konuda genel olarak fena iş çıkarmamış. Aynı anda birden çok rakiple savaşabiliyor, yumruklarımızı ve tekmelerimizi konuştururken, ağlarımız sayesinde hareketlerimizi daha da geniş çerçevede tutabiliyoruz. Mesela rakiplerimize bodoslama gireceğimize, bir anda ağ atıp, arkalarına geçerek, onları şaşırtabiliriz. Hatta çevredeki bazı objeleri kaldırıp, üstlerine fırlatabiliriz. Bu sayede The Amazing Spider-Man oyuncuyu tekdüze bir dövüş mekaniği sunmuyor. Biraz daha farklılık sunabiliyor. Diğer yandan yeni Web Rush mekaniği de var. Web Rush seri olmayı gerektiriyor ve bu mekanikle karakterimizin yeni hamlesini belirleyebiliyoruz.
Oyun içinde dümdüz aksiyonun tavan yaptığı şekilde ilerlemiyoruz. Yeri geldiğinde sessiz bir şekilde ilerlememiz gerekebiliyor. Çaktırmadan rakibimize tavandan veya arkasından ses çıkarmadan yaklaşıp, işini bitirebiliyoruz. Sessizce ve fark edilmeden ilerleme, oyunun çizgisel oynanış sunmasını biraz daha engelliyor. Örümcek Adamın ünlü örümcek hislerinin oynanış mekaniğine etki ettiğini de belirteyim. Bu arada oyunu PS3te oynadım ve kontroller bana son derece rahat geldi. Herhangi bir sorun yaşamadım.
Geliştirme seçenekleri
Artık çoğu oyunda karşılaştığımız geliştirme özelliği The Amazing Spider-Mandeki yerini almış durumda. Kazandığımız puanlarla Örümcek Adamı daha da kuvvetli hale getirebiliyoruz. Oyunun ilk zamanlarında yaptığımız hareketler belirliyken, karakteri geliştirdikçe bu hareketler de daha da genişliyor.
The Amazing Spider-Manin grafiklerinin ortalamanın üstünde olduğunu söyleyebilirim. Özellikle ana karakter Örümcek Adamın karakteri ayrıntılı tasarlanmış. Yine başlıca düşmanlar da detaylı. Ama bunlar dışında kalan şehir halkı gibi yan figürler görsel olarak basit durabiliyor. Diğer yandan New Yorkun kendisi de biraz boş yapılmış. Kaplamalar bazı yerlerde yetersiz kalabiliyor.
Seslendirmeler şahsen beğendiğim kısımlardan biri oldu. Seslendirme kadrosu ise zengin tutulmuş. Ünlü oyuncu Bruce Campbell, Unchartedtan tanıdığımız Nolan North, ayrıca Sam Riegel, Ali Hillis, Claudia Black ve hatta kendisini seslendiren Stan Lee bile kadroda yer alıyor. Çoğu seslendirme sanatçısını oyunlardan, çizgi dizilerden ve başka yerlerden tanıyoruz. Aynı şekilde müzikler de oyunun atmosferine uyum sağlıyor. Ama ses efektlerinin biraz havada kaldığını da belirtmem gerekli.
Son nokta
Sonuç olarak The Amazing Spider-Man başta da belirttiğim gibi film için yapılmış basit bir oyun değil. Hatta beni bazı yerlerde ters köşeye yatırdığını da belirtmem lazım. Ama yapım üstünde biraz daha uğraşılsaymış, ortaya daha iyi bir oyun çıkabilirmiş. Yine de Örümcek Adamı oynamak ve macera peşinde koşmak için güzel bir seçim. Eğer filmi de seyrettiyseniz, filmden sonra gayet iyi giden bir oyun.
Alıntıdır ...