Testament; 80'li yılların efsane olmuş grupları bir bir silikleşirken çıtasını her geçen gün yukarılara çıkarmış, hiç hız kesmemiş, her dönemde farklılıklara imza atmış ve şimdiden efsane olup çok sağlam bir hayran kitlesine sahip olmayı başarmıştır. Piyasalarca ve müzik şirketlerince şişirilen müzik türlerinin ve grupların arasında taviz vermeden ve bozulmadan kalabilmiş nadir gruplardan birini tanımlıyoruz; Testament..
İsminin Türkçe karşılığı "vasiyetname" olan ünlü topluluk Testament, 1983 yılında gitarlarda Eric Peterson ve kuzeni Derrick Ramirez, davulda Louie Clemente, seslendirmede Steve "Zetro" Souza tarafından San Francisco'da kuruldu. Thrash metalin merkezi olan Bay Area'dan çıkan grup, ilk kurulduğunda "Legacy" adını taşıyordu. Daha sonra basta Greg Christian gruba dahil oldu. 1984 yılında Derrick'in ayrılmasıyla yerine usta gitarist Alex Skolnick geldi. Bir yıl sonra "First Strike Is Deadly" demosunu yayınladılar.
"The New Order" turnesinde Judas Priest, Megadeth, Anthrax ve Voivod gibi gruplarla birlikte çaldılar. Aynı yıl "The Monster Of Rock" festivalinde de yer alan grup, 1989 yılında hızlı ve ahenkli thrash metal örneğini sergilediği "Practice What You Preach" albümüyle yeniden dinleyenlerinin karşısına çıktı. Birbirinden tempolu parçalarla thrash metalin 'algılanmasına' da yardımcı olan albüm, etkileyici solo gitar bölümleriyle de dikkat çekiyordu. Alex Skolnick albümde virtüözlüğünü bir kez daha göstererek, uzun süreli gitar sololarıyla dinleyenlerinin ruhunun derinliklerine kadar iniyordu. Albümdeki parçarın sololarının süresi bir dakikayı aşmıştır. Özellikle "Practice What You Preach" parçasındaki solo diğerlerinden farklıdır. Albümün sadece bu yönü dahi gelinen müzikal noktayı gösteriyordu. Testament klasiklerinden olmuş "The Ballad" parçası ağır metal (heavy metal) tarihinin en önemli ezgilerinden olmuştur. Albüm o kadar büyük bir başarı yakalamıştı ki 400.000'den fazla satmıştı.
Yeni albüm için kolları hemen sıvayan grup 1990 yılında "Souls Of Black" albümünü çıkarmıştır. Büyük tanıtımın yapıldığı albümde özellikle topluluğun ilk adını taşıyan "The Legacy" parçası büyük beğeni toplamıştır. Albüm genelde olumlu tepkiler almıştır fakat sonrasında grup elemanları arasında bir takım sorunlar çıkmaya başlamıştır. Alex Skolnick ve Louie Clemente farklı bir yol takip etmek istiyorlardı. Daha fazla tanınmak için radyolara ve MTV'ye çıkma girişimlerinde bulunmuşlar ve müzikal çizginin biraz daha yumuşaması yönünde hareket etmişlerdir. Ama onlara karşılık Chuck Billy ve Eric Peterson sert çizginin devam ettirilmesinden yanaydılar. Alex Skolnick sonrasında farklı çalışmalar içine girmiştir. 1991 yılında caz basçısı Stuart Hamm ile turlara çıkmıştır ve topluluğun çalışmasında biraz aksamaya neden olmuştur. Zamanla aradaki bağ, kopma noktasına kadar gelir. Sonrasında Alex geri dönmüş ve yeni albüm çalışmalarına başlamışlardır.
1992 yılında topluluğun eski albümlerine nazaran son derece farklı biçimde olup en olgun sayılabilecek albümleri olan "The Ritual" piyasaya sürülmüştür. Bu albüme kadar sadık kalınan thrash metal tarzından kopup ticari amaçlı gibi gözüken bir heavy tarzını seçmişlerdir. Fakat albüm müzikal anlamda başarıldır. Çok güçlü bir sesle beraber ustaca ezgilerle bezenmiştir. Testament o yıllardaki thrash gruplarının çizdiği yeni akıma katılmış bir görüntüdeydi. Bilindiği gibi sözkonusu yıllarda Metallica, Megadeth, Anthrax gibi thrash metalin kuvvetli grupları yumuşama yoluna gitmişlerdi. Burada bir noktaya da parmak basmak gerekiyor. Bazı kesimlerce 1992 yılı ve öncesindeki çalışmalarıyla Testament Metallica'yı taklit etmekle suçlanmıştır. Zamanın dergilerinde bu konu hakkında bir çok yazı yazılmış ve röportajlar yapılmıştır. Halbuki dikkatli bakıldığı zaman Testament'in yaptığı müziğin Metallica ile bir ilgisi bulunmadığı görülecektir. İki grup da çok farklı bir tarz ortaya koyuyorlardı. Albüme geri dönersek, albümde iki adet şarkı boy göstermiştir: "The Ritual" ve "Return To Serenity"... Özellikle "The Ritual" parçası Metallica"nın "One" parçasına benzetilmiştir. Özellikle eski dinleyiciler bu klasik olmuş şarkıyı çok iyi bilirler.
Albümde Alex Skolnick'in etkisi yoğun bir biçimde görülmüştür. Sanki bu albüm Alex Skolnick'in de gönlü olması için yapılmıştı. Fakat sonrasında grup üyeleri arasındaki müzikal anlaşmazlık artmıştır. "The Ritual" albümüne kadar hiç bozulmayan kadro, Meksika'da yapılan gösteriden sonra bozulmuştur. Alex Skolnick ve Louie Clemente müzikal farklılıklardan dolayı gruptan ayrılmış, Alex Skolnick kendi topluluğu "Exhibit-A"i kurup müzik olarak caz türünü tercih etmiş ve sonrasında Savatage'a katılmıştır. Louie Clemente de eşinin New Jersey'deki antika eşyaları satan mağazasında müzik yapmaya başlamıştır.
Testament'te yaşanan bu ilginç gelişmelerden sonra gruba eski Forbidden'dan gitarist Glen Alvelais ve davula Paul Bostaph gelmiştir. 1993 yılında çok ilginç bir mini albüm piyasaya sürülmüştür: "Return To The Apocalyptic City"... Altı parçayı içeren albümün dört parçası konser performansından kaydedilmiş, diğer iki parça da o albüm için yeni olarak stüdyoda kaydedilmiştir. Bu parçalardan "Reign Of Terror" Eindhoven konserine ait albümden, diğer parça "Return To Serenity" orjinaline nazaran biraz daha farklı bir biçimde kaydedilmişti. Albümün kapağına gelince; çengellerle tutturulup, bu çengeller çekilerek patlayan bir surat karaltısı dikkati çekmektedir. Sözkonusu kapak, sinemanın en önemli korku filmlerinden biri olan "Hell Reiser" filminden esinlenerek hazırlanmıştır. Bu konser albümünden sonra Paul Bostaph gruptan ayrılmış ve Slayer'a geçmiştir. Yerine eski Exodus davulcusu John Tempesta gelmiş ve bu yeni kadro ile "The Ritual" konser turu gerçekleştirilmiştir. Turdan sonra ise gitarist Glen Alvelais gruptan ayrılmış ve yerine usta death (ölüm) metal gitaristi; Death, Cancer, Disincarnate, Konkhra, Obituary gibi büyük gruplarda çalmış James Murphy gruba dahil olmuştur.
Bu yeni kadro şekillendikten sonra Testament stüdyoya girmiş ve bomba gibi bir albüm ile 1994 yılında piyasaya geri dönmüştür: "Low"... Bu albümle Testament'te büyük bir müzikal değişim görülmüştür. Önceki albümlerine nazaran son derece sert, karamsar, sıkı ve ağırdı. Özellikle "Dog Faced Gods" parçası ile sıkı bir death (ölüm) metal örneği sunmuşladır. Grup bu albümle beraber müzikal olarak tamamen farklı bir yol izlemeye başlamıştır. Skolnick ve Clemente'in olmaması, James Murphy'nin gelmesi topluluğun asıl istediği sert tarzı gerçekleştirebilmesinde ön ayak oldu. Albümdeki "Trail Of Tears" parçası ise sözleri ile dikkat çekmektedir. Bu parçada, beyaz adamlarca ortadan kaldırılmak istenen kızılderililerin özgürlük isteğinden ve bir özgürlük savaşının ruhundan bahsedilmektedir. Seslendiren Chuck Billy'nin soyunun kızılderili olması şarkının duygusal yönünü açıklar niteliktedir... "Pc" isimli parçalarıyla ise gelişen teknolojinin günümüz dünyasına yansıttığı zararlı yönlerine parmak basmışlardır. Piyasalarca pek beğenilir gibi görülmese de, "The Ritual" albümü nasıl en olgun albüm olarak kabul edilmişse, "Low" albümü de en iyi albüm olarak kabul edilmiştir Testament hayranlarınca. Sayıları fazla olmayan Testament hayranlarının bir özelliği topluluğa bağlılıklarının sıkı olması. Sağlam hayran kitlesine sahip nadir topluluklardan biridir Testament.
Bu albüm sonrasında davulcu John Tempesta gruptan ayrılıp White Zombie'ye geçmiştir. Ve yerine Evil Dead topluluğundan Jon Dette gelmiştir. Tempesta'nın ayrılık gerekçesi ona sözleri yazma hakkının verilmemesiydi.
1995 yılında grup bağlı olduğu Atlantic Records'tan ayrılmış ve kendi şirketleri Burnt Offerings'i kurmuştur. Çünkü Atlantic Records şirketi topluluğun daha yumuşak müzik yapmasını istiyordu. Bunu kabul etmeyen topluluk, sonunda kendi çözümünü bulmuştu. Sonrasında da aynı yılda mali yükümlülüklerini kendilerinin üstlendiği canlı albüm "Live At The Fillmore" piyasaya sürülmüştür. Albümde 3'ü akustik olmak üzere 17 tane parça bulunmaktaydı. 1996 yılında eski albümlerin toplaması olan "The Best Of..." piyasaya sunuldu. Bu albümler sonrasında topluluğun üzerinde yine kara bulutlar dolaşmaya başlamıştı. Testament dağılma belirtileri gösteriyordu. Şirket değişikliği sonucunda James Murphy ve Jon Dette topluluğun geleceğinin tehlikeye atıldığını öne sürüyorlardı. James Murphy kendi solo çalışması üzerinde yoğunlaşmak istiyor, aynı zamanda da Jon Dette ile Greg Christian da bir grup kurmanın hazırlıkları içerisindeydiler. Bunların yanında şarkıcı Chuck Billy ve gitarist Eric Peterson da Machine Head'den ayrılmış olan davulcu Chris Kontos'u alarak yeni bir grup kurdular. topluluğun adı "Dog Faced Gods"tı. James Murphy gruptan ayrılmış, kendi solo albümü üzerine çalışmaya başlamış, Greg Christian da ayrılarak kendi topluluğu "Flangue"yu kurmuştur. Grup 1996 yılının ortalarında resmen dağılmıştı. Ama nihayetinde Chuck Billy ve Eric Peterson 1996 yılı sonlarında yeni malzemeleri hazırlamaya, geri dönmek için yeni kadroyu şekillendirmeye başladılar. Eski Death davulcusu Glen Hoglan davula gelmiş, Glen Alvelais gruba dönmüş ve bas gitara da topluluğun başlangıcında bulunan Eric Peterson'ın kuzeni Derrick Ramirez gelmiştir. Böylelikle Testament yeniden kurulmuş
Uzun süren bekleyişten sonra 1997 yılında kendi kendilerine finanse ettikleri yeni bir albüm piyasaya sürüldü: "Demonic"... Bu albümle beraber bildiğimiz klasik Testament müziği tamamen tarihin tozlu sayfalarına karışmıştır. Artık thrash metal devrini kapayan grup death metal öğeleri ile bezeli yeni müzikal yaşamına başlamıştır. "Demonic" albümünde baştan aşağıya kaba seslendirme ve ses kullanılmıştır. Ama bu yeni müzikal görüntü Testament hayranlarını onurlandırıcı bir durumdu. Yıllarca Metallica'yı taklit etmekle suçlanan grup, kapitalizm popüler kültürün zorladığı yöne yönelmeyi reddetmiştir.
1997 yılında yine bir Testament klasiği olmuş ve "Sign Of Chaos" toplama albümü çıkarılmıştır. Sonrasında yine bildiğimiz üye değişiklikleri sözkonusu oldu. Davulcu Glen Hoglan, topluluktan ayrılıp Strapping Young Lad topluluğuna girmiş ve yerine yine John Dette gelmiştir. Glen Alvelais ve Derrick Ramirez de topluluktan ayrılarak yerlerine yine gitarda James Murphy ve basta eski Death ve Sadus basçısı Steve DiGiorgio gelmiştir. Sonrasında davulcu John Dette yine ayrılmış ve yerine efsane davulcu Dave Lombardo gelmiştir.
Sözkonusu efsane olmuş müzisyenlerle beraber stüdyoya kapanan topluluk en uçarı albümlerinden birini 1999 yılında piyasaya sürmüştür. "The Gathering" isimli albüm özellikle kapağıyla büyük dikkat çekmiştir. Belki de en karmaşalı albüm kapağı önümüzdeydi. Bu denli büyük müzisyenlerce oluşturulan albüm, adı üzerinde olduğu, sözkonusu müzisyenlerin toplantısı niteliğindeydi. Artık Testament'in yeni müzik kalıbı oluşmuştu. Tamamiyle death metal kalıplarına bağlı kalarak yeni ses tarzını oturtmuştu. Tabi şunu da göz önüne almakta fayda var. Bu yeni haliyle topluluk biraz "kaçak" olmuş ve daha dar bir kitleye hitap etmiştir. Topluluk piyasa amaçlı müzik yapmaktan kendisini az da olsa soyutlamıştı. Bizzat yapmak istedikleri müziği yapıyorlardı ve olumsuz eleştiri alsalar da bu onları etkilemiyordu. Topluluğun her zaman arkasında olan çok sağlam hayranları vardı ve Testament'in müzikal çizgisi sevenlerini daha da gururlu kılmaktadır. Bir çok efsane olmuş topluluk, yumuşama yolunu seçmişken Testament sert ve zor bir yolu tercih etmiştir.
Daha sonra 2000 yılında topluluğun üzerinde yine kara bulutlar dolaşmaya başlamıştır. James Murphy ciddi bir hastalığa yakalanmış ve toplulukla yollarını ayırmıştır. Onun yerine eski Vicious Rumors topluluğundan Steve Smyth gelmiştir. Dave Lombardo da kendi projesi üzerinde yoğunlaşmak için topluluktan ayrılmış ve yerine eski Sadus davulcusu Jon Allen gelmiştir. Bu yeni kadro ile The Gathering albümünün tanıtımı olan "Riding The Snake" turuna çıkılmıştır. Bu esnada şarkıcı Chuck Billy'e çok az rastlanır bir kanserin teşhisi koyulmuştur. Chuck Billy bu önemli hastalığına rağmen 2001 yılında çıkarılan "First Strike Still Deadly" isimli, eski parçaların bulunduğu albümün çalışmasında yer almıştır. Bu albümde Alex Skolnick ve John Tempesta da bulunmuştur. Çünkü bu albüm Testament ismi alınmadan önce "Legacy" adıyla çıkardıkları demonun yeni versiyonuydu. Chuck'ın bu denli önemli ve ciddi hastalığına rağmen yine de çalışmalarda yer alması onun azmini, müziğe ve işine olan saygısını kanıtlamaktadır.
Daha sonra ise Chuck Billy ciddi olan hastalığını yenmeyi başarmıştır ve yavaş yavaş eski gücüne kavuşmuştur. Topluluk gerekli malzemeleri tamamladı ve yeni albüm için beklemede duruyor. Sevenleri de Chuck Billy, Eric Peterson, Steve DiGiorgio, Steve Smyth ve Jon Allen'dan oluşan topluluğun yeni albümünü dört gözle bekliyor. Her zamanki gibi güçlü halleriyle... Yılların eskitemediği düşünceleri ve sertlikleriyle..