nones
Bayan Üye
TELEKİNEZİ
Telekinezi, parapsikoloji bilim dalının incelediği önemli bir psişik güçtür. Telekinezi, düşünce gücünü yoğunlaştırarak canlı veya cansız maddeler üzerinde etkiler yapılabilmesi gücüne denir. Her ülkede bu uluslar arası bir sözcüktür. Telekineziye psikokinezi de denir. Kelime anlamı olarak tele uzak uzaktan anlamına gelen yunanca bir sözcüktür. Kinezi ise hareket demektir. Yani kelime anlamı olarak uzaktan hareket anlamını gelir.
Telekinezi psişik kökenli düşünce enerjisidir ve günümüz parapsikoloji bilim dalında etkileri elektronik aletlerle ölçülmüş ve bu enerjinin varlığı kabul edilmiştir. Ve birçok bilim adamı bu enerjiyi günlük zamanlarda kullandığımızı kanıtlamışlardır. Şans eseri dediğimiz olaylardan çoğu telekinezinin eseridir ve bu gücü ister istemez kullanırız. Amerikalı ünlü parapsikolog Rex Stanford bu enerji üzerinde deneyler yapmış ve günlük hayatta kullandığımızı kanıtlamıştır. Buna en basit örnek zardaki istediğimiz numaranın gelmesidir.
Bu çalışmalar sırasında Duke üniversitesinde bu gücü olumlu etkileyen bir etken bulunmuştur. Bu da konsantrasyonun serbest bırakılmasıdır. Yani bir zarda istenilen numaranın gelmesi için önce yoğun bir istek ve konsantrasyon, daha sonra da zarlar bırakıldığı anda bu konsantrasyon ve istek kesilmelidir. Bunun önemi Enid Hofffman’nın kitabındaki hikayeyle çok kolay anlatılabilir: “Bir öğrencim başından geçen ilginç bir deneyimini bana şöyle anlatmıştı: Bir kasenin içine su koymuş ve kasenin içinde suyu hareket ettirme egzersizleri yapıyormuş. Düşüncenin serbest bırakılması kısmına kadar alıştırmayı doğru olarak yapmıştı. Suya bakıyor ama herhangi bir hareket olmuyordu. Tam o sırada telefon çalmış. Poflayarak sandalyeden kalkmış. Başarısızlık duygusu içinde telefona bakmış. Telefon görüşmesi bittikten sonra, çalışmasına devam etmek üzere geri döndüğünde kasedeki suyun bir kısmı dışarıya sıçrayıp masaya yayılmış vaziyetteymiş. Burada olan nedir? Deneyci telefona cevap vermek için kalktığında, dikkati başka tarafa yönlenmiş ve suyu hareket ettirme arzusunu serbest bırakmış.”
Stanford dualarında telekinezi yasasına dayandığını fark etmiştir. Duaların gerçekleşmesinde, dua eden kişinin yoğun konsantrasyon içinde düşünce enerjisini yoğunlaştırıp, göndermesiyle telekinetik etkisi söz konusudur.
Bunun yanı sıra kültürümüz ve dinimizde adı geçen nazar olgusunun da temeli telekinezidir. Nazar, bazı kimselerin bakışlarında bulunduğu kabul edilen ve insanlara, özellikle de çocuklara, evcil hayvanlara ve bazı eşyalara zarar verdiğine inanılan kuvvettir. Ve bu da öfkeli, kıskançlık vb. gibi duygularda yolladığız negatif tesirdir. Nazarlıklar ise göze gözle karşı koyma anlamında göz şeklindedir. Ama nazarlıklarda asıl önemli olan yapıldığı maddedir ki yapıldığı madde negatif tesirleri çekici nitelikte olmalıdır.
Telekinezi deneyleri:
İlginç Bir Deney :
7 Nisan 1968 tarihli Moscow Komsomolets gazetesinin Psi Fenomeni başlıklı yazısında, Sovyetlerin ünlü psikokinezi medyumu Bn. Mikhailova' nın ve belki de tüm psikokinezi medyumlarının gerçekleştirdikleri en enteresan deney anlatılmaktadır, bu deney, bilim adamları tarafından filme alınmıştır. Bilim adamları Bn. Mikhailova' nın iki metre kadar ötesinde duran bir cam akvaryumun içerisindeki tuzlu eriyiğin içerisine çiğ bir yumurta kırmışlardı ve Bn. Mikhailova, kameraların ve tanıkların önünde bu yumurtanın beyazını sarısından ayırmış, daha sonra da tekrar bir araya getirmişti. Bu deney literatürlere, o zamana dek yapılmış en enteresan deney olarak geçti.
Yemek Masasında :
Bn. Mikhailova' dan bir ilginç deneyde yemek masasında gerçekleştirilir. Olayın tanıklarından Vadim Marin bu enteresan deneyi şöyle anlatır: ' Bn. Mikhailova yemek masasında oturuyordu ve masanın üstünde, kendisinden belirli bir uzaklıkta bir ekmek parçası duruyordu. O, konsantre olarak, bakışlarını dikkatli bir şekilde bu ekmeğe yöneltti. Bir dakika geçti ve bir dakika daha...sonra ekmek parçası hareket etmeye başladı. Kesik hareketlerle ilerliyordu. Masanın kenar kesimine yaklaştığında daha düzgün bir şekilde ve hızla yol aldı. Bn. Mikhailova başını eğdi, ağzını açtı ve sanki bir peri masalındaymış ifadesiyle özür dilerim, fakat bunu başka türlü anlatmaya imkan yok, sıçrayarak ağzına girdi. Hipnotize olmuş değildim ve bu olay olduğu gibi filme alınmıştı. '
Sigara Dumanı :
Çek bilim adamı Dr. Zdenek Rewdak, 1968 yılında Moskova'da ki Parapsikoloji Konferansına katılan yazarlardan S. Strander ile L. Schroeder'e, Bn. Mikhailova'nın psikokinezi yeteneğini incelerken yaptıkları değişik bir deneyden bahseder iken şunları anlatmıştır: Bir cam kavanozun iç kısmını sigara dumanı ile doldurduk ve de kavanozu baş aşağı ederek, Bn. Mikhailova' nın önüne koyduk. Bn. Mikhailova, belirli bir uzaklık öteden, sanki katı bir cisimmiş gibi dumanı ortadan ikiye böldü.
Kurbağa ve İnsan Kalbine Hükmetme :
Bn. Mikhailova, Leningrad'da ki bir araştırma esnasında, canlı bir kurbağanın kalp atışını etkileyerek, daha hızlı veya daha yavaş atmasına sebep olmuştur.Bn. Mikhailova, bir keresinde de kuşkucu bir bilim adamına psikokinezi yeteneğini kanıtlamak amacı ile, bilim adamının kalp atışlarını aşırı derecede hızlandırmıştır. Moskova'da ki Tıp Enstitündeki bu deney altı doktorun gözleri önünde cereyan etmiştir ve doktorun kalp atışları o kadar hızlanmış ki, bayılarak yere düşmüş. Daha sonra da doktor, bu deneyin, işin içerisinde olağandışı güçlerin bulunduğuna dair kendisini ikna ettiğini belirtmiştir.
Tarihte telekineziyi kullananlar ve olayları:
Mevlana:Ünlü bir sufi olan Mevlana’nın kapıları telekineziyle açtığı ve Sema ayini yaparken tüm mumları telekinezi gücüyle söndürüp,yaktığı bilinmektedir.
Hallac-ı Mansur:Hallac-ı Mansur’da ünlü bir sufidir. Ama ne yazık ki sufilik eğitiminde öğrendiği bazı sırları zamanı gelmeden açık bir dille açıkladığı için hariciler tarafından hapishaneye atılmış ve İslam dinine zarar veriyor diye önce kırbaçlanmış, daha sonra derisi yüzülmüş, önce ayakları ve elleri sonra da kafası kesilerek öldürülmüştür. Hapishanedeyken İbni Khafif ile yaptığı muhabbette telekinezi gücünün ne kadar yüksek olduğu açıkca bellidir. İbni Khafif sorar: -Sabır nedir? Hallac-ı MAnsur cevap verir: –Hapishaneden çıkma imkanı olmasına rağmen burada kalmaktır. (Bu arada hapishanenin duvarlarında büyükçe bir delik açılarak Dicle görünür)
(Bunlar gibi daha birçok sufi inisiyesinin telekinezi yapabilme yeteneği vardır. Ama çoğu bu yeteneklerini halk arasında sergilemez.)
İsa peygamber: Hz.İsa’nın da telekinezi gücü olduğu yaşadığı olaylarda bellidir. Hz.İsa’nın bir telekinezi olayını Matta incilde şu şekilde yazmıştı: “Ve İsa sabahleyin şehre dönerken acıktı. Yol kenarında bir incir ağacı görüp ona geldi; ancak yapraktan başka bir şey onda bulamadı ve İsa ona dedi: Artık senden edebiyen meyve çıkmasın. Ve incir ağacı hemen kurudu. Şakirtleri bunu görünce: İncir ağacı hemen nasıl kurur! diyerek şaşırdılar. İsa cevap verip onlara dedi: Doğrusu size derim. Eğer imanınız olup, şüphe etmezseniz,yalnız bu incir ağacına olanı yapacak değilsiniz, fakat bu dağa; Kalk, denize atıl, derseniz, olacaktır. Ve duada iman ederek her ne dilerseniz alacaksınız.” (Matta,Bab: 21/18-22) Duanın temeli telekineziye dayalı olduğu için burada HZ.İsa “duada iman etmek” demiştir. Şüphe ise konsantrasyonu bozan en büyük etmenlerden biri olduğu için Hz.İsa bunu da açıkca belirtmiştir.
Derlenen telekinezi alıştırmaları:
Yöntem 1: Yanan bir mumu nefesinizden etkilenmeyecek bir uzaklıkta masanızın üstüne koyun.Odanızda alevi etkileyebilecek hava akımının bulunmadığından emin olunuz.Kapı ve pencereleri kapatın.Mum alevi düz olarak yanmalıdır.
Mumun karşısına geçin ve oturun…Aleve konsantre olun…Kendinizi sıkmadan ve kesinlikle zorlamadan aleve bakışlarınızı yönlendirin.Düşüncelerinizi sadece alev üzerinde yapacağınız değişikliğe sabitleyin.Yoğunlaşın… Alevin sağa, sola ya da geriye doğru yatmaya başladığını düşünün.Bunu isteyin… Konsantrasyonunuzu mümkün olduğunca uzatın. Konsantrasyonunuz bozulursa tekrar kendinizi yapacağınız çalışmaya yönlendirin.Sadece isteğinize konsantre olun.Gözlerinizi kırpabilirsiniz.Enerjinizi bu işe yoğunlaştırırken, gözünüzün önünde alevin eğildiğini imajine ederek canlandırabilirsiniz.Unutmayın ki konsantrasyon çaba değildir… Konsantrasyon yoğunlaşmış dikkattir.Bu inceliklere çalışmanız sırasında önem veriniz.Her türlü çaba fiziksel olarak gerginlik yaratır. Ve her şeyden önemlisi enerjinizi serbest bırakmanızı engeller.
Düşünce enerjinizi alevin bükülmesi için konsantre ettikten bir süre sonra serbest bırakın… Çalışmanızın en önemli noktası işte bu andır… Sonra tekrar konsantrasyonunuza devam ediniz… Ve birkaç dakika sonra tekrar serbest bırakınız… İşte tam bu anlarda alevinizin büküldüğüne şahit olabilirsiniz
Yanan bir mumu nefesinizden etkilenmeyecek bir uzaklıkta masanızın üstüne koyun.Odanızda alevi etkileyebilecek hava akımının bulunmadığından emin olunuz.Kapı ve pencereleri kapatın.Mum alevi düz olarak yanmalıdır. (Bu alıştırmada mum yerine sigara dumanı kullanabilirsiniz. Eğer uzun bir kamıştan, bardağın içine yavaş yavaş ağızdaki sigara dumanını üfleseniz, bardağın dibinde bir duman birikintisi oluşturabilirsiniz. Bardağın üstüne hava akimini kesen bir fincan tabağı da kapatırsanız, duman orda birkaç dakika kalır.)
Yöntem 2:Bir kaseye üçte ikisi dolacak şekilde su koyunuz. Suyun üstünde bir parmak kalınlığında, yüzeyi kaplayacak şekilde zeytinyağı dökünüz. Bir dikiş iğnesi alarak her iki ucundan kibritlere batırınız. Yavaşça iğnenizi zeytin yağının üzerine bırakınız. Böylelikle her iki ucu kibrite batırılmış iğneniz rahatlıkla yüzecektir.
Zeytin yağının üzerinde hareketsiz duran iğnenize konsantre olun. İğnenizin yavaş yavaş hareket etmesini isteyin. Bunu zihninizde iyice canlandırın. Sonra düşüncelerinizi ve konsantrasyonunuzu serbest bırakın… Ve gelişmeleri hiçbir şey düşünmeden kayıtsızca gözleyiniz…
Not:Bu yöntemleri havada asılı bir sarkaç, bir kalem vb. gibi şeyler üzerinde deneyin. Ayrıca grup şeklinde yapılması bu etkiyi daha da güçlendirin ve yeni başlayanlar için daha iyidir. Böylelikle ortak bir aura oluşturup bu alıştırmalarda daha iyi sonuç alabilirsiniz.
LEVİTASYON
Levitasyon yine düşünce gücüyle fiziki bir etki olmaksızın nesneleri hafifletip havaya uçurma ve havada durdurma gücüne verilen isimdir. Telekinezi özelliğinizi geliştirdikten sonra levitasyon yeteneğinizi de alıştırmalarla güçlendirebilirsiniz. Levitasyon çalışmaları tek kişiyle de yapılabilir ama telekinezide olduğu gibi grupla daha çok başarı elde edilebilir.
Tarihte levitasyon yapan ünlü kişiler ve olayları:
Mevlana:Mevlana levitasyon konusunda da karşımıza çıkmaktadır. İşte Mevlana’nın başından geçen levitasyonla ilgili bir olay:
Mevlana’nın Şam yolculuğu sırasında kafile, Sis İli yakınlarında içinde 40 münzevi rahibin yaşadığı bir mağarada konuklarlar. Yoğun olarak majik çalışmalarla uğraşan rahipler, kendilerine konuk gelenlere bir gösteri yapmak isterler. Daire şeklinde bir araya gelerek önce yoğun bir şekilde konsantre olurlar ve tam ortalarına oturttukları bir çocuğu levite ederler. Çocuk belli bir yüksekliğe kadar çıkarak havada asılı durmaya başlar. Rahipler bir süre sonra bu levitasyon olayına bir son vererek, çocuğu tekrar aşağıya indirmek isterlerse de bunda bir türlü başarılı olamazlar. Ne yaparlarsa yapsınlar çocuk havada kımıldamadan durmaktadır. Bu arada çocuk Mevlana’yı göstererek, aşağıya inmesine engel olan kişinin o olduğunu söyler. Rahipler bu olayın Mevlana’dan kaynaklandığını anlayınca çocuğu yere indirmesini rica ederler. Bunun üzerine Mevlana çocuğu yere indirir.
İsa Peygamber: Hz.İsa’nın gösterdiği levitasyon örneklerinden en ünlüsü su üstünde yürmesidir. Bakın Matta’da su üstünde yürümesi ve konsantrasyonun ne kadar önemli olduğu nasıl yazılmıştır: “Ve gecenin dördüncü nöbetinde, İsa denizin üzerinde yürüyerek yanlarına geldi. Fakat Şakirtler, onu denizin üzerinde yürürken görünce: Bu bir hayalettir, diye şaşırdılar ve korkudan bağırdılar. Fakat hemen İsa: Cesur olun, benim, korkmayın, diyerek onlara söyledi. Petrus ona cevap verip dedi: Ya Rab, eğer sen isen, suların üzerinde sana gelmemi emret. Ve İsa: Gel, dedi. Petrus da kayıktan inip İsa’ya gelmek için suların üzerinde yürüdü. Fakat yeli görünce korktu ve batmaya başlayarak: Ya Rab, beni kurtar! diye bağırdı. İsa hemen elini uzatıp onu tuttu ve kendisine dedi: Ey az imanlı, neden şüphe ettin?...” (Matta,Bab: 14/25-31). Buradan da anlaşılacağı gibi Petrus’un şüphe etmesi konsantrasyonu bozmuş ve ona bağlı olarak leviteyi de bozmuştur.
Rabia ve Basralı Hasan: Hasan, Rabia’yı bir gölün kenarında otururken görmüş. Namaz seccadesini, suyun üstüne koymuş ve kadını yanı başına davet etmiş:
“Rabia, Gel!... Gel de, namazı birlikte kılalım.”
“Hasan, sen ruhsal eşyalarınla bu dünyanın pazarında fiyaka yaparken, en azından zaten herkesin yakından tanıyıp, bildiği eşyaları sergilemekten kaçınsaydın ve çevrendeki insanların aşina olmadığı eşyaları sergilemeyi tercih etseydin, çok daha iyi davranmış olmaz mıydın?”
Bu sefer de, Rabia hemen kendi seccadesini çıkarmış ve seccadesini havaya fırlatmış. Azizenin (evliya) seccadesi havada asılı kalmış. Sonra da, Rabia havaya uçmuş ve bu seccadenin üstüne oturuvermiş. En sonunda Hasan’a hitaben şunları söylemiş: “Sen de yanıma gelsene ey Hasan! Herkes bizi, böylesine yüksek bir yerdeyken rahatlıkla görebilir!...”
Hasan, Rabia’nın yanına çıkmayı kabul etmeyerek yerde kalmaya devam etmiş. Rabia’ya böyle yanına gelmemesinin nedenini de açıklama gereği duymamış. Rabia ise Hasan’ı yatıştırma ihtiyacı hissettiğinden şöyle demiş: “Hasan, senin yaptığın şeyi bütün balıklar yapabilir, benim yaptığımı ise bütün kuşlar yapabilir. Gerçek iş, şu anda başvurduğumuz ucuz hilelerden medet ummadan yaşayabilmektir. Lütfen artık, burada birlikte yapmak üzere bulunduğumuz esas işimize geri dönelim.” (Feridettin Atar, Müslüman Azizler ve Mistikler, 45)
Rabia ve Basralı Hasan “Allah dostu” olarak da tabir edilen ünlü sufi ve evliyalardır.
Levitasyon egzersizi:
Buradaki egzersizi tek başınıza ya da grup arkadaşlarınızla yapınız:
Masanın üzerine tahtadan yapılmış küçük bir cisim koyun.rahatça oturup gevşeyin... Dikkatinizi cisminize yoğunlaştırın... Onun ağırlığını zihnen hissedin... Cismin ağırlığını azaldığını, giderek hafiflediğini hissederken, şuurunuzun daha çok yoğunlaşmasına ve derinleşmesine izin verin... Cismin ağırlığını kaybettiğini hissettikçe daha derin nefes alın ve nefesinizi verin... Her nefes alış verişinizde cisim daha da hafifliyor... Ve siz bunu hissediyorsunuz... İçinizden gelen kuvvet yer çekimini kolaylıkla yenmeye başlayacak... cismin iyice hafiflediğini hissettiğinizde, onun yavaş yavaş yükselmesi için kesin bir emir vermeye başlayın.Eğer imajiasyonunuz tam şekillendiyse ve konsantrasyonunuzu gerektiği kadar yapabildiyseniz düşünce gücünüz cismin havalanmasını sağlayacaktır.
Not: Tabii ki biz peygamberler veya ermişler kadar iyi telekinezi ve levitasyon yapamayız ama onların bu kerametleri sergilemelerinin nedeni aslında bunların bizde de olduğunu vurgulamaktır. Günlük hayatta çok kullandığımız ama farkına varamadığımız şeylerdir bunlar.
Telekinezi, parapsikoloji bilim dalının incelediği önemli bir psişik güçtür. Telekinezi, düşünce gücünü yoğunlaştırarak canlı veya cansız maddeler üzerinde etkiler yapılabilmesi gücüne denir. Her ülkede bu uluslar arası bir sözcüktür. Telekineziye psikokinezi de denir. Kelime anlamı olarak tele uzak uzaktan anlamına gelen yunanca bir sözcüktür. Kinezi ise hareket demektir. Yani kelime anlamı olarak uzaktan hareket anlamını gelir.
Telekinezi psişik kökenli düşünce enerjisidir ve günümüz parapsikoloji bilim dalında etkileri elektronik aletlerle ölçülmüş ve bu enerjinin varlığı kabul edilmiştir. Ve birçok bilim adamı bu enerjiyi günlük zamanlarda kullandığımızı kanıtlamışlardır. Şans eseri dediğimiz olaylardan çoğu telekinezinin eseridir ve bu gücü ister istemez kullanırız. Amerikalı ünlü parapsikolog Rex Stanford bu enerji üzerinde deneyler yapmış ve günlük hayatta kullandığımızı kanıtlamıştır. Buna en basit örnek zardaki istediğimiz numaranın gelmesidir.
Bu çalışmalar sırasında Duke üniversitesinde bu gücü olumlu etkileyen bir etken bulunmuştur. Bu da konsantrasyonun serbest bırakılmasıdır. Yani bir zarda istenilen numaranın gelmesi için önce yoğun bir istek ve konsantrasyon, daha sonra da zarlar bırakıldığı anda bu konsantrasyon ve istek kesilmelidir. Bunun önemi Enid Hofffman’nın kitabındaki hikayeyle çok kolay anlatılabilir: “Bir öğrencim başından geçen ilginç bir deneyimini bana şöyle anlatmıştı: Bir kasenin içine su koymuş ve kasenin içinde suyu hareket ettirme egzersizleri yapıyormuş. Düşüncenin serbest bırakılması kısmına kadar alıştırmayı doğru olarak yapmıştı. Suya bakıyor ama herhangi bir hareket olmuyordu. Tam o sırada telefon çalmış. Poflayarak sandalyeden kalkmış. Başarısızlık duygusu içinde telefona bakmış. Telefon görüşmesi bittikten sonra, çalışmasına devam etmek üzere geri döndüğünde kasedeki suyun bir kısmı dışarıya sıçrayıp masaya yayılmış vaziyetteymiş. Burada olan nedir? Deneyci telefona cevap vermek için kalktığında, dikkati başka tarafa yönlenmiş ve suyu hareket ettirme arzusunu serbest bırakmış.”
Stanford dualarında telekinezi yasasına dayandığını fark etmiştir. Duaların gerçekleşmesinde, dua eden kişinin yoğun konsantrasyon içinde düşünce enerjisini yoğunlaştırıp, göndermesiyle telekinetik etkisi söz konusudur.
Bunun yanı sıra kültürümüz ve dinimizde adı geçen nazar olgusunun da temeli telekinezidir. Nazar, bazı kimselerin bakışlarında bulunduğu kabul edilen ve insanlara, özellikle de çocuklara, evcil hayvanlara ve bazı eşyalara zarar verdiğine inanılan kuvvettir. Ve bu da öfkeli, kıskançlık vb. gibi duygularda yolladığız negatif tesirdir. Nazarlıklar ise göze gözle karşı koyma anlamında göz şeklindedir. Ama nazarlıklarda asıl önemli olan yapıldığı maddedir ki yapıldığı madde negatif tesirleri çekici nitelikte olmalıdır.
Telekinezi deneyleri:
İlginç Bir Deney :
7 Nisan 1968 tarihli Moscow Komsomolets gazetesinin Psi Fenomeni başlıklı yazısında, Sovyetlerin ünlü psikokinezi medyumu Bn. Mikhailova' nın ve belki de tüm psikokinezi medyumlarının gerçekleştirdikleri en enteresan deney anlatılmaktadır, bu deney, bilim adamları tarafından filme alınmıştır. Bilim adamları Bn. Mikhailova' nın iki metre kadar ötesinde duran bir cam akvaryumun içerisindeki tuzlu eriyiğin içerisine çiğ bir yumurta kırmışlardı ve Bn. Mikhailova, kameraların ve tanıkların önünde bu yumurtanın beyazını sarısından ayırmış, daha sonra da tekrar bir araya getirmişti. Bu deney literatürlere, o zamana dek yapılmış en enteresan deney olarak geçti.
Yemek Masasında :
Bn. Mikhailova' dan bir ilginç deneyde yemek masasında gerçekleştirilir. Olayın tanıklarından Vadim Marin bu enteresan deneyi şöyle anlatır: ' Bn. Mikhailova yemek masasında oturuyordu ve masanın üstünde, kendisinden belirli bir uzaklıkta bir ekmek parçası duruyordu. O, konsantre olarak, bakışlarını dikkatli bir şekilde bu ekmeğe yöneltti. Bir dakika geçti ve bir dakika daha...sonra ekmek parçası hareket etmeye başladı. Kesik hareketlerle ilerliyordu. Masanın kenar kesimine yaklaştığında daha düzgün bir şekilde ve hızla yol aldı. Bn. Mikhailova başını eğdi, ağzını açtı ve sanki bir peri masalındaymış ifadesiyle özür dilerim, fakat bunu başka türlü anlatmaya imkan yok, sıçrayarak ağzına girdi. Hipnotize olmuş değildim ve bu olay olduğu gibi filme alınmıştı. '
Sigara Dumanı :
Çek bilim adamı Dr. Zdenek Rewdak, 1968 yılında Moskova'da ki Parapsikoloji Konferansına katılan yazarlardan S. Strander ile L. Schroeder'e, Bn. Mikhailova'nın psikokinezi yeteneğini incelerken yaptıkları değişik bir deneyden bahseder iken şunları anlatmıştır: Bir cam kavanozun iç kısmını sigara dumanı ile doldurduk ve de kavanozu baş aşağı ederek, Bn. Mikhailova' nın önüne koyduk. Bn. Mikhailova, belirli bir uzaklık öteden, sanki katı bir cisimmiş gibi dumanı ortadan ikiye böldü.
Kurbağa ve İnsan Kalbine Hükmetme :
Bn. Mikhailova, Leningrad'da ki bir araştırma esnasında, canlı bir kurbağanın kalp atışını etkileyerek, daha hızlı veya daha yavaş atmasına sebep olmuştur.Bn. Mikhailova, bir keresinde de kuşkucu bir bilim adamına psikokinezi yeteneğini kanıtlamak amacı ile, bilim adamının kalp atışlarını aşırı derecede hızlandırmıştır. Moskova'da ki Tıp Enstitündeki bu deney altı doktorun gözleri önünde cereyan etmiştir ve doktorun kalp atışları o kadar hızlanmış ki, bayılarak yere düşmüş. Daha sonra da doktor, bu deneyin, işin içerisinde olağandışı güçlerin bulunduğuna dair kendisini ikna ettiğini belirtmiştir.
Tarihte telekineziyi kullananlar ve olayları:
Mevlana:Ünlü bir sufi olan Mevlana’nın kapıları telekineziyle açtığı ve Sema ayini yaparken tüm mumları telekinezi gücüyle söndürüp,yaktığı bilinmektedir.
Hallac-ı Mansur:Hallac-ı Mansur’da ünlü bir sufidir. Ama ne yazık ki sufilik eğitiminde öğrendiği bazı sırları zamanı gelmeden açık bir dille açıkladığı için hariciler tarafından hapishaneye atılmış ve İslam dinine zarar veriyor diye önce kırbaçlanmış, daha sonra derisi yüzülmüş, önce ayakları ve elleri sonra da kafası kesilerek öldürülmüştür. Hapishanedeyken İbni Khafif ile yaptığı muhabbette telekinezi gücünün ne kadar yüksek olduğu açıkca bellidir. İbni Khafif sorar: -Sabır nedir? Hallac-ı MAnsur cevap verir: –Hapishaneden çıkma imkanı olmasına rağmen burada kalmaktır. (Bu arada hapishanenin duvarlarında büyükçe bir delik açılarak Dicle görünür)
(Bunlar gibi daha birçok sufi inisiyesinin telekinezi yapabilme yeteneği vardır. Ama çoğu bu yeteneklerini halk arasında sergilemez.)
İsa peygamber: Hz.İsa’nın da telekinezi gücü olduğu yaşadığı olaylarda bellidir. Hz.İsa’nın bir telekinezi olayını Matta incilde şu şekilde yazmıştı: “Ve İsa sabahleyin şehre dönerken acıktı. Yol kenarında bir incir ağacı görüp ona geldi; ancak yapraktan başka bir şey onda bulamadı ve İsa ona dedi: Artık senden edebiyen meyve çıkmasın. Ve incir ağacı hemen kurudu. Şakirtleri bunu görünce: İncir ağacı hemen nasıl kurur! diyerek şaşırdılar. İsa cevap verip onlara dedi: Doğrusu size derim. Eğer imanınız olup, şüphe etmezseniz,yalnız bu incir ağacına olanı yapacak değilsiniz, fakat bu dağa; Kalk, denize atıl, derseniz, olacaktır. Ve duada iman ederek her ne dilerseniz alacaksınız.” (Matta,Bab: 21/18-22) Duanın temeli telekineziye dayalı olduğu için burada HZ.İsa “duada iman etmek” demiştir. Şüphe ise konsantrasyonu bozan en büyük etmenlerden biri olduğu için Hz.İsa bunu da açıkca belirtmiştir.
Derlenen telekinezi alıştırmaları:
Yöntem 1: Yanan bir mumu nefesinizden etkilenmeyecek bir uzaklıkta masanızın üstüne koyun.Odanızda alevi etkileyebilecek hava akımının bulunmadığından emin olunuz.Kapı ve pencereleri kapatın.Mum alevi düz olarak yanmalıdır.
Mumun karşısına geçin ve oturun…Aleve konsantre olun…Kendinizi sıkmadan ve kesinlikle zorlamadan aleve bakışlarınızı yönlendirin.Düşüncelerinizi sadece alev üzerinde yapacağınız değişikliğe sabitleyin.Yoğunlaşın… Alevin sağa, sola ya da geriye doğru yatmaya başladığını düşünün.Bunu isteyin… Konsantrasyonunuzu mümkün olduğunca uzatın. Konsantrasyonunuz bozulursa tekrar kendinizi yapacağınız çalışmaya yönlendirin.Sadece isteğinize konsantre olun.Gözlerinizi kırpabilirsiniz.Enerjinizi bu işe yoğunlaştırırken, gözünüzün önünde alevin eğildiğini imajine ederek canlandırabilirsiniz.Unutmayın ki konsantrasyon çaba değildir… Konsantrasyon yoğunlaşmış dikkattir.Bu inceliklere çalışmanız sırasında önem veriniz.Her türlü çaba fiziksel olarak gerginlik yaratır. Ve her şeyden önemlisi enerjinizi serbest bırakmanızı engeller.
Düşünce enerjinizi alevin bükülmesi için konsantre ettikten bir süre sonra serbest bırakın… Çalışmanızın en önemli noktası işte bu andır… Sonra tekrar konsantrasyonunuza devam ediniz… Ve birkaç dakika sonra tekrar serbest bırakınız… İşte tam bu anlarda alevinizin büküldüğüne şahit olabilirsiniz
Yanan bir mumu nefesinizden etkilenmeyecek bir uzaklıkta masanızın üstüne koyun.Odanızda alevi etkileyebilecek hava akımının bulunmadığından emin olunuz.Kapı ve pencereleri kapatın.Mum alevi düz olarak yanmalıdır. (Bu alıştırmada mum yerine sigara dumanı kullanabilirsiniz. Eğer uzun bir kamıştan, bardağın içine yavaş yavaş ağızdaki sigara dumanını üfleseniz, bardağın dibinde bir duman birikintisi oluşturabilirsiniz. Bardağın üstüne hava akimini kesen bir fincan tabağı da kapatırsanız, duman orda birkaç dakika kalır.)
Yöntem 2:Bir kaseye üçte ikisi dolacak şekilde su koyunuz. Suyun üstünde bir parmak kalınlığında, yüzeyi kaplayacak şekilde zeytinyağı dökünüz. Bir dikiş iğnesi alarak her iki ucundan kibritlere batırınız. Yavaşça iğnenizi zeytin yağının üzerine bırakınız. Böylelikle her iki ucu kibrite batırılmış iğneniz rahatlıkla yüzecektir.
Zeytin yağının üzerinde hareketsiz duran iğnenize konsantre olun. İğnenizin yavaş yavaş hareket etmesini isteyin. Bunu zihninizde iyice canlandırın. Sonra düşüncelerinizi ve konsantrasyonunuzu serbest bırakın… Ve gelişmeleri hiçbir şey düşünmeden kayıtsızca gözleyiniz…
Not:Bu yöntemleri havada asılı bir sarkaç, bir kalem vb. gibi şeyler üzerinde deneyin. Ayrıca grup şeklinde yapılması bu etkiyi daha da güçlendirin ve yeni başlayanlar için daha iyidir. Böylelikle ortak bir aura oluşturup bu alıştırmalarda daha iyi sonuç alabilirsiniz.
LEVİTASYON
Levitasyon yine düşünce gücüyle fiziki bir etki olmaksızın nesneleri hafifletip havaya uçurma ve havada durdurma gücüne verilen isimdir. Telekinezi özelliğinizi geliştirdikten sonra levitasyon yeteneğinizi de alıştırmalarla güçlendirebilirsiniz. Levitasyon çalışmaları tek kişiyle de yapılabilir ama telekinezide olduğu gibi grupla daha çok başarı elde edilebilir.
Tarihte levitasyon yapan ünlü kişiler ve olayları:
Mevlana:Mevlana levitasyon konusunda da karşımıza çıkmaktadır. İşte Mevlana’nın başından geçen levitasyonla ilgili bir olay:
Mevlana’nın Şam yolculuğu sırasında kafile, Sis İli yakınlarında içinde 40 münzevi rahibin yaşadığı bir mağarada konuklarlar. Yoğun olarak majik çalışmalarla uğraşan rahipler, kendilerine konuk gelenlere bir gösteri yapmak isterler. Daire şeklinde bir araya gelerek önce yoğun bir şekilde konsantre olurlar ve tam ortalarına oturttukları bir çocuğu levite ederler. Çocuk belli bir yüksekliğe kadar çıkarak havada asılı durmaya başlar. Rahipler bir süre sonra bu levitasyon olayına bir son vererek, çocuğu tekrar aşağıya indirmek isterlerse de bunda bir türlü başarılı olamazlar. Ne yaparlarsa yapsınlar çocuk havada kımıldamadan durmaktadır. Bu arada çocuk Mevlana’yı göstererek, aşağıya inmesine engel olan kişinin o olduğunu söyler. Rahipler bu olayın Mevlana’dan kaynaklandığını anlayınca çocuğu yere indirmesini rica ederler. Bunun üzerine Mevlana çocuğu yere indirir.
İsa Peygamber: Hz.İsa’nın gösterdiği levitasyon örneklerinden en ünlüsü su üstünde yürmesidir. Bakın Matta’da su üstünde yürümesi ve konsantrasyonun ne kadar önemli olduğu nasıl yazılmıştır: “Ve gecenin dördüncü nöbetinde, İsa denizin üzerinde yürüyerek yanlarına geldi. Fakat Şakirtler, onu denizin üzerinde yürürken görünce: Bu bir hayalettir, diye şaşırdılar ve korkudan bağırdılar. Fakat hemen İsa: Cesur olun, benim, korkmayın, diyerek onlara söyledi. Petrus ona cevap verip dedi: Ya Rab, eğer sen isen, suların üzerinde sana gelmemi emret. Ve İsa: Gel, dedi. Petrus da kayıktan inip İsa’ya gelmek için suların üzerinde yürüdü. Fakat yeli görünce korktu ve batmaya başlayarak: Ya Rab, beni kurtar! diye bağırdı. İsa hemen elini uzatıp onu tuttu ve kendisine dedi: Ey az imanlı, neden şüphe ettin?...” (Matta,Bab: 14/25-31). Buradan da anlaşılacağı gibi Petrus’un şüphe etmesi konsantrasyonu bozmuş ve ona bağlı olarak leviteyi de bozmuştur.
Rabia ve Basralı Hasan: Hasan, Rabia’yı bir gölün kenarında otururken görmüş. Namaz seccadesini, suyun üstüne koymuş ve kadını yanı başına davet etmiş:
“Rabia, Gel!... Gel de, namazı birlikte kılalım.”
“Hasan, sen ruhsal eşyalarınla bu dünyanın pazarında fiyaka yaparken, en azından zaten herkesin yakından tanıyıp, bildiği eşyaları sergilemekten kaçınsaydın ve çevrendeki insanların aşina olmadığı eşyaları sergilemeyi tercih etseydin, çok daha iyi davranmış olmaz mıydın?”
Bu sefer de, Rabia hemen kendi seccadesini çıkarmış ve seccadesini havaya fırlatmış. Azizenin (evliya) seccadesi havada asılı kalmış. Sonra da, Rabia havaya uçmuş ve bu seccadenin üstüne oturuvermiş. En sonunda Hasan’a hitaben şunları söylemiş: “Sen de yanıma gelsene ey Hasan! Herkes bizi, böylesine yüksek bir yerdeyken rahatlıkla görebilir!...”
Hasan, Rabia’nın yanına çıkmayı kabul etmeyerek yerde kalmaya devam etmiş. Rabia’ya böyle yanına gelmemesinin nedenini de açıklama gereği duymamış. Rabia ise Hasan’ı yatıştırma ihtiyacı hissettiğinden şöyle demiş: “Hasan, senin yaptığın şeyi bütün balıklar yapabilir, benim yaptığımı ise bütün kuşlar yapabilir. Gerçek iş, şu anda başvurduğumuz ucuz hilelerden medet ummadan yaşayabilmektir. Lütfen artık, burada birlikte yapmak üzere bulunduğumuz esas işimize geri dönelim.” (Feridettin Atar, Müslüman Azizler ve Mistikler, 45)
Rabia ve Basralı Hasan “Allah dostu” olarak da tabir edilen ünlü sufi ve evliyalardır.
Levitasyon egzersizi:
Buradaki egzersizi tek başınıza ya da grup arkadaşlarınızla yapınız:
Masanın üzerine tahtadan yapılmış küçük bir cisim koyun.rahatça oturup gevşeyin... Dikkatinizi cisminize yoğunlaştırın... Onun ağırlığını zihnen hissedin... Cismin ağırlığını azaldığını, giderek hafiflediğini hissederken, şuurunuzun daha çok yoğunlaşmasına ve derinleşmesine izin verin... Cismin ağırlığını kaybettiğini hissettikçe daha derin nefes alın ve nefesinizi verin... Her nefes alış verişinizde cisim daha da hafifliyor... Ve siz bunu hissediyorsunuz... İçinizden gelen kuvvet yer çekimini kolaylıkla yenmeye başlayacak... cismin iyice hafiflediğini hissettiğinizde, onun yavaş yavaş yükselmesi için kesin bir emir vermeye başlayın.Eğer imajiasyonunuz tam şekillendiyse ve konsantrasyonunuzu gerektiği kadar yapabildiyseniz düşünce gücünüz cismin havalanmasını sağlayacaktır.
Not: Tabii ki biz peygamberler veya ermişler kadar iyi telekinezi ve levitasyon yapamayız ama onların bu kerametleri sergilemelerinin nedeni aslında bunların bizde de olduğunu vurgulamaktır. Günlük hayatta çok kullandığımız ama farkına varamadığımız şeylerdir bunlar.