'hayaL
Bayan Üye
İnsanları bir şeyi yapmaya yönlendirmenin yolu ya mükâfâttır ya da ceza. Diğer ifadeyle sevdirmek veya korkutmaktır. Bütün peygamberler de insanları Allah’a davet ederken ‘beşir’ ve ‘nezir’ yani ‘müjdeleyici’ ve ‘korkutucu’ olarak vazife görmüşlerdir. Onlar, insanları hem Allah’ın azâbı ve cehennemle korkutmuşlar, hem de Allah’ın rahmet, kerem ve cennetiyle de müjdelemişlerdir. Mesela, Kur’ân bize Allah’ı tanıtırken bazen Allah’ın Kahhâr, Şedîdü’l-İkab olduğunu ifade ederek bizi korkutur. Bazen de Allah’ın Rahmân, Rahîm, Tevvâb, Gafûr, Mün’îm, Kerîm olduğunu zikrederek, hem müjdeler, hem de teselli verir. Kur’ân’daki bu isimler arasındaki orana dikkat ettiğimiz zaman Rahmân, Rahîm, Kerîm gibi isimlerin daha çok olduğunu görürüz.
Besmelede Allah’ın “Rahmân ve Rahîm” olduğu zikredilir ve Kur’ân’ın bütün surelerinin başında besmele vardır. Besmelenin haricinde Rahmân ismi Kur’ân’da 56 defa, Rahîm ismi 94 defa zikredilir.
Şiddet ve ceza ifade eden isimlerden Şedîdü’l-İkab 17 defa, Serîü’l-Hisâb ve Seriü’l-İkab 10 defa, Kahhâr 6 defa zikredilir.
Bir kelamın çokça tekrar edilmesi onun kıymet ve ehemmiyetini gösterdiğine göre, Kur’ân’ın bu ifadelerinden yola çıkarak şöyle diyebiliriz: Allah kullarının kendisinden korkmalarını istemekle beraber, daha çok onların kendisini sevmelerini ister. Nitekim bir hadis-i kudsîde de “Rahmetim gazâbımı geçti” buyrulmuştur.
Kur’ân’da cezadan çok mükâfâtın ön plana çıkarıldığının başka bir delili de Kur’ân’da zikredilen cennet ve cehennem kelimeleri arasındaki orandır.
Cennet kelimesi Kur’ân’da tekil 66, çoğul “Cennât” tarzında 69, toplam 135 defa geçer. ‘Cehennem’ kelimesinin çoğulu Kur’ân’da yoktur, tekil olarak ‘cehennem’ kelimesinin Kur’ân’daki sayısı ise 77’dir. ‘Cennet’ ortalama ‘Cehennem’den iki misli fazla zikredilmiştir. Üstelik cennet 8, cehennem ise 7 tabakadır.
“Gerek ceza gerekse ikab kelimesi göz önüne alınacak olursa, ceza ve cezalandırmak anlamına gelen bu iki kelimenin toplam olarak 72 âyette yer aldığı görülecektir. Burada yeri gelmişken bir noktayı belirtmekte fayda vardır. Cezanın Kur’ân’da 72 âyette yer almasına karşılık, mükâfâtın 160 yerde geçtiği dikkate alınacak olursa Kur’ân-ı Kerîm’in cezalandırmaktan ziyade mükâfâtlandırmayı öngören bir mesaja sahip olduğu söylenebilir. Nitekim “Rahmetim herşeyi kuşatmıştır” (Araf, 156) meâlindeki âyet de yukarıda ifade edilenlerin özüdür.
İnsanlara İslâm’ı tebliğ ederken yeri geldiği zaman cehennemden, Allah’ın gazâbından bahsederek korkutmamız gerekir. Fakat konuşmalarımızda Allah’ın şefkatinden, rahmetinden, bağışlamasından ve cennetten bahsetmemiz bu korkutmalardan daha fazla olmalıdır.
Bizim cehennemle korkutarak değil, daha çok cennetle müjdeleyerek tebliğde bulunmamız gerekir. Elbette yeri geldiği zaman cehennemden de bahsetmeliyiz, fakat bir kere “cehennem” demişsek iki kere “cennet” demeliyiz. İnsanları imtisale sevk edecek olan daha çok cehennem korkusu değil, cennete olan iştiyaktır.
Zaten peygamberimiz meşhur bir hadisinde “Kolaylaştırın zorlaştırmayın, müjdeleyin, nefret ettirmeyin” buyurmuştur.
irfanmektebi
Besmelede Allah’ın “Rahmân ve Rahîm” olduğu zikredilir ve Kur’ân’ın bütün surelerinin başında besmele vardır. Besmelenin haricinde Rahmân ismi Kur’ân’da 56 defa, Rahîm ismi 94 defa zikredilir.
Şiddet ve ceza ifade eden isimlerden Şedîdü’l-İkab 17 defa, Serîü’l-Hisâb ve Seriü’l-İkab 10 defa, Kahhâr 6 defa zikredilir.
Bir kelamın çokça tekrar edilmesi onun kıymet ve ehemmiyetini gösterdiğine göre, Kur’ân’ın bu ifadelerinden yola çıkarak şöyle diyebiliriz: Allah kullarının kendisinden korkmalarını istemekle beraber, daha çok onların kendisini sevmelerini ister. Nitekim bir hadis-i kudsîde de “Rahmetim gazâbımı geçti” buyrulmuştur.
Kur’ân’da cezadan çok mükâfâtın ön plana çıkarıldığının başka bir delili de Kur’ân’da zikredilen cennet ve cehennem kelimeleri arasındaki orandır.
Cennet kelimesi Kur’ân’da tekil 66, çoğul “Cennât” tarzında 69, toplam 135 defa geçer. ‘Cehennem’ kelimesinin çoğulu Kur’ân’da yoktur, tekil olarak ‘cehennem’ kelimesinin Kur’ân’daki sayısı ise 77’dir. ‘Cennet’ ortalama ‘Cehennem’den iki misli fazla zikredilmiştir. Üstelik cennet 8, cehennem ise 7 tabakadır.
“Gerek ceza gerekse ikab kelimesi göz önüne alınacak olursa, ceza ve cezalandırmak anlamına gelen bu iki kelimenin toplam olarak 72 âyette yer aldığı görülecektir. Burada yeri gelmişken bir noktayı belirtmekte fayda vardır. Cezanın Kur’ân’da 72 âyette yer almasına karşılık, mükâfâtın 160 yerde geçtiği dikkate alınacak olursa Kur’ân-ı Kerîm’in cezalandırmaktan ziyade mükâfâtlandırmayı öngören bir mesaja sahip olduğu söylenebilir. Nitekim “Rahmetim herşeyi kuşatmıştır” (Araf, 156) meâlindeki âyet de yukarıda ifade edilenlerin özüdür.
İnsanlara İslâm’ı tebliğ ederken yeri geldiği zaman cehennemden, Allah’ın gazâbından bahsederek korkutmamız gerekir. Fakat konuşmalarımızda Allah’ın şefkatinden, rahmetinden, bağışlamasından ve cennetten bahsetmemiz bu korkutmalardan daha fazla olmalıdır.
Bizim cehennemle korkutarak değil, daha çok cennetle müjdeleyerek tebliğde bulunmamız gerekir. Elbette yeri geldiği zaman cehennemden de bahsetmeliyiz, fakat bir kere “cehennem” demişsek iki kere “cennet” demeliyiz. İnsanları imtisale sevk edecek olan daha çok cehennem korkusu değil, cennete olan iştiyaktır.
Zaten peygamberimiz meşhur bir hadisinde “Kolaylaştırın zorlaştırmayın, müjdeleyin, nefret ettirmeyin” buyurmuştur.
irfanmektebi