Tavır Bozuklukları Göstermeleri Seste oluşan tepkiler

meridyen2

Kayıtlı Üye
Tavır Bozuklukları Göstermeleri

İman ettiklerini söyledikleri halde samimiyetsizlikten tam olarak kurtulamamış insanların, samimiyete davet edildiklerinde gösterdikleri tepkilerin önemli bir bölümü seste, konuşma üslubunda ve bakıştaki bozukluklarla kendini belli eder. Önceki satırlarda da değindiğimiz gibi, bu kimseler dünyada Allah'ın rızasını kazanmaktan daha önemli bir konu olmadığını çok iyi bildikleri halde, insanlar arasındaki imajlarını daha fazla önemseyebilmektedirler. Kendilerine eleştiri yapılması ya da hatalı yönlerinin deşifre edilmesi bu imajlarını zedeleyen en önemli konulardandır. Bu nedenle de bu tarz ortamlarla karşılaştıklarında şiddetli bir huzursuzluk ve buna bağlı olarak da ses, konuşma ve bakışlarında mümin ahlakına yakışmayacak tarzda farklılıklar oluşur. Samimiyetsizliğin deşifre edilmesiyle birlikte ortaya çıkan bu tepkilerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

Seste oluşan tepkiler:

İnsanların duygu ve düşüncelerini dışa yansıtan en önemli araçlardan biri hiç kuşkusuz ki sestir. Bir insan, sevincini, neşesini, sevgisini, ilgisini, korkularını, tedirginliğini ya da huzur ve rahatlığını çoğu zaman ister istemez ses tonu ile dışa vurur.

Kuran ahlakını yaşayan bir kimse ahiretine yönelik olarak yapılan bir hatırlatma karşısında şevk ve istekle anlatılanları anlamaya ve uygulamaya çalışır. Bu şevk sesinden açıkça anlaşılır. Samimiyetsiz bir kimse ise samimiyetsizliğinin deşifre edilmiş olmasından duyduğu tedirginliği her ne kadar saklamaya çalışsa da bazen bu durum sesine yansır. Günlük hayatında kullandığı doğal, gür, canlı, akıcı, rahat ve sağlıklı ses tonu, yerini huzursuz, donuk, soğuk, kısık, boğuk, zor duyulan, yutkunarak çıkan, ne dediği hiç anlaşılmayan, sıkıntılı, zorlama ve resmi bir ses tonuna bırakır. Böyle durumlarda kullandığı bu ses ve üslup, çoğu zaman kişinin her zamanki, özellikle de neşeli olduğu anlardaki sesi değildir. Bunu anlamak için en iyi ölçü, kendisine çok sevdiği bir yiyecek ikram edildiğinde, beğendiği bir müzik parçası çalındığında ya da çok istediği bir şey hediye edildiğinde kişinin kullandığı ses tonu ile o andaki sesini kıyaslamaktır. Çünkü genellikle insanın normal ses tonu, neşelendiği, sevinçli ve huzurlu olduğu anlarda kullandığı sestir. İçinde yaşadığı olumlu duygular doğal olarak sesine de yansır. Kendisine bir öğüt verildiğinde ya da bir hatırlatma yapıldığında yani nefsinin ağırına gidecek bir ortamla karşılaştığında bu sesini kaybetmesi ise, içinde olumsuz düşüncelere yer vermiş olmasından kaynaklanır.

Kişinin ses tonunda oluşan tüm bu detayların elbette ki birer anlamı ve içerdiği mesajlar vardır. Kişi, eleştirilmekten hoşlanmadığının, konunun bir an önce kapatılmasını istediğinin, aksi takdirde karşı taraf ile olan dostluğunun, yakınlığının sona erip, araya mesafe gireceğinin mesajını vermektedir. Bu yolla, karşısındakine eksik ve hatalı yönleri deşifre edildiği takdirde dengesinin bozulacağını, normal halindeki neşesini, huzurunu kaybedeceğini, dolayısıyla kendisine bu yönde hiç dokunulmaması ve hatta geri adım atılması gerektiğini ifade etmiş olur.

Böyle bir kimse, bu sesi ile yaptığı konuşmalarla, her ne kadar olumlu şeyler söylüyor gibi görünse de, karşı tarafa bunların tam tersini ifade eder gibidir. Kimi zaman kendisine hatırlatılan konuyu görünürde kabul eder, ama kalbinde aynı kanaati taşımadığı için kullandığı bu ses bir "red sesi"dir. Bu, kitabın başından itibaren üzerinde durduğumuz gizli samimiyetsizliğin önemli göstergelerinden biridir. Kullandığı sesin tonundan bu kimsenin kendisine anlatılanlara katılmadığı, ikna olmadığı ve eleştirilmekten hoşlanmadığı çok açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Ancak sözleriyle, söylenenleri onaylıyor göründüğü için bu durumu kişinin kendisine açıklayabilmek ve onu yaptığının yanlış olduğu konusunda ikna edebilmek mümkün olmaz. Bu kişi de zaten bunu bilerek böyle şeytani bir taktik uygulamakta, kendince gizli bir protesto yöntemi kullanmaktadır.

Oysa gerçekten samimi olan ve hatasını düzeltmek isteyen biri, güzel ahlaka niyet ederek, tavrıyla, konuşmalarıyla ve sesiyle tevazusunu, teslimiyetini ve kabulünü en güzel şekilde karşı tarafa ifade edebilir, sıcak ve samimi bir üslupla Kuran'a uygun konuşmalar yaparak, karşı tarafa güven verecek bir tavır gösterebilir.

Aksi şekilde davranan kişilerin olumsuz tavırları, onların ahlaksız davranışlarını sürdürme ve bu yönleriyle karşı tarafı tedirgin etme isteklerinden kaynaklanmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki Kuran ahlakından uzaklaşmanın en büyük zararı kişinin kendisinedir. Eğer imana davet edildiği, Kuran ayetleriyle uyarıldığı ve kendisi de doğruyu gördüğü halde, gizliden gizliye samimiyetsizlikte direniyor ise, bu durumda, dünya hayatında gizli azaplara, ahirette ise cehennem azabına müstahak olabilir. Allah, müminleri aldattıklarını, onlara taktik uyguladıklarını zanneden bu kimselerin durumunu Kuran'da şöyle açıklamaktadır:

(Sözde) Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını artırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı onlar için acı bir azab vardır. (Bakara Suresi, 9-10)
(alıntı harun yahya Gizli Azapların Çözümü)
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst