xaeon
Kayıtlı Üye
Pir Sultan Abdal
Şâir. Hayatı hakkında fazla bilgi yok. Sivasın Banaz köy*ünde doğdu. Asıl adı Haydar. Kanunî Sultan Süleyman ile İran Şahı I. Tâhmasb zamanında yaşadı. İran şahının tahriki ile Osmanlı Devleti aleyhine olan isyana katıldığı ve Iran le*hine casusluk yaptığı gerekçesi ile Hızır Paşa tarafından Si*vasta asıldı.
Hece vezni ve halk Türkçesi İle yazdığı şiirlerinde Şiî- Bâ*tınî inancını dile getirdi. Nefesleri asırlarca Alevî Bektaşî Türk zümreleri arasında sevilerek okundu. Hayatı menkıbeleşti. Türk halk edebiyatının büyük şairlerindendir.
Pir Sultan Abdalın hayatı ve şiirleri hakkında çıkan başlıca ki*taplar; 1. Sadettin Nüzhet Ergun Pir Sultan Abdal (1929) 2. Abdülbaki Gölpınarlı- P.N. Boratav Pîr Sultan Abdal (1943) 3. Cahit öztolli Pîr Sultan Abdal (1971).
Niyazi
Şâir. Malatyada doğdu. Tasavvuf eğitimi görmüş bunun İçin Malatya Mardin Bağdat ve Kerbelâ gibi İllerdeki şeyh*lerin yanında bulunmuştur. 1646 yılında İstanbula geldi. Halveti tarikatının Mısriyye kolunu kurup Bursada şeyh ol*du (1670). Önce Rodosa (1673) sonra iki defa Limni Adasına sürüldü (16911694). Sürgünde öldü.
Tasavvuf edebiyatı şairlerindendir. Aruz vezni ile yazdığı şiirlerde Fuzulinin hece vezni ile olan ilahierinde de Yunus Emrenin tesiri görülür. Şiirlerinin teması din ve tasavvuftur.
Dîvânı yeni yazı ile defalarca basıldı. İbrahim Yurdoren bu dîvandaki şiirlerin açıklamasını yayımladı (1966). Mevâldül-İrfan adlı eserini de Süleyman Ateş İrfan Sofraları adı ile Türkçeye çevirdi. Niyazi hakkında en Önemli çalışmayı Abdülbaki Gölpınarlı yapmış istanbul Üniversitesi Şarkiyat Mecmuasında neşretmiştir (C. VII 1972).
Kaygusuz Abdal
KAYGUSUZ ABDAL (1341?- )
Şâir. Alâiyede doğdu. Alâiye Beyi Hüsameddin Mahmudun oğludur. Kay*gusuz Abdalın asıl adı Alaaddin Gaybidir. İyi bir öğ*renim görmüş genç yaşta Abdal Musaya derviş olarak Kay*gusuz adını almıştır. XIVüncü asrın sonlarında Mısıra gi*derek bir tekke açmış Hicaz Suriye ve Irakı dolaşarak Ana*doluya dönmüştür. Rumelinin Yanya Filibe ve Manastır şehirlerinde de bulunmuş tahminen 1444 yılında ölmüştür.
Kaygusuz Abdal Yunus Emrenin yolunda yürüyen şairlerden*dir. Son zamanlarda yapılan ilmî araştırmalardan alevî ve bektaşi olmadığı ortaya çıkmıştır. Hem aruz ölçüsü hem de hece ölçüsü ile şiirler yazmıştır. Mensur eserleri mesnevileri ve ilâhileri vardır. Nesri sâde Türkçe iledir.
Manzum eserleri:
1. Divan 2. Gülistan 3. Mesnevi-i Baba Kaygusuz (3. Cilt) 4. Gevher-nâme 15. Minber-nâme.
Men*sur eserleri:
1. Budala-nâme 2. Kitab-ı Mfglate 3. Vücûd nâme. Nazım-nesir karışık olan eserleri: 1. Saray-nâme Dilgüşâ. Kaygusuz Abdal hakkında en önemli neşir Abdu rahman Güzele aittir: Kaygusuz Abdal (1981).
Katip Çelebi
(1609-1657)
Yazar. Hacı Halîfe diye de tanınan yazarın asıl adı Musta*fadır. İstanbulda doğdu. Abdullah isimli bir zâtın oğludur. Özel tahsil görerek yetişmiş 1623′de Anadolu Muhasebesi Kalemine kâtip olmuştur. 1624′de babası ile birlikte Tercan Seferine katıldı. 1626 yılında Bağdat seferinden dönerken babasını kaybetti. 1628-1629 yıllarında yeniden öğrenime başlayıp esaslı bilgiler elde etmiştir. 1633-34′de hacı oldu. Revan Seferine katıldı (1634-35). Sonra İstanbula yerleşip eserlerini yazdı. İstanbulda öldü Zeyrek Camii civarına gö*müldü. Katip Çelebi zekî şuurlu ağırbaşlı bir ilim adamı idi. Eserlerinin bir kısmını Arapça bir kısmını da sâde Türkçe ile yazdı. Tarih coğrafya biyografiler bibliyografi otobiyogra*fi ahlâk tasavvuf tıp sosyoloji etnoloji vb. sahalarda ya*zılmış pek çok eserin sahibidir. Arapça ve Farsçanın yanı-sıra Fransızca Lâtince ve İtalyanca biliyordu. Batı anlayışı*na uygun İlmî eserleri Türk toplumunun kafasını Batıya açan ilk önemli eserlerdir. Dünyâca tanınmış Türk büyüklerindendir.
Eserleri: 1. Cihan-nümâ [Coğrafyaya dâir. Dünyânın kıta*ları hakkında bilgi verir. Amerikanın keşfinin Önemini dün*yânın yuvarlaklığını ülkelerin kısaca tarihini bitki örtüsü İle .hayvanlarını anlatır. İbrahim Müteferrika tarafından 1732′de basıldı.] 2. Fezleke [Arapça yazılmış umumî tarih. 1592-1654 yılları arasında olan hâdiseleri inceleyen Osman*lı tarihidir.] 3. Takvîmüt-tevârlh [Arapça dünya târihi. İbra*him Müteferrika matbaasında basıldı. Batı dillerine çevrildi.] 4. TuhfetUl-klbftr Iİ Esfaril-blhar [ (= Deniz sefer*leri hakkında büyüklerin hediyeleri). Türk denizcilik tarihi. 1645-1656 yılları arasındaki deniz savaşları anlatılır. Türkçe*dir. Müteferrika matbaasında basıldı.] 5. Düsturül-amel fî Islâhll-Halel [1653′de Osmanlı devlet hazînesinin karşılaş*tığı krizi önleme çarelerini anlatan eser. Şinasi tarafından Tasvlr-i Efkâr gazetesinde tefrika edildi (1863). Almancaya çevrildi.] 6. Keşfüz-zünun [ (Zanları gideren kitap) Bibli*yografya kitabı. 20 yılda yazıldı. 15 bine yakın kitabın konu ve yazarları tanıtılır. Fransızca ve Lâtinceye de çevrildi. Mil lî Eğitim Bakanlığı iki cilt hâlinde bastırdı (1941-1943). Türkçeye tercümesi gerekil olan kaynak eserlerdendir.7. MI-zânül-Hak fî İhtiyârİl-Ehakk [( = doğruyu seçmek için hak terazisi). Devrinde tartışılan dini ahlâkî ve sosyal mesele*ler hakkındaki görüşlerini bulunduran kitap. O.Saik Gökyay tarafından önsöz ve açıklama ilâvesi ile yayımlandı (1972). ] 8. Tercüme-I Târlh-I Frengi 9. Târih-i Kostantlniyye 10. Irşâ-del-hayara İlâ TârihiI-Yunan ver-rûm ven-nasara 11. Sülle-mül-vüsûl İlâ Tabakatll-Fühül (hâl tercümesi kitabı Arap*ça yazma hâlinde) 12. Levâmİuh-nûr fî Zulumât-ı Atlas Ml-nur (Mercatorun Lâtince kitabının tercümesi yazma hâlin*de) 13. Tuhfetül-ahyâr fîl-hikem vel-emsâl-vel-eşâr (Çe*şitli konularda şiir lâtîfe bilgi; yazma hâlinde) 14. Muhtasar Câmlul-mütûn. Kâtib Çelebi hakkında en iyi kitap TTK yayımları arasında Katip Çelebi Hayatı ve Eserle*ri Hakkında İnceleme adı ile 1957′de çıktı.15. Ilhâmül-Mukaddes fî feyzil-akdes [M.Hamldul-lah İslâm Tetkikleri Enstitüsü dergisinde neşretti (c. IV 1971). ] 16. Dürer-I Münteşire ve Gurer-İ Münteşire 17. Câ-mlül-mütûn min celİlil-fünûn 18. Recmür-racîm bîs-sİn vel-cîm 19. Beyzavî Tefsiri Şerhi 20. Muhammediye Şerhi
21. Kanun*nâme
HOCA SADEDDİN EFENDİ
(1536-1599)
Süslü nesir yazarı istanbulda doğdu. Yavuz Sultan Se*limin yakın nedîmi Hasan Çanın oğludur. Medrese öğreni*mi gördü. Müderrislik şehzade Murada hocalık ve şeyhü*lislâmlık yaptı. İstanbulda öldü. Eyüp Sultanm yakınına gömüldü.
Arapçadan Türkçeye dinî ve tasavvufî eserler tercüme etmiş Türkçe şiirler söylemiş ve bir de Selim-nâme yazmıştır. Fakat şöhretini süslü nesir ile yazdığı Tâcüt-tevârih (Tarihlerin Tacı) adlı eseri ile sağlamıştır.
Tâcüt-tevârih iki ciltlik Osmanlı tarihidir. Sultan Osman*dan başlayarak Yavuz Sultan Selim devri sonuna kadar olan olaylar anlatılmıştır. Eser eski harflerle 1862′de basıldı. [Sa*deleştirilmiş yayımını Kültür Bakanlığı 5 cilt hâlinde yaptı (1970).]
Tercümeleri: 1. Kuşeyrî Risalesi 2. Behcetül-Esrâr (El-şettanûfîden) 3. Mlratül-edvâr (Molla Musluhiddin Lâ-rîden) 4. Menakıb-ı Abdülkadir-l Geylâni
HERSEKLİ ARİF HİKMET
(1839-1903)
Divan şairi. Mostarda doğdu. Zülfikar Nafiz Paşanın oğ*ludur. İstanbulda öğrenim gördü. Anadolu ve Rumeli şehir*lerinde imparatorluğun merkez teşkilâtında memurluk ve hâkimlik yaptı.
Tanzimat edebiyatı döneminde yetişmiş olmasına rağ*men dîvan şiiri geleneğini devam ettirdi. Encümen-i Şuarâ şairlerindendir. Şiirlerini anlaşılır bir dil ile yazdı. Nâilî-i Ka*dim ve Fehimin tesirindedir. Gazellerinde duygu unsuru ağır basar. Tasavvuf! şiirleri de vardır. Dîvan şiirinin son büyük temsilcilerlndendir.
Eserleri:
1. Divan (İ.M.K. Inalın önsözü ile 1918′de bastı*rıldı) 2. Levâyıhul-hikem 3. Levamiul-efkâr. 4. Sevânihul-beyân 5. Mİsbâhul-îzah {Son dört eser çeşitli dergilerde çıktı ama kitap haline getirilmedi. Bunlar felsefî ve tasavvufi eserlerdir.)
HAKANİ MEHMET BEY
(?-1606)
Divan ve mesnevi şairi. İstanbulludur. Medrese tahsili görmüş sancak beyliği ve dîvan muhasebeciliği yapmıştır. İstanbulda öldü Edirnekapı Mezarlığına gömüldü.
Hakaniyi ebedîleştiren Hilye adındaki mesnevîsidir. Arapça Siyer ve Şemâil-i Şerif kitaplarından faydalanarak yazdığı ve Hz. Muhammedin fizikî yapısını beden özellikle*rini anlattığı bu mesnevi (yazılış tarihi 1598) asırlarca okunmuş eski ve yeni harflerle defalarca basılmıştır. Tasavvuf edebi*yatımızda hilye çığırı bu eserle açılmıştır. Pek çok nazîre ya*zılmışsa da hiçbiri bu eserin eristiği şöhret ve rağbete eri*şememiştir.
Diğer eserleri:
1 Divan (Elyazması halindedir) 2. Miftahüİ-fütuhat (40 hadis tercümesi mesnevi). [Fazla bilgi İçin İslâm Ansiklopedisi Hâkânî maddesi ile Alı Canip Yöntem'in makalesini okuyunuz (Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi II İstanbul).]
HABİBİ
(XVinci asır)
Azeri şairi. Bergüşadda doğdu (?). Akkoyunlu hükümdarı Sultan Yâkubun himayesinde yetişti. Şah İsmailin sarayı*na gitti ve korundu. Şâh İsmail ona meliküş-suarâ unvanı verdi. Bilinmeyen bir sebepten dolayı irandan ayrılıp İstan*bula geldi. Yavuz Sultan Selimin yakını oldu. İstanbulda (muhtemelen 1520′de) öldü. Sütlüce civarına gömüldü.
Habibi Azeri sahasında Nesimi ile Fuzuli arasında yeti*şen en büyük şairdir. Azerî Türkçesi ile yazdığı şiirlerde ahenkli bir dil ve parlak mecazlar ince hayaller vardır. Aşk ve tasavvuf temalarını işlemiştir.
Fuad Köprülü şâirin 42 şiirini yayımladı (Edebiyat Fakül*tesi Mecmuası C. VIII 1932). İ. H. Ertaylan da Habîbî hak*kında bir makale yayımladı. [Hayat Mecmuası (1928).]
GÜLŞEHRİ
(XIVüncü asır)
Şair. Asıl adı Süleymandır. Kırşehirde yaşadı. Ahî Evranın dervişlerindendir. Sonra kendisi de şeyh olmuştur. Mantıkut-tayrını İlhanlı hükümdarı Gazan Hana sundu (1307). Geniş bir tasavvuf kültürüne sahip olduğu eserlerinden an*laşılmaktadır. Doğum ve Ölüm tarihleri bilinmiyor.
Mantıkut tayr İranlı Şair Attarın aynı İsİmlt mesnevisi*nin geniş tercümesidir. Gülşehrî çevirisine Mevlananın Mesnevisi ile Kelile ve Dimneden hikayeler katmıştır. Ko*nusu tasavvuf olan bu eser akıcı ahenkli bir Türkçe ile ya*zılmıştır. Tasavvufu anlatan 4408 beyitten meydana gelmiş*tir. [Eserin tıpkı basımı A. Sırrı Levendin önsözü ile birlikte TDK tarafından yayımlandı. Müjgan Cumbur'un doktora te*zinin konusu da bu eserdir.] Felekname adlı eseri Farsça bir mesnevidir. [S. Kocatürk tercüme etti Gülşehri ve Feleknâme (1982).! Keramat-ı Ahî Evrân mesnevisinde Ahî Evrenın kerametlerini anlatır. yayınlandı (1955).! Gülşehrînin Farsça yazılmış Aruz risale*si ile nazire mecmualarında bulunan Türkçe 7 gazeli de mevcuttur. Manzum Kudûrî Tercümesi henüz bulunama*mıştır.
AZİZ (ALİ) EFENDİ
(?-1798)
Şâir yazar. Giritte doğdu. Girit Defterdarı Mehmed Efendinin oğlu. Babasından kalan serveti bitirdikten sonra İs*tanbula gelerek devlet hizmetine girdi. Daha sonra elçilik görevi ile Prusyaya gönderildi (1796). Berlinde öldü. Berlin Müslüman MezarhgYna gömüldü.
Eserleri baştan sona kadar tasavvuf sembolleri ile dolu*dur. Felsefe astronomi büyü fal v şeylere meraklıdır. Muhayyelât adlı eserindeki kahramanları da bu tür işlerle uğra*şan tiplerdir.
Dili ağır ve anlaşılması güçtür. Eserlerinde halk ve binbirgece masallarının bazı motiflerini kullanmıştır. Yazıları belli bir edebî türe sokulamayacak kadar karmaşık hikâyelerden meydana gelmiştir.
Eserleri:
1. Muhayyelâi-ı Aziz (1796′da yazıldı. Yeni yazı ile 1973′de Ahmet Kabaklı neşretti) 2. Vâridat-ı Mensûre (Tasavvufî didaktik bir risale) 3. Dîvançe.
SUNULLAH GAYBİ
(1615-1663)
Şâir. Kütahyada doğdu. Şeyh Ahmed Efendİnın oğludur babasından İslâm ilimleri ve tasavvuf dersi aldı. Sunullah Gaybi İstanbula gelip Aksarayda Oğlanlar Şeyhi İbrahim Efendiye bağlandi. 1655′te şeyhi ölünce Kütahyaya döndü. Burada bir zavi*ye yaparak halka nasihatler verdi. Kütahyada öldü.
Melâmî tarikatına bağlıdır. Hece ve aruz veznıyle sâde Türkçe ile tasavvufî şiirler yazmıştır.
Eserleri: 1. Dîvan [Elyazması halindedir. Yeni yazı ile de neşredildi (1963).] 2. Sohbet-nâme 3. Bîat-nâme [Son iki eser şeyhinin sohbetlerinin yazılması ile meydana gelmiş*tir.] 4 Tarîkul-Hakk fit-teveccühil-mutlak 5. Ruhulhakîka [Son iki eserde tarikat âdabı tasavvufun özellikleri tasav*vufta mestebeler anlatılmıştır.]
LESKOFÇALI GALİP
(1828-1876)
Dîvan şâiri. Leskofçada doğdu İsmâil Paşanın oğludur. İlk tahsilini doğduğu yerde yaptı. Özel dersler alarak Arap*ça ve Farsçayı Öğrendi. Sadaret Mektûbî Kaleminde Bos*nada Gümrük Emânetinde çalıştı (1849-1861 arası). Tuna gazetesinde başyazarlık yaptı (1864). Halep ve Giritte me*mur olarak bulundu istanbulda öldü.
Encürneni Şuarâ ( şâirler topluluğu)nun kurucusudur. XVIIinci yüzyıl şâirlerinden Nailî Şeyhülislâm Yahya ve Fehim-i Kadimİ örnek edinip şiirlerini tasavvufla yoğurdu şiirde klâsik zevki yaşattı. Dili sağlamdır. Etrafında topla*nan genç şâirlere klâsik şiirimizin zevkini inceliklerini gös*termiştir.
Leskofçalı Galipin ki dîvanı vardır. İlkine Rûh-ı Sânî adını vermiştir. İkincisi Dîvan âdını taşır. [Şiirlerini İbnü'l-Emin M.K. İnal toplayıp hayatı ve edebî şahsiyetini de tedkik ederek bir önsöz ilâve*si ile Gâlib Dîvânı adı ile yayımladı (1917).]
EŞREFOĞLU RUMİ
(?-1469)
Şâir yazar. Asıl adı Abdullahtır. Mısırdan göçerek iznike yerleşen bir ailenin oğludur. İyi bir öğrenim gördükten sonra Bursaya gelmiş Emir Sultanın hizmetine girmiştir. Onun tavsiyesi ile Ankaraya giderek Hacı Bayram-ı Velîye Önce devriş sonra damat olmuştur. Kadiri tarikatının Eşrefiye kolunun kurucusudur. İznikte öldü tekkesine gömüldü. Hayatı halk arasında menkıbeleşmiş bu efsâneler sonra*dan yazıya geçirilmiştir.
Yunus Emrenin ilahilerine benzer şiirler söyleyerek onun yolunda yürümüştür. Din ve tasavvuf temasını işleyen şiirlerinde bâzan aruz bâzan hece ölçüsünü kullanmıştır. Mensur eserinde de (Müzekkin-nüfûs) tasavvufun prensip*lerini anlatmış dervişlerine nefsi terbiye etme ve güzel ah*lâk sahibi olmanın yollarını anlatmıştır.
Eserleri:
1. Dîvan [elyazması nüshaları vardır. Önce Âsaf Halet Çelebi tarafından bir inceleme ile basılmış (1944) sonra Tercüman gazetesi 1001 Temel Eser diziside yayım*lanmıştır (1972).] 2. Müzekkin-nüfûs (Nefisleri temizleyen demektir mensurdur tasavvuf konusunu işler yeni yazı ile de neşredildi.) 3. Tarikat-nâme 4. Fütüvvet-nâme 5. Delailün-nübüvve 6. İbret-nâme 7. Mâziret-nâme 8. Hayret-nâme 9. Elest-nâme 10. Nasihat-nâme 11. Esrârüt-tâlibîn 12. Münâcât-nâme 13. Tâc-nâme.
[Hayâtı ve menkıbeleri üzerine yazılan Bursalı Mehmed Veliyyüddîn'in Menakıb-ı Eşref-zâde'si Abdullah Uçman ve Önder Akıncı tarafından yayımlandı (1976).]
AŞIK DERTLİ
(1772-1846)
Âşık. Asıl adı İbrahimdir. Geredenin Çağa bucağının Şahnalar (yeni adı Reşadiye) köyünde doğdu. Bayraktar Ali Ağa adlı bir çiftçinin oğludur. Babasının ölümünden sonra bir müddet çobanlık çiftçilik yaptı istanbula geldi; Barınamadığı için Anadoluya geçip kasaba kasaba dolaştı. Kon*yada üç yıl kahveci çıraklığı yaptı. Mısıra seyahat etti orada on yıl kalıp köyüne döndü ve evlendi. Yerleşik hayat tabiatına uygun olmadığı için tekrar seyahate çıktı. Sivas Zile Amasya Çankırı ve Ankarada zengin konaklarının saz*lı sözlü toplantılarına katıldı. Tekrar İstanbula geldi (1826). Sultan II. Mahmuda yakın olmak için şiirler sundu. Çağa âyantığına tâyin edildi (1827) fakat vergileri devlete devret*mediği için azledildi. Ankarada Alişan Beyin konağında öl*dü. Mezarı Ankarada Koyunpazarı yolunda idi. Gerede yolu üzerinde anıtmezarı vardır.
Meslekte yetişmiş bir âştk idi. Okur-yazar olduğu için dî*van şiirini de incelemiş bu edebiyattan faydalanmıştır Bektaşî tarikatına girmiş tasavvufî şiirler yazmıştır. Şiirle*rinde Fuzuli Pir Sultan Abdal Âşık Ömer ve Gevherinin te*sirleri vardır. Aruz ile yazılan gazel divan kalenderîleri de bulunmakla birlikte asil değeri hece ölçüsü ile yazdığı halk edebiyatı geleneklerine uygun olan koşma ve semailerinde görülür. Bu şiirlerde kuvvetli bir lirizm temiz ve sürükleyici bir üslup vardır. Daha hayatta iken şöhret sahibi olmuş pek çok halk şâirince usta kabul edilmiştir.
Aşık Dertlinin dîvanı hem eski hem de yeni yazı ile basılmıştır [Dertli Dîvanı taş basma h. 1329; Ahmet Talât Âşık Dertli Hayâtı ve Dîvânı 1928; Fuat Köprülü Türk Saz Şairleri c. III 1940
Şâir. Hayatı hakkında fazla bilgi yok. Sivasın Banaz köy*ünde doğdu. Asıl adı Haydar. Kanunî Sultan Süleyman ile İran Şahı I. Tâhmasb zamanında yaşadı. İran şahının tahriki ile Osmanlı Devleti aleyhine olan isyana katıldığı ve Iran le*hine casusluk yaptığı gerekçesi ile Hızır Paşa tarafından Si*vasta asıldı.
Hece vezni ve halk Türkçesi İle yazdığı şiirlerinde Şiî- Bâ*tınî inancını dile getirdi. Nefesleri asırlarca Alevî Bektaşî Türk zümreleri arasında sevilerek okundu. Hayatı menkıbeleşti. Türk halk edebiyatının büyük şairlerindendir.
Pir Sultan Abdalın hayatı ve şiirleri hakkında çıkan başlıca ki*taplar; 1. Sadettin Nüzhet Ergun Pir Sultan Abdal (1929) 2. Abdülbaki Gölpınarlı- P.N. Boratav Pîr Sultan Abdal (1943) 3. Cahit öztolli Pîr Sultan Abdal (1971).
Niyazi
Şâir. Malatyada doğdu. Tasavvuf eğitimi görmüş bunun İçin Malatya Mardin Bağdat ve Kerbelâ gibi İllerdeki şeyh*lerin yanında bulunmuştur. 1646 yılında İstanbula geldi. Halveti tarikatının Mısriyye kolunu kurup Bursada şeyh ol*du (1670). Önce Rodosa (1673) sonra iki defa Limni Adasına sürüldü (16911694). Sürgünde öldü.
Tasavvuf edebiyatı şairlerindendir. Aruz vezni ile yazdığı şiirlerde Fuzulinin hece vezni ile olan ilahierinde de Yunus Emrenin tesiri görülür. Şiirlerinin teması din ve tasavvuftur.
Dîvânı yeni yazı ile defalarca basıldı. İbrahim Yurdoren bu dîvandaki şiirlerin açıklamasını yayımladı (1966). Mevâldül-İrfan adlı eserini de Süleyman Ateş İrfan Sofraları adı ile Türkçeye çevirdi. Niyazi hakkında en Önemli çalışmayı Abdülbaki Gölpınarlı yapmış istanbul Üniversitesi Şarkiyat Mecmuasında neşretmiştir (C. VII 1972).
Kaygusuz Abdal
KAYGUSUZ ABDAL (1341?- )
Şâir. Alâiyede doğdu. Alâiye Beyi Hüsameddin Mahmudun oğludur. Kay*gusuz Abdalın asıl adı Alaaddin Gaybidir. İyi bir öğ*renim görmüş genç yaşta Abdal Musaya derviş olarak Kay*gusuz adını almıştır. XIVüncü asrın sonlarında Mısıra gi*derek bir tekke açmış Hicaz Suriye ve Irakı dolaşarak Ana*doluya dönmüştür. Rumelinin Yanya Filibe ve Manastır şehirlerinde de bulunmuş tahminen 1444 yılında ölmüştür.
Kaygusuz Abdal Yunus Emrenin yolunda yürüyen şairlerden*dir. Son zamanlarda yapılan ilmî araştırmalardan alevî ve bektaşi olmadığı ortaya çıkmıştır. Hem aruz ölçüsü hem de hece ölçüsü ile şiirler yazmıştır. Mensur eserleri mesnevileri ve ilâhileri vardır. Nesri sâde Türkçe iledir.
Manzum eserleri:
1. Divan 2. Gülistan 3. Mesnevi-i Baba Kaygusuz (3. Cilt) 4. Gevher-nâme 15. Minber-nâme.
Men*sur eserleri:
1. Budala-nâme 2. Kitab-ı Mfglate 3. Vücûd nâme. Nazım-nesir karışık olan eserleri: 1. Saray-nâme Dilgüşâ. Kaygusuz Abdal hakkında en önemli neşir Abdu rahman Güzele aittir: Kaygusuz Abdal (1981).
Katip Çelebi
(1609-1657)
Yazar. Hacı Halîfe diye de tanınan yazarın asıl adı Musta*fadır. İstanbulda doğdu. Abdullah isimli bir zâtın oğludur. Özel tahsil görerek yetişmiş 1623′de Anadolu Muhasebesi Kalemine kâtip olmuştur. 1624′de babası ile birlikte Tercan Seferine katıldı. 1626 yılında Bağdat seferinden dönerken babasını kaybetti. 1628-1629 yıllarında yeniden öğrenime başlayıp esaslı bilgiler elde etmiştir. 1633-34′de hacı oldu. Revan Seferine katıldı (1634-35). Sonra İstanbula yerleşip eserlerini yazdı. İstanbulda öldü Zeyrek Camii civarına gö*müldü. Katip Çelebi zekî şuurlu ağırbaşlı bir ilim adamı idi. Eserlerinin bir kısmını Arapça bir kısmını da sâde Türkçe ile yazdı. Tarih coğrafya biyografiler bibliyografi otobiyogra*fi ahlâk tasavvuf tıp sosyoloji etnoloji vb. sahalarda ya*zılmış pek çok eserin sahibidir. Arapça ve Farsçanın yanı-sıra Fransızca Lâtince ve İtalyanca biliyordu. Batı anlayışı*na uygun İlmî eserleri Türk toplumunun kafasını Batıya açan ilk önemli eserlerdir. Dünyâca tanınmış Türk büyüklerindendir.
Eserleri: 1. Cihan-nümâ [Coğrafyaya dâir. Dünyânın kıta*ları hakkında bilgi verir. Amerikanın keşfinin Önemini dün*yânın yuvarlaklığını ülkelerin kısaca tarihini bitki örtüsü İle .hayvanlarını anlatır. İbrahim Müteferrika tarafından 1732′de basıldı.] 2. Fezleke [Arapça yazılmış umumî tarih. 1592-1654 yılları arasında olan hâdiseleri inceleyen Osman*lı tarihidir.] 3. Takvîmüt-tevârlh [Arapça dünya târihi. İbra*him Müteferrika matbaasında basıldı. Batı dillerine çevrildi.] 4. TuhfetUl-klbftr Iİ Esfaril-blhar [ (= Deniz sefer*leri hakkında büyüklerin hediyeleri). Türk denizcilik tarihi. 1645-1656 yılları arasındaki deniz savaşları anlatılır. Türkçe*dir. Müteferrika matbaasında basıldı.] 5. Düsturül-amel fî Islâhll-Halel [1653′de Osmanlı devlet hazînesinin karşılaş*tığı krizi önleme çarelerini anlatan eser. Şinasi tarafından Tasvlr-i Efkâr gazetesinde tefrika edildi (1863). Almancaya çevrildi.] 6. Keşfüz-zünun [ (Zanları gideren kitap) Bibli*yografya kitabı. 20 yılda yazıldı. 15 bine yakın kitabın konu ve yazarları tanıtılır. Fransızca ve Lâtinceye de çevrildi. Mil lî Eğitim Bakanlığı iki cilt hâlinde bastırdı (1941-1943). Türkçeye tercümesi gerekil olan kaynak eserlerdendir.7. MI-zânül-Hak fî İhtiyârİl-Ehakk [( = doğruyu seçmek için hak terazisi). Devrinde tartışılan dini ahlâkî ve sosyal mesele*ler hakkındaki görüşlerini bulunduran kitap. O.Saik Gökyay tarafından önsöz ve açıklama ilâvesi ile yayımlandı (1972). ] 8. Tercüme-I Târlh-I Frengi 9. Târih-i Kostantlniyye 10. Irşâ-del-hayara İlâ TârihiI-Yunan ver-rûm ven-nasara 11. Sülle-mül-vüsûl İlâ Tabakatll-Fühül (hâl tercümesi kitabı Arap*ça yazma hâlinde) 12. Levâmİuh-nûr fî Zulumât-ı Atlas Ml-nur (Mercatorun Lâtince kitabının tercümesi yazma hâlin*de) 13. Tuhfetül-ahyâr fîl-hikem vel-emsâl-vel-eşâr (Çe*şitli konularda şiir lâtîfe bilgi; yazma hâlinde) 14. Muhtasar Câmlul-mütûn. Kâtib Çelebi hakkında en iyi kitap TTK yayımları arasında Katip Çelebi Hayatı ve Eserle*ri Hakkında İnceleme adı ile 1957′de çıktı.15. Ilhâmül-Mukaddes fî feyzil-akdes [M.Hamldul-lah İslâm Tetkikleri Enstitüsü dergisinde neşretti (c. IV 1971). ] 16. Dürer-I Münteşire ve Gurer-İ Münteşire 17. Câ-mlül-mütûn min celİlil-fünûn 18. Recmür-racîm bîs-sİn vel-cîm 19. Beyzavî Tefsiri Şerhi 20. Muhammediye Şerhi
21. Kanun*nâme
HOCA SADEDDİN EFENDİ
(1536-1599)
Süslü nesir yazarı istanbulda doğdu. Yavuz Sultan Se*limin yakın nedîmi Hasan Çanın oğludur. Medrese öğreni*mi gördü. Müderrislik şehzade Murada hocalık ve şeyhü*lislâmlık yaptı. İstanbulda öldü. Eyüp Sultanm yakınına gömüldü.
Arapçadan Türkçeye dinî ve tasavvufî eserler tercüme etmiş Türkçe şiirler söylemiş ve bir de Selim-nâme yazmıştır. Fakat şöhretini süslü nesir ile yazdığı Tâcüt-tevârih (Tarihlerin Tacı) adlı eseri ile sağlamıştır.
Tâcüt-tevârih iki ciltlik Osmanlı tarihidir. Sultan Osman*dan başlayarak Yavuz Sultan Selim devri sonuna kadar olan olaylar anlatılmıştır. Eser eski harflerle 1862′de basıldı. [Sa*deleştirilmiş yayımını Kültür Bakanlığı 5 cilt hâlinde yaptı (1970).]
Tercümeleri: 1. Kuşeyrî Risalesi 2. Behcetül-Esrâr (El-şettanûfîden) 3. Mlratül-edvâr (Molla Musluhiddin Lâ-rîden) 4. Menakıb-ı Abdülkadir-l Geylâni
HERSEKLİ ARİF HİKMET
(1839-1903)
Divan şairi. Mostarda doğdu. Zülfikar Nafiz Paşanın oğ*ludur. İstanbulda öğrenim gördü. Anadolu ve Rumeli şehir*lerinde imparatorluğun merkez teşkilâtında memurluk ve hâkimlik yaptı.
Tanzimat edebiyatı döneminde yetişmiş olmasına rağ*men dîvan şiiri geleneğini devam ettirdi. Encümen-i Şuarâ şairlerindendir. Şiirlerini anlaşılır bir dil ile yazdı. Nâilî-i Ka*dim ve Fehimin tesirindedir. Gazellerinde duygu unsuru ağır basar. Tasavvuf! şiirleri de vardır. Dîvan şiirinin son büyük temsilcilerlndendir.
Eserleri:
1. Divan (İ.M.K. Inalın önsözü ile 1918′de bastı*rıldı) 2. Levâyıhul-hikem 3. Levamiul-efkâr. 4. Sevânihul-beyân 5. Mİsbâhul-îzah {Son dört eser çeşitli dergilerde çıktı ama kitap haline getirilmedi. Bunlar felsefî ve tasavvufi eserlerdir.)
HAKANİ MEHMET BEY
(?-1606)
Divan ve mesnevi şairi. İstanbulludur. Medrese tahsili görmüş sancak beyliği ve dîvan muhasebeciliği yapmıştır. İstanbulda öldü Edirnekapı Mezarlığına gömüldü.
Hakaniyi ebedîleştiren Hilye adındaki mesnevîsidir. Arapça Siyer ve Şemâil-i Şerif kitaplarından faydalanarak yazdığı ve Hz. Muhammedin fizikî yapısını beden özellikle*rini anlattığı bu mesnevi (yazılış tarihi 1598) asırlarca okunmuş eski ve yeni harflerle defalarca basılmıştır. Tasavvuf edebi*yatımızda hilye çığırı bu eserle açılmıştır. Pek çok nazîre ya*zılmışsa da hiçbiri bu eserin eristiği şöhret ve rağbete eri*şememiştir.
Diğer eserleri:
1 Divan (Elyazması halindedir) 2. Miftahüİ-fütuhat (40 hadis tercümesi mesnevi). [Fazla bilgi İçin İslâm Ansiklopedisi Hâkânî maddesi ile Alı Canip Yöntem'in makalesini okuyunuz (Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi II İstanbul).]
HABİBİ
(XVinci asır)
Azeri şairi. Bergüşadda doğdu (?). Akkoyunlu hükümdarı Sultan Yâkubun himayesinde yetişti. Şah İsmailin sarayı*na gitti ve korundu. Şâh İsmail ona meliküş-suarâ unvanı verdi. Bilinmeyen bir sebepten dolayı irandan ayrılıp İstan*bula geldi. Yavuz Sultan Selimin yakını oldu. İstanbulda (muhtemelen 1520′de) öldü. Sütlüce civarına gömüldü.
Habibi Azeri sahasında Nesimi ile Fuzuli arasında yeti*şen en büyük şairdir. Azerî Türkçesi ile yazdığı şiirlerde ahenkli bir dil ve parlak mecazlar ince hayaller vardır. Aşk ve tasavvuf temalarını işlemiştir.
Fuad Köprülü şâirin 42 şiirini yayımladı (Edebiyat Fakül*tesi Mecmuası C. VIII 1932). İ. H. Ertaylan da Habîbî hak*kında bir makale yayımladı. [Hayat Mecmuası (1928).]
GÜLŞEHRİ
(XIVüncü asır)
Şair. Asıl adı Süleymandır. Kırşehirde yaşadı. Ahî Evranın dervişlerindendir. Sonra kendisi de şeyh olmuştur. Mantıkut-tayrını İlhanlı hükümdarı Gazan Hana sundu (1307). Geniş bir tasavvuf kültürüne sahip olduğu eserlerinden an*laşılmaktadır. Doğum ve Ölüm tarihleri bilinmiyor.
Mantıkut tayr İranlı Şair Attarın aynı İsİmlt mesnevisi*nin geniş tercümesidir. Gülşehrî çevirisine Mevlananın Mesnevisi ile Kelile ve Dimneden hikayeler katmıştır. Ko*nusu tasavvuf olan bu eser akıcı ahenkli bir Türkçe ile ya*zılmıştır. Tasavvufu anlatan 4408 beyitten meydana gelmiş*tir. [Eserin tıpkı basımı A. Sırrı Levendin önsözü ile birlikte TDK tarafından yayımlandı. Müjgan Cumbur'un doktora te*zinin konusu da bu eserdir.] Felekname adlı eseri Farsça bir mesnevidir. [S. Kocatürk tercüme etti Gülşehri ve Feleknâme (1982).! Keramat-ı Ahî Evrân mesnevisinde Ahî Evrenın kerametlerini anlatır. yayınlandı (1955).! Gülşehrînin Farsça yazılmış Aruz risale*si ile nazire mecmualarında bulunan Türkçe 7 gazeli de mevcuttur. Manzum Kudûrî Tercümesi henüz bulunama*mıştır.
AZİZ (ALİ) EFENDİ
(?-1798)
Şâir yazar. Giritte doğdu. Girit Defterdarı Mehmed Efendinin oğlu. Babasından kalan serveti bitirdikten sonra İs*tanbula gelerek devlet hizmetine girdi. Daha sonra elçilik görevi ile Prusyaya gönderildi (1796). Berlinde öldü. Berlin Müslüman MezarhgYna gömüldü.
Eserleri baştan sona kadar tasavvuf sembolleri ile dolu*dur. Felsefe astronomi büyü fal v şeylere meraklıdır. Muhayyelât adlı eserindeki kahramanları da bu tür işlerle uğra*şan tiplerdir.
Dili ağır ve anlaşılması güçtür. Eserlerinde halk ve binbirgece masallarının bazı motiflerini kullanmıştır. Yazıları belli bir edebî türe sokulamayacak kadar karmaşık hikâyelerden meydana gelmiştir.
Eserleri:
1. Muhayyelâi-ı Aziz (1796′da yazıldı. Yeni yazı ile 1973′de Ahmet Kabaklı neşretti) 2. Vâridat-ı Mensûre (Tasavvufî didaktik bir risale) 3. Dîvançe.
SUNULLAH GAYBİ
(1615-1663)
Şâir. Kütahyada doğdu. Şeyh Ahmed Efendİnın oğludur babasından İslâm ilimleri ve tasavvuf dersi aldı. Sunullah Gaybi İstanbula gelip Aksarayda Oğlanlar Şeyhi İbrahim Efendiye bağlandi. 1655′te şeyhi ölünce Kütahyaya döndü. Burada bir zavi*ye yaparak halka nasihatler verdi. Kütahyada öldü.
Melâmî tarikatına bağlıdır. Hece ve aruz veznıyle sâde Türkçe ile tasavvufî şiirler yazmıştır.
Eserleri: 1. Dîvan [Elyazması halindedir. Yeni yazı ile de neşredildi (1963).] 2. Sohbet-nâme 3. Bîat-nâme [Son iki eser şeyhinin sohbetlerinin yazılması ile meydana gelmiş*tir.] 4 Tarîkul-Hakk fit-teveccühil-mutlak 5. Ruhulhakîka [Son iki eserde tarikat âdabı tasavvufun özellikleri tasav*vufta mestebeler anlatılmıştır.]
LESKOFÇALI GALİP
(1828-1876)
Dîvan şâiri. Leskofçada doğdu İsmâil Paşanın oğludur. İlk tahsilini doğduğu yerde yaptı. Özel dersler alarak Arap*ça ve Farsçayı Öğrendi. Sadaret Mektûbî Kaleminde Bos*nada Gümrük Emânetinde çalıştı (1849-1861 arası). Tuna gazetesinde başyazarlık yaptı (1864). Halep ve Giritte me*mur olarak bulundu istanbulda öldü.
Encürneni Şuarâ ( şâirler topluluğu)nun kurucusudur. XVIIinci yüzyıl şâirlerinden Nailî Şeyhülislâm Yahya ve Fehim-i Kadimİ örnek edinip şiirlerini tasavvufla yoğurdu şiirde klâsik zevki yaşattı. Dili sağlamdır. Etrafında topla*nan genç şâirlere klâsik şiirimizin zevkini inceliklerini gös*termiştir.
Leskofçalı Galipin ki dîvanı vardır. İlkine Rûh-ı Sânî adını vermiştir. İkincisi Dîvan âdını taşır. [Şiirlerini İbnü'l-Emin M.K. İnal toplayıp hayatı ve edebî şahsiyetini de tedkik ederek bir önsöz ilâve*si ile Gâlib Dîvânı adı ile yayımladı (1917).]
EŞREFOĞLU RUMİ
(?-1469)
Şâir yazar. Asıl adı Abdullahtır. Mısırdan göçerek iznike yerleşen bir ailenin oğludur. İyi bir öğrenim gördükten sonra Bursaya gelmiş Emir Sultanın hizmetine girmiştir. Onun tavsiyesi ile Ankaraya giderek Hacı Bayram-ı Velîye Önce devriş sonra damat olmuştur. Kadiri tarikatının Eşrefiye kolunun kurucusudur. İznikte öldü tekkesine gömüldü. Hayatı halk arasında menkıbeleşmiş bu efsâneler sonra*dan yazıya geçirilmiştir.
Yunus Emrenin ilahilerine benzer şiirler söyleyerek onun yolunda yürümüştür. Din ve tasavvuf temasını işleyen şiirlerinde bâzan aruz bâzan hece ölçüsünü kullanmıştır. Mensur eserinde de (Müzekkin-nüfûs) tasavvufun prensip*lerini anlatmış dervişlerine nefsi terbiye etme ve güzel ah*lâk sahibi olmanın yollarını anlatmıştır.
Eserleri:
1. Dîvan [elyazması nüshaları vardır. Önce Âsaf Halet Çelebi tarafından bir inceleme ile basılmış (1944) sonra Tercüman gazetesi 1001 Temel Eser diziside yayım*lanmıştır (1972).] 2. Müzekkin-nüfûs (Nefisleri temizleyen demektir mensurdur tasavvuf konusunu işler yeni yazı ile de neşredildi.) 3. Tarikat-nâme 4. Fütüvvet-nâme 5. Delailün-nübüvve 6. İbret-nâme 7. Mâziret-nâme 8. Hayret-nâme 9. Elest-nâme 10. Nasihat-nâme 11. Esrârüt-tâlibîn 12. Münâcât-nâme 13. Tâc-nâme.
[Hayâtı ve menkıbeleri üzerine yazılan Bursalı Mehmed Veliyyüddîn'in Menakıb-ı Eşref-zâde'si Abdullah Uçman ve Önder Akıncı tarafından yayımlandı (1976).]
AŞIK DERTLİ
(1772-1846)
Âşık. Asıl adı İbrahimdir. Geredenin Çağa bucağının Şahnalar (yeni adı Reşadiye) köyünde doğdu. Bayraktar Ali Ağa adlı bir çiftçinin oğludur. Babasının ölümünden sonra bir müddet çobanlık çiftçilik yaptı istanbula geldi; Barınamadığı için Anadoluya geçip kasaba kasaba dolaştı. Kon*yada üç yıl kahveci çıraklığı yaptı. Mısıra seyahat etti orada on yıl kalıp köyüne döndü ve evlendi. Yerleşik hayat tabiatına uygun olmadığı için tekrar seyahate çıktı. Sivas Zile Amasya Çankırı ve Ankarada zengin konaklarının saz*lı sözlü toplantılarına katıldı. Tekrar İstanbula geldi (1826). Sultan II. Mahmuda yakın olmak için şiirler sundu. Çağa âyantığına tâyin edildi (1827) fakat vergileri devlete devret*mediği için azledildi. Ankarada Alişan Beyin konağında öl*dü. Mezarı Ankarada Koyunpazarı yolunda idi. Gerede yolu üzerinde anıtmezarı vardır.
Meslekte yetişmiş bir âştk idi. Okur-yazar olduğu için dî*van şiirini de incelemiş bu edebiyattan faydalanmıştır Bektaşî tarikatına girmiş tasavvufî şiirler yazmıştır. Şiirle*rinde Fuzuli Pir Sultan Abdal Âşık Ömer ve Gevherinin te*sirleri vardır. Aruz ile yazılan gazel divan kalenderîleri de bulunmakla birlikte asil değeri hece ölçüsü ile yazdığı halk edebiyatı geleneklerine uygun olan koşma ve semailerinde görülür. Bu şiirlerde kuvvetli bir lirizm temiz ve sürükleyici bir üslup vardır. Daha hayatta iken şöhret sahibi olmuş pek çok halk şâirince usta kabul edilmiştir.
Aşık Dertlinin dîvanı hem eski hem de yeni yazı ile basılmıştır [Dertli Dîvanı taş basma h. 1329; Ahmet Talât Âşık Dertli Hayâtı ve Dîvânı 1928; Fuat Köprülü Türk Saz Şairleri c. III 1940
Son düzenleme: