Tarihteki İlk Sinema Filmi
Tarihte İlk Sinema Filmi
Sinemanın tanımına uyan ilk film Fransız Lumiere kardeşlerin çektiği tren istasyonu temalı belgesel türü film, 1895′te Grand Cafe’de seyirciye sunuldu.
Sunumun hikayesi ise çok farklı ve ilginç:
“Parisliler o gün, capucines bulvari’ ndaki grand cafe’nin önünde lumiere kardeslerin ’sihirbazlık’ gösterisini izlemek için toplanmışlardı. Bu iki sihirbaz, yapacakları gösterinin sihir olmadığını söyleselerde kimse onlara inanmamıştı. Eğer sihirbaz değillerse düpedüz dolandırıcılardı. Kimse aksini düşünemezdi. Auguste önünde durduğu garip aleti kurcalıyordu. Hiçbir şey aksi gitmemeliydi. Son ayarları da yaptıktan sonra, kalabalığın şaşkın bakışlarını
izleyen ve her şeyin yolunda gitmesi için dua ettiği her halinden belli olan Louise döndü:
- Başlayalım mı?
Louise kafasıyla onayladı.
…
Bu olamazdı, imkansızdı. Perdenin üzerinde dev bir tren vardı ve Grand Cafe’deki herkesi ezmek üzereydi. Daha demin orada hiçbir şey yoktu. Eğer hemen kaçmazlarsa bu büyük tren onları ezecekti. Bir anda Grand Cafe’de kimse kalmamıştı. Halbuki, o tarihten sonra insanlığın en büyük eğlencesi olacak sinemanın doğuşuna tanıklık
ettiklerini bilselerdi, kalırlardı.”
Tarihte İlk Sinema Filmi
Sinemanın tanımına uyan ilk film Fransız Lumiere kardeşlerin çektiği tren istasyonu temalı belgesel türü film, 1895′te Grand Cafe’de seyirciye sunuldu.
Sunumun hikayesi ise çok farklı ve ilginç:
“Parisliler o gün, capucines bulvari’ ndaki grand cafe’nin önünde lumiere kardeslerin ’sihirbazlık’ gösterisini izlemek için toplanmışlardı. Bu iki sihirbaz, yapacakları gösterinin sihir olmadığını söyleselerde kimse onlara inanmamıştı. Eğer sihirbaz değillerse düpedüz dolandırıcılardı. Kimse aksini düşünemezdi. Auguste önünde durduğu garip aleti kurcalıyordu. Hiçbir şey aksi gitmemeliydi. Son ayarları da yaptıktan sonra, kalabalığın şaşkın bakışlarını
izleyen ve her şeyin yolunda gitmesi için dua ettiği her halinden belli olan Louise döndü:
- Başlayalım mı?
Louise kafasıyla onayladı.
…
Bu olamazdı, imkansızdı. Perdenin üzerinde dev bir tren vardı ve Grand Cafe’deki herkesi ezmek üzereydi. Daha demin orada hiçbir şey yoktu. Eğer hemen kaçmazlarsa bu büyük tren onları ezecekti. Bir anda Grand Cafe’de kimse kalmamıştı. Halbuki, o tarihten sonra insanlığın en büyük eğlencesi olacak sinemanın doğuşuna tanıklık
ettiklerini bilselerdi, kalırlardı.”