Tanrı ve Ben
Büyük bir kilisenin Papazı her sabah uyandığında odasına giren hademeye zamanı ve havayı sorardı.
Adamcağız içeri girer girmez:
"Saat kaç? Hava nasıl?" soruları ile karşılanırdı.
Her verdiği cevabın arkasından da papaz:
"Teşekkür ederim. Tanrı ve ben bunu biliyoruz," derdi.
Papazın her gün aynı şeyi söylemesi onu sinirlendirirdi. Bir gün içeri girip de perdeleri açacağı sırada papaz:
"Saat kaç? Hava nasıl?" diye tekrar sordu.
Adamcağız sinirli bir şekilde:
"Saat sekiz, ortalık günlük güneşlik," der.
Bunun üzerine Papaz:
"Teşekkür ederim. Tanrı ve ben bunu biliyoruz," deyince adam hiddetle perdeleri açarak:
"Bir şey bildiğiniz yok! Saat on ve bardakran boşanırcasına da yağmur yağıyor," der.
Büyük bir kilisenin Papazı her sabah uyandığında odasına giren hademeye zamanı ve havayı sorardı.
Adamcağız içeri girer girmez:
"Saat kaç? Hava nasıl?" soruları ile karşılanırdı.
Her verdiği cevabın arkasından da papaz:
"Teşekkür ederim. Tanrı ve ben bunu biliyoruz," derdi.
Papazın her gün aynı şeyi söylemesi onu sinirlendirirdi. Bir gün içeri girip de perdeleri açacağı sırada papaz:
"Saat kaç? Hava nasıl?" diye tekrar sordu.
Adamcağız sinirli bir şekilde:
"Saat sekiz, ortalık günlük güneşlik," der.
Bunun üzerine Papaz:
"Teşekkür ederim. Tanrı ve ben bunu biliyoruz," deyince adam hiddetle perdeleri açarak:
"Bir şey bildiğiniz yok! Saat on ve bardakran boşanırcasına da yağmur yağıyor," der.