ashli
Bayan Üye
Tango Çesitleri, Tangoda Roller
Tango gerek Arjantin'in çeşitli bölgelerinde gerekse dünyanın çeşitli ülkelerinde farklı olarak biçimlenmiş ve ortaya az çok farklı stiller ortaya çıkmıştır. Tango'nun günümüzdeki belli başlı stilleri şu adlarla tanınır:
Arjantin Tango
Tango Oriental (uruguayo)
Tango Canyengue
Tango Liso
Tango Salon
Tango Orillero
Tango Milonguero (Tango Apilado)
Tango Nuevo (New Tango)
Show Tango (Fantasia olarak da bilinir)
Ballroom Tango
Finnish Tango (Fin Tango)
Tango'da Roller
Birçok kimsenin gözünde tango, erkeğin dizginleri elinde tuttuğu bir tutku dansıdır; eşler pist boyunca birlikte süzülürken, erkek dramatik hareketlerle kıvırıp büktügü ve döndürdügü kadına yön verir. Oysa tango her zaman böyle yapılmadığı gibi, yeni biçimler de gelişmeye devam ediyor. Tangonun oluşum yılları olan 19. yüzyıl sonlarında, Afrika-Arjantin tango partnerleri kucak kucağa değil, daha çok ayrı dans ederlerdi. Kaldı ki kadınlar dans sırasında dizginleri partnerlerine bırakmaya her zaman razı gelmezler. Hatta bazı kadınlar yol gösterici konumun partnerler arasında sürekli el değiştirdiği bir tango biçımını uygulama noktasına vardırmışlardır ışı; bu dans üslubu kimi zaman karşılıklı yol gösterme olarak anılır.
Karşılıklı yol gösterme yeni bir adımlar dizisinden çok, tango partnerleri arasında iletişimde farklı bir perspektifin benimsenmesiyle, iletişimin ön plana çıkmasıyla ilgilidir. Kadınların tangoda dizginleri ele alması yeni bir şey değildir, ama bu uygulama çoğu kez sessizce geçıştırılır. Karşılıklı yol göstermenin temeli partnerler arasında gelişen kişisel davranış tarzında, bedensel diyalogda yatar; böylece kadın bazen dansın hangi yönde ilerlemesi gerektiğini önerme yolunu bulur. Kadınların yol göstericiliğe katılması fikrine birçok geleneksel tango dansçisinin sıcak bakmamasına karşın, bazıları bu fikri irdelemeye ve geliştirmeye çalışıyor.New York'ta karşılıklı yol göstericilik dersleri veren Arjantin asıllı Virginia Kelly, "Tango hâlâ evrim içinde ve sürekli değişiyor; karşılıklı yol göstericilik dansçıların hareket alanını ve repertuarını genişleten bir şey" diyor. Bunun tangoda erkeklerin ve kadınların rollerini tersine çevirmeyle, kadınların sürekli dizginleri elde tutmasını sağlamayla ilgisi olmadığını, daha çok eşler arasındaki diyaloğa odaklanmaya yönelik olduğunu açıklıyor. Kadın karşısındaki partnerle etkileşime girmede özgür davranır ve kabul edip etmeme kararını erkeğe bırakan bir öneride bulunur. Tıpkı bir sohbette olduğu gibi, yol gösterici konumun el değiştirdiği bir alışveriş söz konusudur burada. İşin pratiğine bakılırsa, tangoda zamanının büyük bölümünü geriye doğru yürümekle geçiren kadının yol göstericiliği üstlenmesini sağlayacak birçok fırsat çikar; ama yol göstericilik alışverişi sadece bir çifti daha yakın bir iletişim içine çekmekle kalmaz, yeni adımları ve üslupları yaratma olanağının da önünü açar.
Heidi Schultz'ın bir makalesinden derlenmiştir.
Tangonun Tarihi
Tango, Arjantin – Buenos Aires kaynaklı bir danstır. Dansla ilgili tüm müzik tarzları da bu adla anılmaktadır. Tango, ilk zamanlar sadece Arjantin kökenli bu dansı anlatmak için kullanıldıysa da, günümüzde tangonun Arjantin Tango, Salon Tangosu (Amerikan ve Uluslararası), Fin Tangosu gibi bir çok değişik çeşitleri doğmuştur. Yine de sadece tango denildiğinde genellikle “Arjantin Tango”’dan anlaşılmalıdır.
Tango kaynağını Buenos Aires’ta yaşayan Afrika kökenli topluluktan alır ve eski Afrika dans figürlerinden beslenir. Tango gelişimi süresince bölgede bulunan bir çok göçmen kültürden etkilenir. Bu yüzden tango bazen “Arjantin’deki göçmenlerin müziği” olarak adlandırılır.
“Tango” kelimesinin kaynağı hakkında bir takım teoriler vardır. Bunlardan son yıllarda en popüler olanı bu ismin bölgede yaşayan Afrika kökenli topluluktan geldiğidir. Bu topluluk, davul tanrılarının ismi ile davul’un İspanyolcası’nı (tambor) karıştırarak “Tango” kelimesini yaratmışlardır.
Tango dans olarak 19. yüzyıl’ın sonlarına doğru Buenos Aires ve Montevideo (Uruguay’ın başkenti) dolaylarında başladı. Tango kelimesi dans ile ilintili olarak ilk kez 1890’larda kullanılmaya başladı. İlk başlarda bu bölgede yapılan danslardan sadece bir tanesiyken, kısa zamanda popüler olarak sahnelerde, sokaklarda yerini aldı ve kentin kenar mahallelerinde binlerce Avrupalı göçmenin bulunduğu varoşlara kadar yayıldı.
Yirminci yüzyılın başlarında tango dansçıları ve orkestraları, Buenos Aires ve Montevideo’dan Avrupa’ya giderek bu dansı yaymaya başladı. Avrupa’da ilk tango çılgınlığı Paris’te başladı ve sonrasında Londra, Berlin ve diğer önemli kentler de bu salgına katıldı. 1920’lere doğru gelindiğinde tango, New York ve Finlandiya’da da önem kazandı. Tango buralara geldiğinde daha az beden teması olacak şekilde değişime uğrayarak “Salon Tangosu”’na dönüştü. Fakat sonraları Avrupa’da diğer dansların moda olması ve sinemanın icadı gibi sebeplerle popüleritesini yitirmiştir.
1929’da bütün dünyayı etkileyen büyük ekonomik buhran ve sonrasındaki siyasi krizler sırasında Tango, anavatanı Arjantin’de de büyük bir düşüşe geçmiştir. 1950’li yıllarda Juan Perón hükümetinin Tango’yu bir milli değer ve ulusal gurur meselesi haline getirmesiyle Tango tekrar altın yıllarını yaşasa da Perón hükümeti sonrasında Arjantin’de yaşanan askeri diktatörlük, halkın sosyal mekanlarda toplanmasını yasaklaması ve sonrasında ortalığı kasıp kavuran “Rock’and’Roll” çılğınlığıyla tekrar unutulmaya yüz tutmuştur. Tango, bu dönemlerde küçük dans klüplerinde yaşamını sürdürüp 1980’lerde dünya çapında canlanarak tekrar hayata dönmüştür. Bu canlanmaının kaynağında 1983’te Paris’te sahnelenmeye başlanan ve Claudio Segovia ile Hector Orezzoli tarafından tasarlanan “Tango Argentino” isimli şovun önemli bir payı vardır. Şov dünya çapında bir yankı uyandırmış ve Avrupa’nın her tarafında insanlar tango dersleri almaya başlamışlardır.