YusuFMisaLi
Kayıtlı Üye
Takva ALLAH'ın Öncekilere ve sonrakilere tavsiyesidir. Şöyle buyurur:
"Sizden önce kitab verilenlere de: "ALLAH'a karşı takvalı olun" diye tavsiye ettik." (701).
Önemine binaen Cenab-ı Hak takvayı Öncekilere de gelecek olanlara da tavsiye etmiştir.
Rasulü Ekrem (s.a.v.) de ebedi tavsiyesinde takvanın önemini belirtir.
Ebu Zerr ve Muaz b. Cebel (r.anhüma) dan: Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Nerede olursan ol. ALLAH'ın yasaklarından sakın (ALLAH'a karşı takvalı ol.) Kötülüğün hemen ardından iyilik yap ki onu silsin ve insanlara da iyilikle muamele et." (702).
Bunun için müslümanm takvaya sarılması, Rabbine taatle amel etmesi ve O'nun gazabına uğrayacak şeylerden sakınması lazımdır. Nerede, ne durumda olursa olsun, gündüz ve gece, sabah ve akşam, söz ve amel, gizli ve açık, evde, caddede, çarşıda, mescidde, işyerinde, gezegenlerde veya suyun altında olsun bu prensibi unutmaması lazımdır. Başarıya ulaşmış mü'min kul, şunu iyi bilir ki Cenab-ı Hak devamlı onu gözetmektedir. Gizli ve açık hiçbir şey O'na gizli değildir. Şöyle buyurur:
"Sözü açık söylesen de (gizli söylesen de) muhakkak O, gizliyi ondan daha gizlisini de bilir." (703).
(701) Kur'an-ı Kerim, Nisa, 131
(702) Ahmedb. Hanbel, 5/153. Tirmizi, Birr, ma cae fi muaşeretin-nas, 4/355, Tirmizi hasen olduğunu söylemiştir. Hakim, 1/51. Taberani, Mu'cemüs-Sağir, 1/192. Elbani, Sahihu'l-Camii's-Sağir, 1/86, no: 96
"ALLAH gözlerin hain bakışlarını ve göğüslerin gizlediği düşünceleri bilir." (704). Takvanın Tarifi:
Lügatta Takva; <JJI»Uj =ALLAH onu korudu, sıyanet etti demek tir. Mastarı %\Sj ve Cj» gelir.
tj~iJl £*Jj =0nu korudum ve onu eziyete karşı sakladım, demektir. ^ J*j =Nefsini salih amellerle günahlardan ve azabdan koruy an adam, demektir. Çoğulu '.Ç&t gelir. (705).
Bu kelime aynı zamanda himaye temek, sıyanet etme^, sakındırmak ve korumak manalarına da gelir.
Şeriat ıstılahında takva; Müslümanm ALLAH'ın rızasını kazanmak için emrettiklerini yapması, gazabından korunmak için yasakladıklarından sakınmasıdır. Bu ALLAH'ın rızasını elde etmek için salih ameller yapmaya çahşmak ve diğerlerinden uzaklaşmaktır.
îbni Receb el-Hanbeli şöyle der: "Kulun Rabbi için takvası, Rab-bi ile kendi arasında, Rabbin gazabından, azabından, cezasından kendisini koruyacak'bir koruyucu vasıta koymasıdır ki bu Rabbe itaat olan ibadetleri yapmak ve ona isyan olacak şeylerden kaçınmaktır." (706).
îbni Abbas şöyle tarif eder: "Muttakiler, hidayet olarak bildi ri şeyleri terketmek suretiyle ALLAH'ın cezasına uğramamak için uyanık halde, dikkatli bulunan, göndermiş olduğu gerçekleri doğrulamak suretiyle O'nun rahmetini uman kimselerdir,"
Hasen-i Basri de şöyle der: "Muttakiler, ALLAH'ın kendilerine haram kıldıklarından sakınan, farz kıldığı şeyleri yerine getiren kimselerdir."
Talk b. Habib: "Takva, ALLAH'tan gelen bir nur üzere, ALLAH'ın sevabını umarak ALLAH'a itaat olan ibadeti işlemek; yine ALLAH'tan gelen bir nur üzere, ALLAH'ın cezasından korkarak ALLAH'a isyan olan amelleri terketnıektir." (707).
(703) Kur"an-ı Kerim, Tana, 7
(704) Kufan-ı Kerim, Mü'min, 19
(705) ibniManzur, Lisanü'l-Arab, 6/4901-4902
(706) ibni Receb el-Hanbeli.CamiuUJlumvel-Hikem, s.137-138
(707) Aynı kaynak
236
Hz. Ömer, Übeyy b, Ka'b'a takvayı sordu. Übeyy ona:
-Dikenli bir yolda yürüdün mü? dedi. Ömer:
-Evet, dedi. Übeyy:
-Orada yürürken ne yaptın (nasıl yürüdün)? diye sordu. Ömer:
-Eteklerimi topladım, (dikenler batmasın diye) dikkatle yürümeye çalıştım, dedi. Übeyy:
-İşte takva budur, dedi,
Ibni Mu'tez bu manaya dayanarak şu şiiri söyledi:
"Günahın küçüğünden de sıyrıl,"
"Büyüğünden de ki takva budur,"
"Dikenli yolda yürüyen gibi yap ki o,"
"Gördüğü şeylerden sakınır."
"Küçüktür diye küçük görme ki."
"Dağlar ufacık parçalardan meydana gelir."
Ebü'd-Derdâya:
-Senin adamların şiir söylüyorlar. Halbuki senden hiçbir şiir ezberlenmedi denildi. Bunun üzerine o şu beyitleri okudu:
"Kişi emellerine ulaşmak ister."
"ALLAH da kendi iradesini gerçekleştirir."
"Kişi istifadem ve malım der;" (708).
"Halbuki takva istifade edileceklerin en hayırhsıdır."
"Sizden önce kitab verilenlere de: "ALLAH'a karşı takvalı olun" diye tavsiye ettik." (701).
Önemine binaen Cenab-ı Hak takvayı Öncekilere de gelecek olanlara da tavsiye etmiştir.
Rasulü Ekrem (s.a.v.) de ebedi tavsiyesinde takvanın önemini belirtir.
Ebu Zerr ve Muaz b. Cebel (r.anhüma) dan: Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Nerede olursan ol. ALLAH'ın yasaklarından sakın (ALLAH'a karşı takvalı ol.) Kötülüğün hemen ardından iyilik yap ki onu silsin ve insanlara da iyilikle muamele et." (702).
Bunun için müslümanm takvaya sarılması, Rabbine taatle amel etmesi ve O'nun gazabına uğrayacak şeylerden sakınması lazımdır. Nerede, ne durumda olursa olsun, gündüz ve gece, sabah ve akşam, söz ve amel, gizli ve açık, evde, caddede, çarşıda, mescidde, işyerinde, gezegenlerde veya suyun altında olsun bu prensibi unutmaması lazımdır. Başarıya ulaşmış mü'min kul, şunu iyi bilir ki Cenab-ı Hak devamlı onu gözetmektedir. Gizli ve açık hiçbir şey O'na gizli değildir. Şöyle buyurur:
"Sözü açık söylesen de (gizli söylesen de) muhakkak O, gizliyi ondan daha gizlisini de bilir." (703).
(701) Kur'an-ı Kerim, Nisa, 131
(702) Ahmedb. Hanbel, 5/153. Tirmizi, Birr, ma cae fi muaşeretin-nas, 4/355, Tirmizi hasen olduğunu söylemiştir. Hakim, 1/51. Taberani, Mu'cemüs-Sağir, 1/192. Elbani, Sahihu'l-Camii's-Sağir, 1/86, no: 96
"ALLAH gözlerin hain bakışlarını ve göğüslerin gizlediği düşünceleri bilir." (704). Takvanın Tarifi:
Lügatta Takva; <JJI»Uj =ALLAH onu korudu, sıyanet etti demek tir. Mastarı %\Sj ve Cj» gelir.
tj~iJl £*Jj =0nu korudum ve onu eziyete karşı sakladım, demektir. ^ J*j =Nefsini salih amellerle günahlardan ve azabdan koruy an adam, demektir. Çoğulu '.Ç&t gelir. (705).
Bu kelime aynı zamanda himaye temek, sıyanet etme^, sakındırmak ve korumak manalarına da gelir.
Şeriat ıstılahında takva; Müslümanm ALLAH'ın rızasını kazanmak için emrettiklerini yapması, gazabından korunmak için yasakladıklarından sakınmasıdır. Bu ALLAH'ın rızasını elde etmek için salih ameller yapmaya çahşmak ve diğerlerinden uzaklaşmaktır.
îbni Receb el-Hanbeli şöyle der: "Kulun Rabbi için takvası, Rab-bi ile kendi arasında, Rabbin gazabından, azabından, cezasından kendisini koruyacak'bir koruyucu vasıta koymasıdır ki bu Rabbe itaat olan ibadetleri yapmak ve ona isyan olacak şeylerden kaçınmaktır." (706).
îbni Abbas şöyle tarif eder: "Muttakiler, hidayet olarak bildi ri şeyleri terketmek suretiyle ALLAH'ın cezasına uğramamak için uyanık halde, dikkatli bulunan, göndermiş olduğu gerçekleri doğrulamak suretiyle O'nun rahmetini uman kimselerdir,"
Hasen-i Basri de şöyle der: "Muttakiler, ALLAH'ın kendilerine haram kıldıklarından sakınan, farz kıldığı şeyleri yerine getiren kimselerdir."
Talk b. Habib: "Takva, ALLAH'tan gelen bir nur üzere, ALLAH'ın sevabını umarak ALLAH'a itaat olan ibadeti işlemek; yine ALLAH'tan gelen bir nur üzere, ALLAH'ın cezasından korkarak ALLAH'a isyan olan amelleri terketnıektir." (707).
(703) Kur"an-ı Kerim, Tana, 7
(704) Kufan-ı Kerim, Mü'min, 19
(705) ibniManzur, Lisanü'l-Arab, 6/4901-4902
(706) ibni Receb el-Hanbeli.CamiuUJlumvel-Hikem, s.137-138
(707) Aynı kaynak
236
Hz. Ömer, Übeyy b, Ka'b'a takvayı sordu. Übeyy ona:
-Dikenli bir yolda yürüdün mü? dedi. Ömer:
-Evet, dedi. Übeyy:
-Orada yürürken ne yaptın (nasıl yürüdün)? diye sordu. Ömer:
-Eteklerimi topladım, (dikenler batmasın diye) dikkatle yürümeye çalıştım, dedi. Übeyy:
-İşte takva budur, dedi,
Ibni Mu'tez bu manaya dayanarak şu şiiri söyledi:
"Günahın küçüğünden de sıyrıl,"
"Büyüğünden de ki takva budur,"
"Dikenli yolda yürüyen gibi yap ki o,"
"Gördüğü şeylerden sakınır."
"Küçüktür diye küçük görme ki."
"Dağlar ufacık parçalardan meydana gelir."
Ebü'd-Derdâya:
-Senin adamların şiir söylüyorlar. Halbuki senden hiçbir şiir ezberlenmedi denildi. Bunun üzerine o şu beyitleri okudu:
"Kişi emellerine ulaşmak ister."
"ALLAH da kendi iradesini gerçekleştirir."
"Kişi istifadem ve malım der;" (708).
"Halbuki takva istifade edileceklerin en hayırhsıdır."