T.C.YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2003/12-562 K. 2003/540 T. 1.10.2003
Taraflar arasındaki ""itirazın kaldırılması"" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5.İcra Tetkik Mercii Hakimliğince davanın reddine dair verilen 28.6.2002 gün ve 2002/675 E. 2002/1467 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 25.11.2002 gün ve 2002/26205-25036 sayılı ilamı ile; ( ... İcra takibine konu tahliye taahhüdü 1.4.2000 başlangıç tarihli kira sözleşmesi yapıldığı sırada verilmiş olup kiracının mecurda oturur iken bu sözleşmenin yenileme mahiyetinde düzenlendiği dolayısı ile müzayaka halinin sözkonusu olmadığı, kaldı ki tahliyeye ve imzaya itiraz edilmediğinden müzayaka iddiasının Mercii nezdinde ileri sürülemeyeceği anlaşılmaktadır. Tahliye taahhüdü içeriğinde belirtilen ""mukavele sonunda taraflar arasında anlaşma yapılmadığı takdirde kiracı dükkanı hiçbir sebep göstermeden ve yazışma yapılmadan boş teslim edecektir. Bunu taahhüt eder"" ibaresi yeni bir anlaşma yapılmaması hususunu taşımakta olup tahliye taahhüdünün şartlı olduğunu göstermemektedir. Borçlu akdin yenilendiğine veya uzatıldığına ilişkin İ.İ.K.nun 275. maddesinde açıklandığı gibi yazılı bir belge de ibraz edemediğinden alacaklının talebinin kabulü gerekirken aksi düşünce ile talebin reddine karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan Ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 1.10.2003 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI :
6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanunun 7/a maddesi kiracının taahhüdünü tahliye sebebi olarak kabul etmiş, bu konuda ayrıntılı bir düzenleme getirmemiştir. Hangi tür taahhüdün geçerli olduğu ve kiracıyı bağlar nitelik taşıdığı olayın özelliği ve irade açıklamasının içeriğine göre belirlenir. Taahhüt kiracının kiralananı belli bir tarihte tahliye etme konusundaki irade açıklamasıdır. Bu irade açıklamasının hukuki sonuç doğurabilmesi için her türlü baskıdan uzak olması gerekir. Böyle olmayan belli bir tarihi taşımayan kiralayanın iradesine bağlı olan baskı aracı olarak kullanılmaya imkan veren yazılı beyan; kanunun aradığı anlamda ve içtihatların kabul ettiği biçimdeki bir taahhüt olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Davaya konu edilen ve hükme esas alınan yazılı kira sözleşmesi 1.4.2000 başlangıç tarihli ve 2 yıl sürelidir.5özleşmenin özel şartlar bölümünde ""mukavele sonunda taraflar arasında anlaşma yapılmadığı takdirde kiracı dükkanı sebep göstermeden ve yazışma yapmadan boş teslim edecektir. Bunu taahhüt eder."" Hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm kiralayana üstünlük tanıyan, yeni sözleşme yapılmasını onun iradesine bağlı kılan bir nitelik taşır. İstediği kirayı alamayan kiralayandan da yeni bir sözleşme yapılması beklenemeyeceğinden bu hükme dayanarak tahliye kararı verilemez. Aksi 6570 sayılı Kanunun amacına emredici hükümlerine uygun düşmez. Kanunun aradığı anlamda bir tahliye taahhüdü yoktur.Direnme kararının onanması gerektiği görüşündeyiz.
Taraflar arasındaki ""itirazın kaldırılması"" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5.İcra Tetkik Mercii Hakimliğince davanın reddine dair verilen 28.6.2002 gün ve 2002/675 E. 2002/1467 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 25.11.2002 gün ve 2002/26205-25036 sayılı ilamı ile; ( ... İcra takibine konu tahliye taahhüdü 1.4.2000 başlangıç tarihli kira sözleşmesi yapıldığı sırada verilmiş olup kiracının mecurda oturur iken bu sözleşmenin yenileme mahiyetinde düzenlendiği dolayısı ile müzayaka halinin sözkonusu olmadığı, kaldı ki tahliyeye ve imzaya itiraz edilmediğinden müzayaka iddiasının Mercii nezdinde ileri sürülemeyeceği anlaşılmaktadır. Tahliye taahhüdü içeriğinde belirtilen ""mukavele sonunda taraflar arasında anlaşma yapılmadığı takdirde kiracı dükkanı hiçbir sebep göstermeden ve yazışma yapılmadan boş teslim edecektir. Bunu taahhüt eder"" ibaresi yeni bir anlaşma yapılmaması hususunu taşımakta olup tahliye taahhüdünün şartlı olduğunu göstermemektedir. Borçlu akdin yenilendiğine veya uzatıldığına ilişkin İ.İ.K.nun 275. maddesinde açıklandığı gibi yazılı bir belge de ibraz edemediğinden alacaklının talebinin kabulü gerekirken aksi düşünce ile talebin reddine karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan Ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 1.10.2003 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI :
6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanunun 7/a maddesi kiracının taahhüdünü tahliye sebebi olarak kabul etmiş, bu konuda ayrıntılı bir düzenleme getirmemiştir. Hangi tür taahhüdün geçerli olduğu ve kiracıyı bağlar nitelik taşıdığı olayın özelliği ve irade açıklamasının içeriğine göre belirlenir. Taahhüt kiracının kiralananı belli bir tarihte tahliye etme konusundaki irade açıklamasıdır. Bu irade açıklamasının hukuki sonuç doğurabilmesi için her türlü baskıdan uzak olması gerekir. Böyle olmayan belli bir tarihi taşımayan kiralayanın iradesine bağlı olan baskı aracı olarak kullanılmaya imkan veren yazılı beyan; kanunun aradığı anlamda ve içtihatların kabul ettiği biçimdeki bir taahhüt olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Davaya konu edilen ve hükme esas alınan yazılı kira sözleşmesi 1.4.2000 başlangıç tarihli ve 2 yıl sürelidir.5özleşmenin özel şartlar bölümünde ""mukavele sonunda taraflar arasında anlaşma yapılmadığı takdirde kiracı dükkanı sebep göstermeden ve yazışma yapmadan boş teslim edecektir. Bunu taahhüt eder."" Hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm kiralayana üstünlük tanıyan, yeni sözleşme yapılmasını onun iradesine bağlı kılan bir nitelik taşır. İstediği kirayı alamayan kiralayandan da yeni bir sözleşme yapılması beklenemeyeceğinden bu hükme dayanarak tahliye kararı verilemez. Aksi 6570 sayılı Kanunun amacına emredici hükümlerine uygun düşmez. Kanunun aradığı anlamda bir tahliye taahhüdü yoktur.Direnme kararının onanması gerektiği görüşündeyiz.