DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının kendisini 1989 yılında temerrüde düşürerek aleyhinde tahliye kararı aldığını, mahkeme kararından sonra kira konusunda yeniden anlaştıklarını ve sözleşmenin devam ettiğini, bu kez davalının eski tahliye kararını infaz etmeye kalkıştığını ileri sürerek kiracılığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı aleyhine tahliye kararı aldığını, kira sözleşmesini yenilemediğini savunmuş, mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının davacıya ait kiralananda 1.6.1989 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşme ile kiracı olarak bulunduğu sırada Ekim 1989 ayı kirasını ihtara rağmen ödememesi nedeniyle aleyhine 11.12.1989 tarihinde tahliye davası açıldığı, mahkemece 22.2.1990 gününde tahliyesine karar verildiği ve bu kararın 1990 yılı içinde kesinleştiği toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Böylece taraflar arasında yapılmış bulunan ilk kira sözleşmesi, mahkeme kararı ile feshedilmiştir. Buna rağmen davalı anılan tahliye kararını infaz ettirmemiştir. Sonradan tahliye ilamını icraya koyduğu 1.6.1996 gününe kadar uzunca süre içinde kira parasını ihtirazı kayıt ileri sürmeden artırarak almayı devam ettirmiştir. Bu durumda taraflar arasında eskisinden ayrı, yeni bir kira sözleşmesinin oluştuğunun kabulü zorunludur. Hal böyle olunca da, davalının eski kira sözleşmesi ile bunun esas alındığı tahliye kararına dayanarak kiralananın boşaltılmasını isteyemez. Öyleyse mahkemece, davacının kiracılığının sabit olduğu kabul edilerek isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir. Aksine düşüncelerle isteğin reddedilmiş olması bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 5.11.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARAR : Davacı, davalının kendisini 1989 yılında temerrüde düşürerek aleyhinde tahliye kararı aldığını, mahkeme kararından sonra kira konusunda yeniden anlaştıklarını ve sözleşmenin devam ettiğini, bu kez davalının eski tahliye kararını infaz etmeye kalkıştığını ileri sürerek kiracılığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı aleyhine tahliye kararı aldığını, kira sözleşmesini yenilemediğini savunmuş, mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının davacıya ait kiralananda 1.6.1989 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşme ile kiracı olarak bulunduğu sırada Ekim 1989 ayı kirasını ihtara rağmen ödememesi nedeniyle aleyhine 11.12.1989 tarihinde tahliye davası açıldığı, mahkemece 22.2.1990 gününde tahliyesine karar verildiği ve bu kararın 1990 yılı içinde kesinleştiği toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Böylece taraflar arasında yapılmış bulunan ilk kira sözleşmesi, mahkeme kararı ile feshedilmiştir. Buna rağmen davalı anılan tahliye kararını infaz ettirmemiştir. Sonradan tahliye ilamını icraya koyduğu 1.6.1996 gününe kadar uzunca süre içinde kira parasını ihtirazı kayıt ileri sürmeden artırarak almayı devam ettirmiştir. Bu durumda taraflar arasında eskisinden ayrı, yeni bir kira sözleşmesinin oluştuğunun kabulü zorunludur. Hal böyle olunca da, davalının eski kira sözleşmesi ile bunun esas alındığı tahliye kararına dayanarak kiralananın boşaltılmasını isteyemez. Öyleyse mahkemece, davacının kiracılığının sabit olduğu kabul edilerek isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir. Aksine düşüncelerle isteğin reddedilmiş olması bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 5.11.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.