Turquaze
Kayıtlı Üye
Tahlil Gerekmeyen Yeni Kan Sulandırıcılar
Atriyal fibrilasyon denilen ritm bozukluğunda kalp içinde pıhtı gelişmesi ve bundan kopan parçaların gidip değişik organ veya vücut kısımlarının damarlarını tıkamasından endişe edilen durumlarda yakın zamana kadar Coumadin denilen kan sulandırıcı tek seçenek idi.
Bu konuda etkin olmasına rağmen, Coumadinin pek çok dezavantajı vardır. Çünkü etkinliği kişinin karaciğer fonksiyonları, beslenme şekli ve yeşil sebze tüketimindeki değişiklikler, birlikte kullanılan başka ilaçlar gibi birçok faktörden etkilenir. Özellikle bazı kesiciler ve antibiyotikler başta olmak üzere, sayılamayacak kadar çok ilaç Coumadin'in etkisini azaltabilir veya artırabilir. Aynı kişide ve görünen hiçbir sebep olmadan bile belli bir dozun etkisi zaman içinde çok dalgalanmalar gösterebilir.
Etkisi aynı kişide bile kısa zamanda kolayca sapabilen bu ilacın uygun düzeyde olup olmadığını anlamanın tek yolu INR denilen kan tahlilidir. Coumadin kullanan her hasta, en geç ayda bir bu tahlili yaptırmak ve Coumadin dozunu her ay bunun sonucuna göre yeniden ayarlatmak durumundadır. Aylık tahliller ihmal edildiğinde, ilaç etkisinin gizlice fazlalaşması kanama eğilimi ile sonuçlanır. Bunu vücudun değişik yerlerinde sebepsiz morartılar, burun veya diş eti kanamaları, dışkı yani büyük abdestin kömür gibi siyahlaşması veya kan kusma ile akla gelen mide kanaması, eklem içi kanamalar nedeniyle şiddetli eklem ağrıları, daha az olarak da beyin kanaması gibi durumlar halinde görebiliriz. İlaç dozunun yetersizleşmesi ise endişe ettiğimiz pıhtılaşma ve damar tıkanması olaylarının yaşanması ile sonuçlanabilir ki, bunun da pratikte en çok karşılaştığımız sonucu felçtir. Her ay tahlil yaptırmak ve dozu her ay yeniden ayarlatmak birçok zaman titiz hastalarda bile bu akıbetlerden kurtulmak için yeterli olmayabiliyor.
Bu noktada, yeni geliştirilen, Coumadin benzeri etki yapan ama onun gibi aylık kan tahliline lüzum göstermeyen ve sabit etki gösteren bazı kan sulandırıcılardan bahsetmek lazım. Sorunun sadece atriyal fibrilasyon denilen ritm sorunu olduğu hallerde, bir de bacak toplardamarlarında pıhtılaşma durumunun olduğu veya engellenmek istendiği hallerde Coumadin'e alternatif bazı yeni ilaçlar geliştirilmiş ve yakın zamanda kullanıma girmişlerdir. Bunlardan Dabigatran etken maddeli olanı Pradaxa, Rivaroxaban etken maddeli olanı ise Xarelto piyasa isimleriyle ve tablet formunda satışa sunulmuştur. Bunlar aynen coumadin'den beklenen kan sulandırıcı-pıhtı önleyici etkiyi yapmakta, ama ona göre bir avantaj olarak, kanda aylık INR tahliline ve yeniden doz ayarlaması yapılmasına ihtiyaç göstermeden sabit dozda kullanılmaktadırlar.
Ancak bunların Coumadin yerine sadece üstte sayılan gerekçelerde kullanılabileceğini, ama protez kapaklı hastalarda veya kapak hastalığı olanlarda kullanım onayı henüz kazanmadıklarını belirtelim.
Alıntı: kalbinizdegerlidir

Atriyal fibrilasyon denilen ritm bozukluğunda kalp içinde pıhtı gelişmesi ve bundan kopan parçaların gidip değişik organ veya vücut kısımlarının damarlarını tıkamasından endişe edilen durumlarda yakın zamana kadar Coumadin denilen kan sulandırıcı tek seçenek idi.
Bu konuda etkin olmasına rağmen, Coumadinin pek çok dezavantajı vardır. Çünkü etkinliği kişinin karaciğer fonksiyonları, beslenme şekli ve yeşil sebze tüketimindeki değişiklikler, birlikte kullanılan başka ilaçlar gibi birçok faktörden etkilenir. Özellikle bazı kesiciler ve antibiyotikler başta olmak üzere, sayılamayacak kadar çok ilaç Coumadin'in etkisini azaltabilir veya artırabilir. Aynı kişide ve görünen hiçbir sebep olmadan bile belli bir dozun etkisi zaman içinde çok dalgalanmalar gösterebilir.
Etkisi aynı kişide bile kısa zamanda kolayca sapabilen bu ilacın uygun düzeyde olup olmadığını anlamanın tek yolu INR denilen kan tahlilidir. Coumadin kullanan her hasta, en geç ayda bir bu tahlili yaptırmak ve Coumadin dozunu her ay bunun sonucuna göre yeniden ayarlatmak durumundadır. Aylık tahliller ihmal edildiğinde, ilaç etkisinin gizlice fazlalaşması kanama eğilimi ile sonuçlanır. Bunu vücudun değişik yerlerinde sebepsiz morartılar, burun veya diş eti kanamaları, dışkı yani büyük abdestin kömür gibi siyahlaşması veya kan kusma ile akla gelen mide kanaması, eklem içi kanamalar nedeniyle şiddetli eklem ağrıları, daha az olarak da beyin kanaması gibi durumlar halinde görebiliriz. İlaç dozunun yetersizleşmesi ise endişe ettiğimiz pıhtılaşma ve damar tıkanması olaylarının yaşanması ile sonuçlanabilir ki, bunun da pratikte en çok karşılaştığımız sonucu felçtir. Her ay tahlil yaptırmak ve dozu her ay yeniden ayarlatmak birçok zaman titiz hastalarda bile bu akıbetlerden kurtulmak için yeterli olmayabiliyor.
Bu noktada, yeni geliştirilen, Coumadin benzeri etki yapan ama onun gibi aylık kan tahliline lüzum göstermeyen ve sabit etki gösteren bazı kan sulandırıcılardan bahsetmek lazım. Sorunun sadece atriyal fibrilasyon denilen ritm sorunu olduğu hallerde, bir de bacak toplardamarlarında pıhtılaşma durumunun olduğu veya engellenmek istendiği hallerde Coumadin'e alternatif bazı yeni ilaçlar geliştirilmiş ve yakın zamanda kullanıma girmişlerdir. Bunlardan Dabigatran etken maddeli olanı Pradaxa, Rivaroxaban etken maddeli olanı ise Xarelto piyasa isimleriyle ve tablet formunda satışa sunulmuştur. Bunlar aynen coumadin'den beklenen kan sulandırıcı-pıhtı önleyici etkiyi yapmakta, ama ona göre bir avantaj olarak, kanda aylık INR tahliline ve yeniden doz ayarlaması yapılmasına ihtiyaç göstermeden sabit dozda kullanılmaktadırlar.
Ancak bunların Coumadin yerine sadece üstte sayılan gerekçelerde kullanılabileceğini, ama protez kapaklı hastalarda veya kapak hastalığı olanlarda kullanım onayı henüz kazanmadıklarını belirtelim.
Alıntı: kalbinizdegerlidir