SÜnnİlİk

klass06

Kayıtlı Üye
Etimolojisi

Sunni müslümanlar İslam inancı içindeki en geniş grubu oluşturur. Ahl ul-Sunna (Arapça: أهل السنة) veya Ahl ul-Sunna wa-l-Jama'ah (Arapça: أهل السنة والجماعة) geleneği takip edenler anlamına gelmektedir. Buradaki gelenekten kasıt Hz.Muhammed'in "Sünnet" denilen söz ve icraatlarıdır.


Terimin Kullanımı [değiştir]

Sünni kavramı Hz.Muhammed'in sünnetini takip eden anlamında kullanılmaktadır. Ancak bu tanım diğer mezheplerin (örneğin Şiilik) peygamberin sünnetini takip etmediği veya o mezhep mensuplarının bu iddiada oldukları anlamına gelmemektedir. Çünkü modern dönemde ortaya çıkmış bir takım akımlar (Hint alt kıtasında ortaya çıkan Kuraniyyun veya neo-selefilik gibi) hariç tutulursa geleneksel mezheplerin hepsi sünneti dinin kaynakları arasında kabul eder. Şiiler örneğin hakiki sünneti kendilerinin takip ettiklerini zira Hz.Peygamberin ehl-i beytinden bu sünneti aldıklarını savunurlar.

Konuyla ilgili olarak bakınız Şiilik maddesi.

Sünni Mezhepler [değiştir]

Sünni mezhepler (fıkıh okulları) dört tanedir:

* Hanefi mezhebi
* Şâfiî mezhebi
* Maliki mezhebi
* Hanbeli mezhebi

Bu dört Sünni fıkıh okulu dışında da fıkıh okulları olmasına karşın daha az sayıda izdeşe sahip olmuş ve diğer dört mezhep dışında daha az tanınmışlar ve zamanla yok olmuşlar ve izdeşleri tarafından kayıt altına alınmamışlardır.

Sünniler her müslümanın bu mezheplerden en az birini benimseyip uygulamalarını seçtikleri bu mezhebe göre yapmaları gerektiğine inanır ve mezheplerin birleştirilmesi (Telfik-i Mezahib) denilen şeyi uygun (caiz) görmezler.

Sünniliğin Hadis Anlayışı [değiştir]

Kur'an'ın İslam dinindeki yeri tüm müslüman gruplarca benimsenmekle birlikte hadis konusunda farklı İslami grupların farklı anlayışlarla sahip oldukları bilinmektedir. Hadisler İslamiyetin ilk dönemlerindeki peygamber ve yakınlarının ibadete, muamelat denilen dindeki çeşitli konulara ilişkin görüş ve davranışları yansıtan kayıtlardır. Müslüman bilginler peygamberin vefatından sonra İslam toplumunun karşı karşıya kaldığı sorunlara Kur'an'dan sonra ikinci kaynak kabul edilen Hadislerden delillerle çözüm getirmeye çalışmışlardır. Sünnilik, Şiiliğin aksine Hz.Muhammed döneminde yaşamış peygamberin yakınındaki tüm arkadaşlarına (Sahabi denir) dinin güvenilir kaynağı olarak yaklaşmakta olduğundan çeşitli Hadis bilginlerinin hadis kritiklerine uygun buldukları tüm hadisleri hangi sahabe kanalıyla gelirse gelsin kabul etmektedir. Yine Sünnilik ilk üç halife (Hz.Ebu Bekir, Hz.Ömer ve Hz.Osman)ve Hz.Ali'yi Hz.Muhammed'den sonra gelen güvenilir ve tazime layık dini kişilikler olarak kabul ederler. Oysa Şiilik ilk üç halifeyi Hz.Ali'nin elinden halifeliği çeşitli yollarla gasp etmiş kişiler olarak bakıp tazim göstermezler. Şiiliğin bir kısım sahabeyi güvenilmez kabul edip sadece on iki imamdan gelen hadisleri doğru, güvenilir (sahih) kabul etmesine karşılık Sünniliğin güvenilirliği tüm Sahabeye genelleştirmesi her iki grubun hadis külliyatlarında bir kısım farklılıklar bulunmasına yol açmıştır.

Sünni İslam anlayışında peygamberden aktarıldığı güvenilir (sahih) kabul edilen hadis kitapları şunlardır:

* Sahih-i Buhari
* Sahih-i Muslim
* Sunan an-Nasa'ii
* Sunan Abu Dawud
* Sunan at-Tirmidhi
* Sunan ibn Majah

Daha az bilinmekle birlikte kabul edilen diğer hadis kaynakları ise şunlardır:

* Imam Malikin Muvattası
* Ahmad ibn Hanbal Müsnedi
* Sahih Ibn Khuzaima
* Sahih Ibn Hibban
* Al Haakim'in Mustadrak'i
* Abd al-Razzaqin Musannafı

Sünni Teoloji Gelenekleri (Kelam) [değiştir]

* Eşarilik - Ebul Hasan el Eşari (873-935) tarafından kuruldu. Müslüman fakih (hukukçu) ve pek çok sünni sufinin kendisine saygı duyduğu ve kendisi de sufi olan Gazali tarafından benimsenen bir kelam okuludur. Eşari kelamı insan aklına vahyi yorumlamakta daha kısıtlı bir alan tanımakta ve inancın insan aklından çıkamayacağı vahye ihtiyaç olduğu dolayısıyla da vahyin gelmediği durumlarda insanın sorumlu olamayacağı ilkesini savunmaktadır. İnanç gibi tüm ahlaki ilkelerin kaynağı da Vahiy ile Peygamberin ve sahabilerin uygulamalarıdır.

* Maturidilik - Ebu Mansur Maturidi (ö.944) tarafından kuruldu. Orta Asya'daki Türk toplulukları tarafından kabul edilinceye kadar azınlıkta kalan bir itikadi mezheptir. Türkiye'deki Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğunda yaşayan Türklerin büyük bir kısma Sünniliğin bu itikati mezhebine bağlıdır. ayrıca Şafi, Maliki ve Hanbeli fıkıh okulları Eşari itikadi mezhebine bağlıyken Hanefi fıkıh okulunun izdeşleri Maturidi itikadi mezhebine bağlıdırlar. Maturidilik Tanrı'nın varolduğu bilgisine akıl yürütmeyle ulaşılabileceğini savunur.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst