ashli
Bayan Üye
Suç ve psikiyatrik hastalıkların kesiştiği alan konusunda, pek çok yanlış ön yargı vardır. Psikiyatri servisine ilk defa giren stajyer öğrenciler korku ile karışık bir çekingenlik duygusu hissederler. Bu duyguyu ben de ilk defa psikiyatri servisine girdiğimde hissetmiştim.
Ama psikiyatri servisinde zaman geçirmeye başladıkça, servisin “dış dünyadan” çok daha güvenli olduğunu fark edersiniz.
Suç işleyen insanların önemli bir bölümü, psikiyatrinin ilgi alanına girecektir. Ama sorun şu ki, suçluların önemli bir bölümü psikiyatri ile ilgilenmemektedir. Bu insanlar, psikiyatri dünyasının dışında kalmayı tercih eder. Bu yüzden, sanıldığının aksine, psikiyatri ile ve doktorlarla ilişkiye geçen hastalardaki suç işleme oranı azdır.
Bence, suç işleyen bir insanın toplum tarafından yargılanma – cezalandırılma sürecine psikiyatri bilimini de katmak gerekir.
Suçlu sadece zaman doldurmak için hapishane de yaşayacağına, psikiyatrik- bir yeniden yapılanma sürecinin içinde olmayı gönüllü olarak kabul edecektir.
Gelecek on yıllar içinde bir şekilde bu konunun gündeme geleceğini düşünüyorum. Olanaklar arttıkça ve sosyal destek sistemleri geliştikçe, suçluların rehabilitasyonu projesi önem kazanacaktır.
Gelecek yıllarda, suçlunun topluma psikiyatrik bir program çerçevesinde, kazandırılmasının önemi daha fazla anlaşılacaktır.
Ama bunun için her şeyden önce sosyal destek sistemlerinin gelişmiş olması gerekir.
Seri katillerin büyüdükleri aileler, içinde şiddetin, tacizin ve yozlaşmanın olduğu aile yapılarıdır.
Öncelikle (bütün dünyada) çocukların istismarını engelleyici yeni sosyal organizasyonlar oluşturulması gerekiyor. Yalnızca bunun yapılması bile suç oranını çok düşürecektir.
Suçluların tedavi edilebildiği bir programın uygulanması, insan ilişkilerinde olağan üstü bir verimliliğe, özgüvene, huzur ve mutluluğa sebep olacaktır.
Ama suçluların tedavisi, bu gün için bir ütopyadır.
En azından, psikiyatrinin kendisinin de kötüye kullanılacağına dair bir algılama tarzı vardır.
Örneğin, Guguk Kuşu filminde psikiyatri servisinde olma bir ceza olarak algılanmıştır.
Dr.Kubilay Boğoçlu
Psikiyatri Uzmanı
Ama psikiyatri servisinde zaman geçirmeye başladıkça, servisin “dış dünyadan” çok daha güvenli olduğunu fark edersiniz.
Suç işleyen insanların önemli bir bölümü, psikiyatrinin ilgi alanına girecektir. Ama sorun şu ki, suçluların önemli bir bölümü psikiyatri ile ilgilenmemektedir. Bu insanlar, psikiyatri dünyasının dışında kalmayı tercih eder. Bu yüzden, sanıldığının aksine, psikiyatri ile ve doktorlarla ilişkiye geçen hastalardaki suç işleme oranı azdır.
Bence, suç işleyen bir insanın toplum tarafından yargılanma – cezalandırılma sürecine psikiyatri bilimini de katmak gerekir.
Suçlu sadece zaman doldurmak için hapishane de yaşayacağına, psikiyatrik- bir yeniden yapılanma sürecinin içinde olmayı gönüllü olarak kabul edecektir.
Gelecek on yıllar içinde bir şekilde bu konunun gündeme geleceğini düşünüyorum. Olanaklar arttıkça ve sosyal destek sistemleri geliştikçe, suçluların rehabilitasyonu projesi önem kazanacaktır.
Gelecek yıllarda, suçlunun topluma psikiyatrik bir program çerçevesinde, kazandırılmasının önemi daha fazla anlaşılacaktır.
Ama bunun için her şeyden önce sosyal destek sistemlerinin gelişmiş olması gerekir.
Seri katillerin büyüdükleri aileler, içinde şiddetin, tacizin ve yozlaşmanın olduğu aile yapılarıdır.
Öncelikle (bütün dünyada) çocukların istismarını engelleyici yeni sosyal organizasyonlar oluşturulması gerekiyor. Yalnızca bunun yapılması bile suç oranını çok düşürecektir.
Suçluların tedavi edilebildiği bir programın uygulanması, insan ilişkilerinde olağan üstü bir verimliliğe, özgüvene, huzur ve mutluluğa sebep olacaktır.
Ama suçluların tedavisi, bu gün için bir ütopyadır.
En azından, psikiyatrinin kendisinin de kötüye kullanılacağına dair bir algılama tarzı vardır.
Örneğin, Guguk Kuşu filminde psikiyatri servisinde olma bir ceza olarak algılanmıştır.
Dr.Kubilay Boğoçlu
Psikiyatri Uzmanı