'-DamLa
Bayan Üye
Sporcular sözleşmeli oldukları kulüplerin çalışanlarıdırlar.
Çalışma şekillerini imzaladıkları sözleşmeler belirler.
Alacakları maaşlar, primler önceden belirlenir.
Bu kazançları, yine mensup oldukları kulübün yönetim kurulu tarafından bazen ekstra primlerle artar ya da alacakları bazı cezalardan dolayı düşer.
Bazı sporcular üstün yetenekleri, fiziksel avantajları, karizmaları ve sosyal yaşantılarından dolayı ekstra kazanç sağlayabilirler (reklam oyunculuğu) gibi.
Yine bu kazançlarının dışında sözleşmelerinden dolayı kazandıkları paraları iyi yatırımlarla değerlendirip ek kazanç da elde edebilirler.
Sporcuların dışında spor kulüplerinin seçilmiş yöneticileri, kulüp başkanları mensubu oldukları kulüpleri on binlerce taraftar veya binlerce üye adına onlardan aldıkları yetkiye dayanarak yönetirler.
Asla menfaat sağlayamazlar, teşebbüs dahi edemezler.
Sadece ve sadece kendi kulüplerinin kurumsallaşmasını, başarılı olmasını düşünür ve planlarlar.
Kendi kulüplerinin her türlü menfaati yöneticilerin ve başkanın namusu, şerefi ve haysiyetidir.
Bunun dışındaki her düşünce ve teşebbüs ( başka takımın sempatizanı olarak kendi kulübüne ihanet etmek, başka kulübe avantaj sağlamak, şike yapmak, maç satmak vs.) namussuzluk, ********lik ve haysiyetsizliktir.
On binlerce taraftarın emanetine hıyanet etmektir.
Spor ahlakını ayaklar altına almaktır.
Bu tür ahlaksızca organizasyonlara aracılık etmek de aynı oranda suçu paylaşmaktır.
Bu tür pisliklere sporcular asla tenezzül etmemelidir.
Bu pislikler gizli kalmadı, kalmayacaktır.
O kara lekeyi ömür boyu taşımak, onursuzca yaşamak imkansızdır.
İnsanın doğuştan sahip olduğu erdemleri korumak ve miras bırakmak en büyük iftihar vesilesidir.
Kimse, hırsız, şikeci, ekmek yediği tekneye ihanet eden, başkalarının emeğine saygısız diye damga yemek istemez.
Para her şey değildir sadece bir araçtır.
Unutmayalım ki “ menfaat bir sandalyeye benzer, başının üstüne koyarsan küçülürsün, ayaklarının altına alırsan yükselirsin”
Hakemler, yöneticiler, sporcular ve ülke sporunu yönetenler her türlü şaibeden uzak durmak zorundadırlar.
Aksi halde spor spor olmaktan çıkıp, üç kağıtçıların elinde oyuncak olur!
Sevgi ve saygılarımla
adem kılıç
Çalışma şekillerini imzaladıkları sözleşmeler belirler.
Alacakları maaşlar, primler önceden belirlenir.
Bu kazançları, yine mensup oldukları kulübün yönetim kurulu tarafından bazen ekstra primlerle artar ya da alacakları bazı cezalardan dolayı düşer.
Bazı sporcular üstün yetenekleri, fiziksel avantajları, karizmaları ve sosyal yaşantılarından dolayı ekstra kazanç sağlayabilirler (reklam oyunculuğu) gibi.
Yine bu kazançlarının dışında sözleşmelerinden dolayı kazandıkları paraları iyi yatırımlarla değerlendirip ek kazanç da elde edebilirler.
Sporcuların dışında spor kulüplerinin seçilmiş yöneticileri, kulüp başkanları mensubu oldukları kulüpleri on binlerce taraftar veya binlerce üye adına onlardan aldıkları yetkiye dayanarak yönetirler.
Asla menfaat sağlayamazlar, teşebbüs dahi edemezler.
Sadece ve sadece kendi kulüplerinin kurumsallaşmasını, başarılı olmasını düşünür ve planlarlar.
Kendi kulüplerinin her türlü menfaati yöneticilerin ve başkanın namusu, şerefi ve haysiyetidir.
Bunun dışındaki her düşünce ve teşebbüs ( başka takımın sempatizanı olarak kendi kulübüne ihanet etmek, başka kulübe avantaj sağlamak, şike yapmak, maç satmak vs.) namussuzluk, ********lik ve haysiyetsizliktir.
On binlerce taraftarın emanetine hıyanet etmektir.
Spor ahlakını ayaklar altına almaktır.
Bu tür ahlaksızca organizasyonlara aracılık etmek de aynı oranda suçu paylaşmaktır.
Bu tür pisliklere sporcular asla tenezzül etmemelidir.
Bu pislikler gizli kalmadı, kalmayacaktır.
O kara lekeyi ömür boyu taşımak, onursuzca yaşamak imkansızdır.
İnsanın doğuştan sahip olduğu erdemleri korumak ve miras bırakmak en büyük iftihar vesilesidir.
Kimse, hırsız, şikeci, ekmek yediği tekneye ihanet eden, başkalarının emeğine saygısız diye damga yemek istemez.
Para her şey değildir sadece bir araçtır.
Unutmayalım ki “ menfaat bir sandalyeye benzer, başının üstüne koyarsan küçülürsün, ayaklarının altına alırsan yükselirsin”
Hakemler, yöneticiler, sporcular ve ülke sporunu yönetenler her türlü şaibeden uzak durmak zorundadırlar.
Aksi halde spor spor olmaktan çıkıp, üç kağıtçıların elinde oyuncak olur!
Sevgi ve saygılarımla
adem kılıç