Görünmezadam
Kayıtlı Üye
TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koçun sorularını cevaplayan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, öğretmen açıklarını kapatmak için sözleşmeli öğretmen sistemini yeniden getireceklerini belirterek, "İlk sözleşmeli öğretmen alımını şubatta yapacağız." dedi.
Yılmaz açıklamasında bir dönem sözleşmeli öğretmen alımı yapıldığını ancak bu öğretmenlerin daha sonra kadroya alındığını da anımsattı.
En fazla öğretmen açığı Marmara'da
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine gönderilen öğretmenlerin çoğunluğunun, eş durumundan ya da mazeret nedeniyle tayin istediğini anlatan Yılmaz, Marmara Bölgesi'nin de en fazla öğretmen açığı bulunan bölge olduğunu vurguladı.
Bakan Yılmaz, şu bilgileri paylaştı:
"Açıklar var, bu açıkları kapatmak için sözleşmeli öğretmen sistemini yeniden getireceğiz. Diyeceğiz ki 'Sözleşmeli öğretmende aile ataması, öğretmenin olduğu yere yapılır'. Aile birleştirmesini sözleşmeli öğretmenin olduğu yerde yapacağız. Sözleşmeli öğretmeni 5 yıl süresince getireceğiz. 5 yılın sonunda performansına bakılarak bu öğretmenleri kadroya alacağız, 3 yıl da kadrolu olarak çalışacak, 8 yıl. 8 yıldan sonra artık Türkiye'nin dört bir tarafı kendi tercihine göre serbesttir diyeceğiz."
Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'na, sözleşmeli öğretmen alımına ilişkin madde koyacaklarını bildirdi.
"Uygulamaya ne zaman başlanacağı" sorusu üzerine Yılmaz, "İlk sözleşmeli öğretmen alımını şubatta yapacağız." dedi.
Engelli öğretmen alımı
Yılmaz, 250 engelli öğretmen alımı yapılacağının anımsatılması üzerine de bu sayının da artırılacağını, muhtemelen 400-500'e çıkaracaklarını belirtti.
Yılmaz, Maarif Vakfı'nın kurulmasını değerlendirdi
Bakan Yılmaz, "Türkiyenin yaklaşık 6 milyona yakın insanı kendi vatandaşı yurt dışında veya Türk soylu insanlar var; Tatarlar, Özbekler, Uygurlar, Kırgızlar, Kazaklar. Kendi ülkelerinin eğitim imkânını kendi değerlerine sahip bir şekilde verebilmesi mümkün değil. Kendilerine en yakın ülke nereyi görüyorlar? Türkiyeyi görüyorlar. Bunlara istedikleri eğitimi, kaliteli, nitelikli, en üst seviyedeki eğitimi verebilmek için, adeta Türkiyenin eğitimde markası olabilmek için Türkiye Maarif Vakfını kurduk. Bu Maarif Vakfı anaokulundan üniversiteye kadar bütün okulları açabilecekler, mevcut açılmış olan okulları devralabilecekler veya başka bir tane çok başarılı bir şirket varsa o şirketle ortaklık kurulabilecek veya başarılı bir sivil toplum kuruluşu bu hizmeti vermek istiyorsa onunla birlikte de eğitim verebilecek. Bu vakıf yurt dışında eğitim verecek öğretmenleri yetiştirecek, yurt dışında sadece Türkiyeye ilişkin müfredatı değil, o ülkenin de müfredatını da esas alacak şekilde Türkiyedeki müfredat ile o ülkedeki müfredatı adeta birleştirecek ve her iki ülkenin de kültürlerini, değerlerini özümsemiş öğretmenlerle birlikte eğitim vereceğiz. Bu Türkiyenin dışa açılma politikasıdır. Soft power derler ya, işte soft powerın bir tanesi de bu eğitimdir. dedi.
Maarif Vakfı, Türkiyenin dünyadaki gücü olacak
Yılmaz, "Bugün Balkanlara gidin, Türkiyeden destek beklemeyen bir ülke var mı? Bugün işte Kafkaslara gidin, Türkiyeden destek almayan bir ülke var mı? Bugün Orta Asyaya gidin, Türkiyeden almayan veya ilave daha fazla Türkiyeden beklentisi olmayan ülke var mı? Afrikaya gittiğimizde de hakeza yine aynı beklenti var. Dolayısıyla da soft power, güçlü bir ülke olmanın ve çevrenizi güçlendirmenin yolu eğitimden, kültürden ve bilimsel yarıştan geçiyor. Türkiye kültürel ihtiyacı karşılamak üzere Yunus Emre Enstitüsünü kurdu, enstitü vasıtasıyla dünyaya açıldı. Şimdi bir de eğitimle ilgili vakfı kurdu, Türkiye Maarif Vakfı ve bununla da dünyaya açılacaktır, bu da Türkiyenin gücü olacaktır." diye konuştu.
Yılmaz açıklamasında bir dönem sözleşmeli öğretmen alımı yapıldığını ancak bu öğretmenlerin daha sonra kadroya alındığını da anımsattı.
En fazla öğretmen açığı Marmara'da
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine gönderilen öğretmenlerin çoğunluğunun, eş durumundan ya da mazeret nedeniyle tayin istediğini anlatan Yılmaz, Marmara Bölgesi'nin de en fazla öğretmen açığı bulunan bölge olduğunu vurguladı.
Bakan Yılmaz, şu bilgileri paylaştı:
"Açıklar var, bu açıkları kapatmak için sözleşmeli öğretmen sistemini yeniden getireceğiz. Diyeceğiz ki 'Sözleşmeli öğretmende aile ataması, öğretmenin olduğu yere yapılır'. Aile birleştirmesini sözleşmeli öğretmenin olduğu yerde yapacağız. Sözleşmeli öğretmeni 5 yıl süresince getireceğiz. 5 yılın sonunda performansına bakılarak bu öğretmenleri kadroya alacağız, 3 yıl da kadrolu olarak çalışacak, 8 yıl. 8 yıldan sonra artık Türkiye'nin dört bir tarafı kendi tercihine göre serbesttir diyeceğiz."
Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'na, sözleşmeli öğretmen alımına ilişkin madde koyacaklarını bildirdi.
"Uygulamaya ne zaman başlanacağı" sorusu üzerine Yılmaz, "İlk sözleşmeli öğretmen alımını şubatta yapacağız." dedi.
Engelli öğretmen alımı
Yılmaz, 250 engelli öğretmen alımı yapılacağının anımsatılması üzerine de bu sayının da artırılacağını, muhtemelen 400-500'e çıkaracaklarını belirtti.
Yılmaz, Maarif Vakfı'nın kurulmasını değerlendirdi
Bakan Yılmaz, "Türkiyenin yaklaşık 6 milyona yakın insanı kendi vatandaşı yurt dışında veya Türk soylu insanlar var; Tatarlar, Özbekler, Uygurlar, Kırgızlar, Kazaklar. Kendi ülkelerinin eğitim imkânını kendi değerlerine sahip bir şekilde verebilmesi mümkün değil. Kendilerine en yakın ülke nereyi görüyorlar? Türkiyeyi görüyorlar. Bunlara istedikleri eğitimi, kaliteli, nitelikli, en üst seviyedeki eğitimi verebilmek için, adeta Türkiyenin eğitimde markası olabilmek için Türkiye Maarif Vakfını kurduk. Bu Maarif Vakfı anaokulundan üniversiteye kadar bütün okulları açabilecekler, mevcut açılmış olan okulları devralabilecekler veya başka bir tane çok başarılı bir şirket varsa o şirketle ortaklık kurulabilecek veya başarılı bir sivil toplum kuruluşu bu hizmeti vermek istiyorsa onunla birlikte de eğitim verebilecek. Bu vakıf yurt dışında eğitim verecek öğretmenleri yetiştirecek, yurt dışında sadece Türkiyeye ilişkin müfredatı değil, o ülkenin de müfredatını da esas alacak şekilde Türkiyedeki müfredat ile o ülkedeki müfredatı adeta birleştirecek ve her iki ülkenin de kültürlerini, değerlerini özümsemiş öğretmenlerle birlikte eğitim vereceğiz. Bu Türkiyenin dışa açılma politikasıdır. Soft power derler ya, işte soft powerın bir tanesi de bu eğitimdir. dedi.
Maarif Vakfı, Türkiyenin dünyadaki gücü olacak
Yılmaz, "Bugün Balkanlara gidin, Türkiyeden destek beklemeyen bir ülke var mı? Bugün işte Kafkaslara gidin, Türkiyeden destek almayan bir ülke var mı? Bugün Orta Asyaya gidin, Türkiyeden almayan veya ilave daha fazla Türkiyeden beklentisi olmayan ülke var mı? Afrikaya gittiğimizde de hakeza yine aynı beklenti var. Dolayısıyla da soft power, güçlü bir ülke olmanın ve çevrenizi güçlendirmenin yolu eğitimden, kültürden ve bilimsel yarıştan geçiyor. Türkiye kültürel ihtiyacı karşılamak üzere Yunus Emre Enstitüsünü kurdu, enstitü vasıtasıyla dünyaya açıldı. Şimdi bir de eğitimle ilgili vakfı kurdu, Türkiye Maarif Vakfı ve bununla da dünyaya açılacaktır, bu da Türkiyenin gücü olacaktır." diye konuştu.