SuskunDervis
Kayıtlı Üye
Hicr! Hacer! Ve Kutsal Etek! Yön ve başlangıç! Dönüş ve duruş! Başlangıç ve bitiş!
Hicr, yani etek! Kimin ve niçin? Nasıl ve neden? Neden ve kimin?
Hacer! Köle ve siyah! Hacer gurursuz bir cariye! Hacer arayış! Hacer susuzluk! Say ve umut! Aşk ve kavga! Yokluk ve sürgün!
Burası, bu yer, bu zaman, bu mevsim, bu günler ve bu etek! Burada kim var? Burası kimin? Burada yön nedir?
Allah ve Hacer buradadır. Yön yönsüzlüktür. Kabe yönsüzdür. Allah yönsüzdür. Allahın evi yönsüzdür. Allahın evinde yalnız Hacer var. Hacer, yoksul ve sürgün. Yetim ve horlanmış. Bir köle. Bir siyahi. Bir kuma. Bir kurbanın annesi. Kurban, İsmail!
Peki etek de neyin nesi? Niçin burada bir etek? Kimin eteği? Etek, yani Hicr-i İsmail! Tabi ki Hacerin. Hacerin eteği Allahın evini süpürüyor. Allahın evinde Hacer. Hacer, Allahın evinde. Ev Allahın. Kabe! Ev! İlk ev. İlk yuva.
Şimdi bir konuk. Bir horlanmış. Bir cariye. Bir köle. Ve Allahın evinde. Burada sınıflar yok. Burada saflar var. Alt ve üst yok. Ast ve üs yok. Herkes yan yana dizilir. Saf tutar.
Zaman mekana dönüşür ve mekan sonsuzlaşır. Dönüş Hicr olur. Hicr Haceri bürür. Hacer zamanın kalbi olur ve mekanı kuşatır.
Hicr bir etek, bir yatak, bir yön olur. Hacerin eteği, Hacerin yatağı. Yatak, yani mezar. Kimin mezarı? Hacerin. Hicr, yani etek. Ne oldu öyleyse? Bu metafor neyin nesi? Etek, mezara dönüşüyor. Etek, Haceri sarıyor ve yutuyor. Hayır! Mezar da yönsüzlük olur burada. Mezar. Kimin mezarı? Hacerin. Hacerin eteği ve mezarı! Hayır! Etek bir sembol. Fakat mezar asla öyle değil. Mezar ve ev! Mezar Hacerin. Ev Allahın. Allahın evi Hacerin mezarına komşudur. Hacerin eteği Allahın evinde.
Hicr ve Hacer! Yani hicret ve muhacir. Nereye ve nasıl ve neyle? Yol ve yolcu. Allahın evinden Allaha. Başlangıç ve bitiş aynı. Zaman ve mekan tükeniyor. Ve oluş ana takılıp kalıyor. Her şey anda. An, zamanı ve mekanı tüketiyor.
Etek, Allahın Evinde yön olur. Mekan kendini bulur. Zaman, anda kilitlenip kalır.
Söz yalnızca geldimdir. Geldim. Buraya, bu yere, bu yönsüzlüğe, bu eteğe tutunmaya.
Geldim. Sadece geldim. Söz bundan ibarettir. Niçinsiz ve nedensizdir. Mazeretsizdir. Yalnızca geldim. Hicret, yani gidiş, Gidiş burada gelmeke dönüşür. Zaman yeniden an olur. Mekan noktaya dönüşür.
Mekan taşlaşır. Taş! Taş, mekanı kuşatır. Taş, ruhunu giyinir. Hicr, Hacer, Muhacir! Hacer, Taş. Taş Hacer olur. Hacer, toprak. Toprak. İnsan. Hacer. Taş. Aşk. Zaman. Mekan. An. Oluş. Bitiş. Başlayış. Koşuş. Kan. Ter. Çaba. Özlem.
Her şey birbiri içine geçmiştir artık. Söz yalnızca geldimdir. Taş kara bir taştır. Taş, Hacer. Hacer, Esved. Esved. Kara. Taş kara, Hacer, kara. Hacer, yani taş. Herc ü merc olmuştur varlık. Alem yokluk içindedir. Yokluk. Yokluk. Yokluk.
Varlık bir noktada birleşir. Okyanus olur. Okyanus küçülür, küçülür, küçülür bir damla olur. Zaman, mekan, sayı, azlık, çokluk, tükenir.
Hacer koşuşturmadır. Hacer yöndür. Hacer başlangıçtır. Hacer bitiştir. Hacer gitmektir. Gitmek, gelmek olmuştur.
Hacer, Muhacir, Hicr, Hicret, Hucurat, Hücre, Tehcir. Mana kelimelerin büyüsüne kapılıp yokluğa yelken açar.
Orada söz yalnızca geldimdir. Ben geldim. Ben olarak geldim. Benin bitişi için geldim. Ben yok oldu. Ben biz oldu. Biz ben oldu.
Ayaklarımla geldim. Ayaklarımla yalın geldim. Sınıfları yıkmak, safları kurmak için geldim. Saf tutanlarla birlikte saf olmak için geldim. Söz budur.
Söz çizgiseldir. Yataydır. Yatay diziliş giderek küçülür ve noktaya dönüşür. Artık orada boyut çözülmüş ve nokta boyutuna girilmiştir. Boyutsuzluk, boyut olmuştur. Zaman mekana dönüştüğü gibi mekan da birliğe dönüşmüştür. Yükseklik ve alçaklıklar yok olmuştur.
Allahın Evinde Hacer vardır. Karadır. Taştır. Hicr-i İsmail vardır. Ne Adem vardır, ne Nuh vardır, ne İbrahim vardır, ne Musa vardır, ne İsa vardır! Fakat, yalnız ve yabancı, köle ve siyah, sürgün ve cariye, susuz ve yorgun kuma Hacer oradadır.
İsmailin annesi Hacerdir o. Allahın Evine komşudur. İsmail Muhammedin dedesidir. Muhammed bir siyahi kölenin soyundandır. Ne güzeldir o köle. Allahın Evinin dibinde uyur. Allah ile komşudur. Ve orada söz yalnızca geldimdir.
Hicr, yani etek! Kimin ve niçin? Nasıl ve neden? Neden ve kimin?
Hacer! Köle ve siyah! Hacer gurursuz bir cariye! Hacer arayış! Hacer susuzluk! Say ve umut! Aşk ve kavga! Yokluk ve sürgün!
Burası, bu yer, bu zaman, bu mevsim, bu günler ve bu etek! Burada kim var? Burası kimin? Burada yön nedir?
Allah ve Hacer buradadır. Yön yönsüzlüktür. Kabe yönsüzdür. Allah yönsüzdür. Allahın evi yönsüzdür. Allahın evinde yalnız Hacer var. Hacer, yoksul ve sürgün. Yetim ve horlanmış. Bir köle. Bir siyahi. Bir kuma. Bir kurbanın annesi. Kurban, İsmail!
Peki etek de neyin nesi? Niçin burada bir etek? Kimin eteği? Etek, yani Hicr-i İsmail! Tabi ki Hacerin. Hacerin eteği Allahın evini süpürüyor. Allahın evinde Hacer. Hacer, Allahın evinde. Ev Allahın. Kabe! Ev! İlk ev. İlk yuva.
Şimdi bir konuk. Bir horlanmış. Bir cariye. Bir köle. Ve Allahın evinde. Burada sınıflar yok. Burada saflar var. Alt ve üst yok. Ast ve üs yok. Herkes yan yana dizilir. Saf tutar.
Zaman mekana dönüşür ve mekan sonsuzlaşır. Dönüş Hicr olur. Hicr Haceri bürür. Hacer zamanın kalbi olur ve mekanı kuşatır.
Hicr bir etek, bir yatak, bir yön olur. Hacerin eteği, Hacerin yatağı. Yatak, yani mezar. Kimin mezarı? Hacerin. Hicr, yani etek. Ne oldu öyleyse? Bu metafor neyin nesi? Etek, mezara dönüşüyor. Etek, Haceri sarıyor ve yutuyor. Hayır! Mezar da yönsüzlük olur burada. Mezar. Kimin mezarı? Hacerin. Hacerin eteği ve mezarı! Hayır! Etek bir sembol. Fakat mezar asla öyle değil. Mezar ve ev! Mezar Hacerin. Ev Allahın. Allahın evi Hacerin mezarına komşudur. Hacerin eteği Allahın evinde.
Hicr ve Hacer! Yani hicret ve muhacir. Nereye ve nasıl ve neyle? Yol ve yolcu. Allahın evinden Allaha. Başlangıç ve bitiş aynı. Zaman ve mekan tükeniyor. Ve oluş ana takılıp kalıyor. Her şey anda. An, zamanı ve mekanı tüketiyor.
Etek, Allahın Evinde yön olur. Mekan kendini bulur. Zaman, anda kilitlenip kalır.
Söz yalnızca geldimdir. Geldim. Buraya, bu yere, bu yönsüzlüğe, bu eteğe tutunmaya.
Geldim. Sadece geldim. Söz bundan ibarettir. Niçinsiz ve nedensizdir. Mazeretsizdir. Yalnızca geldim. Hicret, yani gidiş, Gidiş burada gelmeke dönüşür. Zaman yeniden an olur. Mekan noktaya dönüşür.
Mekan taşlaşır. Taş! Taş, mekanı kuşatır. Taş, ruhunu giyinir. Hicr, Hacer, Muhacir! Hacer, Taş. Taş Hacer olur. Hacer, toprak. Toprak. İnsan. Hacer. Taş. Aşk. Zaman. Mekan. An. Oluş. Bitiş. Başlayış. Koşuş. Kan. Ter. Çaba. Özlem.
Her şey birbiri içine geçmiştir artık. Söz yalnızca geldimdir. Taş kara bir taştır. Taş, Hacer. Hacer, Esved. Esved. Kara. Taş kara, Hacer, kara. Hacer, yani taş. Herc ü merc olmuştur varlık. Alem yokluk içindedir. Yokluk. Yokluk. Yokluk.
Varlık bir noktada birleşir. Okyanus olur. Okyanus küçülür, küçülür, küçülür bir damla olur. Zaman, mekan, sayı, azlık, çokluk, tükenir.
Hacer koşuşturmadır. Hacer yöndür. Hacer başlangıçtır. Hacer bitiştir. Hacer gitmektir. Gitmek, gelmek olmuştur.
Hacer, Muhacir, Hicr, Hicret, Hucurat, Hücre, Tehcir. Mana kelimelerin büyüsüne kapılıp yokluğa yelken açar.
Orada söz yalnızca geldimdir. Ben geldim. Ben olarak geldim. Benin bitişi için geldim. Ben yok oldu. Ben biz oldu. Biz ben oldu.
Ayaklarımla geldim. Ayaklarımla yalın geldim. Sınıfları yıkmak, safları kurmak için geldim. Saf tutanlarla birlikte saf olmak için geldim. Söz budur.
Söz çizgiseldir. Yataydır. Yatay diziliş giderek küçülür ve noktaya dönüşür. Artık orada boyut çözülmüş ve nokta boyutuna girilmiştir. Boyutsuzluk, boyut olmuştur. Zaman mekana dönüştüğü gibi mekan da birliğe dönüşmüştür. Yükseklik ve alçaklıklar yok olmuştur.
Allahın Evinde Hacer vardır. Karadır. Taştır. Hicr-i İsmail vardır. Ne Adem vardır, ne Nuh vardır, ne İbrahim vardır, ne Musa vardır, ne İsa vardır! Fakat, yalnız ve yabancı, köle ve siyah, sürgün ve cariye, susuz ve yorgun kuma Hacer oradadır.
İsmailin annesi Hacerdir o. Allahın Evine komşudur. İsmail Muhammedin dedesidir. Muhammed bir siyahi kölenin soyundandır. Ne güzeldir o köle. Allahın Evinin dibinde uyur. Allah ile komşudur. Ve orada söz yalnızca geldimdir.