Sosyal Etki ve Sosyal Güç

Baski34

Kayıtlı Üye
Sosyal Etki ve Sosyal Güç

Üç toplumsal Etki: Bunlar uyum, itaat ve otoriteye boyun eğmedir.

İtaat: İstemesek bile, bizden yapılması istenileni yapmaktır.

Otoriteye boyun eğme: Uyum ya da itaat gerektirdiği davranışların edinimi için kullanılabilecek güçtür.

Kültür: İnsanoğlunun yaşayarak ortaya çıkardığı, öğrendiği, öğrettiği, aktardığı, geliştirdiği maddi manevi anlamda her şeydir.

Kültürleme: Bir toplumdaki kültürü, o toplumun bireylerine kazandırma sürecidir. Değişik aile, eğitim, meslek ve bölgelerden gelen ve belli bir yer ve zamanda birbirine etkileyen akran grupları arasındaki etkileşime de Kültürleme denilmektedir. Kültürün kazandırılma süreci ne denir.

Uyum: Bir kişinin inanç ve davranışlarını, grup standartlarına göre değiştirme eğilimidir.

Muzaffer Şerif’ in Uyum Araştırmaları: İlk en iyi bilinen uyum araştırmaları, Türkiye doğumlu Muzaffer Şerif tarafından 1935’ de yapılan toplumsal normların gelişimiyle ilgili çalışmalarıdır. 1. Denekler, durağan ışık noktasını hareketli olarak algıladı. 2. Deneklere göre ışıklar farklı yönlere doğru hareket ediyordu. 3. Deneklere göre ışıklar farklı hızlarda hareket ediyordu. 4. Denek grupları tahminlerini karşılıklı paylaşmalarının sonucunda, yanıtlar benzer hale geldi.


Sosyal norm: Bir grup tarafından belirlenen ve zorunlu tutulan davranış ve inanç ölçütüdür. Sosyal normların etkililiğini, özellikle gençlerin günlük yaşamındaki grup standartlarına uygun giyinme, saçlarını buna göre kestirme ve okulda buna göre davranmaları şeklinde görebiliriz.

Normatif Etki: Ödüller almak ya da cezalandırmaları önlemek isteğine bağlı uyum, itaattir.Biz toplum içinde kabul görmek için davranışlarımızı değiştirdiğimiz zaman oluşur.Örneğin; bilinçli beslenen arkadaşlarımızla birlikte iken, pek beğenmesek de salata ve balığı tercih edebiliriz.Fakat yalnız olduğumuzda kendi özel tercihlerimize yöneliriz.

Grup normu : Vücudun aynı bölgelerine dövme yaptırma, benzer şekilde giyinme, saçlarını aynı biçimde kestirme, ortak eğlenme bulunma

Uyum Davranışının nedenleri : Bilgisel etki; Doğru davranma arzusu, normatif etki; beğenilme arzusu İnsanlar iki ana sebepten dolayı uyum gösterir, doğru davranmak, ve beğenilmek için(Cialdini&Trost, 1998) Bu tutum değişikliği analizi ile tutarlıdır. Bilgili hoş ve güvenilir bir kişi tarafından kurulan ikna edici bir iletişim ile insanlar etkilenebilir. Benzer şekilde insanlar tarafından benimsenmek istemediklerinde, grup davranışlarına uymaları çok daha mümkün hale geliyor.

Bilgisel Etki; Doğru Davranma Arzusu: Bilgisel etkiye dayanan uyum eğilimi iki temel sürece dayanır; birincisi grubun bilgisine ne kadar güvendiğimiz, ikincisi de kendi kararımıza ne kadar güvendiğimizdir. Grubun bilgisine olan güvenimiz arttıkça onlara uyum eğilimimizde o kadar artar.

İnsanlar ne zaman uyum gösterir: 1. Grubun büyüklüğü 2. Grup bütünlüğü 3. Grubun vaadi 4. Bireycilik arzusu 5. Azınlık etkisi ( gruplarda yenilik )


Grubun büyüklüğü: Uyum gösterme genellikle grubun büyüklüğü ile artar. Odada bir başka kişi olduğunda ve bu kişide sıcaktan şikâyet ediyorsa, bu durumda onun hata yaptığını ya da ateşi olabileceğini düşünürsünüz. Ama odada 4 kişi varsa hepsi de sıcaktan şikâyet ediyorsa hatanın sizde olduğunu düşünürsünüz.


Grup bütünlüğü: Buna karşılık grupta görüş birliği yoksa, uyum seviyesinde büyük bir düşüş olabilir. Grup kararlarını reddeden bir kişi bile olsa, uyum seviyesi düşer. Bu Fenomenin en etkileyici yanı, uyumsuz kişinin kim olduğunun fark etmiyor gibi görünmesidir. Örneğin Çoğunluğa karşı gelmeye eğilimli bir jüri üyesi, diğer jüri üyelerinin de kararlarını etkileyebilir. Cılız da olsa ayrılıkçı bir ses, diğerlerini de buna teşvik eder ve rejim tehlikeye girer.


Grubun Vaadi : Bireyi grup ya da ilişkilerin içinde tutmaya yarayan olumlu ya da olumsuz tüm güçleri kapsar. Bireyleri ile birlikte çalışmaktan hoşlanan, bir takım kadar iyi işleyen, yüksek moralli gruplarda uyum baskısı daha güçlüdür.

Bireycilik Arzusu: İnsanlar bazen farklı görünmek için kendi düşüncelerinde değişiklik yaparlar. Bazıları grupla birlikte hareket etmeye ve grup kararına uymaya daha uygundurlar, bazıları da öne çıkmak isterler. Ayrıca aşırı bireyci kişiliği olanlar daha az itaatkâr, daha eleştirel ve daha kabadırlar.

Azınlık etkisi: Gruplarda Yenilik: Bazen yeni bir fikir ve eşsiz bir görüşe sahip bir azınlık, çoğunluğun pozisyonunu değiştirebilir. Bir çalışmada 6 kişilik çalışma gruplarına slâytlar gösterildi ve slâytlardaki renk farkları soruldu. Aslında slâytların hepsi mavi idi, sadece tonlarında farklılıklar vardı. Tecrübesiz kontrol grubundaki deneklerin neredeyse tamamı slâytları mavi olarak tanımladı.

İnsanı Etkileme Yolları: 1. Ödüller 2. Baskı 3. Uzmanlık 4.Bilgi 5. Yasal Otorite 6. Acizliğin gücü

Uzmanlık : Özel bilgi, uzmanlık ve deneyim güç kaynaklarıdır. Uzmanlara güvenir ve tasvirlerine uyarız. Çünkü bilgilerinin kişisel hedeflere ulaşmada yardımı olacağını biliriz.

Acizliğin Gücü : Raven’ a göre acizliğin gücü de insanlara bir şeyleri yaptırmanın etkili yollarından biridir. Bir işin üstesinden gelmekte yetersiz kişiler yardım etmek bir sosyal sorumluluk olarak kabul edilir.

Boyun Eğdirme Teknikleri : 1. Önce küçük, sonra büyük rica tekniği 2. Önce büyük , sonra küçük rica tekniği 3. Giderek artan ricalar tekniği 4. Sadece o değil tekniği 5. Sıra dışı istek tekniği

Önce küçük sonra büyük rica tekniği: Uyumu arttırmanın yolu da, kişiye önce küçük bir istek kabul ettirmektir.Kişilerin küçük isteği kabul ettikten sonra büyük isteği kabul etmeleri daha kolay olacaktır. Buna önce küçük sonra büyük rica tekniği denir.

Önce büyük sonra küçük rica tekniği: Bu teknik bazen yukarıda açıklanan ile zıt, ama oldukça etkilidir.Tekniğe göre önce çok büyük bir istekte bulunmak, kabul edilmeyince daha küçük bir istekte bulunmak küçük isteğin kabulünü artırır. İkinci el araba satışları ile işçi ve işveren temsilcileri arasında yapılan ücret pazarlıklarında; hatta kurumlar yıllık bütçelerini hazırlarken sıkça başvururlar.

Giderek Artan Ricalar Tekniği : Arka arkaya gelen şu istekleri nasıl kabul edeceğimizi bir düşünün: Araştırmacılar önce, sizi ararlar ve sabahın erken saatlerinde başlayacak olan bir çalışmaya katılmak isteyip istemeyeceğimizi sorarlar. İkinci durumda ise, bir deneye katılmaya isteyip istemeyeceğimizi sorar. Siz kabul ettikten hemen sonrada deneyin saatini size söylerler.Robert Cialdini ve beraberindekiler.(1978) bu iki prosedürü karşılaştırdıklarında ikinci yaklaşımın çok daha etkili olduğunu görürler.Mesela öğrenci deneklere deneyin sabahın erken saatlerinde olduğu başta söylendiğinden kabul edenlerin oranı %25 idi.sonradan söylenenlerin oranı ise %55 idi. Ve neredeyse hepsi sabah erkenden randevuya geldiler.

Sadece o değil tekniği: Müşteri tam fırını alıp almamak konusunda düşünürken satış elamanı ekler; “ Ancak hepsi bu kadar değil, eğer fırını bu gün alırsanız hiçbir ek ücret ödemeden beşli mikro dalga tava setinede sahip olacaksınız”

Tepki: Bazen çok fazla baskı kişinin, istenilenin tam tersini yapmasına neden olabilmesidir.

Boyun Eğme: İstemesek de yapmamız istenen bir şeyi yapmak. Boyun eğme, yasal otoritenin baskı uygulayabileceği inancına dayanır. “ Herbert Kelman ve Lee Hamilton otoritenin etik ve yasal olmayan faaliyetlerini otorite suçları olarak adlandırmışlardır. Örneğin terörist yada askerler işkence yapılması emri ile bunu uygularsa otorite suçu işlemiş olur.”

Milgram deneyleri : Stanley mil gram 1960 lar da, laboratuar ortamında yaptığı deneylerle, otoriteye itaat konusunu incelemiştir. Normal insanların, otoritenin güçlü baskısına maruz bırakıldıklarında, yıkıcı davranışlar sergileyebilecekleri şeklinde yorumlamıştır.

Tutum ve davranışların nasıl edinildiğini açıklamak: Bir toplumun sahip olduğu maddi ve manevi değerler o toplumun kültürüdür. Kültürel değerlerin bir toplumdaki bireylere kazandırılması ise kültürlemedir. Kültürleme süreci insanlara tutum ve davranışların kazandırılması sürecidir.

Uyum göstermenin temelindeki süreçleri tanımlamak: Uyum, bir kimsenin düşünce ve davranışlarını, grup ölçüleriyle tutarlı olacak şekilde değiştirilmesidir. İnsanlar beğenilmek ve doğru davranılmak için uyum gösterirler.

Uyumu etkileyen faktörleri açıklamak: İnsanlar bir gruba katılmış ise ve gruba güçlü duygular besliyorsa daha çok uyarlar.Ayrıca grubun boyutu kültürel değerlerin, azınlık etkisi, bireycilik etkisi, gruba vaat gruba etkileyen faktörlerdir.

İnsanları etkileyen yolları saymak: İnsanlar birbirlerini çeşitli yollarla etkileyebilir. Bu araştırma insanları etkilemenin 6 gücü olarak ödüller, baskı, uzmanlık , bilgi, gönderme yapma gücü, yasal otoriteyi göstermektedir. Yasal otoritenin özel bir durumu acizliğin gücüdür.

Boyun eğdirme tekniklerini sıralamak: Araştırmalar insanları etkileyebilecek çok çeşitli boyun eğdirme stratejilerinin olabileceğini göstermiştir. Örneğin küçük bir isteği kabul ettirmek ötekilerinin kabulünü kolaylaştırmak, kabulü zor büyük bir istek daha azının kabulünü kolaylaştırır. Yine istekleri birleşenleriyle ayırıp sırayla sunmak bir başka itaat sağlama tekniğidir. Bunlara hepsi bu kadar değil… “Sıra dışı istek” teknikleri de eklenebilir.

Otoriteye itaati açıklamak: Otoriteye itaat boyun eğdirmenin özel bir biçimidir. Toplumsal düzen açısından otoriteye uymak önemlidir. Ancak inanç ve değerlerin otoriteninkilerle çatışması durumuyla karşılaşılabilir.

Asch: Akran baskısına uyarak fikir değiştirdiğimize ilişkin deneysel çalışmaları yapan bilim adamıdır.

Raven: Boyun eğme ve itaatle ilgili acizliğin gücü konusunda görüş geliştiren bilim adamı

Milgram: Deneklere elektrik şoku vererek otoriteye itaat deneyleri yapan bilim adamıdır.

H.Kelman ve L. Hamilton: Otoritenin etik ve yasal olmayan faaliyetlerine denilmiştir.
 
---> Sosyal Etki ve Sosyal Güç

Teşekkürler..Sosyal Psikolojide önemli bir konu..
Özellikle Asch'ın deneyleri..
 
---> Sosyal Etki ve Sosyal Güç

Milgram'ın Deneyi bu konuda oldukça ilginç ve hala tartışma konusudur:

Milgram deneyi, insanların erk (otorite) sahibi bir kişi veya kurumun isteklerine, kendi vicdani değerleriyle çelişmesine rağmen itaat etmeye ne ölçüde istekli olduklarını ölçme amacını güden bir deneyler dizisinin genel adıdır. Deneyi gerçekleştiren Yale Üniversitesi psikologlarından Stanley Milgram , bu araştırmasını ilk olarak 1963′te Anormal ve Sosyal Psikoloji Dergisi (İng.: Journal of Abnormal and Social Psychology dergisindeki makalesiyle tanıtmış ve bulgularını 1974′te yayımladığı Otoriteye İtaat: Deneysel bir Bakış (İng.: Obedience to Authority ; An Experimental View) isimli kitabında daha derinlemesine incelemiştir.

Milgram’ın ilk deney dizisinde öndeneklerin %65′inin (40 öndenekten 26′sının) deneydeki en yüksek gerilim olan 450 voltu, her ne kadar epey huzursuzluk hissetmiş olsalar da, uyguladıkları görüldü. Hepsi deneyin bir noktasında durup deneyi sorgulamış, hatta bazıları kendilerine ödenen parayı geri vereceklerini söylemişlerdi. Katılımcılardan hiçbiri 300 volt seviyesinden önce şok uygulamaktan tereddütsüzce vazgeçmedi. Deneyin çeşitlemeleri daha sonra Milgram’ın kendisi tarafından ve dünya genelinde farklı psikologlarca gerçekleştirildi; sonuçlar birbirine yakındı. Bu çeşitlemelerle deneyin özgün sonuçlarının onaylanmasına ek olarak deney düzeneğindeki değişkenlerin etkileri de ölçülmüş oldu.

Milgram’ın deneyi, katılımcılar üzerinde yarattığı aşırı duygusal kaygı nedeniyle bilimsel deneylerin etiği konusunda kuşkular uyandırdı. Milgram’ın lehine bir gerçek: Katılanlar arasında yapılan ankete göre katılımcıların %84′ü bu deneye katılmış olmaktan “memnun” veya “çok memnun” olduklarını, %15′i nötr olduklarını (tüm katılımcıların %92′si ankete katıldı) ifade ediyorlardı. Pek çoğu sonradan teşekkür mesajları yolladı. Milgram eski katılımcılardan ardarda asistanlık ve ekibe katılma teklifleri aldı.

Milgram ulaştığı sonuçları açıklayan iki ana kuram geliştirdi.

İlki, S. Asch’in çalışmalarını temel alan Uyum Kuramı’dır. Milgram başvuru grubu ile birey arasındaki temel ilişkiyi tanıtır. Karar verme konusunda, özellikle bir kriz ortamında karar verme konusunda hiçbir deneyimi veya yeteneği olmayan bir denek, kararı gruba ve gruptaki hiyerarşiye bırakır. Grup bir davranışsal model oluşturur.

İkincisi ise Araçlaşma Kuramı’dır. Milgram’a göre, “itaatin özü, bir insanın kendisini başka bir insanın isteklerini gerçekleştiren bir araç olarak görmesi, böylece kendi davranışlarından kendisini sorumlu hissetmemesidir. Kişinin bakış açısındaki bu kritik kayma gerçekleştiği zaman, itaatin tüm öznitelikleri bunu izler”. Bu temel olarak askersel açıdan otoriteye saygının temelidir; askerler üstlerinin emirlerini ve komutlarını, sorumluluğun subaylarda olduğunu bilerek yerine getirirler.

Vikipedi
Selman Erdem/Psikoloji
 
---> Sosyal Etki ve Sosyal Güç

Konuya katkın ıcın Tekrar Teşekkürler :)
Kesinlikle Tartısılması gereken bi konu.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst