CaSPeR35
Kayıtlı Üye
Şizofreni Geçermi Tedavisi
Şizofreni Geçer Nedir?
Şizofreni Tekrarlarmı
Şizofreni Nedir Ve Nasıl Tedavi Edilir
Şizofreni kişilik bölünmesi, zayıf kişilikli olma, zeka geriliği veya tembellik değildir. Önemli ruhsal hastalıklarından birisidir. Hastalarda genelde gerçekle hayal dünyasını ayırt edememe, mantıksal düşünme yeteneği kaybı, normal duygusal tepkiler verememe ve toplumsal kurallara uyamama görülür. Aynı zamanda hatırlama ve normal konuŞma yeteneği genelde kaybolur. Diğer bedensel ve ruhsal hastalıklarda olduğu gibi organik nedenleri vardır.Bu Gün şizofreninin ortaya çıkışında rol oynayan dopamin ve serotonin sistemi gibi beyinde yer alan taşıyıcı (nörotransmitter) sistemlerin rol oynadığı araştırmalarla gösterilmektedir. Toplumda %1 oranında şizofreni görülmektedir. Sıklıkla 15-25 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. Şizorfeni hastalığı 12 yaşından önce ve 40 yaşından sonra görülmesi enderdir.
Şizofreni tedavisinde kullanılan antipsikotik ilaçlar ilk olarak 1950 yıllarında ortaya çıkmıştır. Bu ilaçlar hastalarda ortaya çıkan belirtileri yatıştırmakta hastanın günlük yaşama uyumunu artırmakta, iş verimini yükseltmekte ve hastalığın tekrar ortaya çıkışını önlemektedir ancak hastalığın tam olarak ortadan kalkmasına yardımcı olamamaktadır.
İlaçların Etki Mekanizması Nedir?
Şizofrenide beyinde varolan ve düzenleyici, haberci gibi işlevleri olan dopamin, serotonin ve glutamat gibi nörotransmitterlerde işlev bozukluğu olduğu ve hastalığın bu nedenle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Her hastada bu maddelerle ilgili ortaya çıkan işlev bozukluğu farklı şekillerdedir ve buna bağlı olarak ortaya çıkan belirtilerde hastadan hastaya değişir. Bazı hastalarda sorun ağırlıklı olarak dopamin sistemindedir ve bu hastalar dopamin sistemini etkileyen klasik nöroleptiklerden daha çok faydalanır. Bazı hastalarda ise sorun daha çok serotonin sistemindedir ve bu hastaların klasik ilaçlara yanıtı azdır ve yeni grup ilaçlar bu hastalarda oldukça etkili olmaktadır.
Her hastaya uygun ilaç, uygun doz ve kullanım şekli farklıdır. Hastalığın belirtilerinin ani ortaya çıktığı ve şiddetli olduğu vakalarda kas içine verilen iğne formları kullanılabilir. Yine hastanın durumuna göre ağızdan damla, şurup veya hap şeklinde uygulama yapılır.
Rahatsızlığın yinelenmesi nasıl önlenebilir?
Uygun bir ilaç tedavisine eklenen psikoterapi uygulamaları rahatsızlığı olan kişinin kendisini 'etiketleyen', 'inciten' şizofreni tanısının suç-ceza vb. yanlış çağrışımlarını aşmasını; kimliğinin bütünlüğünü ve benlik saygısını korumasını; varsanılarını ve hezeyanlarını kontrol edebilmesini; alevlenme belirtilerini tanımasını sağlayacak önlemlerden biridir. Kişinin rahatsızlığa tepkisi inkar, farkında olmama, tedaviye uyum göstermeme biçiminde olabilir. Kişinin kimliğini tehdit eden bir yaşam olayı olarak hayatına giren bu durumu yaşamının merkezine almasını engellemek, değer verdiği amaçları, rolleri, toplumsal konumunu/kimliğini korumasına yardımcı olmak gereklidir. 'Rahatsızlığın içine yerleşmesini' önleyip, rahatsızlığın dışında kalmasını ve rahatsızlığın yarattığı sorunlarla başetmesini sağlamak temel amaç olmalıdır.
Tedavinin başarısı rahatsızlığı olan bireyin, ailesinin, tedavi ekibinin ve birlikte yaşadığı topluluğun birbirleriyle işbirliği içinde olmasına bağlıdır.
Şizofreni sadece bir tıbbi sorun değildir. Aileyi, toplumsal yaşamdaki kemikleşmiş önyargıları, ekonomik koşulları da içeren bir insanlık durumudur aynı zamanda. Bu nedenle çözümü tek başına psikiyatriye terketmek çözümsüzlüğe giden yolda atılmış bir adım olabilir ancak.
Şizofreni Geçer Nedir?
Şizofreni Tekrarlarmı
Şizofreni Nedir Ve Nasıl Tedavi Edilir
Şizofreni kişilik bölünmesi, zayıf kişilikli olma, zeka geriliği veya tembellik değildir. Önemli ruhsal hastalıklarından birisidir. Hastalarda genelde gerçekle hayal dünyasını ayırt edememe, mantıksal düşünme yeteneği kaybı, normal duygusal tepkiler verememe ve toplumsal kurallara uyamama görülür. Aynı zamanda hatırlama ve normal konuŞma yeteneği genelde kaybolur. Diğer bedensel ve ruhsal hastalıklarda olduğu gibi organik nedenleri vardır.Bu Gün şizofreninin ortaya çıkışında rol oynayan dopamin ve serotonin sistemi gibi beyinde yer alan taşıyıcı (nörotransmitter) sistemlerin rol oynadığı araştırmalarla gösterilmektedir. Toplumda %1 oranında şizofreni görülmektedir. Sıklıkla 15-25 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. Şizorfeni hastalığı 12 yaşından önce ve 40 yaşından sonra görülmesi enderdir.
Şizofreni tedavisinde kullanılan antipsikotik ilaçlar ilk olarak 1950 yıllarında ortaya çıkmıştır. Bu ilaçlar hastalarda ortaya çıkan belirtileri yatıştırmakta hastanın günlük yaşama uyumunu artırmakta, iş verimini yükseltmekte ve hastalığın tekrar ortaya çıkışını önlemektedir ancak hastalığın tam olarak ortadan kalkmasına yardımcı olamamaktadır.
İlaçların Etki Mekanizması Nedir?
Şizofrenide beyinde varolan ve düzenleyici, haberci gibi işlevleri olan dopamin, serotonin ve glutamat gibi nörotransmitterlerde işlev bozukluğu olduğu ve hastalığın bu nedenle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Her hastada bu maddelerle ilgili ortaya çıkan işlev bozukluğu farklı şekillerdedir ve buna bağlı olarak ortaya çıkan belirtilerde hastadan hastaya değişir. Bazı hastalarda sorun ağırlıklı olarak dopamin sistemindedir ve bu hastalar dopamin sistemini etkileyen klasik nöroleptiklerden daha çok faydalanır. Bazı hastalarda ise sorun daha çok serotonin sistemindedir ve bu hastaların klasik ilaçlara yanıtı azdır ve yeni grup ilaçlar bu hastalarda oldukça etkili olmaktadır.
Her hastaya uygun ilaç, uygun doz ve kullanım şekli farklıdır. Hastalığın belirtilerinin ani ortaya çıktığı ve şiddetli olduğu vakalarda kas içine verilen iğne formları kullanılabilir. Yine hastanın durumuna göre ağızdan damla, şurup veya hap şeklinde uygulama yapılır.
Rahatsızlığın yinelenmesi nasıl önlenebilir?
Uygun bir ilaç tedavisine eklenen psikoterapi uygulamaları rahatsızlığı olan kişinin kendisini 'etiketleyen', 'inciten' şizofreni tanısının suç-ceza vb. yanlış çağrışımlarını aşmasını; kimliğinin bütünlüğünü ve benlik saygısını korumasını; varsanılarını ve hezeyanlarını kontrol edebilmesini; alevlenme belirtilerini tanımasını sağlayacak önlemlerden biridir. Kişinin rahatsızlığa tepkisi inkar, farkında olmama, tedaviye uyum göstermeme biçiminde olabilir. Kişinin kimliğini tehdit eden bir yaşam olayı olarak hayatına giren bu durumu yaşamının merkezine almasını engellemek, değer verdiği amaçları, rolleri, toplumsal konumunu/kimliğini korumasına yardımcı olmak gereklidir. 'Rahatsızlığın içine yerleşmesini' önleyip, rahatsızlığın dışında kalmasını ve rahatsızlığın yarattığı sorunlarla başetmesini sağlamak temel amaç olmalıdır.
Tedavinin başarısı rahatsızlığı olan bireyin, ailesinin, tedavi ekibinin ve birlikte yaşadığı topluluğun birbirleriyle işbirliği içinde olmasına bağlıdır.
Şizofreni sadece bir tıbbi sorun değildir. Aileyi, toplumsal yaşamdaki kemikleşmiş önyargıları, ekonomik koşulları da içeren bir insanlık durumudur aynı zamanda. Bu nedenle çözümü tek başına psikiyatriye terketmek çözümsüzlüğe giden yolda atılmış bir adım olabilir ancak.