Sınırsızlar Kulübü / Dallas Buyers Club (7 Mart 2014)

Silencio

Kayıtlı Üye
DallasBuyersClub-OneSht.jpg


Bir JEAN-MARC VALLEE Filmi !

- Sınırsızlar Kulübü / Dallas Buyers Club (2014) -

Vizyon Tarihi : 07 Mart 2014
Yapımı : 2013 - ABD
Tür : Dram
Süre : 117 Dak.
Yönetmen : Jean-Marc Vallee
Oyuncular : Jennifer Garner , Jared Leto , Matthew McConaughey , Gael García Bernal , Steve Zahn
Senaryo : Melisa Wallack , Craig Borten
Yapımcı : Robbie Brenner , Nathan Ross

412891.jpg


191824.jpg


221514.jpg


Film, uyuşturucu bağımlısı ve HIV taşıyıcısı Ron Woodroof'un hayatından esinleniyor. Ron Woodroof'a 1986 yılında AIDS yüzünden 30 günlük ömür biçilir. Teşhiş sonrası FDA kurumundan yasal onaylı olarak kullanabileceği tek ilaç olan AZT'yi almaya başlayan Ron hızla ölümün eşiğine doğru sürüklendiğini fark eder. Çareyi ABD'de yasal olmayan ama dünyanın dört bir yanında bulunan, doğal ilaçlara başvurmakta bulur. Kendisiyle ilgilenen doktorlardan biri olan arkadaşı Eve Saks'ın da yardımıyla Ron farkıdna olmadan çevresindeki hastlar içinde bir iletişim ve satış ağı kurmuş olur. "Dallas Buyers Club" olarak bilinen bu oluşum FDA'nın tedavisi yerine alternatif tıbbı tercih edenlerin çaresi olur ve dahası hastalar üzerinde onaylı AZT'den daha çok işe yarar. Fakat durum çok geçmeden fark edilir ve ilaç firmaları ve FDA Ron'a karşı büyük bir savaş açar. Film 30 günlük ömrü kaldı dendikten sonra kendi doğal yöntemleriyle 2191 gün daha yaşamayı balşaran Ron Woodroof'un kişisel mücadelesine odaklanıyor.



7 Mart 2014'te Sinemalarda !
 
---> Sınırsızlar Kulübü / Dallas Buyers Club (7 Mart 2014)

Dallas Buyers Club (2013) Sınırsızlar Kulübü

Çok değil, daha birkaç gün önce dünyanın en büyük ilaç firmalarından birinin CEO’su tarafından yapılan açıklamalar gündeme oturdu. Hindistan’daki fakirler için değil de batının zenginleri için kanser ilacı ürettiklerini söyleyen bu şahıs, şehir efsanesi olarak dolaşan ve herkesin dilinde yer edinmiş bazı olasılıkları da ikinci kez değerlendirme yoluna gitmemiz için vesile oldu. Gerçekten de sağlık sektörü, para uğruna, var olan tedavileri tedarik etmekten kaçınıyor mu? Şahsen bu sektörde olan biri olarak bu önermeye ihtimal vermiyordum; lakin malum CEO’nun cebini doldurmak amacıyla iş yaptığını kendi ağzıyla itiraf etmesi benim inancımı da yitirdi. Neredeyse herkesin 2005 tarihli C.R.A.Z.Y. şaheseri ile tanıdığı Jean-Marc Vallée’nin altı dalda Oscar adayı son filmi Sınırsızlar Kulübü de sektörün bu açığını, 1985 yılında HIV’ye karşı üretilen bir ilaç üzerinden anlatıyor. Bunu yapmak için eşcinsellerden nefret eden, vücudunda gezinen virüsten ötürü bağışıklık sistemi çökmüş Teksaslı bir erkek ile hastanede tanıştığı bir travesti ve ikilinin doktoru arasındaki ilişkiyi kullanıyor.

Matthew McConaughey’in hayat verdiği Ron, amiyane tabirle toplumsal cinsiyet bakış açısının bir erkeğe yüklediği her türlü özelliğe sahip, para için pek çok şey yapabilecek bir erkek karakter. Para için arkadaşlarını kandırıyor, seksi ise hayatından hiçbir şekilde eksik etmiyor. Varoşlarda yaşayan, cahil ve bilgisiz bir profile sahip olan Ron’un bu özellikleri onun başına çok belalar açıyor: Korunmasız ilişkiye sıkça girdiği için HIV enfeksiyonu kapıyor, HIV o dönemler eşcinsel hastalığı olarak görüldüğü için arkadaşları tarafından etiketlenerek dışlanıyor, düzgün tedaviyi almak için kaçakçılık yapıyor, bu uğurda yasalarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Aslında Ron’un tüm bu çabalarının altında yatan sebebi anlamak biraz güç. Kendisine yalnızca otun günü kaldığını söyleyen doktora başta inanmasa da daha sonra sanrılar ve varsanılar kendini göstermeye başlıyor, Ron da ister istemez harekete geçiyor. Başta tek derdi ölümden kaçmak olsa da zamanla görüyor ki bu işten çok iyi paralar kazanmak da mümkün. O andan itibaren Ron’u, aynı karşısına aldığı FDA (ABD İlaç ve Gıda İdaresi) gibi, paranın kölesi haline gelmiş bir temsil olarak görüyoruz. Ülkenin HIV pozitif hastalara karşı kullanmak istediği ve zehir etkisi yaratan bir ilaca karşı kendi araştırmaları sonucu, dünyanın başka yerlerinde kullanılan ve olumlu sonuçlar veren ilaçları illegal olarak ülkeye sokup bunları fahiş fiyatlara satan karakterimiz, insanoğlunun en bilindik zayıf noktalarından birinin kurbanı oluyor: Açgözlülük.

DBC1.jpg


Yönetmen, aslında eşcinsel sineması üzerinden politik ve sosyal eleştiriler yapmayı deneyerek yerinde bir adım atmış gibi gözükse de filmin kendi içindeki tutarsızlıklar ve dengesizliklerden rahatsız olmak mümkün. Ron’un film boyunca verdiği mücadelenin aslında bir kurbanı oluşu buna bir örnek. LGBT nefretine yönelik getirilen eleştiri ise basitliği ile rahatsızlık veriyor. Homofobik, eşcinsel bir bireye dokunmak bir yana onların adına bile tahammülü olmayan bir karakterin kendini bir anda onların tarafında bulması gözle görülenden ziyade kalple duyulana hitap etse de bir yönetmen için bunun dozunu iyi ayarlamak oldukça önemli. Jean-Marc Vallée’nin dozu iyi ayarladığını söylemek pek mümkün değil; öyle ki Jared Leto’nun hayat verdiği Rayon karakterinin başına gelenler bile duygu sömürüsü yapmaya dahi mahal vermeyecek şekilde havada kalmış. Bu performansı ile hayli olumlu eleştiri alan Leto’nun karakteri, hikaye boyunca bir kenara atılmış hissi yaratması yetmiyormuş gibi önemsiz ve basit bir oyunla öykü çizgisinden dışarı atılmış hissi var. Böylelikle de güçlü yaratılmaya çalışılan (ya da en azından o hissin verildiği) en iddialı yan karakter de boşa harcanmış. Jennifer Garner’ın canlandırdığı doktor tiplemesi için de aynı şeyi söylemek mümkün. Vallée, filmde yalnızca Ron karakterine önem vermeyi tercih etmiş fakat onun tek başına taşıyabileceği bir hikayeyi yönetmekte de sıkıntı çektiğini açıkça belli etmiş diyebiliriz.

Eğer C.R.A.Z.Y. ve Cafe de Flore (Ruh İkizim) gibi altyapısı güçlü, senaryosu güçlü, anlatımı güçlü filmlerini görmemiş olsaydık Vallée’nin Sınırsızlar Kulübü’nde iyi bir iş çıkardığını söyleyebilirdik. Fakat kendisi, çizgisinin dışına çıkarak, ödül kazanmak için bir şeyler yaptığını o kadar belli etmiş ki filmin her elemanı bir tarafa, samimiyetini sorgulamak dahi seyirci için acı çekmekle eşdeğer. Çok sözü geçen oyunculuklar konusunda ise McConaughey, başarılı bir oyuncu olarak kendisinin herhangi bir performansından daha fazlasını sunmazken Leto ise eşcinsel bir karaktere hayat vermenin ekmeğini yiyor. Her ikisi de kısa zamanda zihinlerden silinecek, özelliksiz performanslar sergiliyor. Ve biz de bir kez daha görüyoruz ki kilo verince, karşı cinsin kimliğine bürününce, ezilenleri filmine odak konusu edince Hollywood sizi seviyor, çok seviyor…

kco3nr.png


- Burak Hazine -​
 
---> Sınırsızlar Kulübü / Dallas Buyers Club (7 Mart 2014)

Jean-Marc Vallée’nin yönettiği Sınırsızlar Kulübü (Dallas Buyers Club) gerek öyküsü gerekse de oyunculuklarıyla 2013 yılının adından en çok söz ettiren filmlerinden biri oldu. C.R.A.Z.Y ve Ruh İkizim gibi iyi yazılmış karakterlere sahip filmleriyle sevilen hatta kendine has bir hayran kitlesi oluşturan yönetmen bu sefer daha belli kalıplara sahip bir film ile karşımızda. Ele aldığı öykü bakımından gene karakter merkezli bir yapı oluştursa da yönetmenlik anlamında kendini arka planda tutup -2 sahne dışında- hedefi net şekilde belli, sade bir işe imza atmış.

Filmin hikayesi 1985 yılında Texas’ın Dallas şehrinde geçiyor. AİDS’in yeni yeni ortaya çıkmaya başladığı bu dönemde hastalığa yakalanan heteroseksüel bir adamın ölüme ve ilaç şirketlerine karşı verdiği savaşı izliyoruz. Ana karakterimiz Ron Woodroof (Matthew McConaughey) alkol, seks ve uyuşturucu üçgeninde hayatını önemsemeden yaşayan ”redneck” diye tanımlayabileceğimiz ırkçı ve homofobik bir kişilik. HIV virüsü taşıdığını ve 30 günlük ömrü kaldığını öğrendiğinde önceleri bunu kabullenemese de sonradan kalan zamanının tamamını hastalığın tedavisi için harcamaya başlıyor. İlk zamanlarında FDA’nın AZT isimli ilacını kullanan ve bunun sağlığını olumsuz yönde etkilediğini, kendisini hızla ölüme sürüklediğini fark eden Ron, rotasını ABD’de dağıtımı yasaklanmış HIV virüsüne karşı etkili olan doğal maddelerle doğru yönlendiriyor. Meksika’dan bu maddeleri yasadışı yollarla kaçırmaya başlamasının ardından kendi gibi ihtiyaç sahiplerine de ulaştırmayı hedefleyerek Dallas Buyers Club’ı oluşturuyor.

Dallas-Buyers-Club-filmloverss-2.jpg


AİDS hastalığı, homofobi, transseksüellik, ilaç sektörünün kirlenmiş yüzü ve şirketlerle mücadele filmin dert edindiği konular. Bu kadar fazla temaya değinilmesi, hepsinin belli bir paralellikte anlatılmaya çalışılması ve derinleştirilememesi filmin temel sıkıntısını oluşturuyor bana kalırsa ki bu yüzden filmi kısmen yüzeysel bulduğumu da söyleyebilirim. Fakat işin diğer tarafına, yani sadece AİDS olan homofobik bir adamın değişimine, AİDS ve ilaç sektörüyle mücadelesine odaklanılırsa, filmin seyirciyi tatmin etmesi daha olası ve film bunu başarıyor zaten. Bu başarının bence en büyük sebebi de yüksek dozlu oyunculuk performansları.

Sınırsızlar Kulübü 86. Oscar Ödülleri’nden 3 ödülle döndü. Bunlardan ikisi en iyi erkek oyuncu ve en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü iken diğeri de en iyi makyaj ve saç tasarımı ödülüydü. Film bu ödülleri hak etti mi diye sorulduğunda ise kimsenin pek itiraz edeceğini sanmıyorum. Ron Woodroof rolüyle en iyi erkek oyuncu ödülüne uzanan Matthew McConaughey’nin kariyerinin en güçlü performansını ortaya koyduğu tartışmasız. 2011 yılında rol aldığı Katil Joe filminden itibaren önü kesilemeyen bir yükselişe geçen McConaughey sırasıyla Gazeteci Çocuk, Mud, Striptiz Kulübü ve bu sene rol aldığı Para Avcisi’nda da kayda değer performanslara imza atmıştı. Birbirinden başarısız romantik komedi filmlerinden sonra şu an geldiği nokta gerçekten takdire şayan bir durum. Ayrıca kendisini 2014 yılı içerisinde Christopher Nolan’ın Interstellar filminde de başrolde izleyeceğiz. Bay Hiç Kimse’den sonra sinemaya 4 senelik bir ara veren Jared Leto’da dönüşünü bu filmle yaptı. Travesti Rayon karakterine hayat veren oyuncu bu rol için ciddi bir fiziksel değişim geçirmiş. Ben gene de bu performansın biraz abartıldığını düşünmekteyim. Bunun sebebi olarak da böyle sıra dışı bir karakterin akılda kalıcı, seyircide vurucu bir etki yaratan tek bir sahnesinin dahi olmamasını gösterebilirim.

Yakın tarihli önemli bir toplumsal soruna değinmesi, barındırdığı karakterlerin gerçek hayattan alınmış olması ve tabii ki her iki başrol oyuncusunun kazandığı Oscar ödülleri. Özetlemek gerekirse Sınırsızlar kulübü yılın izlenmesi gereken filmlerinden.
 
---> Sınırsızlar Kulübü / Dallas Buyers Club (7 Mart 2014)

- Oscar (Akademi) Ödülü Adaylıkları -

"En İyi Film" - "En İyi Erkek Oyuncu" - "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu" - "En İyi Özgün Senaryo" - "En İyi Kurgu" - "En İyi Makyaj & Saç"

EN İYİ ERKEK OYUNCU : " MATTHEW McCONAUGHEY – DALLAS BUYERS CLUB "

EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU : " JARED LETO – DALLAS BUYERS CLUB "

EN İYİ MAKYAJ & SAÇ : " DALLAS BUYERS CLUB "
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst