` Nur ~
Bayan Üye
Küçük Sırlar dizisi, oyunculuk ve imaj açısından Kobal'a ne kadar katkıda bulunuyor?
Televizyon Gazetesi'nde yazan Şadan Kaba, Küçük Sırlar dizisiyle ilgili eleştirileri ve İSnem Kobal'ın dizideki rolünü değerlendirdi.
İşte Kaba'nın yazısı:
"Sinem Kobal'ın başrolde olduğu Küçük Sırlar dizisi, izlenme oranları olarak belli bir başarıyı yakaladı. “Peki, dizi gerek imaj gerekse oyunculuk açısından Sinem Kobal'a katkı yaptı mı?” diye sorarsanız, size kesinlikle “hayır” yanıtını verebilirim. Neden mi?
Çünkü, Sinem Kobal'ın dizideki rolü, köşeli olmayan, fazla özellik istemeyen, ışıltısı olmayan, nitelik gerektirmeyen bir rol. Böyle olduğu için de Sinem Kobal ile Küçük Sırlar arasındaki ilişki, çok anlamlı durmuyor.Yani, Sinem Kobal'ın isim olarak Küçük Sırlar'a önemli katkı yaptığı muhakkak. Ama dizinin Sinem Kobal'a katkı yaptığını söylemek çok zor.
Küçük Sırlar, daha ilk bölümden itibaren yüksek izlenme oranlarını yakalasa da belli çevrelerin eleştirilerinden kurtulamadı. Üstelik de bu eleştirilerin haklılık payları bir hayli fazlaydı. Dizide öğrencilerin kılık kıyafetlerinden tutun da aralarındaki ilişkilere varıncaya kadar eleştirilecek o kadar çok konu var ki. Dizideki genç karakterlerin her biri sanki “entrika makinaları”na dönüşmüş durumdalar. Oysa onlar, daha lise çağlarındaki gençler gibi olmalı, onlar gibi davranmalı ve hata yapmalılar.
Küçük Sırlar, ekonomik olarak zengin çevrelere vurgu yapan, onların yaşantısına ışık tutan bir dizi hüviyetinde. Acaba, ekonomik olarak geniş imkanlara sahip ailelerin çocukları, gerçekten de birer entrika makinası gibi mi yaşarlar okullarda? Tamam, dizideki karakterlerle gerçekler arasında bir paralellik kurmak zorunda değiliz. Ama bu toplumda dizilerle yatıp, dizilerle kalkan insanlara hitabederken dengeleri, mesajları, reyting beklentilerine kurban etmek doğru olur mu?
Hayatında, entrika olmayan, dolap çevirmeyen liseli gençlerin “ot” gibi yaşadıklarını düşünmeyeceklerinden emin miyiz?
Küçük Sırlar'da bu sözüne ettiğim dengeyi kuracak karakterlerdeki eksiklik göze çarpıyor. Dizide, hesabı kitabı olmayan, olumlu tiplemeler neredeyse yok. Böyle olunca da meydan, entrika makinalarına kalmış oluyor.
Küçük Sırlar'ın izlenme oranlarındaki başarısı yeni sezonda da devam edecek gibi görünse de Sinem Kobal'ın Küçük Sırlar projesindeki konumu, ona mesleki açıdan fazla bir şey katmayacak. Bu durum, oyuncu için çok mu önemli; şimdilik bunu bilemiyoruz. Kobal için reytingin herşey olup olmadığını galiba zaman gösterecek. "
Televizyon Gazetesi'nde yazan Şadan Kaba, Küçük Sırlar dizisiyle ilgili eleştirileri ve İSnem Kobal'ın dizideki rolünü değerlendirdi.
İşte Kaba'nın yazısı:
"Sinem Kobal'ın başrolde olduğu Küçük Sırlar dizisi, izlenme oranları olarak belli bir başarıyı yakaladı. “Peki, dizi gerek imaj gerekse oyunculuk açısından Sinem Kobal'a katkı yaptı mı?” diye sorarsanız, size kesinlikle “hayır” yanıtını verebilirim. Neden mi?
Çünkü, Sinem Kobal'ın dizideki rolü, köşeli olmayan, fazla özellik istemeyen, ışıltısı olmayan, nitelik gerektirmeyen bir rol. Böyle olduğu için de Sinem Kobal ile Küçük Sırlar arasındaki ilişki, çok anlamlı durmuyor.Yani, Sinem Kobal'ın isim olarak Küçük Sırlar'a önemli katkı yaptığı muhakkak. Ama dizinin Sinem Kobal'a katkı yaptığını söylemek çok zor.
Küçük Sırlar, daha ilk bölümden itibaren yüksek izlenme oranlarını yakalasa da belli çevrelerin eleştirilerinden kurtulamadı. Üstelik de bu eleştirilerin haklılık payları bir hayli fazlaydı. Dizide öğrencilerin kılık kıyafetlerinden tutun da aralarındaki ilişkilere varıncaya kadar eleştirilecek o kadar çok konu var ki. Dizideki genç karakterlerin her biri sanki “entrika makinaları”na dönüşmüş durumdalar. Oysa onlar, daha lise çağlarındaki gençler gibi olmalı, onlar gibi davranmalı ve hata yapmalılar.
Küçük Sırlar, ekonomik olarak zengin çevrelere vurgu yapan, onların yaşantısına ışık tutan bir dizi hüviyetinde. Acaba, ekonomik olarak geniş imkanlara sahip ailelerin çocukları, gerçekten de birer entrika makinası gibi mi yaşarlar okullarda? Tamam, dizideki karakterlerle gerçekler arasında bir paralellik kurmak zorunda değiliz. Ama bu toplumda dizilerle yatıp, dizilerle kalkan insanlara hitabederken dengeleri, mesajları, reyting beklentilerine kurban etmek doğru olur mu?
Hayatında, entrika olmayan, dolap çevirmeyen liseli gençlerin “ot” gibi yaşadıklarını düşünmeyeceklerinden emin miyiz?
Küçük Sırlar'da bu sözüne ettiğim dengeyi kuracak karakterlerdeki eksiklik göze çarpıyor. Dizide, hesabı kitabı olmayan, olumlu tiplemeler neredeyse yok. Böyle olunca da meydan, entrika makinalarına kalmış oluyor.
Küçük Sırlar'ın izlenme oranlarındaki başarısı yeni sezonda da devam edecek gibi görünse de Sinem Kobal'ın Küçük Sırlar projesindeki konumu, ona mesleki açıdan fazla bir şey katmayacak. Bu durum, oyuncu için çok mu önemli; şimdilik bunu bilemiyoruz. Kobal için reytingin herşey olup olmadığını galiba zaman gösterecek. "
