Sindirella veya Sindirilmiş Çocuklar

bal_böceği

€q0iSt
Prenses
Kayıtlı Üye
Sindirella veya Sindirilmiş Çocuklar
Yayınlanan iki haber sindirilmiş çocukların başına neler gelebileceğini çok acı şekilde gösterdi. Sindirella masalından yola çıkılarak hazırlanan yazı, çocuklara hayır demesini öğretmeyenlerin yaşadıkları ağır sonuçların neler olduğunu da gösteriyor. Kendinize baktığınızda siz sindiren misiniz? yoksa sindirilen misiniz? Yoksa sürekli olarak sindirmeyi, sindirilmeyi yaşıyor olabilir misiniz? Bazen bir aslan, bazen bir kuzu gibi olarak? Karar tabii ki sizin.


Masal şöyledir. Evde iki kızkardeş ve bir anne vardır. Bir de evi temizleyen ve yemek yapan aileye hizmet eden kız. Prensin vereceği baloya kızkardeşler gider. Masal bu ya peri de balkabağından araba, örümcek ağından elbise yaparak temizlikçi kızın baloya gitmesini sağlar. Cam ayakkabıları da çok güzeldir.



Peri bunları şartlı olarak yapmaktadır. Tek şart saat 12.00 de eve geri dönmesidir. Bu saatte büyü sona erecek ve herşey eski haline dönecektir. Baloya gittiğinde çok beğenilir, dikkat çeker, prens onu dansa kaldırır. Tam saat 12.00 olmak üzereyken kaçar gibi ayrılır balodan Kaçarken ayakkabılarından birini merdivende düşürür ve sonra büyü sona erer.
Prens bir görüşte aşık olduğu kızı merdivende kalan ayakkabısı ile aramaya başlar. Şehirdeki bütün kızlara ayakkabı giydirilmeye çalışılır, kimseye olmaz ama temizlikçi kıza ayakkabı tam olur ve evlenirler. Masal böylece sona erer.


Alınacak dersler şunlardır. Kaş, göz, ses önemli değildir. Prens bu açılardan kızı hatırlayamaz herhalde ki, ayakkabı ile bulmaya çalışır. Ayak baştan daha önemlidir mesajı verilmektedir masalda. Bu masalı küçüklüğünde okuyan kızlar, büyüdüklerinde en çok ayakkabıya para harcarlar.



Gözlerin, sözlerin hiç önemi yoktur. Masalda erkek seçici kız ise seçilen durumundadır. Ayağına ayakkabı olan kız “Sayın Prens ben seni istemiyorum” deseydi, bu masal büyük ihtimalle olmayacaktı.
Sindirella bu anlamda önce evdeki iki kızkardeş ve iki kızkardeşin annesi tarafından sindirilmiş bir genç kızdır. Sindirmek ve sinmek fiillerinin edilgen halleri “sindirilmek” olarak kullanılmaktadır. Sindirilen yiyecekler ve sindirilmiş çocuklar. Sindirilen yiyecekler daha sonra posa halinde atılır vücuttan. Sindirilmiş çocuklara ne olur acaba?



Çocuklar neden sindirilmeye çalışılır sorusu sorulması gereken bir soru. Herşeyi doğru bildiklerini düşünen büyükler çocukların ne yapması gerektiğine çoktan karar vermişlerdir ve yapmasını isterler. Başarılı ve güçlü anne babalar da çocuklarının nasıl davranmaları gerektiğini güçlerini kullanarak söylerler ve yaptırırlar. Anne babalar gibi öğretmenler de sınıftaki huzur açısından bir çok yol kullanarak sindirmeye çalışırlar. Sınıfta kural öğretmenin en güçlü görüneni ezmesidir. En güçlü görünen ezilirse, öğrencilerin hepsi sindirilmiş olacaktır.
Sindirilmiş çocuklar ise sınıflara ayrılabilir.



Elle sindirilmiş çocuklar, sözle sindirilen çocuklar, gözle sindirilen çocuklar, güçle sindirilen çocuklar, para ile sindirilen çocuklar. Hiçbir şekilde başkaldıramayan bu çocukların bilmedikleri ya da bildikleri ama söyleyemedikleri kelime “Hayır” kelimesidir. “Peki anneciğim”, “evet babacığım”, “haklısınız öğretmenim” çok sık kullandıkları cümlelerdir. Bu kelimeler daha sonra “evet kocacığım/karıcığım”, sen haklısın patron”, “ne dersen onu yaparım efendim” şekline dönüşecektir, aslında böyle söylememesi gerektiğini bile bile.


Bir zayıflama kliniğinde, oteli desek daha iyi olur, çok sert uygulamalarla 14 kilo verdikten sonra hayatını kaybeden kız için akrabası şu cümleleri söylemektedir. “Çok iyi bir kızdı. Neşeli, ailesini üzmeyen bir çocuktu.” Ailesini üzmeyen, iyi olduğuna benimde inandığım kız başkalarını üzmemek için kendisi üzülüyor ve hissettiği kötü duygular onun fazla yemesine dolayısı ile kilo almasına sebep oluyor olabilir miydi? Bu kiloları aldığı ve verebilmek için kapatıldığı, sert kuralların uygulandığı çiftlikte evdeki sınırlardan daha sert sınırlarla karşılaştığında “hayır” da diyemediği için tek çözümü hayatı terketmekte bulmuş olabilir miydi? farkında olmadan. Oradan çıkmak isteyipte çıkamamış ve orada kalmaya istemeden devam etmiş olabilir mi? Bütün bunları artık bilebilmek mümkün değil ama genç yaşta kaybedilen bir değer hepimizi üzüyor.



Bir başka örnek ise daha önemli sonuçları ortaya çıkarıyor olabilir. Yakın zamanda vefat eden kişi ile yapılan son röportajda şu cümleler var. “Türkiye’deyken ailem tüm yaşamımı kontrol ediyordu. Taleplerini her zaman yerine getiriyor, hayır diyemiyordum. Çok düşkün olduğum babam çok dominanttır. Hiçbir şeye kendim karar veremiyor, yalnız yapamıyordum. Paris’e tek başıma okumaya gidince, hiç olmazsa bedenimi kontrol edebilme şansım oldu. Kendimi cezalandırmak istercesine vücudumdan acısını çıkarmaya çalıştım. Üzüldüm kendimi aç bıraktım. Kızdım yine aç bıraktım."



Bu cümleler de çok önemli gerçekten. Sorunun ne olduğunu açıkça gösteriyor. Hem karşı gelme isteği ama sevgi dolayısı ile karşı gelememek ve hayatını kontrol edemediği için bedenini kontrol etme isteği. Üzüldüğünde veya kızdığında aynı davranış modeli. Acı çekmek temelli bu davranışın ağır sonuçlarını kendisine ve sevdiği ama karşı gelemediği insanlara da yaşatmak. Tabii sonuçlar çok ağır.



Sıkıldığında çok yemek yiyerek kilo alan, sıkıldığında kendini cezalandırmak için yemek yemeyen iki önemli ama acı örnek. İkisinin de ortak özelliği “Sindirilmiş” çocuk olmaları. Sonuç ise genç yaşta bu hayatı terkediş. Tabii ki aileleri çok üzülmüşlerdir onları kaybettikleri için. Ama onlara hayır demesini öğretebilseler, uslu ve terbiyeli olmak yerine kendileri gibi olmasını sağlasalar sonuç farklı olur muydu? Bilinmez ama farklı olacağını net olarak söyleyebilirim.
Bir de tabii ki bu sert sonuçları yaşamayan ama sindirilmiş oldukları için hayır diyemeyen ve kendisi gibi olamayan binlerce insan var.




Bu kişilerin kendileri gibi olabilmeleri için değişmeleri gerekiyor. Yaşanan bir çok olaya neden tepki göstermediğimizin ardında yatan bu gerçek. Çoğunlukla hayır diyememek ve acı dayanılmaz hale geldiğinde tepkisel ve patlamalı hayırlar yerine, kendini iyi hissetmediği her duruma kendini kötü hissetmeden hayır diyebilmek. Bunun için zihnin nasıl çalıştığını, içeriksiz bağlantıların nasıl kurulduğunu ve tecrübelerin etkisinin sonuçlarını ve en önemlisi kendi geleceklerini kendilerinin planlayabilmelerini öğrenmeleri gerek, karar verip kimseden onay almadan harekete geçerek, hem de en kısa zamanda, sizin de yapmanız gerektiği gibi.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst