Şimdi komedi zamanı

LoKuMuM<3

Bayan Üye
544302_detay.jpg

Yönetmen Murat Şeker, aşk filmlerine ara verdi, biraz da güldüreyim dedi ve ortaya “Çakallarla Dans” çıktı. Çekimleri henüz biten film 31 Aralık’ta gösterimde. Hani yeni yıla nasıl girersen bütün bir yıl öyle geçer derler ya... Benden söylemesi...
Röportaj için çekimlerin bitmesini bekliyorum. Tabii haberler önden geliyor, "Gülmekten çekim yapamıyoruz". Çekimler tam bitiyor, Murat Şeker trafik kazası geçiriyor. Ucuz atlatıyor ama iki hafta sargılarla dolaşıyor. Gel de inanma "Çok gülersen bir şey olur" lafına... Neyse sargıları aldırdığı gün buluşuyoruz. 15 yıldır tanırım kendisini ama uzun zamandır görmemiştim. Komik bir insandı Murat Şeker, şimdi daha da eğlenceli olmuş. Sürekli güldürüyor beni. En büyük ortak noktamız Fenerbahçe ama benim fanatikliğim Murat kadar değil sanırım. "Allah’tan kazadan sonra Fener’in sponsoru Acıbadem Hastanesi’ne götürmüşler" dedi ya!.. Ama artık üç dakikalık mesafede bile emniyet kemeri takıyormuş, okuyucuya bu mesajı da verdikten sonra geçelim röportaja....
Not: "Hamileyken iş bulamam" korkunuz varsa hemen beni arayın, size Murat’ın telefonunu vereyim. Önce dört aylık hamileyken Bergüzar Korel ve son filminde de Tuba Ünsal’la çalışan Murat Şeker hamile dostu bir yönetmenimiz.
■ Çakallarla Dans’ın çekimlerini tamamladınız. Nasıl bir film oldu?


Ertem Eğilmez komedisiyle Guy Ritchie’nin Snatch’i karışımı bir şey oldu. Tat Yeşilçam, espriler günümüzden. İnsanların kısa yoldan para kazanmak için ne çakallıklar yapabileceğini komik dille anlatan bir film. O kadar komik sahneler var ki kamera ekibi gülmekten titriyor. Çekim yaptığımız mahalle sakinine "Susun" demekten bir hal oldum. Biri monitör başındayken yanıma gelmiş, fark etmedim. "Hahaha" gülüyor, konsantrasyonum bozuluyor. "Nasıl abi güzel mi" diye sordum. "Çok güzel valla" dedi. "Abi gider misin buradan yaa" dedim en sonunda. Montajcı kahkaha atarak "Abi şuradan mı keseyim" diyor. Allah sonumuzu hayır etsin.


■ Senaryoyu da siz yazdınız, sizin komikliğiniz değil mi?
Hergeleliğe kafam iyi çalışır. Senaryonun çıkışı öncekiler gibi Fenerbahçe. Bu bir aşk benim için ve "Aşkıma para karıştırmam" durumu vardı. Ama baktım, her yerde iddia oynanıyor. Bahis, telekulak skandalı derken gündem bana çalışmaya başladı. Millet parayla kafayı yemiş. Ben de halkımızın bu rahatsızlığına semptomatik bir tedavi uygulayayım dedim.
■ Kim beklemediğiniz derecede komik?


Şevket Çoruh!.. Başarısıyla ilgili şüphem yoktu ama çapkın tekel bayiini inanılmaz oynadı. Çakallarla Dans’ın kadrosu benim kurduğum bir best of; Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Timur Acar ve Murat Akkoyunlu. Süper bir ekip oldu.
■ Filmde bir zamanlar spor basınına epey malzeme olan eşcinsel bir hakem varmış. Boluspor maçından önce imamın dua etmesi de ti’ye alınmış. Davalara hazır olun.


Özel hayatını bilemeyiz sonuçta, hareketleri kibar kardeşimizin. Yurdun bir bölümünde de fazla kibar erkeğe ne derler bilirsiniz. Ayrıca haftada 19 maçta 30 bin kişi ana avrat düz gidince açmayıp bana açarlarsa, buyursunlar. Dualarla maç kazanılsaydı Türkiye dünyadaki süper güç olurdu.
HAMİLELİK TUBA'YA YARAMIŞ


■ Annenizin sürekli söylediği bir şey var mı size?
"Hayırlı iş hayırlı eş" der.
■ "Oğlum hamile kadınlara yardım et, onları filminde oynat" der mi?


Demez.
■ Bergüzar Korel, Tuba Ünsal tesadüf mü?


Tam tesadüf! Bir senaryo yazdım, tam Bergüzar’lık, okudu, beğendi. "Yalnız ben hamileyim, çekimler ne zaman" dedi." Hemen" dedim. "Haa iyi, karnım belli olmaz" dedi. Tuba’ya gittim, gülmeye başladı. Daha komik yerlere gelmemiştim. "Çok beğendim ama ben hamileyim, çekimler ne zaman" dedi. Ardından da "Aaa iyi, karnım belli olmaz". Hayda. İkisi de dört aylıktı. Bergüzar doğurdu, Tuba’yı da hayırlısıyla doğurtursak tamamdır.
■ Zor mu hamile oyuncuyla çalışmak?
Daha hassas oluyorlar. Bulantı dönemleri geçmişti ama alınganlık potansiyelleri vardı. Bazen sette ağır espriler yaparım, onlara pek yapmadım. Tuba’yla daha önce 'Plajda' filminde de çalıştığım için fark çok netti. Tabii daha olgundu, jestleri, mimikleri değişmişti. Onu tanıyan biri olarak sevindim, kendiyle daha barışık olmuş, iyi gelmiş anne olma fikri Tuba’ya.
■ Filmde bol bol küfür sahnesi var, bebek duymasın?


Uyardım hep çocukları, "Küfretmeyin, çocuk uyuyor, sessiz olun" dedim.


■ Sizde yok mu çoluk çocuk?


Boşandıktan sonra tövbe etmiştim ama artık tohuma kaçmadan evlenip çocuk yapmakta fayda var. Babamın benim yaşımdayken üç çocuğu varmış, benim beş filmim iki belgeselim var.
ANTİ-FENERLİLER BİLE SEYRETTİ


■ Hayatınızda özel yeri olan filmler hangileri?


Tarkovski’nin Stalker’ı, Alan Parker’ın Birdy’si ve Baba serisi beni çok etkilemiştir. Ertem Eğilmez Türk sinemasında pirimdir.


■ Aşk Tutulması ve Aşk Geliyorum Demez’de Ertem Eğilmez tadı var zaten.


Yakınları bile öyle diyor. Ertem Eğilmez aileyle seyredilebilecek ve yıllara meydan okuyan filmler yapmış. Aşk Tutulması’na hâlâ mailler geliyor. Tek aşkım Fener diyen bir adam âşık oluyor. Kız istemeye gittiği gün takımı Galatasaray’a yenilmiş. Aşk Tutulması’nda Ertem Eğilmez kapısını araladığımı düşünüyorum. Hoş bir film oldu.


■ Fenerbahçeliler için...


Anti-Fenerlilerin bile gizli gizli seyrettiği bir film oldu. Bir genç elimde gördü, "Çok beğenmedim ama üç kere seyrettim" dedi. "Galatasaraylı mısın" diye sorunca "Abi nereden bildin" dedi.


■ Tolgahan Sayışman da bu durumda bugünün Tarık Akan’ı mı oluyor?


Bence öyle. Ara ara böyle filmler yapmaya devam edeceğiz.


■ O zaman neden Çakallarla Dans’ı çektiniz? Aşk filmleriyle devam etseydiniz.


Aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni olmak istemiyorum. Başka cevherler de var bende.
DEVLET DESTEĞİ ALMAM


■ Siz aslında İktisat okurken bırakıp sinema okudunuz. Ne alaka?
Daha lisedeyken niyetim sinema TV okumaktı ama genel kültürüm fazla iyi olunca yedekte kaldım, giremedim.
■ Nasıl yani?
Lütfü Akad, Metin Erksan ve Halit Refiğ karşımda." Genel kültürden nasıl bu kadar yüksek aldın" dediler. "E gündemi takip ediyorum" diye ukala bir cevap verince mülakatta kaybettim. Bir yıl sonra girdim ama iktisadın birinci sınıfı gerçekten herkesin okuması gereken bir bölüm.
■ Ekmek parası kazanmaya Cengiz İmren klibiyle başlayan biri olarak Fazıl Say’ın arabesk yaklaşımına ne diyeceksiniz?
Bence yavşak kelimesini yanlış kullanmış, doğru kelimeyi bulamamış. Yoksa haklı. Bana da ruh hali olarak ters. Arabesk insanı bunalıma sokuyor. Hayatta arabesk film yapmam.
■ Başka ne yapmazsınız?
Filmlerde devlet desteği almam mesela.
■ Neden, çok mu zenginsiniz?
Yaratıcılığımı ve özgürlüğümü kısıtladığını düşünüyorum. Ama 1071, 1453 ve 1923 diye tarihi bir üçleme yapmak istiyorum o zaman olabilir. Daha zamanı var.
■ Gelelim yeni projelere...
Yakında Almanya’ya göçün 50. senesi için bir belgesel çekeceğim... Bununla birlikte Almanya üçlemesini tamamlayacağım. Fenerbahçe için bir buçuk dakikalık bir imaj filmi çekeceğim. Seneye de senaryosunu yazdığım “Tek Gecelik Aşk” var. İspanyol bir kızla Türk gencin aşkı. Aslında aşk gibi başlıyor ama drama dönüşüyor, epey ağlatacağım seyirciyi. Acele etmiyorum. Barcelona’da mekân falan bakıyorum.
■ Kendinizi yönetmen olarak nerede görüyorsunuz?
Televizyona bulaşmadan sadece sinema yaparak kariyerini devam ettiren birkaç yönetmenden biriyim. Her filmde daha olgunlaşıyorum ve iyi bir yolda ilerliyorum.

 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst