Aniden içime bir kurt kımıldanmaya başladı.Bir özlem Ankara’dan kaçma özlemi.Uzağa gitmeliyim...Sahilde yürüyebileceğim,düşünebileceğim bir yere…(!)Tabii ya(!)…Kendinden kaçamıyorsan,kendini kaçır oda olmadı aklını kaçır…(!)Biliyorum,konuşmaya kalksam yüreğimin dar odalarında kızılca kıyametler kopacak…(!)Sonunda kaybedecek bir şeyim yokken kıyametten mi(?) korkarım.
Hali dilimi şerh edemem kimseye eyvah(!)
Bir ben bilirim çektiğimi bir dahi Allah(!)…
Gündüzlerim geçiyor geçmesine de, gecelere çare bulmak zor, geceler hesaplaşmaya teşne… Bu nasıl bir şey biliyor musunuz (?) Uyuyorsun uyanıyorsun sonra tekrar uyumak istiyorsun, hiç uyanamayacakmışına.Bir hiçliğe dönüşmüş geçmişin,kocaman bir noktayla sonlanıyor.Her yaşam ölümle sonlanmıyor mu zaten,her yaşam doğuma ihanetin sonucu değil mi zaten…Hayatın içinde hayat kadar patavatsızım(!).Sözcükler kaçınca birbirlerinden,biri saklanırken ötekinden cümle kurulamıyor bir türlü.Bu kaosta bir harften ötekine hayır yok.
Tabii ki zor. Böyle bir işe kalkışmak cesaret ister. Yanlışlarını, ayıplarını saklamaya çalışmadan; yazdıklarını savunmaya yada övgüye dönüştürmeden… Kendini başkalarına anlatmak değildir bu… Kendini tanımayı göze almaktır.
Ne zaman koşsam peşi sıra bir sevdanın,
Yalnızlığımla çarpışırım.
Yalnızlık ben olur,
Ben parçalanırım.
Aslına bakarsanız benim sorunum kimseyle değil sadece kendimle…(!) Aslında kimseyi suçlayamıyorum. Hepimizin saklamaya, düşünmemeye çalıştığımız şeyler var. Koparıp atamadığımız, yaşanmamış sayamadığımız, üstesinden gelemediğimiz gerçeklerimiz.Size kalırsa, başkalarından saklamak bir bahane. Yalnızca kendimize unutturmaya çalıştıklarımızı yeniden anımsamamak için uydurduğumuz bir bahane…(!)
ŞİMDİ BANA YAŞAMAK İÇİN BİR NEDEN SÖYLEYİN!!!
Hali dilimi şerh edemem kimseye eyvah(!)
Bir ben bilirim çektiğimi bir dahi Allah(!)…
Gündüzlerim geçiyor geçmesine de, gecelere çare bulmak zor, geceler hesaplaşmaya teşne… Bu nasıl bir şey biliyor musunuz (?) Uyuyorsun uyanıyorsun sonra tekrar uyumak istiyorsun, hiç uyanamayacakmışına.Bir hiçliğe dönüşmüş geçmişin,kocaman bir noktayla sonlanıyor.Her yaşam ölümle sonlanmıyor mu zaten,her yaşam doğuma ihanetin sonucu değil mi zaten…Hayatın içinde hayat kadar patavatsızım(!).Sözcükler kaçınca birbirlerinden,biri saklanırken ötekinden cümle kurulamıyor bir türlü.Bu kaosta bir harften ötekine hayır yok.
Tabii ki zor. Böyle bir işe kalkışmak cesaret ister. Yanlışlarını, ayıplarını saklamaya çalışmadan; yazdıklarını savunmaya yada övgüye dönüştürmeden… Kendini başkalarına anlatmak değildir bu… Kendini tanımayı göze almaktır.
Ne zaman koşsam peşi sıra bir sevdanın,
Yalnızlığımla çarpışırım.
Yalnızlık ben olur,
Ben parçalanırım.
Aslına bakarsanız benim sorunum kimseyle değil sadece kendimle…(!) Aslında kimseyi suçlayamıyorum. Hepimizin saklamaya, düşünmemeye çalıştığımız şeyler var. Koparıp atamadığımız, yaşanmamış sayamadığımız, üstesinden gelemediğimiz gerçeklerimiz.Size kalırsa, başkalarından saklamak bir bahane. Yalnızca kendimize unutturmaya çalıştıklarımızı yeniden anımsamamak için uydurduğumuz bir bahane…(!)
ŞİMDİ BANA YAŞAMAK İÇİN BİR NEDEN SÖYLEYİN!!!