Sık Yapılan Hatalar - Common Mistakes
Sık Yapılan Hatalar - Common Mistakes
Sık Yapılan Hatalar - Common Mistakes Nedir - Sık Yapılan Hatalar - Common Mistakes Hakkinda
Ana dili İngilizce olmayanların sıkça yaptığı hataları öğrenmenin iki türlü yararı oluır. Birincisi bu hataları tekrarlamayız. Ayrıca, bu çalışma sırasında İngilizce hakkında değerli bilgiler ediniriz.
1- Absorbed : (bir konuyla çok ilgilenmek) “at” ile değil, “in” ile kullanılır.
Yanlış (Don't say) : The scientist was absorbed at his work.
Doğru (Say) : The scientist was absorbed in his work. (Alim işine dalmıştı.)
2.Accuse of : suçlamak
Yanlış (Don't say) : Her friends accused her for stealing.
Doğru (Say): Her friends accused her of stealing.
Fakat aynı anlama gelen, “charge” fiili “with” ile kullanılmalıdır.
He was charged with murder. (Cinayetle suçlandı)
3.Accustomed to (alışmak,kanıksamak): not with.
Yanlış (Don't say): I’m accustomed with cold weather.
Doğru (Say) : I’m accustomed to cold weather.(Soğuk havaya alıştım.)
4.Afraid of : korkmak,
Yanlış (Don't say): The woman is afraid from the dog.
Doğru (Say) : The woman is afraid of the dog.(Kadın köpekten korkuyor veya korkar.)
5.Aim at : nişan almak, hedef almak
Yanlış (Don't say) : The hunter aimed on (veya against) the bird.
Doğru(Say) : The hunter aimed at the bird.(Avcı kuşa nişan aldı.)
6.Angry with: kızmak, öfkelenmek
Yanlış (Don't say): The manager was angry against me.
Doğru (Say) : The manager was angry with me.(Yönetici bana kızdı)
7.Anxious about: endişelenmek, meraklanmak
Yanlış(Don't say): His family was anxious for his health.
Doğru (Say): His family was anxious about his health.(Ailesi onun sağlığından endişe duydu.)
8.Arrive at : Varmak, ulaşmak
Yanlış(Don't say) : We arrived to the city at midnight.
Doğru (Say): We arrived at the city at midnight(Şehire gece yarısı vardık.)
9.Ashamed of: utanmak,hicap duymak
Yanlış(Don't say): We’re always ashamed from him.
Doğru (Say) : We’re always ashamed of him (Ondan daima utandık.)
10.Believe in: İnanmak, iman etmek
Yanlış( Don't say) : Everybody believes to him.
Doğru (Say) : Everybody believes in him.(Herkes ona inanır.)
Doğru (Say) : We, muslims, believe in Allah.(Biz müslümanlar Allah’a inanırız(iman ederiz)).
11.Boast of: Böbürlenmek
Yanlış (Don't say): She boasted for her beauty.
Doğru (Say): She boasted of (veya about) her beauty.
12.Careful of : Dikkat etmek, özen göstermek
Yanlış (Don't say) : You are so careful for your health.
Doğru (Say): You are very careful of your health. (Sağlığına çok dikkat ediyorsun)
13. Watch : Aynı anlama gelmek üzere watch prepozisyonsuz kullanılır.
Doğru (say): Watch your steps (words). (Adımlarına (sözlerine) dikkat et.)
14.To travel by train, bus, aeroplane : Seyahat etmek
Yanlış (Don't say): They always travel with train(bus veya aeroplane)
Doğru (Say) : They always travel by train (veya bus, aeroplane.) (Onlar daima trenle (veya otubüsle, uçakla) seyahat ederler.)
15.Complain of : Şikayet etmek
Yanlış (Don't say) : Many people complain for the cold.
Doğru(Say) : Many people complain of the cold. (Bir çok insan soğuktan şikayet eder.
16.Composed of : meydana gelmek,oluşmak
Yanlış (Don't say) : Our team is composed from ten people.
Doğru(Say) : Our team is composed of ten people. (Bizim takım on kişiden meydana geliyor.
17.Confident in : Güven duymak, güvenmek
Yanlış (Don't say): She has great confidence to me.
Doğru (Say) : She has great confidence in me.(Onun bana çok güveni vardır.)
Aynı anlama gelen trust fiili prepozisyonsuz kullanılır.
Doğru : I trust him with all my heart.(Ona bütün kalbimle inanırım.)
18.Conform to: Uymak, itaat etmek
Yanlış (Don't say) : You should all conform with the rules.
Doğru ( Say) : You should all conform to rules. (You should all conform to rules.)
19.Congratulate on : kutlamak, tebrik etmek
Yanlış (Don't say) : I congratulate you for your success.
Doğru (Say) : I congratulate you on (veya upon) your success.
20.Consist of : içermek, ihtiva etmek
Yanlış (Don't say) : A year consists from twelve months.
Doğru (Say) : A year consists of twelve months.(Bir yıl on iki ay içerir.)
21.Covered with : kaplanmak, örtülmek
Yanlış (Don'say) : The mountains are covered by snow.
Doğru (Say) : The mountains are covered by snow. (Dağlar karla kaplı.)
22.Cure of : iyileşmek, düzelmek
Yanlış (Don't say) : The patient was cured from his illness.
Doğru (Say) : The patient was cured of his illness.(Hastanın hastalığı düzeldi.)
Fakat aynı anlama gelen “recover” fiili “from” ile kullanılır.
She has recovered from flu. (Gribi iyileşti.)Sık Yapılan Hatalar - Common Mistakes
23.Depend on or upon: Bir şeye bağlı olmak, dayanmak
Yanlış (Don't say) : It all depends to you
Doğru (Say): It all depends on (or upon) you.(Herşey sana bağlı)
24.Deprive of : Mahrum olmak, yoksun kalmak
Yanlış (Don'say) : They were deprived from their freedom.
Doğru (Say) : They were deprived of their freedom.(Özgürlükten mahrum edildiler.)
25.Die of an illness : Bir hastalıktan ölmek
Yanlış (Don't say) : Thousands of people have died from malaria.
Doğru (Say) : Thousands of people have died of malaria.( Binlerce insan sıtmadan öldü.)
26.Different from : Farklı olmak
Yanlış (Don't say): My book is different from yours.
Doğru (Say) : My book is different than yours.(Benim kitabım seninkinden farklı.)
27.Disappointed in: hayal kırıklığına (hüsrana) uğramak
Yanlış (Don't say) : I was disappointed from his manners.
Doğru (Say) : I was disappointed in his manners. (Onun terbiyesinden dolayı hayal kırıklığına uğradım.)
28.Divide into parts : Parçalara bölmek
Yanlış (Don't say) : I divided the cake in four equal parts.
Doğru (Say) : I divided the cake into four equal parts.( Pastayı dört eşit parçaya böldüm.)
29.Doubt of veya about : Kuşkulanmak, şüphe etmek
Yanlış (Don't say) : I have no doubt for his ability (honesty).
Doğru (Say) : I have no doubt of (or about) his ability (honesty). (Onun yeteneğinden (dürüstlüğünden) hiç kuşkum yok.)
Ama aynı anlama gelen “suspect” prepozisyonsuz kullanılır.
I suspect him. (Ondan kuşkulanıyorum.)
30.Dressed in : Giyinmek, bezenmek
Yanlış (Don't say) : The girl was dressed all with white.
Doğru (Say) : The girl was all dressed in white. ( Kız beyazlar giyinmişti.)
31.Exception to : İstisna olmak
Yanlış (Don't say) : This is an exception of the rule.
Doğru (Say) : This is an exception to the rule.( Bu kuralın istisnasıdır.)
32.Exchange for : Takas etmek, değiş tokuş yapmak
Yanlış (Don't say) : They exchanged food by machinery.
Doğru (Say) : They exchanged food for machinery.( Yiyecek karşılığında makinaları takas ettiler)
33.Fail in : Başarısız olmak, kalmak, çuvallamak
Yanlış (Don't say) : He has failed from mathematics
Doğru(Say) : He has failed in mathematics ( Matematikten kaldı)
He failed to pass the exam. (Sınavı geçemedi.)
34.Full of : Dolu olmak
Yanlış (Don't say) : The jar was full with oil.
Doğru (Say) : The jar was full of oil.( Kavanoz yağ ile doluydu.)
Buna mukabil : The room was filled with smoke. ( Oda dumanla doluydu.)
35.Get rid of : gidermek,yok etmek
Yanlş (Don't say) : I shall get rid from him.
Doğru (Say) : I shall get rid of him. (Onun hakkından geleceğim.)
36.Glad of or about (Memnun, mutlu olmak)
Yanlış (Don’t say): I am happy with the news.
Doğru (Say) : I am glad of ( veya about) the news. (Haberden memnunum.)
37.Good at : Bir konuda iyi olmak
Yanlış (Don't say) : My sister is good in mathematics.
Doğru (Say) : My sister is good at mathematics.(Bacım matematikte iyidir.
38.Guard against : uzak durmak, sakınmak
Yanlış (Don't say) : You must guard from bad habits.
Doğru (Say) : You must guard against bad habits.( Kötü alışkanlıklardan uzak durmalısın.)
39.Guilty of : suçlu olmak
Yanlış (Don't say) : He was found guilty for theft.
Doğru (Say) : He was found guilty of theft. ( Hırsızlıktan suçlu bulundu.)
40.Independent of : Bağımsız olmak
Yanlış (Don't say) : They are independent from their parents.
Doğru (Say) : They are independent of their parents.( Onlar ebeveynlerinden bağımsızlar.)
41.Indifferent to : Kayıtsız olmak
Yanlış (Don't say) : The scientists are indifferent for politics.
Doğru(Say): The scientists are indifferent to politics.(Bilim adamları siyasete kayıtsızlar)
42.Insist on : Israr etmek
Yanlış (Don't say): He never insisted to his opinion.
Doğru (Say) : He never insisted on his opinion.( Fikrinde asla ısrar etmezdi.)
43.Interested in : İlgilenmek
Yanlış (Don't say) : She is not interested at her work.
Doğru (Say) : She is not interested in her work. ( İşine ilgi duymuyor.)
44.Jealous of : Kıskanmak
Yanlış (Don't say) : He is very jealous about his friends.
Doğru(Say): He is very jealous of his friends.( Arkadaşlarını çok kıskanır.)
45.Leave for a place : Ayrılmak, terketmek
Yanlış (Don't say) : They are leaving to Sakarya soon.
Doğru (Say) : They are leaving for Sakarya soon. (Yakında Sakarya gitmek üzere ayrılacaklar.)
46.Live on
Yanlış (Don't say) : He lives from his salary.
Doğru ( Say) : He lives on his salary. ( Maaşıyla geçiniyor.)
47.Look at : Bakmak
Yanlış (Don't say) : Look to this beautiful picture.
Doğru (Say): Look at this beautiful picture.( Bu güzel resme bakın)
Fakat look to : ummak, beklemek
The manager is looking to high profits for the current year. (Yönetici cari yılda yüksek kar umuyor.)
48.Married to : Evlenmek, evli olmak
Yanlış (Don't say) : She was married with a rich man.
Doğru (Say) : She was married to a rich man.( O zengin bir adamla evlendi.)
49. Pass by : Yanından geçmek
Yanlış (Don't say) : Will you pass from the post-office?
Doğru ( Say): Will you pass by the post-office?( Postaneden geçecek misiniz)
50.Work for : Birisine bağlı olmak
Yanlış (Don’t say): She is working to me.
Doğru (Say): She is working for me. (O bana bağlı olarak çalışıyor.)
51.Play for a team : Bir takımda oynamak
Yanlış (Don't say) : He plays regularly with that team.
Doğru (Say) : He plays regularly for that team.
52.Pleased with : Memnun,hoşnut olmak
Yanlış (Don't say): The teacher is pleased from me.
Doğru (Say) : The teacher is pleased with me.( Öğretmen benden memnun.)
53.Popular with : Popüler olmak, sevilmek
Yanlış (Don't say) : Arda is popular among his friends.
Doğru (Say) : Arda is popular with his friends.( Arda arkadaşları arasında popülerdir.)
54.Prefer to : tercih etmek, yeğlemek
Yanlış (Don't say) : I prefer a blue pen from a red one.
Doğru (Say) : I prefer a blue suit to a red one.( Yeşil elbiseyi kırmızı elbiseye yeğlerim.)
55.Preside at or over : Toplantıya başkanlık etmek
Yanlış (Don't say) : Who presided in the last meeting?
Doğru (Say): Who presided at (veya over) the last meeting? (Son toplantıya kim başkanlık etti?)
56.Proud of : Gurur duymak, iftihar etmek
Yanlış (Don't say) : He is very proud for his husband.
Doğru (Say) : He is very proud of his husband. (Kocasıyla iftihar ediyor
57.Rejoice at or in : sevinmek
Yanlış (Don't say) : We rejoiced for his success.
Doğru (Say) : We rejoiced at(or in) his success.( başarısına sevindik)
58.Related to : İlişkili olmak, akraba olmak
Yanlış (Don't say) : Are you related with him in any way?
Doğru (Say) : Are you related to him in any way? ( Onunla akrabalığın var mı?)
relative : akraba
59.Repent of : Pişman olmak, nedamet duymak
Yanlış(Don't say) : He repented from his wrongdoing.
Doğru (Say) : He repented of his wrongdoing. (Hatasından dolayı pişmanlık duydu)
Rependant : Pişman, nadim
60.Satisfied with Tatmin olmak,memnun olmak
Yanlış (Don't say) :Are you satisfied from my work??
Doğru (Say) : Are you satisfied with my work? ( Çalışmamdan tatmin oluyormusunuz?)
61.Similar to : benzer olmak
Yanlış (Don't say) : Your pen is not similar with mine.
Doğru (Say) : Your pen is not similar to mine. ( Kalemin benimkiyle benzer değil.)
62.Sit at : üstüne oturmak
Yanlış (Don't say) : The teacher usually sits on his desk.
Doğru (Say): The teacher usually sits at his desk.( Öğretmen genellikle sırasına oturur.)
63.Spend on : Harcama yapmak
Yanlış (Don't say) : I spend much time for my drawings
Doğru (Say) : I spend much time on my drawings. (Çizimlerim için çok zaman harcadım.)
64.Succeed in : Başarılı olmak
Yanlış (Don't say) : I hope you will succeed at your work.
Doğru (Say) : I hope you will succeed in your work. (Çalışmanda başarılı olmanı dilerim.)
65.Superior to : Üstün olmak
Yanlış (Don't say) : No nation is superior than the others.
Doğru (Say) : No nation is superior to the others. ( Hiçbir millet diğerlerine üstün değildir.)
66.Sure of,not for.
Yanlış (Don't say) : I’m quite sure for his honesty.
Doğru (Say): I’m quite sure of his honesty. ( Onun dürüstlüğünden çok eminim.)
67.Surprised at : Şaşırmak, afallamak
Yanlış (Don't say) : We were surprised for his failure.
Doğru Say): We were suprised at his failure.( başarısızlığına şaşırdık.)
68.Suspect of : Kuşkulanmak, şüphe etmek
Yanlış (Don't say) : I suspect him for stealing my money.
Doğru (Say) : I suspect him of stealing my money. ( Onun paramı çaldığından kuşkulanıyorum.)
69.Take by : Bir yerinden tutmak
Yanlış (Don't say) : She took her son from the hand.
Doğru (Say) : She took her son by the hand.( Oğlunun elinden tuttu.)
70.Tie to: bağlamak
Yanlış (Don't say) : The man tied the donkey on a tree.
Doğru (Say) : The man tied the donkey to a tree. ( Adam merkebi ağaca bağladı.)
71.Tired of : Bıkmak
Yanlış (Don't say) : The boys are tired from boiled eggs.
Doğru (Say) : The boys are tired of boiled eggs.( Çocuklar haşlanmış yumurtadan bıktı.)
72.Translate into : tercüme etmek
Yanlış (Don't say) : Translate this text to English.
Doğru (Say): Translate this text into English.( Bu metni İngilizceye tercüme et.)
73.Tremble with cold : Soğuktan titremek
Yanlış (Don't say) : The little girl was trembling from cold.
Doğru (Say) : The little girl was trembling with cold.( Küçük kız soğuktan titriyordu.)
74.Warn(a person)of danger: Birisini tehlikeden dolayı uyarmak
Yanlış (Don't say) : The passengers were warned about the danger.
Doğru(Say) : The passengers were warned of the danger (Yolcular tehlikeden dolayı uyarıldı.)
75.Write in English, French, Turkish : İngilizce ( Fransızca Türkçe vs.) yaz.
Yanlış (Don't say) : I write my letters English, French, Turkish.
Doğru (Say) : I write my letters in English. ( Mektuplarımı İngilizce, Fransızca, Türkçe yazarım.)
76.Without: Yapmadan, etmeden
Yanlış (Don't say) : Do your work without to speak.
Doğru (Say) : Do your work without speaking.( İşini konuşmadan yap.)
77.Instead of : Yerine
Yanlış (Don't say) : He ran away instead to wait.
Doğru (Say) : He ran away instead of waiting.( Beklemek yerine kaçtı)
78 Capable of : Kapasitede, yetenekte olmak
Yanlış (Don't say) : He is capable to do the job.
Doğru (Say) : He is capable of doing the job. (İşi yapacak kapasitede, yetenekte)
79.Fond of : Hoşlanmak, sevmek
Yanlış (Don't say) : She is always fond to talk.
Doğru (Say) : She is always fond of talking.( Konuşmayı daima sever.)
Belirli Fiillerden Sonraki Prepozisyonlar
80.Insists on : Israr etmek, direnmek
Yanlış (Don't say) : He insisted to be rude.
Doğru (Say) : He insisted on being rude.( Kabalıkta ısrar etti.)
81.Object to İtiraz etmek,karşı gelmek
Yanlış (Don't say) : I object to be treated this way.
Doğru (Say) : I object to being treated this way. ( Böyle muameleye itiraz ediyorum.)
82.Prevent from : Engellemek, mani olmak
Yanlış (Don't say) : The snow prevented them to go.
Doğru (Say) : The snow prevented them from going.( Kar gitmelerini engelledi.)
83.Succeed in + ing : Başarılı olmak
Yanlış (Don't say): He succeed to gain the prize.
Doğru (Say) : He succeeded in gaining the prize.( Ödülü kazanmayı başardı.)
84.Think of : Düşünmek
Yanlış (Don't say) : I think to go to Germany.
Doğru (Say) : I think of going to Germany.( Almanya’ya gitmeyi düşünüyorum.)
Aynı anlama gelen “consider” preposizyonsuz kullanılır.
She considers leaving this town . ( Bu şehiri terketmeyi düşünüyor.)
85.Tired of : Bıkmak, usanmak
Yanlış (Don't say) : Her husband got tired to try to convince her.
Doğru (Say) : Her husband got tired of trying to convince her.(Kocası onu ikna etmeye çalışmaktan bıktı.)
86.Used to : Alışık olmak, alışmak
Yanlış (Don't say) : She is used to get up early.
Doğru(Say) :She is used to getting up early.( O erken kalkmaya alışıktır.)
87.Avoid : Kaçınmak,mani olmak
Yanlış (Don't say) :You can't avoid to make mistakes.
Doğru (Say) : You can't avoid making mistakes.( Hata yapmaktan kaçınamazsın.)
88.Enjoy : Hoşlanmak, zevk almak, keyiflenmek
Yanlış (Don't say) : I enjoy to play football.
Doğru (Say) : I enjoy playing football.( Futbol oynamaktan keyif alırım.)
89.Excuse : Mazur görmek, affetmek
Yanlış (Don't say) : Please excuse me to be so late.
Doğru (Say) : Please, excuse my being so late.( Lütfen, geç kalmamı mazur görün, affedin)
Veya : Please, excuse me for being so late.
90.Finish : Bitirmek,sona erdirmek
Yanlış (Don't say) : Haven’t you finished to write?
Doğru (Say) :Haven’t you finished writing? ( Yazmayı bitirmedin mi?)
91 Go on (continue): Devam etmek, sürmek, sürdürmek
Yanlış (Don't say): I went on to speak
Doğru (Say) : I went on speaking. ( Ben konuşmaya devam ettim.)
92.Mind : Rica etmek,
Yanlış (Don't say) : Would you mind to keep quiet?
Doğru (Say) :Would you mind keeping quiet? (Sessiz durmanızı rica edebilirmiyim?)
93.Practise Alıştırma, idman yapmak
Yanlış (Don't say) :You must practise to speak English.
Doğru (Say) :You must practise speaking English.( İngilizce konuşma alıştırması yapmalısın)
94.Remember : hatırlama
Yanlış (Don't say) :I do not remember to see them.
Doğru (Say) : I do not remember seeing him.( Onu gördüğümü hatırlamıyorum.)
Veya : I do not remember having seen him.
95 Rsk : Riske etmek, tehlikeye atmak
Yanlış (Don’t say) You shouldn’t risk to leave her alone.
Doğru (Say) : You shouldn’t risk leaving her alone.(Onu yanlız bırakma riskine girmemelisin)
96.Stop: Durmak, kesilmek,kesmek,
Yanlış(Don't say) : Stop to talk.
Doğru (Say) : Stop talking. (Konuşmayı kesin,durdurun)
97.Busy : Meşgul olmak, uğraşmak
Yanlış (Don't say) : He was busy to do his homework.
Doğru (Say) :He was busy doing his homework.( Ev ödevini yapmakla meşguldu.)
98.Worth : Değmek,
Yanlış (Don't say) : The show was worth to see.
Doğru (Say) : The show was worth seeing. ( Şov görmeye değerdi. )
99.Have difficulty in : Zorluk çekmek
Yanlış (Don't say) : We had difficult in doing our job.
Doğru (Say): We had difficulty in doing our job.(İşimizi yapmakta güçlük çektik.)
100.Have the pleasure of : Zevkini duymak, memnun olmak
Yanlış (Don't say) :I’ve had the pleasure to meet her.
Doğru (Say) : I’ve had the pleasure of meeting her. ( Ona rastlamanın zevkini yaşadım.)
101. It's no use : Yararsız, anlamsız
Yanlış (Don't say) : It's no use to try it again.
Doğru(Say) : It's no use trying it again. (Tekrar denemenin yararı yok.)
102.It's no good : Hayrı yok, yararı yok.
Yanlış (Don't say) : It's no good to say the same thing over and over.
Doğru (Say) : It's no good saying the same thing over and over.(Ayn ışeyi tekrar tekrar söylemenin yararı yok.)
103.Look forward to : beklemek, ummak, yanıt beklemek
Yanlış (Don't say) : I look forward to see you soon.
Doğru (Say) : I look forward to seeing you soon.(Seni yakında görmeyi umuyorum (bekliyorum)).
104 There is no harm in: Zararı yok, beis yok, sakınca yok
Yanlış(Don't say) : There's no harm to visit friends.
Say: There's no harm in visiting friends. (Dostları ziyaret etmenin sakıncası yok.)
105 : İsim-fiilerin(Gerunds) kullanımı
B) Bazı prepozisyonlardan sonra infinitive (mastar) değil, gerund kullanılır.
We worked without stopping a second.( Bir saniye durmaksızın çalıştık )
She played tennis instead of working.( Çalışmak yerine, tenis oynadı)
C)Sürekli olarak prepozisyon alan fiillerden sonra:
I’m tired of warning you. ( Seni ikaz etmekten bıktım.)
She is fond of swimming. ( O yüzmeyi sever)
He insisted on accusing the suspect. ( O şüpheliyi suçlamakta ısrar etti.)
He succeeded in passing the exams. (Sınavları geçmede başarılı oldu.)
D) Belirli fiillerden sonra :
Police wants to avoid killings. (Polis cinayetleri önlemek istiyor.)
The children enjoy playing on sand. ( Çocuklar kumda oynamaktan hoşlanırlar.)
The students finished shouting when the teacher came in. (Öğretmen içeriye girince, talebeler bağırmayı kesti.)
America stopped supporting Turkey in her fight against terrorism.
E) Bazı sıfatlardan (adjectives) sonra :
They are always busy eating and drinking. (Daima yemek içmekle meşguller.)
She is worth doing everything.( Onun için herşeyi yapmaya değer.)
F) Bazı cümleciklerden ( phrases ) sonra :
I can’t help loving my children. ( Çocuklarımı sevmemek elimde değil.)
Would you mind opening the window. ( Zahmet olmazsa pencereyi açar mısınız?)
It’s no good telling him to behave.(Ona terbiyeli olmasını söylemenin yararı yok.)
He is looking forward to dating her. ( Onunla randevulaşmayı umuyor.)
G) Belirli fiillerden sonra gerunds veya mastar (infinitive) kullanılabilir. Mesela,
begin (başlamak), dislike (hazetmemek, sevmemek), hate (nefret etmek), love (sevmek), prefer (tercih etmek)
Sık Yapılan Hatalar - Common Mistakes
Sık Yapılan Hatalar - Common Mistakes Nedir - Sık Yapılan Hatalar - Common Mistakes Hakkinda
Ana dili İngilizce olmayanların sıkça yaptığı hataları öğrenmenin iki türlü yararı oluır. Birincisi bu hataları tekrarlamayız. Ayrıca, bu çalışma sırasında İngilizce hakkında değerli bilgiler ediniriz.
1- Absorbed : (bir konuyla çok ilgilenmek) “at” ile değil, “in” ile kullanılır.
Yanlış (Don't say) : The scientist was absorbed at his work.
Doğru (Say) : The scientist was absorbed in his work. (Alim işine dalmıştı.)
2.Accuse of : suçlamak
Yanlış (Don't say) : Her friends accused her for stealing.
Doğru (Say): Her friends accused her of stealing.
Fakat aynı anlama gelen, “charge” fiili “with” ile kullanılmalıdır.
He was charged with murder. (Cinayetle suçlandı)
3.Accustomed to (alışmak,kanıksamak): not with.
Yanlış (Don't say): I’m accustomed with cold weather.
Doğru (Say) : I’m accustomed to cold weather.(Soğuk havaya alıştım.)
4.Afraid of : korkmak,
Yanlış (Don't say): The woman is afraid from the dog.
Doğru (Say) : The woman is afraid of the dog.(Kadın köpekten korkuyor veya korkar.)
5.Aim at : nişan almak, hedef almak
Yanlış (Don't say) : The hunter aimed on (veya against) the bird.
Doğru(Say) : The hunter aimed at the bird.(Avcı kuşa nişan aldı.)
6.Angry with: kızmak, öfkelenmek
Yanlış (Don't say): The manager was angry against me.
Doğru (Say) : The manager was angry with me.(Yönetici bana kızdı)
7.Anxious about: endişelenmek, meraklanmak
Yanlış(Don't say): His family was anxious for his health.
Doğru (Say): His family was anxious about his health.(Ailesi onun sağlığından endişe duydu.)
8.Arrive at : Varmak, ulaşmak
Yanlış(Don't say) : We arrived to the city at midnight.
Doğru (Say): We arrived at the city at midnight(Şehire gece yarısı vardık.)
9.Ashamed of: utanmak,hicap duymak
Yanlış(Don't say): We’re always ashamed from him.
Doğru (Say) : We’re always ashamed of him (Ondan daima utandık.)
10.Believe in: İnanmak, iman etmek
Yanlış( Don't say) : Everybody believes to him.
Doğru (Say) : Everybody believes in him.(Herkes ona inanır.)
Doğru (Say) : We, muslims, believe in Allah.(Biz müslümanlar Allah’a inanırız(iman ederiz)).
11.Boast of: Böbürlenmek
Yanlış (Don't say): She boasted for her beauty.
Doğru (Say): She boasted of (veya about) her beauty.
12.Careful of : Dikkat etmek, özen göstermek
Yanlış (Don't say) : You are so careful for your health.
Doğru (Say): You are very careful of your health. (Sağlığına çok dikkat ediyorsun)
13. Watch : Aynı anlama gelmek üzere watch prepozisyonsuz kullanılır.
Doğru (say): Watch your steps (words). (Adımlarına (sözlerine) dikkat et.)
14.To travel by train, bus, aeroplane : Seyahat etmek
Yanlış (Don't say): They always travel with train(bus veya aeroplane)
Doğru (Say) : They always travel by train (veya bus, aeroplane.) (Onlar daima trenle (veya otubüsle, uçakla) seyahat ederler.)
15.Complain of : Şikayet etmek
Yanlış (Don't say) : Many people complain for the cold.
Doğru(Say) : Many people complain of the cold. (Bir çok insan soğuktan şikayet eder.
16.Composed of : meydana gelmek,oluşmak
Yanlış (Don't say) : Our team is composed from ten people.
Doğru(Say) : Our team is composed of ten people. (Bizim takım on kişiden meydana geliyor.
17.Confident in : Güven duymak, güvenmek
Yanlış (Don't say): She has great confidence to me.
Doğru (Say) : She has great confidence in me.(Onun bana çok güveni vardır.)
Aynı anlama gelen trust fiili prepozisyonsuz kullanılır.
Doğru : I trust him with all my heart.(Ona bütün kalbimle inanırım.)
18.Conform to: Uymak, itaat etmek
Yanlış (Don't say) : You should all conform with the rules.
Doğru ( Say) : You should all conform to rules. (You should all conform to rules.)
19.Congratulate on : kutlamak, tebrik etmek
Yanlış (Don't say) : I congratulate you for your success.
Doğru (Say) : I congratulate you on (veya upon) your success.
20.Consist of : içermek, ihtiva etmek
Yanlış (Don't say) : A year consists from twelve months.
Doğru (Say) : A year consists of twelve months.(Bir yıl on iki ay içerir.)
21.Covered with : kaplanmak, örtülmek
Yanlış (Don'say) : The mountains are covered by snow.
Doğru (Say) : The mountains are covered by snow. (Dağlar karla kaplı.)
22.Cure of : iyileşmek, düzelmek
Yanlış (Don't say) : The patient was cured from his illness.
Doğru (Say) : The patient was cured of his illness.(Hastanın hastalığı düzeldi.)
Fakat aynı anlama gelen “recover” fiili “from” ile kullanılır.
She has recovered from flu. (Gribi iyileşti.)Sık Yapılan Hatalar - Common Mistakes
23.Depend on or upon: Bir şeye bağlı olmak, dayanmak
Yanlış (Don't say) : It all depends to you
Doğru (Say): It all depends on (or upon) you.(Herşey sana bağlı)
24.Deprive of : Mahrum olmak, yoksun kalmak
Yanlış (Don'say) : They were deprived from their freedom.
Doğru (Say) : They were deprived of their freedom.(Özgürlükten mahrum edildiler.)
25.Die of an illness : Bir hastalıktan ölmek
Yanlış (Don't say) : Thousands of people have died from malaria.
Doğru (Say) : Thousands of people have died of malaria.( Binlerce insan sıtmadan öldü.)
26.Different from : Farklı olmak
Yanlış (Don't say): My book is different from yours.
Doğru (Say) : My book is different than yours.(Benim kitabım seninkinden farklı.)
27.Disappointed in: hayal kırıklığına (hüsrana) uğramak
Yanlış (Don't say) : I was disappointed from his manners.
Doğru (Say) : I was disappointed in his manners. (Onun terbiyesinden dolayı hayal kırıklığına uğradım.)
28.Divide into parts : Parçalara bölmek
Yanlış (Don't say) : I divided the cake in four equal parts.
Doğru (Say) : I divided the cake into four equal parts.( Pastayı dört eşit parçaya böldüm.)
29.Doubt of veya about : Kuşkulanmak, şüphe etmek
Yanlış (Don't say) : I have no doubt for his ability (honesty).
Doğru (Say) : I have no doubt of (or about) his ability (honesty). (Onun yeteneğinden (dürüstlüğünden) hiç kuşkum yok.)
Ama aynı anlama gelen “suspect” prepozisyonsuz kullanılır.
I suspect him. (Ondan kuşkulanıyorum.)
30.Dressed in : Giyinmek, bezenmek
Yanlış (Don't say) : The girl was dressed all with white.
Doğru (Say) : The girl was all dressed in white. ( Kız beyazlar giyinmişti.)
31.Exception to : İstisna olmak
Yanlış (Don't say) : This is an exception of the rule.
Doğru (Say) : This is an exception to the rule.( Bu kuralın istisnasıdır.)
32.Exchange for : Takas etmek, değiş tokuş yapmak
Yanlış (Don't say) : They exchanged food by machinery.
Doğru (Say) : They exchanged food for machinery.( Yiyecek karşılığında makinaları takas ettiler)
33.Fail in : Başarısız olmak, kalmak, çuvallamak
Yanlış (Don't say) : He has failed from mathematics
Doğru(Say) : He has failed in mathematics ( Matematikten kaldı)
He failed to pass the exam. (Sınavı geçemedi.)
34.Full of : Dolu olmak
Yanlış (Don't say) : The jar was full with oil.
Doğru (Say) : The jar was full of oil.( Kavanoz yağ ile doluydu.)
Buna mukabil : The room was filled with smoke. ( Oda dumanla doluydu.)
35.Get rid of : gidermek,yok etmek
Yanlş (Don't say) : I shall get rid from him.
Doğru (Say) : I shall get rid of him. (Onun hakkından geleceğim.)
36.Glad of or about (Memnun, mutlu olmak)
Yanlış (Don’t say): I am happy with the news.
Doğru (Say) : I am glad of ( veya about) the news. (Haberden memnunum.)
37.Good at : Bir konuda iyi olmak
Yanlış (Don't say) : My sister is good in mathematics.
Doğru (Say) : My sister is good at mathematics.(Bacım matematikte iyidir.
38.Guard against : uzak durmak, sakınmak
Yanlış (Don't say) : You must guard from bad habits.
Doğru (Say) : You must guard against bad habits.( Kötü alışkanlıklardan uzak durmalısın.)
39.Guilty of : suçlu olmak
Yanlış (Don't say) : He was found guilty for theft.
Doğru (Say) : He was found guilty of theft. ( Hırsızlıktan suçlu bulundu.)
40.Independent of : Bağımsız olmak
Yanlış (Don't say) : They are independent from their parents.
Doğru (Say) : They are independent of their parents.( Onlar ebeveynlerinden bağımsızlar.)
41.Indifferent to : Kayıtsız olmak
Yanlış (Don't say) : The scientists are indifferent for politics.
Doğru(Say): The scientists are indifferent to politics.(Bilim adamları siyasete kayıtsızlar)
42.Insist on : Israr etmek
Yanlış (Don't say): He never insisted to his opinion.
Doğru (Say) : He never insisted on his opinion.( Fikrinde asla ısrar etmezdi.)
43.Interested in : İlgilenmek
Yanlış (Don't say) : She is not interested at her work.
Doğru (Say) : She is not interested in her work. ( İşine ilgi duymuyor.)
44.Jealous of : Kıskanmak
Yanlış (Don't say) : He is very jealous about his friends.
Doğru(Say): He is very jealous of his friends.( Arkadaşlarını çok kıskanır.)
45.Leave for a place : Ayrılmak, terketmek
Yanlış (Don't say) : They are leaving to Sakarya soon.
Doğru (Say) : They are leaving for Sakarya soon. (Yakında Sakarya gitmek üzere ayrılacaklar.)
46.Live on
Yanlış (Don't say) : He lives from his salary.
Doğru ( Say) : He lives on his salary. ( Maaşıyla geçiniyor.)
47.Look at : Bakmak
Yanlış (Don't say) : Look to this beautiful picture.
Doğru (Say): Look at this beautiful picture.( Bu güzel resme bakın)
Fakat look to : ummak, beklemek
The manager is looking to high profits for the current year. (Yönetici cari yılda yüksek kar umuyor.)
48.Married to : Evlenmek, evli olmak
Yanlış (Don't say) : She was married with a rich man.
Doğru (Say) : She was married to a rich man.( O zengin bir adamla evlendi.)
49. Pass by : Yanından geçmek
Yanlış (Don't say) : Will you pass from the post-office?
Doğru ( Say): Will you pass by the post-office?( Postaneden geçecek misiniz)
50.Work for : Birisine bağlı olmak
Yanlış (Don’t say): She is working to me.
Doğru (Say): She is working for me. (O bana bağlı olarak çalışıyor.)
51.Play for a team : Bir takımda oynamak
Yanlış (Don't say) : He plays regularly with that team.
Doğru (Say) : He plays regularly for that team.
52.Pleased with : Memnun,hoşnut olmak
Yanlış (Don't say): The teacher is pleased from me.
Doğru (Say) : The teacher is pleased with me.( Öğretmen benden memnun.)
53.Popular with : Popüler olmak, sevilmek
Yanlış (Don't say) : Arda is popular among his friends.
Doğru (Say) : Arda is popular with his friends.( Arda arkadaşları arasında popülerdir.)
54.Prefer to : tercih etmek, yeğlemek
Yanlış (Don't say) : I prefer a blue pen from a red one.
Doğru (Say) : I prefer a blue suit to a red one.( Yeşil elbiseyi kırmızı elbiseye yeğlerim.)
55.Preside at or over : Toplantıya başkanlık etmek
Yanlış (Don't say) : Who presided in the last meeting?
Doğru (Say): Who presided at (veya over) the last meeting? (Son toplantıya kim başkanlık etti?)
56.Proud of : Gurur duymak, iftihar etmek
Yanlış (Don't say) : He is very proud for his husband.
Doğru (Say) : He is very proud of his husband. (Kocasıyla iftihar ediyor
57.Rejoice at or in : sevinmek
Yanlış (Don't say) : We rejoiced for his success.
Doğru (Say) : We rejoiced at(or in) his success.( başarısına sevindik)
58.Related to : İlişkili olmak, akraba olmak
Yanlış (Don't say) : Are you related with him in any way?
Doğru (Say) : Are you related to him in any way? ( Onunla akrabalığın var mı?)
relative : akraba
59.Repent of : Pişman olmak, nedamet duymak
Yanlış(Don't say) : He repented from his wrongdoing.
Doğru (Say) : He repented of his wrongdoing. (Hatasından dolayı pişmanlık duydu)
Rependant : Pişman, nadim
60.Satisfied with Tatmin olmak,memnun olmak
Yanlış (Don't say) :Are you satisfied from my work??
Doğru (Say) : Are you satisfied with my work? ( Çalışmamdan tatmin oluyormusunuz?)
61.Similar to : benzer olmak
Yanlış (Don't say) : Your pen is not similar with mine.
Doğru (Say) : Your pen is not similar to mine. ( Kalemin benimkiyle benzer değil.)
62.Sit at : üstüne oturmak
Yanlış (Don't say) : The teacher usually sits on his desk.
Doğru (Say): The teacher usually sits at his desk.( Öğretmen genellikle sırasına oturur.)
63.Spend on : Harcama yapmak
Yanlış (Don't say) : I spend much time for my drawings
Doğru (Say) : I spend much time on my drawings. (Çizimlerim için çok zaman harcadım.)
64.Succeed in : Başarılı olmak
Yanlış (Don't say) : I hope you will succeed at your work.
Doğru (Say) : I hope you will succeed in your work. (Çalışmanda başarılı olmanı dilerim.)
65.Superior to : Üstün olmak
Yanlış (Don't say) : No nation is superior than the others.
Doğru (Say) : No nation is superior to the others. ( Hiçbir millet diğerlerine üstün değildir.)
66.Sure of,not for.
Yanlış (Don't say) : I’m quite sure for his honesty.
Doğru (Say): I’m quite sure of his honesty. ( Onun dürüstlüğünden çok eminim.)
67.Surprised at : Şaşırmak, afallamak
Yanlış (Don't say) : We were surprised for his failure.
Doğru Say): We were suprised at his failure.( başarısızlığına şaşırdık.)
68.Suspect of : Kuşkulanmak, şüphe etmek
Yanlış (Don't say) : I suspect him for stealing my money.
Doğru (Say) : I suspect him of stealing my money. ( Onun paramı çaldığından kuşkulanıyorum.)
69.Take by : Bir yerinden tutmak
Yanlış (Don't say) : She took her son from the hand.
Doğru (Say) : She took her son by the hand.( Oğlunun elinden tuttu.)
70.Tie to: bağlamak
Yanlış (Don't say) : The man tied the donkey on a tree.
Doğru (Say) : The man tied the donkey to a tree. ( Adam merkebi ağaca bağladı.)
71.Tired of : Bıkmak
Yanlış (Don't say) : The boys are tired from boiled eggs.
Doğru (Say) : The boys are tired of boiled eggs.( Çocuklar haşlanmış yumurtadan bıktı.)
72.Translate into : tercüme etmek
Yanlış (Don't say) : Translate this text to English.
Doğru (Say): Translate this text into English.( Bu metni İngilizceye tercüme et.)
73.Tremble with cold : Soğuktan titremek
Yanlış (Don't say) : The little girl was trembling from cold.
Doğru (Say) : The little girl was trembling with cold.( Küçük kız soğuktan titriyordu.)
74.Warn(a person)of danger: Birisini tehlikeden dolayı uyarmak
Yanlış (Don't say) : The passengers were warned about the danger.
Doğru(Say) : The passengers were warned of the danger (Yolcular tehlikeden dolayı uyarıldı.)
75.Write in English, French, Turkish : İngilizce ( Fransızca Türkçe vs.) yaz.
Yanlış (Don't say) : I write my letters English, French, Turkish.
Doğru (Say) : I write my letters in English. ( Mektuplarımı İngilizce, Fransızca, Türkçe yazarım.)
76.Without: Yapmadan, etmeden
Yanlış (Don't say) : Do your work without to speak.
Doğru (Say) : Do your work without speaking.( İşini konuşmadan yap.)
77.Instead of : Yerine
Yanlış (Don't say) : He ran away instead to wait.
Doğru (Say) : He ran away instead of waiting.( Beklemek yerine kaçtı)
78 Capable of : Kapasitede, yetenekte olmak
Yanlış (Don't say) : He is capable to do the job.
Doğru (Say) : He is capable of doing the job. (İşi yapacak kapasitede, yetenekte)
79.Fond of : Hoşlanmak, sevmek
Yanlış (Don't say) : She is always fond to talk.
Doğru (Say) : She is always fond of talking.( Konuşmayı daima sever.)
Belirli Fiillerden Sonraki Prepozisyonlar
80.Insists on : Israr etmek, direnmek
Yanlış (Don't say) : He insisted to be rude.
Doğru (Say) : He insisted on being rude.( Kabalıkta ısrar etti.)
81.Object to İtiraz etmek,karşı gelmek
Yanlış (Don't say) : I object to be treated this way.
Doğru (Say) : I object to being treated this way. ( Böyle muameleye itiraz ediyorum.)
82.Prevent from : Engellemek, mani olmak
Yanlış (Don't say) : The snow prevented them to go.
Doğru (Say) : The snow prevented them from going.( Kar gitmelerini engelledi.)
83.Succeed in + ing : Başarılı olmak
Yanlış (Don't say): He succeed to gain the prize.
Doğru (Say) : He succeeded in gaining the prize.( Ödülü kazanmayı başardı.)
84.Think of : Düşünmek
Yanlış (Don't say) : I think to go to Germany.
Doğru (Say) : I think of going to Germany.( Almanya’ya gitmeyi düşünüyorum.)
Aynı anlama gelen “consider” preposizyonsuz kullanılır.
She considers leaving this town . ( Bu şehiri terketmeyi düşünüyor.)
85.Tired of : Bıkmak, usanmak
Yanlış (Don't say) : Her husband got tired to try to convince her.
Doğru (Say) : Her husband got tired of trying to convince her.(Kocası onu ikna etmeye çalışmaktan bıktı.)
86.Used to : Alışık olmak, alışmak
Yanlış (Don't say) : She is used to get up early.
Doğru(Say) :She is used to getting up early.( O erken kalkmaya alışıktır.)
87.Avoid : Kaçınmak,mani olmak
Yanlış (Don't say) :You can't avoid to make mistakes.
Doğru (Say) : You can't avoid making mistakes.( Hata yapmaktan kaçınamazsın.)
88.Enjoy : Hoşlanmak, zevk almak, keyiflenmek
Yanlış (Don't say) : I enjoy to play football.
Doğru (Say) : I enjoy playing football.( Futbol oynamaktan keyif alırım.)
89.Excuse : Mazur görmek, affetmek
Yanlış (Don't say) : Please excuse me to be so late.
Doğru (Say) : Please, excuse my being so late.( Lütfen, geç kalmamı mazur görün, affedin)
Veya : Please, excuse me for being so late.
90.Finish : Bitirmek,sona erdirmek
Yanlış (Don't say) : Haven’t you finished to write?
Doğru (Say) :Haven’t you finished writing? ( Yazmayı bitirmedin mi?)
91 Go on (continue): Devam etmek, sürmek, sürdürmek
Yanlış (Don't say): I went on to speak
Doğru (Say) : I went on speaking. ( Ben konuşmaya devam ettim.)
92.Mind : Rica etmek,
Yanlış (Don't say) : Would you mind to keep quiet?
Doğru (Say) :Would you mind keeping quiet? (Sessiz durmanızı rica edebilirmiyim?)
93.Practise Alıştırma, idman yapmak
Yanlış (Don't say) :You must practise to speak English.
Doğru (Say) :You must practise speaking English.( İngilizce konuşma alıştırması yapmalısın)
94.Remember : hatırlama
Yanlış (Don't say) :I do not remember to see them.
Doğru (Say) : I do not remember seeing him.( Onu gördüğümü hatırlamıyorum.)
Veya : I do not remember having seen him.
95 Rsk : Riske etmek, tehlikeye atmak
Yanlış (Don’t say) You shouldn’t risk to leave her alone.
Doğru (Say) : You shouldn’t risk leaving her alone.(Onu yanlız bırakma riskine girmemelisin)
96.Stop: Durmak, kesilmek,kesmek,
Yanlış(Don't say) : Stop to talk.
Doğru (Say) : Stop talking. (Konuşmayı kesin,durdurun)
97.Busy : Meşgul olmak, uğraşmak
Yanlış (Don't say) : He was busy to do his homework.
Doğru (Say) :He was busy doing his homework.( Ev ödevini yapmakla meşguldu.)
98.Worth : Değmek,
Yanlış (Don't say) : The show was worth to see.
Doğru (Say) : The show was worth seeing. ( Şov görmeye değerdi. )
99.Have difficulty in : Zorluk çekmek
Yanlış (Don't say) : We had difficult in doing our job.
Doğru (Say): We had difficulty in doing our job.(İşimizi yapmakta güçlük çektik.)
100.Have the pleasure of : Zevkini duymak, memnun olmak
Yanlış (Don't say) :I’ve had the pleasure to meet her.
Doğru (Say) : I’ve had the pleasure of meeting her. ( Ona rastlamanın zevkini yaşadım.)
101. It's no use : Yararsız, anlamsız
Yanlış (Don't say) : It's no use to try it again.
Doğru(Say) : It's no use trying it again. (Tekrar denemenin yararı yok.)
102.It's no good : Hayrı yok, yararı yok.
Yanlış (Don't say) : It's no good to say the same thing over and over.
Doğru (Say) : It's no good saying the same thing over and over.(Ayn ışeyi tekrar tekrar söylemenin yararı yok.)
103.Look forward to : beklemek, ummak, yanıt beklemek
Yanlış (Don't say) : I look forward to see you soon.
Doğru (Say) : I look forward to seeing you soon.(Seni yakında görmeyi umuyorum (bekliyorum)).
104 There is no harm in: Zararı yok, beis yok, sakınca yok
Yanlış(Don't say) : There's no harm to visit friends.
Say: There's no harm in visiting friends. (Dostları ziyaret etmenin sakıncası yok.)
105 : İsim-fiilerin(Gerunds) kullanımı
B) Bazı prepozisyonlardan sonra infinitive (mastar) değil, gerund kullanılır.
We worked without stopping a second.( Bir saniye durmaksızın çalıştık )
She played tennis instead of working.( Çalışmak yerine, tenis oynadı)
C)Sürekli olarak prepozisyon alan fiillerden sonra:
I’m tired of warning you. ( Seni ikaz etmekten bıktım.)
She is fond of swimming. ( O yüzmeyi sever)
He insisted on accusing the suspect. ( O şüpheliyi suçlamakta ısrar etti.)
He succeeded in passing the exams. (Sınavları geçmede başarılı oldu.)
D) Belirli fiillerden sonra :
Police wants to avoid killings. (Polis cinayetleri önlemek istiyor.)
The children enjoy playing on sand. ( Çocuklar kumda oynamaktan hoşlanırlar.)
The students finished shouting when the teacher came in. (Öğretmen içeriye girince, talebeler bağırmayı kesti.)
America stopped supporting Turkey in her fight against terrorism.
E) Bazı sıfatlardan (adjectives) sonra :
They are always busy eating and drinking. (Daima yemek içmekle meşguller.)
She is worth doing everything.( Onun için herşeyi yapmaya değer.)
F) Bazı cümleciklerden ( phrases ) sonra :
I can’t help loving my children. ( Çocuklarımı sevmemek elimde değil.)
Would you mind opening the window. ( Zahmet olmazsa pencereyi açar mısınız?)
It’s no good telling him to behave.(Ona terbiyeli olmasını söylemenin yararı yok.)
He is looking forward to dating her. ( Onunla randevulaşmayı umuyor.)
G) Belirli fiillerden sonra gerunds veya mastar (infinitive) kullanılabilir. Mesela,
begin (başlamak), dislike (hazetmemek, sevmemek), hate (nefret etmek), love (sevmek), prefer (tercih etmek)