` nazLı ..
Bayan Üye
Bir gün, küçük tay su içerken ayagi takilarak göle düsmüs. Yüzme bilmeyen küçük tay, bir dal parçasina tutunmus. Eger çirpinirsa sürükleneceginden korkarak, etrafina seslenmeye baslamis:
"Imdat! Yardim edecek kimse yok mu?"
Sesi duyan tavsan, kosarak gelmis. Küçük tayin zor durumda oldugunu görünce, ona yardim etmek istemis. Ama yüzme bilmediginden, göle girmeye korkmus.
"Göle egilip tüm gücümle seni karaya çekecegim. Biraz ugrasirsam basaririm sanirim" demis.
Tavsanin yardim edecek olmasi tayi çok mutlu etmis. Tavsan ugrasmis ama basaramamis. Sesleri duyan alabalik gelerek, onlara yardim etmek istemis. Ama karaya, tavsanin yanina çikmaya çekinmis. Çünkü ancak suda yasayabiliyormus:
"Ben de sana gölden destek vereyim. Böylece basarabiliriz" demis.
Tavsan ve alabaligin ugrasmalari yine de bir sonuç vermemis.
"Ben kuguyu çagiracagim" demis alabalik. "O çok güçlüdür."
"Çagirirsan gelir mi?" diye sormus küçük tay.
"O çok yardimseverdir. Mutlaka gelir" diyerek göle dalmis ve gözden kaybolmus.
Çok geçmeden yaninda kugu ile dönmüs. Gerçekten de kugu tavsana ve alabaliga göre büyük ve güçlü görünüyormus. O da tayin sag tarafina geçmis ve tayi karaya çikarmak için bir süre ugrasmislar beraberce. Ama çabalari yine de sonuç vermemis.
Bu sirada uçmakta olan güvercin ne yaptiklarini merak edip bir süre onlari izlemis:
"Arkadaslar ne yapmaya çalisiyorsunuz?"
Zaten çok yorulmus olan tavsan, alabalik ve kugu bu soruya sinirlenmisler. Tay ise artik umudunu iyice kaybetmis bir sekilde, güvercine cevap vermis:
"Su içerken ayagim takildi, göle düstüm. Kugu, tavsan ve alabalik da beni kurtarmaya çalisiyorlar."
"Ama böyle kurtaramazlar ki seni" demis güvercin.
"Çok bilmis seni. Ya nasil kurtaracagiz?" diye söylenmis tavsan.
"Benim yardimimla" demis güvercin.
"O nasil olacak, sen de bizimle beraber itecek misin?" diye alayli bir sekilde sormus kugu.
"Hayir. Sadece çok önemli bir sözcük söyleyecegim."
"Önemli bir sözcük mü?"
"Galiba büyülü bir söz biliyor güvercin" demis tavsan küçümser bir ifadeyle.
"Evet belki de büyülüdür söyleyecegim sözcük. Siz aranizda uyum olmadigi için bosuna ugrasiyorsunuz. Alabalik tayi denize çekiyor. Kugu yukari dogru itiyor. Tavsansa karaya çekiyor. Yani üçünüz de farkli bir yöne dogru gücünüzü harciyorsunuz. Tabi bu yüzden de bir sonuç alamiyorsunuz. Gücünüzü ayni yöne yöneltirseniz, küçük tay kurtulur."
Güvercin bunlari söyledikten sonra "hosçakalin" diyerek uzaklasmis oradan.
Küçük tay gölden çikarken dördü birden güvercinin ardindan "güle güle" diye seslenmisler.
O sirada kendisini aramaya çikan annesini fark eden küçük tay, ona dogru kosmus ve olanlari anlatmis.
Annesi yavrusunun arkadaslarina tesekkür etmis ve:
"Güvercinin kastettigi sözcük galiba 'uyum'du" demis.
Tavsan tek basina küçük tayi kurtaramadigina biraz üzülmüs, ama birlikte basarmanin tadini da aldigi için:
"Sadece uyum degil büyülü sözcük. Dostluk ve uyum" diye eklemis.
"Imdat! Yardim edecek kimse yok mu?"
Sesi duyan tavsan, kosarak gelmis. Küçük tayin zor durumda oldugunu görünce, ona yardim etmek istemis. Ama yüzme bilmediginden, göle girmeye korkmus.
"Göle egilip tüm gücümle seni karaya çekecegim. Biraz ugrasirsam basaririm sanirim" demis.
Tavsanin yardim edecek olmasi tayi çok mutlu etmis. Tavsan ugrasmis ama basaramamis. Sesleri duyan alabalik gelerek, onlara yardim etmek istemis. Ama karaya, tavsanin yanina çikmaya çekinmis. Çünkü ancak suda yasayabiliyormus:
"Ben de sana gölden destek vereyim. Böylece basarabiliriz" demis.
Tavsan ve alabaligin ugrasmalari yine de bir sonuç vermemis.
"Ben kuguyu çagiracagim" demis alabalik. "O çok güçlüdür."
"Çagirirsan gelir mi?" diye sormus küçük tay.
"O çok yardimseverdir. Mutlaka gelir" diyerek göle dalmis ve gözden kaybolmus.
Çok geçmeden yaninda kugu ile dönmüs. Gerçekten de kugu tavsana ve alabaliga göre büyük ve güçlü görünüyormus. O da tayin sag tarafina geçmis ve tayi karaya çikarmak için bir süre ugrasmislar beraberce. Ama çabalari yine de sonuç vermemis.
Bu sirada uçmakta olan güvercin ne yaptiklarini merak edip bir süre onlari izlemis:
"Arkadaslar ne yapmaya çalisiyorsunuz?"
Zaten çok yorulmus olan tavsan, alabalik ve kugu bu soruya sinirlenmisler. Tay ise artik umudunu iyice kaybetmis bir sekilde, güvercine cevap vermis:
"Su içerken ayagim takildi, göle düstüm. Kugu, tavsan ve alabalik da beni kurtarmaya çalisiyorlar."
"Ama böyle kurtaramazlar ki seni" demis güvercin.
"Çok bilmis seni. Ya nasil kurtaracagiz?" diye söylenmis tavsan.
"Benim yardimimla" demis güvercin.
"O nasil olacak, sen de bizimle beraber itecek misin?" diye alayli bir sekilde sormus kugu.
"Hayir. Sadece çok önemli bir sözcük söyleyecegim."
"Önemli bir sözcük mü?"
"Galiba büyülü bir söz biliyor güvercin" demis tavsan küçümser bir ifadeyle.
"Evet belki de büyülüdür söyleyecegim sözcük. Siz aranizda uyum olmadigi için bosuna ugrasiyorsunuz. Alabalik tayi denize çekiyor. Kugu yukari dogru itiyor. Tavsansa karaya çekiyor. Yani üçünüz de farkli bir yöne dogru gücünüzü harciyorsunuz. Tabi bu yüzden de bir sonuç alamiyorsunuz. Gücünüzü ayni yöne yöneltirseniz, küçük tay kurtulur."
Güvercin bunlari söyledikten sonra "hosçakalin" diyerek uzaklasmis oradan.
Küçük tay gölden çikarken dördü birden güvercinin ardindan "güle güle" diye seslenmisler.
O sirada kendisini aramaya çikan annesini fark eden küçük tay, ona dogru kosmus ve olanlari anlatmis.
Annesi yavrusunun arkadaslarina tesekkür etmis ve:
"Güvercinin kastettigi sözcük galiba 'uyum'du" demis.
Tavsan tek basina küçük tayi kurtaramadigina biraz üzülmüs, ama birlikte basarmanin tadini da aldigi için:
"Sadece uyum degil büyülü sözcük. Dostluk ve uyum" diye eklemis.