Sıddık'a Sıddık Gerek

LaNéDLy qHz

Bayan Üye
Şeyhin birisi, müritlerinin yavaş yavaş yanından dağıldığını, kendisini terk ettiklerini fark etmiş.
Zamanla hepsi gitmiş. Sadece bir tanesi kalmış. Sadakat göstermiş. Ne olursa olsun vefa gördüğü kapıyı terk etmemiş. "Biz erdiğimiz bütün mazhariyetlere onun eliyle erdik." diye düşünmüş.
Şeyh bu son kalan müridine:


- Evladım, arkadaşların ne gördü, niye gittiler, diye hicranlı bir gönülle, titreyen dudaklarla sormuş.


Cevap vermek istememiş mürid. "Efendim şu, bu.." deyip durmuş. Israr etmiş Şeyh..
Sonunda mecbur kalmış.


- Efendim arkadaşlarımız, gözleri açılıp bir kısım manevi tabloları, levh-i mahv ve ispattaki kayıtlardan bazılarını müşahede edince, sizin için orada " şaki (isyankar, günahkar) " yazdığını müşahede etmişler. Onun için dağıldılar.


İçini çekmiş Şeyh ve şöyle demiş:

- Ben onu kırk senedir müşahede ediyorum. Ama dişimi sıktım dayandım. Başka hangi kapı var, nereye gideyim? Nereye gideyim ki o "şaki" yazısı silinsin. O'nun kapısını terk etmedim.


O sırada "şaki" yazısının silinip, "said (mübarek,mutlu)" yazıldığını müşahede etmişler.

--- Onu dedirtecektir Mevla.. Başka hangi kapı var ki ona gidelim. Israrla, sabırla o kapının tokmağına dokunmak gerek... Sabır, gaye ve murad...---
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst