Şiddeti Koyu İntikam Sarsıntısı

bal_böceği

€q0iSt
Prenses
Kayıtlı Üye
Canını acıttığımı biliyorum.

Bile bile her gece annemi uykulu sarsıntılara itip yer çekimi sınırlarına kaçışlar planlıyorum. Sana aşk adına sabıkalı geçmişimi hiçe sayıp geliyorum. Yollarındaki kanı içe içe geliyorum. Kendini benden sakınabileceğini sanıyorsun kendimi senden esirgemeye razı olabileceğimi. Yanılsamalarına kahkahalar çıldırtarak geliyorum.

Kırmızı titrek ışınlarını düzenbaz casus psikolojisi giyinmişliğimle atlatıyorum. Kırmızı ışınlarından saçlarındaki cin cesetlerinin üzerlerine atlıyorum. Ölüp ölmediklerini kestirmek için kan tahlilleri ısıtıyorum şakaklarında. İltihap kusuyorum kaş diplerine. Bir köpek alın çizgilerinden bana koşup kulak zarlarıma iğrenç ulumalar dikiyor. Gitgide körelen bir düğüm koyuveriyor kapanmaya hevesli kulak deliğimde. Sağırlaşmıyorum çünkü içimdeki zifir sağlamlaştırmış bedenimi.

Saçlarına cinayet oluyorum. Aralarında sakladığın elektro gitar tellerinden kafama attığın kazıklara kamuflaj kostümleri örüyorum. Çok asitli kimyasallar akıtarak küstahlaşıyorum kendini koruma çabalarına. Ucuz aşklar kaynayan duvar yazılarından yangılar eritiyorum teorilerine. Gözlerini -ela- bir çarşaf gibi yırtıp senden habersiz çürük iç organlarını tekmeliyorum.
Düşüncesizlik diye adlandırdığın tavırlarıma ölüm uzanmış. Kalbinin sol kapağından girip önüme gelen susuz köprülerini diş oyuklarıma dolgu niyetine yem ediyorum. Köpek havlamalı iri atlar koşturuyorum vücudunun ucuz semtlerine.

Dudaklarım kırmızının siyahla yazılı sözleşme mühürlediği günden kalma is karası peltekliği taşımalı aslında. Yanaklarıma rengi çürümüş bitki örtümle mora dönmüş güz yaprakları sürülü olması gerekiyor. Elmacık kemiklerimi sakın üstüne alınma. Herhangi bir kin belirtisi taşımıyorum gömlek ceplerimde. Çirkinliğimden yansır bu renk karmaşası sana. Sokak çocuklarıyla *** diye dalga geçen boyun kırıklı adamlar çizmiş olmalı ruhumun üryan unuttuğum noktalarını. İnsanım ben hatalarımın ucu bucağı açık.

İçine batırdığım büyük delikli iğneler zihninde 'neden ben' saplantıları oluşturmasın. İzin verme lütfen! Adımlarımın adi topuklarını sana doğru savuruyorsam vardır bir delirmişliğim. Vardır bir delirtmişliğin. Ama emin ol aklı şizofreniye kaymış deli gömleğine yedi yaşından kalma dondurmamın çikolata parçalarını damlatmış bir et yığını değilim!

Birileri yollara dökülmüş ellerini toplar umuduyla daha fazla yırtma dokularını. Daha fazla acı tınlamalı çığlıklar dağıtma gecenin ahengi usul oksijen bulutlarına. Yoksa ses tellerin soluk borunda patlayacak. Midendeki vahşi hayvan sürülerinin asitten dikiş tutmayacak olan organlarını parçalamasını istemezsin. Belki ben de istemem akciğerlerinde sigara izmaritleri söndürülmesini. Kim bilir istemeyedebilirim boğazının on sekiz yaşına gelme bahanesiyle özgürlük derdine bedeninden devrilip gitmesini.

Ben... Seni seviyorum aslında. X-ray cihazlarından geçebilirim istediğin kutuya üfleyebilirim sabaha kadar.
Ne ceplerimde bir damla nefret ne nefesimde bir damla kanamışlık bulabilirsin.
Kendimden bedenimden nefesimden...
Ben eminim her kelimemin gizli kapaklı öznesinden. Kendime güvenirim.

Bazı akşamlar hücre kapılarında beklemelisin. Artık avucunu koklamadığın bir ceninin babalık etiketiyle dnalarına girmemelisin. Başına uzayın karın boşluğundan alınan ilhamla örülmüş ölümcül aşk sıkıntıları saplatmamalısın. Çürütülmüş hücre çeperlerinin sorumlusuysa ayrılık bir daha hiçbir kadına nedensiz terk edilişler sunmamalısın. Sen istemezsin -belki ben de istemem- satır başlarına adını büyük harflerle yazdığın sevgililer tarafından vapur görmemiş ıssız limanlarda susta bırakılmanı. İstemeyedebilirim soğuk almış bir martının kelime kusuşlarına maruz kalmanı.

Sus! Yut artık göbek çukurlarına biriktirdiğin ıslaklıkları!

Ben önceki yüzyılda ismi devrik ağaç oyuklarında gebertilmiş müstakil bir bedenim sadece. Korkma benden. Zihnimin bana yaptıklarına karşı kurguladığı intikam reçetelerinden sorumlu değilim. Hâlâ delirmedim. Kefen bezime sıçrayacak kan parçalarının yasını tutacak kadar aklı yerindeyim.

Sus! Şimdiden içmeye başla sonraki asra sakladığın ölü sevgililerin tatlı su kokan gözyaşlarını.
Sus ve yut! Sus ve iç!

Şimdi...
Şimdi geri dönmeliyim cesetlerinin içi yakılmış kapısız mezarlığıma. Babamın nefesi kesildi boğazından içeri serin hava boşlukları üflemeliyim.
Annemi ittiğim uyku sarsıntısından geri döndürmeliyim ritmik kalp sesleriyle.
Üstüne alınma sakın geldiğim yere dönme sebebimi. Gidiyorsam var bir mecburiyetim. Yoksa daha saç diplerinden kendime şaşaalı atkılar öreceğim.
Şimdi gitmeliyim sadece.
Öyle...

Gitmeli ardına geri dönüş belirtilerinden bozma çakıl taşları akıtarak.
Susmadan g i t m e l i . . .
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst