meridyen2
Kayıtlı Üye
ŞEYTANIN MÜSLÜMANLARIN ARASINI BOZMA ÇABASI
Her Müslüman dünyada ve ahirette birbirinin kardeşidir. Müslümanların birlik olmaları, aynı safta yer almaları, birbirlerine her şartta destekçi olup yardım etmeleri, birbirlerine Allah rızası için içli bir sevgi, şefkat duymaları ve birbirlerine karşı her zaman affedici olmaları Allahın beğendiği ve istediği bir ahlaktır. Allahın varlığına ve birliğine iman eden, ahirete inanan, peygamberlere karşı çoşkun bir sevgi ve saygı duyan, Kuranın hak olduğunu tasdik eden ve titizlikle uygulayan herkes Müslümandır.
Müslümanlar arasında ayrımcılığın Kuranda kesinlikle yeri yoktur. Bu, şeytanın Müslümanların gücünü kırmak amacıyla oynadığı sinsi bir oyundur. Çekişme, kavga, karşılıklı mücadele ve haset, insanın beynini ve özellikle de vicdanını çok yorar. Kişinin ruhunu kirletir, fiziksel ve manevi anlamda gücünü zayıflatır. Şeytan da bu gerçeği bildiği için müminlerin arasına girmeye ve bu şekilde onları güçten düşürmeye çalışır. Akıllarını ve dikkatlerini boş konulara yoğunlaştırarak Allahın dinine yardım etmelerini, İslam ahlakını yaymalarını engellemeye çaba harcar. Allah Kuranda inanaları şu şekilde uyarmaktadır:
"Allah'a ve Resûlüne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir." (Enfal Suresi, 46)
Şeytan insanların iman etmelerini, samimi olmalarını, güzel ahlak göstermelerini, Allaha gönülden boyun eğerek yaşamalarını istemez. Birlik oldukları takdirde Müslümanların nasıl güzel ve etkili bir güce sahip olacaklarını, bu vesileyle Kuran ahlakının her yerde yaşanmaya başlanacağını, dünyada cennet gibi bir ortam oluşacağını bildiği için sürekli aleyhte bir faaliyet içindedir. Samimi iman edip her şartta Allaha yönelip tevekkül edildiği takdirde şeytanın müminler üzerinde olumsuz hiçbir etkisinin olmayacağını Allah Kuranda bizlere haber vermiştir:
"Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur." (Nahl Suresi, 99)
Her insan şeytanın oyunlarına karşı mutlaka uyanık olmalıdır. Çünkü Allah, her ne pahasına olursa olsun şeytanın insanları saptırma gayesinde olduğunu bir Kuran ayetinde bizlere şu şekilde bildirmektedir:
Allah, onu lanetlemiştir. O da (şöyle) dedi: "Andolsun, kullarından 'miktarları tespit edilmiş bir grubu' (kendime uşak) edineceğim. Onları -ne olursa olsun- şaşırtıp-saptıracağım, en olmadık kuruntulara düşüreceğim ve onlara kesin olarak davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim ve Allah'ın yarattıklarını değiştirmelerini emredeceğim." Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı dost (veli) edinirse, kuşkusuz o, apaçık bir hüsrana uğramıştır. (Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey va'detmez." (Nisa Suresi, 118-120)
Bu tuzağa düşmemek için Müslümanların özellikle birbirlerine karşı çok anlayışlı, sevgi dolu ve bağışlayıcı olmaları; kötü zandan mutlaka kaçınmaları gerekir. Kardeşlik, sevgi, barış, hoşgörü, muhabbet, dostluk, affedicilik gibi konuları sürekli teşvik etmek hatta bu konularda örnek teşkil etmek son derece önemlidir. Bu şekilde Müslümanların şevkini ve heyecanını artıracak bir hizmet içerisinde olmak, şeytanın oluşturmaya çalıştığı kargaşa ve mücadele ortamını Allahın izniyle tamamen yok edecektir. Nitekim bu yönde atılan her adımın İslam aleminde hemen olumlu sonuçlar doğurduğunu Allah bizlere göstermektedir.
(alıntı harun yahya şeytanın sistemi)
Her Müslüman dünyada ve ahirette birbirinin kardeşidir. Müslümanların birlik olmaları, aynı safta yer almaları, birbirlerine her şartta destekçi olup yardım etmeleri, birbirlerine Allah rızası için içli bir sevgi, şefkat duymaları ve birbirlerine karşı her zaman affedici olmaları Allahın beğendiği ve istediği bir ahlaktır. Allahın varlığına ve birliğine iman eden, ahirete inanan, peygamberlere karşı çoşkun bir sevgi ve saygı duyan, Kuranın hak olduğunu tasdik eden ve titizlikle uygulayan herkes Müslümandır.
Müslümanlar arasında ayrımcılığın Kuranda kesinlikle yeri yoktur. Bu, şeytanın Müslümanların gücünü kırmak amacıyla oynadığı sinsi bir oyundur. Çekişme, kavga, karşılıklı mücadele ve haset, insanın beynini ve özellikle de vicdanını çok yorar. Kişinin ruhunu kirletir, fiziksel ve manevi anlamda gücünü zayıflatır. Şeytan da bu gerçeği bildiği için müminlerin arasına girmeye ve bu şekilde onları güçten düşürmeye çalışır. Akıllarını ve dikkatlerini boş konulara yoğunlaştırarak Allahın dinine yardım etmelerini, İslam ahlakını yaymalarını engellemeye çaba harcar. Allah Kuranda inanaları şu şekilde uyarmaktadır:
"Allah'a ve Resûlüne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir." (Enfal Suresi, 46)
Şeytan insanların iman etmelerini, samimi olmalarını, güzel ahlak göstermelerini, Allaha gönülden boyun eğerek yaşamalarını istemez. Birlik oldukları takdirde Müslümanların nasıl güzel ve etkili bir güce sahip olacaklarını, bu vesileyle Kuran ahlakının her yerde yaşanmaya başlanacağını, dünyada cennet gibi bir ortam oluşacağını bildiği için sürekli aleyhte bir faaliyet içindedir. Samimi iman edip her şartta Allaha yönelip tevekkül edildiği takdirde şeytanın müminler üzerinde olumsuz hiçbir etkisinin olmayacağını Allah Kuranda bizlere haber vermiştir:
"Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur." (Nahl Suresi, 99)
Her insan şeytanın oyunlarına karşı mutlaka uyanık olmalıdır. Çünkü Allah, her ne pahasına olursa olsun şeytanın insanları saptırma gayesinde olduğunu bir Kuran ayetinde bizlere şu şekilde bildirmektedir:
Allah, onu lanetlemiştir. O da (şöyle) dedi: "Andolsun, kullarından 'miktarları tespit edilmiş bir grubu' (kendime uşak) edineceğim. Onları -ne olursa olsun- şaşırtıp-saptıracağım, en olmadık kuruntulara düşüreceğim ve onlara kesin olarak davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim ve Allah'ın yarattıklarını değiştirmelerini emredeceğim." Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı dost (veli) edinirse, kuşkusuz o, apaçık bir hüsrana uğramıştır. (Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey va'detmez." (Nisa Suresi, 118-120)
Bu tuzağa düşmemek için Müslümanların özellikle birbirlerine karşı çok anlayışlı, sevgi dolu ve bağışlayıcı olmaları; kötü zandan mutlaka kaçınmaları gerekir. Kardeşlik, sevgi, barış, hoşgörü, muhabbet, dostluk, affedicilik gibi konuları sürekli teşvik etmek hatta bu konularda örnek teşkil etmek son derece önemlidir. Bu şekilde Müslümanların şevkini ve heyecanını artıracak bir hizmet içerisinde olmak, şeytanın oluşturmaya çalıştığı kargaşa ve mücadele ortamını Allahın izniyle tamamen yok edecektir. Nitekim bu yönde atılan her adımın İslam aleminde hemen olumlu sonuçlar doğurduğunu Allah bizlere göstermektedir.
(alıntı harun yahya şeytanın sistemi)