meridyen2
Kayıtlı Üye
Şeytan İnsanın En Tehlikeli Düşmanıdır.
Şeytan niçin insan için tehlikeli bir düşmandır?
Mümin şeytanı etkisiz hale getirmek için nasıl bir tedbir almalıdır?
Şeytanın müminler üzerindeki etkisi neden zayıftır?
Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmaya çağırır. (Fatır Suresi, 6)
Bir insana, Bir yerlerde sana çok büyük düşmanlık besleyen biri var. Sana, olabilecek en büyük zararı verebilmek için yapmayacağı şey yok. Her türlü, hile, yalan, oyun ve sahtekarlıkta usta biri. Ve sana istediği zararı verene kadar da peşini bırakmayacak dense, tepkisi nasıl olur? Sadece, Tamam deyip konuyla ilgilenmemesi ve o düşmanına karşı hiçbir tedbir almadan hayatına devam etmesi söz konusu olur mu? Elbetteki bu sorunun yanıtı, Hayırdır. Her insan, böyle bir düşmandan haberdar olur olmaz, bu konuya büyük bir dikkat verir. Düşmanından gelecek muhtemel zararı önleyecek tedbirleri almadan ve tehlikeyi etkisiz hale getirmeden, bu konuyu hiçbir şekilde aklından çıkarmaz. Ancak insanın, kendisine büyük düşmanlık besleyen insanlardan çok daha tehlikeli bir düşmanı daha vardır. Bu düşman, şeytandır.
Yüce Allah Kuranda Şeytanın İnsanın Apaçık Düşmanı Olduğunu Bildirmiştir
Şeytan insanın, dünyadaki gelmiş geçmiş en büyük ve en kararlı düşmanıdır. İnsanlardan oluşan yüzlerce düşmanla dahi kıyaslanamayacak kadar tehlikeli bir varlıktır. Öyleyse insanın, herhangi bir düşmanına karşı dahi tedbir alırken, şeytanın düşmanlığına karşı ilgisiz ve umursuz bir tavır içerisinde olması elbetteki çok büyük bir hata olacaktır.
Şeytan siz bu yazıyı okurken de sizi gözlüyor ve planlar yapıyor. Çünkü şeytanın insan için hedeflediği bir son vardır. Bu son, kişinin sonsuz cehenneme girmesidir. İşte şeytanın, bu sonucu elde edene kadar insanın peşini bırakması mümkün değildir. Bu, Allahın Kuranda bildirdiği kesin bir adetullahtır:
Ey insanlar, yeryüzünde olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır. (Bakara Suresi, 168)
Şeytan zafer kazanması için insanların kendisine tapınmasını veya çok uç sapkınlıklar yapmalarını veya mutlaka Allahı inkar etmelerini istemez. Onun tek isteği insanları Allahın bildirdiği din ahlakından ve Kurandan uzak tutmak, halis olarak Allaha ibadet etmelerini engellemek, bunun sonucunda sonsuz azap çekmelerini sağlamaktır. Bunun için kimi zaman dindarlık maskesi altında, Allahın adını kullanarak insanları gerçek din ahlakından uzaklaştırıp, saptırır. Bu da insanları kendisiyle beraber cehennem çukurunun içine çekmek için yeterlidir. Hangi vesileyle olursa olsun, onu takip edenlerin sonu konusunda Yüce Allah tüm kullarını Kuranda şöyle uyarır:
Ona yazılmıştır: Kim onu veli edinirse, şüphesiz o (şeytan) onu şaşırtıp-saptırır ve onu çılgın ateşin azabına yöneltir. (Hac Suresi, 4)
Yüce Allah Kuranda, Şeytanın Etkisinden Kurtulmanın Yollarını Bildirmiştir
İnsanın Allahın bu emrine uyarak, Allah rızası için, şeytanı etkisiz hale getirmeyi kendisi için öncelikli bir hedef haline getirmesi gerekir. Şeytan, insan için büyük bir düşmandır. Ancak Allah, insanın şeytanın şerrinden kurtulmasını da çok kolay kılmıştır. Bunun için Kuranda insana yol gösterecek birçok sır bildirilmiştir. Bu sırlardan bir kısmı şöyledir:
Şeytan Allahın izni olmadıkça hiçbir şey yapmaya güç yetiremeyen aciz bir varlıktır. (Mücadele Suresi, 10)
Şeytanın hilesi çok zayıftır. (Nisa Suresi, 76)
Şeytanın etkisi ancak, Allaha ortak koşanlar ile şeytanı veli edinenler üzerindedir. (Nahl Suresi, 100)
Şeytanın insanlar üzerinde zorlayıcı bir gücü yoktur. (İbrahim Suresi, 22) (Sebe Suresi, 20-21)
Şeytanın, iman edenler ve Allaha tevekkül edenler üzerinde hiçbir zorlayıcı gücü yoktur. (Nahl Suresi, 99)
Samimiyetle Allaha ve Kurana sığınmak, şeytanın vesveselerini etkisiz hale getirir. (Araf Suresi, 200-201) (Fussilet Suresi, 36)
İnsanın, sadece Allahın Kuranda bildirdiği bu sırları bilmesi dahi, Allahın izniyle en büyük düşmanı olan şeytanı hızla ve kesin olarak etkisiz hale getirmesi için yeterlidir.
İnsan eğer Allahtan başka bir güç olmadığını; şeytanın da, insanların da güçsüz olduğunu unutmadan yaşarsa, Allaha hiçbir şeyi ortak koşmazsa, şeytan ona her nereden yaklaşırsa yaklaşsın hiçbir sonuç alamayacak, kişiye hiçbir zarar veremeyecektir.
İnsan eğer, -her ne şart altında olursa olsun- Allaha tevekkülde kararlı olursa; Allahın herşeyi bir kader üzerine, hayır ve hikmetlerle yarattığını ve insanların ancak Allahın kaderde dilediği şekilde hareket edebildiklerini unutmazsa, şeytan ona hiçbir şekilde etki edemeyecektir.
İnsan eğer, şeytandan bir vesvese geldiğinde, Allaha sığınır ve Kuran ayetleriyle düşünürse, Allahın izniyle o vesvese ortadan kalkacak ve şeytan o kişiye hiçbir şekilde etki edemeyecektir.
İnsan eğer, şeytanın hiçbir gücü olmayan, yalnızca Yüce Allahın emrini yerine getiren, çok aciz bir varlık olduğunu unutmazsa, şeytanı müstakil bir güç olarak görmezse ve Allahın bildirdiği din ahlakına uygun yaşarsa, şeytan o kişiye karşı tüm gücünü kaybedecektir.
İnsan eğer, şeytanın hileli düzenlerini, ters-yüz ettiği gerçekleri, söylediği yalanları, oynadığı oyunları, verdiği vesveseleri Kuran ayetleriyle değerlendirirse, bunların tamamının çok çürük ve zayıf tuzaklar olduğunu hemen görecek ve şeytan ona yine hiçbir şekilde etki edemeyecektir.
İşte insan şeytana karşı bu imani şuur ile hereket ettiğinde, Allahın izniyle, hayatının sonuna kadar, şeytanın aleyhteki çabaları sonuçsuz kalacaktır.
Şeytanın Hilesinin Zayıf Olması ve Zorlayıcı Bir Gücünün Bulunmaması, Allahın Kulları İçin Yarattığı Bir Rahmettir
Mümin bir insanın karşısında negatif bir güç olarak şeytan vardır. Ancak şeytanın zayıf ve güçsüz olması, müminlerin din ahlakını yaşama konusunda güçlük yaşamayacaklarının bir göstergesidir. İnsanın şeytana olan bakış açısı, asla bu gerçeklerin dışında bir mantık içermemelidir. Mümin asla şeytanı güçlü görmemeli, onu etkisiz hale getirmeyi zor sanmamalıdır. Allahın şeytanı, ancak inkar edenler için bir saptırıcı olarak yarattığını; Allahı seven, Allahın beğendiği ahlakı yaşayan gerçek müminler üzerinde ise Yüce Allahtan bir rahmet olarak şeytanın hiçbir gücü olmadığını asla unutmamalıdır. Kuranda bu gerçek şöyle bildirilmiştir:
Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur. Onun zorlayıcı-gücü ancak onu veli edinenlerle, onunla Ona (Allaha) ortak koşanlar üzerindedir. (Nahl Suresi, 99100)
Vesveselerle Vakit Kaybettirmek Şeytanın Büyük Bir Tuzağıdır
Allahın Kuranda bildirdiği önemli bir sır, insanın kendisine gelen vesveseden nasıl kurtulacağıdır. Bu, Allahtan korkan ve cenneti umut eden müminler için çok önemli bir konudur. Çünkü vesvese şeytanın insanları Allahın yolundan uzaklaştırmak, onları boş ve amaçsız işlerle uğraştırarak vakitlerini almak amacıyla fısıldadığı yanıltıcı sözlerdir. Şeytan bu yolla insanlara, hüzün, korku ve sıkıntı vermeye, onların aralarını açmaya, Allah, kitap, din hakkında kuşkuya düşmelerine çalışır. Hak olmayan konularda insanları uzun ve olmadık kuruntulara kaptırır. Kuranda şeytanın vesvese verme özelliğini anlatan ayetlerden bazıları şöyledir:
(Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey vadetmez. (Nisa Suresi, 120)
Onları -ne olursa olsun- şaşırtıp-saptıracağım, en olmadık kuruntulara düşüreceğim ve onlara kesin olarak davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim ve Allahın yarattıklarını değiştirmelerini emredeceğim. Kim Allahı bırakıp da şeytanı dost (veli) edinirse, kuşkusuz o, apaçık bir hüsrana uğramıştır. (Nisa Suresi, 119)
Şeytanın fısıldadığı kuruntular her ne olursa olsun, müminler Allahın gösterdiği yola uyduklarında, şeytan onlara etki etmeyecektir. Allah, şeytana karşı müminlere şunu hatırlatır:
Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (vesvese veya iğva) gelirse, hemen Allaha sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir.(Allahtan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allahı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir. (Araf Suresi, 200201)
Ayetlerde görüldüğü gibi, müminler şeytandan gelen vesveselere karşı çok dikkatlidirler. Uzun uzun oturup ondan gelen vesveseleri düşünerek vakit kaybetmez, söz konusu vesveselerle Allahın razı olmayacağı, bir mümine yakışmayacak sıkıntılı, hüzünlü, korkulu bir ruh haline girmezler. Bir sıkıntı, Kuran ahlakına uygun olmayan bir düşünce hissettiklerinde hemen düşünürler. Bunun Allahın hoşnut olmayacağı şeytandan gelen bir vesvese olduğunu anlarlar. Hemen Allahı ve Kuran ayetlerini düşünerek şeytanın fısıldamalarından kurtulurlar.
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 83. sayı (Mayıs 2011) 46. sayfada yayınlanmıştır.
Şeytan niçin insan için tehlikeli bir düşmandır?
Mümin şeytanı etkisiz hale getirmek için nasıl bir tedbir almalıdır?
Şeytanın müminler üzerindeki etkisi neden zayıftır?
Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmaya çağırır. (Fatır Suresi, 6)
Bir insana, Bir yerlerde sana çok büyük düşmanlık besleyen biri var. Sana, olabilecek en büyük zararı verebilmek için yapmayacağı şey yok. Her türlü, hile, yalan, oyun ve sahtekarlıkta usta biri. Ve sana istediği zararı verene kadar da peşini bırakmayacak dense, tepkisi nasıl olur? Sadece, Tamam deyip konuyla ilgilenmemesi ve o düşmanına karşı hiçbir tedbir almadan hayatına devam etmesi söz konusu olur mu? Elbetteki bu sorunun yanıtı, Hayırdır. Her insan, böyle bir düşmandan haberdar olur olmaz, bu konuya büyük bir dikkat verir. Düşmanından gelecek muhtemel zararı önleyecek tedbirleri almadan ve tehlikeyi etkisiz hale getirmeden, bu konuyu hiçbir şekilde aklından çıkarmaz. Ancak insanın, kendisine büyük düşmanlık besleyen insanlardan çok daha tehlikeli bir düşmanı daha vardır. Bu düşman, şeytandır.
Yüce Allah Kuranda Şeytanın İnsanın Apaçık Düşmanı Olduğunu Bildirmiştir
Şeytan insanın, dünyadaki gelmiş geçmiş en büyük ve en kararlı düşmanıdır. İnsanlardan oluşan yüzlerce düşmanla dahi kıyaslanamayacak kadar tehlikeli bir varlıktır. Öyleyse insanın, herhangi bir düşmanına karşı dahi tedbir alırken, şeytanın düşmanlığına karşı ilgisiz ve umursuz bir tavır içerisinde olması elbetteki çok büyük bir hata olacaktır.
Şeytan siz bu yazıyı okurken de sizi gözlüyor ve planlar yapıyor. Çünkü şeytanın insan için hedeflediği bir son vardır. Bu son, kişinin sonsuz cehenneme girmesidir. İşte şeytanın, bu sonucu elde edene kadar insanın peşini bırakması mümkün değildir. Bu, Allahın Kuranda bildirdiği kesin bir adetullahtır:
Ey insanlar, yeryüzünde olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır. (Bakara Suresi, 168)
Şeytan zafer kazanması için insanların kendisine tapınmasını veya çok uç sapkınlıklar yapmalarını veya mutlaka Allahı inkar etmelerini istemez. Onun tek isteği insanları Allahın bildirdiği din ahlakından ve Kurandan uzak tutmak, halis olarak Allaha ibadet etmelerini engellemek, bunun sonucunda sonsuz azap çekmelerini sağlamaktır. Bunun için kimi zaman dindarlık maskesi altında, Allahın adını kullanarak insanları gerçek din ahlakından uzaklaştırıp, saptırır. Bu da insanları kendisiyle beraber cehennem çukurunun içine çekmek için yeterlidir. Hangi vesileyle olursa olsun, onu takip edenlerin sonu konusunda Yüce Allah tüm kullarını Kuranda şöyle uyarır:
Ona yazılmıştır: Kim onu veli edinirse, şüphesiz o (şeytan) onu şaşırtıp-saptırır ve onu çılgın ateşin azabına yöneltir. (Hac Suresi, 4)
Yüce Allah Kuranda, Şeytanın Etkisinden Kurtulmanın Yollarını Bildirmiştir
İnsanın Allahın bu emrine uyarak, Allah rızası için, şeytanı etkisiz hale getirmeyi kendisi için öncelikli bir hedef haline getirmesi gerekir. Şeytan, insan için büyük bir düşmandır. Ancak Allah, insanın şeytanın şerrinden kurtulmasını da çok kolay kılmıştır. Bunun için Kuranda insana yol gösterecek birçok sır bildirilmiştir. Bu sırlardan bir kısmı şöyledir:
Şeytan Allahın izni olmadıkça hiçbir şey yapmaya güç yetiremeyen aciz bir varlıktır. (Mücadele Suresi, 10)
Şeytanın hilesi çok zayıftır. (Nisa Suresi, 76)
Şeytanın etkisi ancak, Allaha ortak koşanlar ile şeytanı veli edinenler üzerindedir. (Nahl Suresi, 100)
Şeytanın insanlar üzerinde zorlayıcı bir gücü yoktur. (İbrahim Suresi, 22) (Sebe Suresi, 20-21)
Şeytanın, iman edenler ve Allaha tevekkül edenler üzerinde hiçbir zorlayıcı gücü yoktur. (Nahl Suresi, 99)
Samimiyetle Allaha ve Kurana sığınmak, şeytanın vesveselerini etkisiz hale getirir. (Araf Suresi, 200-201) (Fussilet Suresi, 36)
İnsanın, sadece Allahın Kuranda bildirdiği bu sırları bilmesi dahi, Allahın izniyle en büyük düşmanı olan şeytanı hızla ve kesin olarak etkisiz hale getirmesi için yeterlidir.
İnsan eğer Allahtan başka bir güç olmadığını; şeytanın da, insanların da güçsüz olduğunu unutmadan yaşarsa, Allaha hiçbir şeyi ortak koşmazsa, şeytan ona her nereden yaklaşırsa yaklaşsın hiçbir sonuç alamayacak, kişiye hiçbir zarar veremeyecektir.
İnsan eğer, -her ne şart altında olursa olsun- Allaha tevekkülde kararlı olursa; Allahın herşeyi bir kader üzerine, hayır ve hikmetlerle yarattığını ve insanların ancak Allahın kaderde dilediği şekilde hareket edebildiklerini unutmazsa, şeytan ona hiçbir şekilde etki edemeyecektir.
İnsan eğer, şeytandan bir vesvese geldiğinde, Allaha sığınır ve Kuran ayetleriyle düşünürse, Allahın izniyle o vesvese ortadan kalkacak ve şeytan o kişiye hiçbir şekilde etki edemeyecektir.
İnsan eğer, şeytanın hiçbir gücü olmayan, yalnızca Yüce Allahın emrini yerine getiren, çok aciz bir varlık olduğunu unutmazsa, şeytanı müstakil bir güç olarak görmezse ve Allahın bildirdiği din ahlakına uygun yaşarsa, şeytan o kişiye karşı tüm gücünü kaybedecektir.
İnsan eğer, şeytanın hileli düzenlerini, ters-yüz ettiği gerçekleri, söylediği yalanları, oynadığı oyunları, verdiği vesveseleri Kuran ayetleriyle değerlendirirse, bunların tamamının çok çürük ve zayıf tuzaklar olduğunu hemen görecek ve şeytan ona yine hiçbir şekilde etki edemeyecektir.
İşte insan şeytana karşı bu imani şuur ile hereket ettiğinde, Allahın izniyle, hayatının sonuna kadar, şeytanın aleyhteki çabaları sonuçsuz kalacaktır.
Şeytanın Hilesinin Zayıf Olması ve Zorlayıcı Bir Gücünün Bulunmaması, Allahın Kulları İçin Yarattığı Bir Rahmettir
Mümin bir insanın karşısında negatif bir güç olarak şeytan vardır. Ancak şeytanın zayıf ve güçsüz olması, müminlerin din ahlakını yaşama konusunda güçlük yaşamayacaklarının bir göstergesidir. İnsanın şeytana olan bakış açısı, asla bu gerçeklerin dışında bir mantık içermemelidir. Mümin asla şeytanı güçlü görmemeli, onu etkisiz hale getirmeyi zor sanmamalıdır. Allahın şeytanı, ancak inkar edenler için bir saptırıcı olarak yarattığını; Allahı seven, Allahın beğendiği ahlakı yaşayan gerçek müminler üzerinde ise Yüce Allahtan bir rahmet olarak şeytanın hiçbir gücü olmadığını asla unutmamalıdır. Kuranda bu gerçek şöyle bildirilmiştir:
Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur. Onun zorlayıcı-gücü ancak onu veli edinenlerle, onunla Ona (Allaha) ortak koşanlar üzerindedir. (Nahl Suresi, 99100)
Vesveselerle Vakit Kaybettirmek Şeytanın Büyük Bir Tuzağıdır
Allahın Kuranda bildirdiği önemli bir sır, insanın kendisine gelen vesveseden nasıl kurtulacağıdır. Bu, Allahtan korkan ve cenneti umut eden müminler için çok önemli bir konudur. Çünkü vesvese şeytanın insanları Allahın yolundan uzaklaştırmak, onları boş ve amaçsız işlerle uğraştırarak vakitlerini almak amacıyla fısıldadığı yanıltıcı sözlerdir. Şeytan bu yolla insanlara, hüzün, korku ve sıkıntı vermeye, onların aralarını açmaya, Allah, kitap, din hakkında kuşkuya düşmelerine çalışır. Hak olmayan konularda insanları uzun ve olmadık kuruntulara kaptırır. Kuranda şeytanın vesvese verme özelliğini anlatan ayetlerden bazıları şöyledir:
(Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey vadetmez. (Nisa Suresi, 120)
Onları -ne olursa olsun- şaşırtıp-saptıracağım, en olmadık kuruntulara düşüreceğim ve onlara kesin olarak davarların kulaklarını kesmelerini emredeceğim ve Allahın yarattıklarını değiştirmelerini emredeceğim. Kim Allahı bırakıp da şeytanı dost (veli) edinirse, kuşkusuz o, apaçık bir hüsrana uğramıştır. (Nisa Suresi, 119)
Şeytanın fısıldadığı kuruntular her ne olursa olsun, müminler Allahın gösterdiği yola uyduklarında, şeytan onlara etki etmeyecektir. Allah, şeytana karşı müminlere şunu hatırlatır:
Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (vesvese veya iğva) gelirse, hemen Allaha sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir.(Allahtan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allahı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir. (Araf Suresi, 200201)
Ayetlerde görüldüğü gibi, müminler şeytandan gelen vesveselere karşı çok dikkatlidirler. Uzun uzun oturup ondan gelen vesveseleri düşünerek vakit kaybetmez, söz konusu vesveselerle Allahın razı olmayacağı, bir mümine yakışmayacak sıkıntılı, hüzünlü, korkulu bir ruh haline girmezler. Bir sıkıntı, Kuran ahlakına uygun olmayan bir düşünce hissettiklerinde hemen düşünürler. Bunun Allahın hoşnut olmayacağı şeytandan gelen bir vesvese olduğunu anlarlar. Hemen Allahı ve Kuran ayetlerini düşünerek şeytanın fısıldamalarından kurtulurlar.
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 83. sayı (Mayıs 2011) 46. sayfada yayınlanmıştır.