Mr.TyLér ||
Kayıtlı Üye
Seven , sevdiğini aşk sarmalında her gün biraz daha çoğaltarak sever... Seven sevdiğine ; doğrularını , sevdiğinin gözlerinin taa içine bakarak söyler… Seven büyük , sevilen büyükse aşk da sevda da büyük olur…
Sana bir şeyler yazmaya karar verince bu söz takılıverdi dudaklarıma... Sahi seven insan ne yapar?...
Seven insan ne yapmaz ki!... Bu klasik cümleyi çoğumuzun kurduğunu biliyorum…
Seven insanın halis niyeti siretinden suretine aksettiğiyle belli olur önce... Bu akis sizi ele verir… Sizin hakkınızda ilk kanaatler belirir… Sonra siretin sözlere yansımasında görülür seven insanın hali…
Son nokta çok önemlidir ve siretin yaşamda kendini bulmasıyla seven insanın neler yapabileceği ortaya çıkar... Siret – Suret denklemini aşan siret – yaşam denklemine varamamışsa büyük bir yalancıdır...
Siret – Söz denkleminde bocalayıp kalmışsa aralarda kalan sevda beceriksizidir...
Ama Siret –Yaşam denkleminin çözüm yollarını bulmuşsa bu noktada seven ne yapmaz ki !...
Sevenin aldığı lokmalarda , içtiği suda , sevdiğini düşünmekten tıkanıp kalıyorsa ve onun yaşadığı iklimleri dahi kısa zaman aralıklarında özlüyorsa seven ne yapmaz ki!...
Onu görünce gülleri açılıyor söyleyemediği bütün sözlerle hasbihal oluyorsa ve her anını onun için bir gül mesafesinde yaşıyorsa seven ne yapmaz ki !.. Seven sevdiğini Antep fıstığı , Antep baklavası , Antep lahmacunu , Su böreği ve ballı süt bileşimi tadında yaşatıyorsaJ)))(Bu arada en sevdiğim yemekleri saydım galiba) seven ne yapmaz ki !...
Seven , sevdiğinin gül yüzünde , mah cemal-i ruşenin vermiş olduğu gecelerin kandil parlaklığında ve canlı ortamında olmak isterse seven ne yapmaz ki!...
Seven sevdiğinin sevdiklerini sever , seven sevdiğinin sevmediklerini de sevmez… Seven her boş anında arayıp sorar aranıp sorulmak ister… Seven sevildiğinden emin olmak ister… Bu noktada durup da seven , ne yapmaz ki!...
Seven , sevdiğini aşk sarmalında her gün biraz daha çoğaltarak sever... Seven sevdiğine ; doğrularını , sevdiğinin gözlerinin taa içine bakarak söyler… Seven büyük , sevilen büyükse aşk da sevda da büyük olur…
Seven yedi iklim dört bucak gezse de onu her daim yanında taşır… Seven bütün yazılarında sevdiğinin silüetini klavyesinde ve monitöründe resmederken , kendini cennetin semalarında ve sevdiğinin kelebek kanatlarında Nur’a konmuş Gül bahçelerinde görür… Bu noktada emin olunan , yani güven duyulan , kendi cennetlerinde neler yapmaz ki!...
Sana bir şeyler yazmaya karar verince bu söz takılıverdi dudaklarıma... Sahi seven insan ne yapar?...
Seven insan ne yapmaz ki!... Bu klasik cümleyi çoğumuzun kurduğunu biliyorum…
Seven insanın halis niyeti siretinden suretine aksettiğiyle belli olur önce... Bu akis sizi ele verir… Sizin hakkınızda ilk kanaatler belirir… Sonra siretin sözlere yansımasında görülür seven insanın hali…
Son nokta çok önemlidir ve siretin yaşamda kendini bulmasıyla seven insanın neler yapabileceği ortaya çıkar... Siret – Suret denklemini aşan siret – yaşam denklemine varamamışsa büyük bir yalancıdır...
Siret – Söz denkleminde bocalayıp kalmışsa aralarda kalan sevda beceriksizidir...
Ama Siret –Yaşam denkleminin çözüm yollarını bulmuşsa bu noktada seven ne yapmaz ki !...
Sevenin aldığı lokmalarda , içtiği suda , sevdiğini düşünmekten tıkanıp kalıyorsa ve onun yaşadığı iklimleri dahi kısa zaman aralıklarında özlüyorsa seven ne yapmaz ki!...
Onu görünce gülleri açılıyor söyleyemediği bütün sözlerle hasbihal oluyorsa ve her anını onun için bir gül mesafesinde yaşıyorsa seven ne yapmaz ki !.. Seven sevdiğini Antep fıstığı , Antep baklavası , Antep lahmacunu , Su böreği ve ballı süt bileşimi tadında yaşatıyorsaJ)))(Bu arada en sevdiğim yemekleri saydım galiba) seven ne yapmaz ki !...
Seven , sevdiğinin gül yüzünde , mah cemal-i ruşenin vermiş olduğu gecelerin kandil parlaklığında ve canlı ortamında olmak isterse seven ne yapmaz ki!...
Seven sevdiğinin sevdiklerini sever , seven sevdiğinin sevmediklerini de sevmez… Seven her boş anında arayıp sorar aranıp sorulmak ister… Seven sevildiğinden emin olmak ister… Bu noktada durup da seven , ne yapmaz ki!...
Seven , sevdiğini aşk sarmalında her gün biraz daha çoğaltarak sever... Seven sevdiğine ; doğrularını , sevdiğinin gözlerinin taa içine bakarak söyler… Seven büyük , sevilen büyükse aşk da sevda da büyük olur…
Seven yedi iklim dört bucak gezse de onu her daim yanında taşır… Seven bütün yazılarında sevdiğinin silüetini klavyesinde ve monitöründe resmederken , kendini cennetin semalarında ve sevdiğinin kelebek kanatlarında Nur’a konmuş Gül bahçelerinde görür… Bu noktada emin olunan , yani güven duyulan , kendi cennetlerinde neler yapmaz ki!...