meridyen2
Kayıtlı Üye
Ses Üstü Dalgalarla Haberleşen Kurbağalar
Yeryüzünde araştırıp incelediğimiz hemen her yer, gökte uçan veya denizin derinliklerinde yaşayan, birbirinden kompleks ve farklı canlılarla doludur.
Örneğin, bulundukları ortamdaki yüksek ses sorununu ses üstü dalgalarla iletişim kurarak çözen Çin kurbağaları, yaratılışlarındaki bu ilginç detayla, Allah'ın sonsuz sanatını gözler önüne sermektedir.
Bilimsel adı Amolops tormotus olan Çin kurbağası, Çin'de yüksek şelaleler ve nehirlerle kaplı bir bölgede yaşayan ve nadir rastlanan bir kurbağa türüdür. Bu kurbağaların yaşam alanlarına yoğun bir su sesi hakimdir. (Old World frog and bird vocalizations contain prominent ultrasonic harmonics, Acoustical Society of America, February 2004) İletişime engel oluşturan bu tür sesler, bilim adamlarınca "gürültü" olarak adlandırılır. Bilim adamları başlangıçta kurbağaların, bu gürültülerin içinde haberleşmek için büyük güçlükler yaşadıklarını düşünmüşlerse de, yapılan araştırmalar kurbağaların sorunsuz bir şekilde haberleştiklerini göstermiştir. Peki ama nasıl?
Yüksek Ses Sinyalleri
Bu küçük canlılar ses sinyallerini "sesüstü" (ultrason) denilen insan kulağının duyamayacağı, çok yüksek frekanslarda yollarlar. (Ultrasonic communication in frogs, Nature Volume 440, March 2006)
Araştırmayı yürüten ekibin lideri Illinois Üniversitesi'nden Albert Feng, bu türün erkek kurbağalarının 128 kHz'den yüksek frekanslarda sesler çıkartabildiğini tespit ettiklerini belirtiyor. (Frog Communicates with Ultrasound) Bu frekans, insanın duyabildiği en yüksek frekanslı sesin altı katından daha fazladır.
Bır Kurbağa Bunları Bılebilir mi ?
Frekans: Ses kaynağının birim zaman içerisinde yaptığı titreşim sayısıdır.
Hertz: Ses dalgalarının 1 saniye içindeki yayılma sıklığını anlatmak için kullanılan birimdir.
Ses: Cisimlerin titreşimi sonucunda meydana gelir. Sesin iletilebilmesi için hava veya su gibi bir ortam gereklidir. Ses dalgalarının yayılma hızı, üzerinde ilerlediği ortamın yoğunluğuna bağlıdır.
Ses dalgaları üçe ayrılır:
Infrasound (sesötesi): Frekansı 20 hertz veya altındaki seslerdir.
İşitilebilir ses: 20 - 20.000 hertz arasında olan kulaklarımızla duyabildiğimiz seslerdir.
Ultrasound (sesüstü): Frekansı 20.000 hertz üzerindeki (2 - 15 Mhz) kulağımızla işitemeyeceğimiz seslerdir.
Açıktır ki bir kurbağanın bu teknik bilgilere sahip olması mümkün değildir. İnsana ve yeryüzündeki tüm varlıklara can veren, her birine yaşamaları için türlü olanakları nimet olarak sunan ve bunun için çeşitli donanımlar var eden Yüce Allah'tır.
Bunları biliyor muydunuz?
Tüm kurbağalar büyük gözlere ve göz kapaklarına sahiptirler. Birçoğunun da gözlerini yağlayacak ve temizleyecek özel bir zarı vardır.
Karadayken suyu kolay bulmalarını sağlayacak, mavi ışığa duyarlı göz yapıları vardır.
Ses Üstü Dalgalara Özel Kulak Yapısı
Ses sinyallerini 128 kHz gibi yüksek frekanslarda göndermenin tek başına hiçbir anlamı yoktur. Çünkü bu ses sinyallerinin anlam kazanması için onları algılayabilecek özellikte kulakların da olması şarttır.
Albert Feng bu kurbağalar üzerinde yaptığı araştırmalarda hayvanın, kulak zarlarının ince olduğunu, çukur şeklindeki kulaklarının, kulak zarı ve kulak arasındaki mesafeyi azalttığını, bu sayede de ultrason (sesüstü) sesleri duymasının mümkün olabildiğini tespit etmiştir. (Frog Communicates with Ultrasound)
Çin Kurbağaları Yaratılıştaki Mükemmelliği Gözler Önüne Seriyor
Çin kurbağaları hakkındaki bu bilgiler akla şu soruları getiriyor:
Bu kurbağalar yaşadıkları bölgede bulunan gürültülerin belli bir frekans aralığında olduğunu nereden bilirler?
Bu problemin üstesinden gelebilmek için yüksek frekansta ses sinyalleri göndermeleri gerektiğini bilebilirler mi?
Yüksek frekans yayacak ses sistemi ve sesleri algılayacak yapıdaki kulakları vücutlarında nasıl var olmuştur?
Elbette kurbağadaki bu mükemmel sistemi bu küçük canlının kendi başına geliştirmiş olması düşünülemez. Çünkü ortada özel şartlarda kullanılmak üzere hazırlanmış bir verici ve bu vericiye göre ayarlanmış bir de alıcı bulunmaktadır.
Tüm bu sistemin ortaya çıkışını evrim teorisinin iddia ettiği gibi "tesadüf" ile açıklamak da mümkün değildir. Çin kurbağasındaki ultrason iletişim sistemi kompleks bir yapıdır ve asla rastgele gerçekleşen mutasyonlarla açıklanamaz. Çalışabilmesi için sistemin, tüm ayrıntılarıyla kusursuz olarak var olması zorunludur. Kurbağa hem yüksek frekanslarda ses yayacak yapıya, hem de bu sesleri algılayıp analiz edecek nitelikte bir organa sahip olmalıdır ki, bu sistem işe yarasın. Elbette ki tüm bunlar rastlantılarla açıklanamaz. Bu kusursuz sistemi, ilmi her şeyi kuşatan ve her şeye gücü yeten, alemlerin Rabbi olan Allah yaratmıştır. Bir Kuran ayetinde bu gerçek şöyle bildirilmektedir:
"Dikkatli olun; göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir..." (Nur Suresi, 64)
(makale harun yahya)
Yeryüzünde araştırıp incelediğimiz hemen her yer, gökte uçan veya denizin derinliklerinde yaşayan, birbirinden kompleks ve farklı canlılarla doludur.
Örneğin, bulundukları ortamdaki yüksek ses sorununu ses üstü dalgalarla iletişim kurarak çözen Çin kurbağaları, yaratılışlarındaki bu ilginç detayla, Allah'ın sonsuz sanatını gözler önüne sermektedir.
Bilimsel adı Amolops tormotus olan Çin kurbağası, Çin'de yüksek şelaleler ve nehirlerle kaplı bir bölgede yaşayan ve nadir rastlanan bir kurbağa türüdür. Bu kurbağaların yaşam alanlarına yoğun bir su sesi hakimdir. (Old World frog and bird vocalizations contain prominent ultrasonic harmonics, Acoustical Society of America, February 2004) İletişime engel oluşturan bu tür sesler, bilim adamlarınca "gürültü" olarak adlandırılır. Bilim adamları başlangıçta kurbağaların, bu gürültülerin içinde haberleşmek için büyük güçlükler yaşadıklarını düşünmüşlerse de, yapılan araştırmalar kurbağaların sorunsuz bir şekilde haberleştiklerini göstermiştir. Peki ama nasıl?
Yüksek Ses Sinyalleri
Bu küçük canlılar ses sinyallerini "sesüstü" (ultrason) denilen insan kulağının duyamayacağı, çok yüksek frekanslarda yollarlar. (Ultrasonic communication in frogs, Nature Volume 440, March 2006)
Araştırmayı yürüten ekibin lideri Illinois Üniversitesi'nden Albert Feng, bu türün erkek kurbağalarının 128 kHz'den yüksek frekanslarda sesler çıkartabildiğini tespit ettiklerini belirtiyor. (Frog Communicates with Ultrasound) Bu frekans, insanın duyabildiği en yüksek frekanslı sesin altı katından daha fazladır.
Bır Kurbağa Bunları Bılebilir mi ?
Frekans: Ses kaynağının birim zaman içerisinde yaptığı titreşim sayısıdır.
Hertz: Ses dalgalarının 1 saniye içindeki yayılma sıklığını anlatmak için kullanılan birimdir.
Ses: Cisimlerin titreşimi sonucunda meydana gelir. Sesin iletilebilmesi için hava veya su gibi bir ortam gereklidir. Ses dalgalarının yayılma hızı, üzerinde ilerlediği ortamın yoğunluğuna bağlıdır.
Ses dalgaları üçe ayrılır:
Infrasound (sesötesi): Frekansı 20 hertz veya altındaki seslerdir.
İşitilebilir ses: 20 - 20.000 hertz arasında olan kulaklarımızla duyabildiğimiz seslerdir.
Ultrasound (sesüstü): Frekansı 20.000 hertz üzerindeki (2 - 15 Mhz) kulağımızla işitemeyeceğimiz seslerdir.
Açıktır ki bir kurbağanın bu teknik bilgilere sahip olması mümkün değildir. İnsana ve yeryüzündeki tüm varlıklara can veren, her birine yaşamaları için türlü olanakları nimet olarak sunan ve bunun için çeşitli donanımlar var eden Yüce Allah'tır.
Bunları biliyor muydunuz?
Tüm kurbağalar büyük gözlere ve göz kapaklarına sahiptirler. Birçoğunun da gözlerini yağlayacak ve temizleyecek özel bir zarı vardır.
Karadayken suyu kolay bulmalarını sağlayacak, mavi ışığa duyarlı göz yapıları vardır.
Ses Üstü Dalgalara Özel Kulak Yapısı
Ses sinyallerini 128 kHz gibi yüksek frekanslarda göndermenin tek başına hiçbir anlamı yoktur. Çünkü bu ses sinyallerinin anlam kazanması için onları algılayabilecek özellikte kulakların da olması şarttır.
Albert Feng bu kurbağalar üzerinde yaptığı araştırmalarda hayvanın, kulak zarlarının ince olduğunu, çukur şeklindeki kulaklarının, kulak zarı ve kulak arasındaki mesafeyi azalttığını, bu sayede de ultrason (sesüstü) sesleri duymasının mümkün olabildiğini tespit etmiştir. (Frog Communicates with Ultrasound)
Çin Kurbağaları Yaratılıştaki Mükemmelliği Gözler Önüne Seriyor
Çin kurbağaları hakkındaki bu bilgiler akla şu soruları getiriyor:
Bu kurbağalar yaşadıkları bölgede bulunan gürültülerin belli bir frekans aralığında olduğunu nereden bilirler?
Bu problemin üstesinden gelebilmek için yüksek frekansta ses sinyalleri göndermeleri gerektiğini bilebilirler mi?
Yüksek frekans yayacak ses sistemi ve sesleri algılayacak yapıdaki kulakları vücutlarında nasıl var olmuştur?
Elbette kurbağadaki bu mükemmel sistemi bu küçük canlının kendi başına geliştirmiş olması düşünülemez. Çünkü ortada özel şartlarda kullanılmak üzere hazırlanmış bir verici ve bu vericiye göre ayarlanmış bir de alıcı bulunmaktadır.
Tüm bu sistemin ortaya çıkışını evrim teorisinin iddia ettiği gibi "tesadüf" ile açıklamak da mümkün değildir. Çin kurbağasındaki ultrason iletişim sistemi kompleks bir yapıdır ve asla rastgele gerçekleşen mutasyonlarla açıklanamaz. Çalışabilmesi için sistemin, tüm ayrıntılarıyla kusursuz olarak var olması zorunludur. Kurbağa hem yüksek frekanslarda ses yayacak yapıya, hem de bu sesleri algılayıp analiz edecek nitelikte bir organa sahip olmalıdır ki, bu sistem işe yarasın. Elbette ki tüm bunlar rastlantılarla açıklanamaz. Bu kusursuz sistemi, ilmi her şeyi kuşatan ve her şeye gücü yeten, alemlerin Rabbi olan Allah yaratmıştır. Bir Kuran ayetinde bu gerçek şöyle bildirilmektedir:
"Dikkatli olun; göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir..." (Nur Suresi, 64)
(makale harun yahya)