Serseri Devletler Ve Yasadisi Nükleer Gücler -Michael KLARE

CADIII

Bayan Üye

KİTABIN ÖZETİ :


Kitap, Hampshire Üniversitesi (ABD) Öğretim Üyesi Prof. Michael KLARE tarafından yazılmış ve Harp Akademileri Öğretim Başkanlığı’nca Tercüme ettirilerek okuyucularının istifadesine sunulmuştur.
Kitap’ta, SSCB’nin dağılması ve soğuk savaşın sona ermesi neticesinde oluşan yeni dünya düzeni içerisinde;
ABD’nin tespit ettiği yeni stratejiye,

“Serseri Ülke” olarak adlandırılan bazı ülkelerin, NBC silahlarına sahip olma konusundaki faaliyetlerine, yer verilmiş ve bu durumun tüm dünya içinde yaratmış olduğu tehdide dikkat çekilmiştir.

SSCB’nin bir anda ortadan kalkması, uygulanmakta olan tüm politika ve stratejileri değiştirmiş, askeri uzmanları da, yeni bir düşman tanımı yapmaya ve askeri strateji oluşturmaya sevk etmiştir.
Kitle imha silahlarını üretme yolunda yoğun çaba harcaya ve dünya düzenini sabote etmeyi amaçlayan bazı üçüncü dünya ülkeleri, ABD’li askeri danışmanların düşman tanımı yapmasına yardımcı olmuş ve bunlara “Serseri Devletler” adı verilmiştir.

ABD’li askeri uzmanların düşman tanımlanmasını ve silahlı kuvvetlerin mevcutların azaltılmasını tartıştıkları bir dönemde çıkan Körfez Savaşı, ABD’nin yeni dünya stratejisini oluşturmasına yardımcı olmuş ve tespit edilen alternatif stratejilerin denenmesine de imkan sağlanmıştır.

Körfez savaşı’nda ABD, askeri alanda en büyük katkıyı, Suudi Arabistan, İngiltere, Fransa, Mısır, Suriye ve birkaç NATO üyesi ülkeden almış, maddi olarak da, Almanya, Japonya, Kuveyt ve Suudi Arabistan’dan yardım görmüştür.
Körfez Savaşı’nda müttefiklerin galip gelmesinin sebepleri; Teknolojik ve sayısal üstünlük, mevcut lojistik tesisler ve uygun arazi koşullarıdır. Irak’ın savaşı kaybetmesinin nedenleri ise; askeri eksiklikler, müttefiklerinin olmayışı, beceriksiz liderlik ve askeri gücün bölünmesidir.

Körfez Savaşı, ABD Silahlı Kuvvetleri’nde büyük indirimler yapılmasına taraftar olan politikacıları susturmuştur. Yapılan görüşmeler neticesinde;
a. Silahlı kuvvetlerin mevcudunun ¼ oranında azaltılmasına,

Ordunun teknolojik imkanlarının ve hareket kabiliyetinin artırılmasına,
Silahlı kuvvetlerin iki bölgesel güç ile aynı anda savaşacak şekilde yapılanmasına karar verilmiştir.
ABD yönetimi, önemli bir nükleer stoğun elde bulundurulmasına ve dost olmayan üçüncü dünya ülkelerinin silahlanma faaliyetlerinin çok sıkı bir şekilde denetlenmesine büyük önem vermektedir.
Ancak ABD’nin bazı ülkelerin silahlanma faaliyetlerine çok ısrarlı bir şekilde güç kullanarak karşı çıkması, diğerlerine de göz yumarak kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi, üçüncü dünya ülkelerinin nükleer silahlara sahip olma çabalarını artırmıştır.

ABD’nin “Gelecekteki muhtemel tehditler” konusunda yapmış olduğu bir incelemenin sonuçları da aşağıdadır;
a. Kuveyt’in Irak tarafından yeniden işgali,

Güney Kore’nin, Kuzey Kore tarafından işgali,
Kuveyt ve Güney Kore’nin, Irak ve Kuzey Kore tarafından aynı anda işgali,
Panama’da bir hükümet darbesi,
Filipinler’de bir hükümet darbesi,
Litvanya’nın PF tarafından işgali,
Sovyetler benzeri yeni bir gücün doğuşu.
Dünya barışını tehdit eden ve yazar tarafından “Serseri Devletler” olarak tanımlanan ülküler, kitapta aşağıdaki üç katagori altında toplanmıştır. EK-A’da sahip olduğu NBC kabiliyetleri de ifade edilen bu ülkelerin toplam sayısı 17’dir.
Serseri Devletler;
İran, Irak, Libya, Kuzey Kore ve Suriye

Mustakbel Serseri Devletler;
Çin, Mısır, Hindistan, Pakistan, Güney Kore, Tayvan ve Türkiye.

Diğerleri;
Arjantin, Brezilya, Küba, Endonezya ve İsrail.

Serseri devletler içerisinde Kuzey Kore, gelecek için en büyük tehlike arzeden ülke olarak tanımlanmıştır. Bu ülkelerin “Serseri Ülke” olarak adlandırılmasının sebepleri ise aşağıdaki fıkralarda ifade edildiği şekildedir;
NBC silahlarını temin etme yolunda olmaları,
Terörizme destek vermeleri veya göz yummaları,
Batı karşıtı otoriter liderler tarafından yönetilmeleri,
ABD’nin bölgedeki çıkarlarını tehdit etmeye hazır bulunmaları,
Komşuları tarafından tehlikeli olarak görülen büyük bir orduya sahip olmalarıdır.
Çin, Mısır, Hindistan, Pakistan, Güney Kore, Tayvan ve Türkiye olarak tanımlanan “Müstakbel Serseri Ülkelerin” bu şekilde tanımlanmasının nedenleri de müteakip fıkralardadır;
Büyük bir orduya sahip olmaları ve NBC silahlarını üretme kapasitesini elde etmeye çalışmaları
(Bu ülkelerden Çin, Hindistan, Pakistan, Güney Kore ve Tayvan’ın nükleer silah ve balistik füzelere sahip olduğu bilinmektedir.)

Askeri açıdan kendi kendine yeterli olmak için büyük bir gayrek göstermeleri,
Liderleri veya siyasi ortamların değişmesi halinde, ABD ile muhalif ilişkiye girme tehlikesi göstermeleri.
Bu 12 ülke dışında kalan, Arjantin, Brezilya Küba, Endonezya ve İsrael’de, kitapta “Serseri veya Müstakbel Serseri Devletler” katagorisine sokulmamış ancak, bu katagoriler için muhtemel aday ülkeler olarak tanımlanmışlardır.
Bugün dünyada yaklaşık olarak 15 ülke kitle imha silahlarına sahip bulunmaktadır. Arz ve talep, ihtiyat ve ihmal, fırsatçılık ve hırs faktörleri, bu silahların düzensiz olarak yayılmasında etkin rol oynamıştır. Bu silahları elde etmek için gayret gösteren ülkeler, bu konudaki başarılarına göre üç gruba ayrılmışlardır;
Gelişmiş Silahlanmacılar
Büyük çapta nükleer mühimmata sahip, kimyasal ve biyolojik silah üretme kabiliyeti olan, menzili 1000 km’den daha fazla balistik silahlar üretmekte olan devletlerdir. Bunlar; Çin, Hindistan ve İsrail’dir.

Orta Seviyede Silahlanmalar;
Kitle imha silahlarının bazılarını üretebilen ancak, çalışmalarının bir kısmını veya tamamını durdurmuş olan ülkelerdir. Bunlar; Arjantin, Brezilya, Irak, Kuzey Kore, Pakistan, Güney Kore ve Tayvan’dır.

Silahlanma Çabasında Olan Ükleler;
Nükleer silah üretmek için gerekli teknik ve endüstriyel kaynağı olmayan, bunları diğer ülkelerden almaya teşebbüs eden ancak, muhtemelen kimyasal silahlar ile balistik füzelere sahip olan ülkelerdir. Bunlar; Mısır, İran, Libya ve Suriye’dir.

ABD’nin Kitle İmha Silahları’nın yayılmasını önlemek için takip ettiği strateji aşağıdaki şekilde ifade edilebilir;
Mevcut çatışmaların tecrit edilmesi, hafifletilmesi ve bitirilmesine çalışmakta,
Devletler ve halklar arasındaki anlaşmazlıkların çözümlenmesine gayret göstermekte, Savaş yorgunu ve fakir düşmüş halkların sosyal ve ekonomik gelişmelerini desteklemektedir.
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst