Seralar, sıcak iklim ve bölgelerde yetişen ve kışın soğuktan zarar gören bitkilerin yetiştirildiği, kısmen veya tamamen camla kapalı yerlerdir. Ser veya limonluk olarak da bilinir. Genelde portakal, limon, muz ve bunlara benzer narenciye bitkileri buralarda yetiştirildiği ve saklandığı için, böyle bir düzen ve sisteme limonluk adı verilmiştir. Cam, ışığı geçirdiğinden sera bitkilerinin gelişimine, fotosentezine imkan sağlar. Bu arada serayı rüzgar ve soğuktan da korur.
Seralar soba, kalorifer veya elektrik sistemleriyle ısıtılmaktadır. Seralarda çoğunlukla alçak bir tuğla duvar üzerine metal veya ahşap iskelet yapılır. Camlar iskelete takılır. Kapılar üzerinde de küçük havalandırma pencereleri bulunur. Seraların yönü güneş ışığını rahat alabilecek şekilde seçilir. Modern seralar, kapalı havalarda cıva buharlı lambalarla aydınlatılarak “sun’î güneş ışığı” sağlanır. Böylece sera bitkilerinin fotozentezinin devamı sağlanır.
İlk seranın, 15. yüzyılın sonlarına doğru İtalya’da bir botanik bahçesinde kullanıldığı tahmin edilmektedir. 1545 yılında, Padua’da ilk botanik bahçesinin açılmasından hemen sonra Daniel Barbaro adlı bir italyan, bu bahçede ilk serayı yaptı. Yapıda taş ve tuğla kullanıldı, pencere ise yoktu. Mangalla ısıtılıyordu. Bazı hassas bitkiler, kışın bu seraya alınıyor, baharla birlikte yeniden yerlerine dikiliyorlardı. Daha sonra özellikle Avrupa’da, 17. yüzyılda, camın özelliğinden faydalanılarak koruyucu ve ışık geçirici seralar yapılmaya başlandı. Bu seralar, soğuk, ılık, sıcak olmak üzere üç kısma ayrılır. Bunların içlerinde Akdeniz bölgesi, tropik ve astropik bölgelerin bitkileri de yetiştirilirdi. Seraların; toprak üstünde, toprak içinde ve duvara dayalı olmak üzere kısımlara ayrılan cinslerine Akdeniz bölgesinde rastlanmaktadır.
Dünyada yaygın olan sera çeşitleri:
Soğuk sera: Hafif donlardan zarar gören bitkilerle sıcaktan etkilenen bitkiler buralarda saklanır. Isıtma tertibatıyla, ısı derecesi sıfırın ancak birkaç derece üstünde tutulur.
Sıcak seralar: Ekvator ve tropik bitkilerin yetiştirildiği yerlerdir. Bunlarda sıcaklık normalde 30°C’de tutulur. Sıcaklığın 15°C’nin altına düşmesi tehlikelidir. Bunun için kuvvetli bir ısı düzeniyle havanın nemini de yüksek tutmak için bol suya ihtiyaç vardır.
Ilık seralar: Avusturya ile GüneyÇin bitkileri için kullanılır. Seralar içindeki sıcaklığın 10°-15°C arasında olması gerekir.
Toprak içindeki seralar: Genellikle üretme çiftliklerinde bu tip seralar kullanılır.
Üretim seraları: Çok sık, fide ve bitkilerin yetiştirilmesi için kullanılır. Bu tip seralarda ısıtma tertibatı alttan yapılır. Genelde cam çerçeve ile örtülmüş yastıklardan meydana gelir ve çok masraflıdır. Turfanda fide yetiştirmek için, eğik camla örtülmüş basit yapılı seralar da kullanılır. Halk arasında bunlar camekan olarak bilinir.
Duvara dayalı seralar: Kuzey tarafı duvara dayandırılıp, güneşin güneyden tamamen içeri girmesi sağlanır. Az ısıya ihtiyacı vardır. Masrafı azdır.
Çabuk olgunlaştırma seraları: Bu tip seraların çeşidi, içinde olgunlaştırılacak bitkiye ve meyveye göre değişir. Hangi tip sera olursa olsun, mutlaka bol güneş alabilecek özelliğe sahip olması lazımdır
Seralar soba, kalorifer veya elektrik sistemleriyle ısıtılmaktadır. Seralarda çoğunlukla alçak bir tuğla duvar üzerine metal veya ahşap iskelet yapılır. Camlar iskelete takılır. Kapılar üzerinde de küçük havalandırma pencereleri bulunur. Seraların yönü güneş ışığını rahat alabilecek şekilde seçilir. Modern seralar, kapalı havalarda cıva buharlı lambalarla aydınlatılarak “sun’î güneş ışığı” sağlanır. Böylece sera bitkilerinin fotozentezinin devamı sağlanır.
İlk seranın, 15. yüzyılın sonlarına doğru İtalya’da bir botanik bahçesinde kullanıldığı tahmin edilmektedir. 1545 yılında, Padua’da ilk botanik bahçesinin açılmasından hemen sonra Daniel Barbaro adlı bir italyan, bu bahçede ilk serayı yaptı. Yapıda taş ve tuğla kullanıldı, pencere ise yoktu. Mangalla ısıtılıyordu. Bazı hassas bitkiler, kışın bu seraya alınıyor, baharla birlikte yeniden yerlerine dikiliyorlardı. Daha sonra özellikle Avrupa’da, 17. yüzyılda, camın özelliğinden faydalanılarak koruyucu ve ışık geçirici seralar yapılmaya başlandı. Bu seralar, soğuk, ılık, sıcak olmak üzere üç kısma ayrılır. Bunların içlerinde Akdeniz bölgesi, tropik ve astropik bölgelerin bitkileri de yetiştirilirdi. Seraların; toprak üstünde, toprak içinde ve duvara dayalı olmak üzere kısımlara ayrılan cinslerine Akdeniz bölgesinde rastlanmaktadır.
Dünyada yaygın olan sera çeşitleri:
Soğuk sera: Hafif donlardan zarar gören bitkilerle sıcaktan etkilenen bitkiler buralarda saklanır. Isıtma tertibatıyla, ısı derecesi sıfırın ancak birkaç derece üstünde tutulur.
Sıcak seralar: Ekvator ve tropik bitkilerin yetiştirildiği yerlerdir. Bunlarda sıcaklık normalde 30°C’de tutulur. Sıcaklığın 15°C’nin altına düşmesi tehlikelidir. Bunun için kuvvetli bir ısı düzeniyle havanın nemini de yüksek tutmak için bol suya ihtiyaç vardır.
Ilık seralar: Avusturya ile GüneyÇin bitkileri için kullanılır. Seralar içindeki sıcaklığın 10°-15°C arasında olması gerekir.
Toprak içindeki seralar: Genellikle üretme çiftliklerinde bu tip seralar kullanılır.
Üretim seraları: Çok sık, fide ve bitkilerin yetiştirilmesi için kullanılır. Bu tip seralarda ısıtma tertibatı alttan yapılır. Genelde cam çerçeve ile örtülmüş yastıklardan meydana gelir ve çok masraflıdır. Turfanda fide yetiştirmek için, eğik camla örtülmüş basit yapılı seralar da kullanılır. Halk arasında bunlar camekan olarak bilinir.
Duvara dayalı seralar: Kuzey tarafı duvara dayandırılıp, güneşin güneyden tamamen içeri girmesi sağlanır. Az ısıya ihtiyacı vardır. Masrafı azdır.
Çabuk olgunlaştırma seraları: Bu tip seraların çeşidi, içinde olgunlaştırılacak bitkiye ve meyveye göre değişir. Hangi tip sera olursa olsun, mutlaka bol güneş alabilecek özelliğe sahip olması lazımdır