freedom42
Kayıtlı Üye
SENİNLE SON.. (Sana sitemimdir sevgili)
Her tesadüf ardında muhakkak bilinmezleri getirir. Sürpriz der kimisi, olasılıklar belirleyici olur bazen, iç çırpınışıdır, gözlerde fark edilmeyen ışıltıdır. Ve o andan itibaren zaman üzerine düşeni yapar ve insanlar Yeteneklerince rollerini oynamaya başlarlar.
Hayat kimi zaman karakter oynamaya zorlar, kimi kendi hayallerinde padişah, kimisi başrol, kimisi de kendi dünyasında konu mankeni bile olamaz sindirilmiştir o. Hayatı hafife almamak gerekir; Verdiği rollere çocuk ciddiyetinde sarılmalı, çocuk hassasiyetinde önemli kılmalıdır tüm yapılanları.
Ya kendi içsel dünyamız? Hassasiyetimiz, olmazsa olmazlarımız, veya açmazlarımız yön verdiyse ilişkilerimize, keşmekeşten oda nasibini almışsa işte o zaman vay halimize.
Ve her kavga sanıldığı gibi sağlamlamaz ilişkileri, aksine içten içe yer bitirir kemirir benlikleri. Her acı söz incitse de yüreğimizi, hedef karşıda olsa aslında zarar üç boyutludur. O an hesaplanmayan, hesaplanamayan .
Ve her kaçış özgürlüğe duyulan özlemdir.
Nasıl ki ilişkilerde çoğul düşünmek zul gelmeye başlamışsa yıkımın ilk ayak seslerini duymak hiçte zor değildir.
Aslında bizde yok olma zamanı gelmiş özgürlük yolcularıyız. Sözde her anımız, her saniyemiz birbirimizi anlamamakla sen tarafından sevmekle ama benden taraftan baktığında sömürülmekle geçen onca sene... Anlatmaktan bıkmayan ilkokul öğretmeninin sabrıyla hep anlatan, anlayan, anlattıklarının iyi anlaşılması için çabalayan ben, açmazlara olumsuzluklara, anlamsız kaçışlarınla sonu getiren ve inatla her şeyi inkar eden sen!
YORULDUM ANLIYORMUSUN, .HEMDE ÇOK YORULDUM
Bu senle son konuşmam; Halden anlamaz bencil kadın.
Yine beni suçlayacak ve hesabı yine bana keseceksin ve sana sadece çok zorlanarak HOŞCAKAL diyeceğim. Yolun açık olsun. Bu liman tamamen kapanmıştır artık bilesin
Ve ey duyarsız kadın,
Duygu fakiri kadın...
Gecenin en zifirinde kaybol,
Kendine kendin gibi anlamsız hayatlar bul...
Konya/Uğurtan A.
Her tesadüf ardında muhakkak bilinmezleri getirir. Sürpriz der kimisi, olasılıklar belirleyici olur bazen, iç çırpınışıdır, gözlerde fark edilmeyen ışıltıdır. Ve o andan itibaren zaman üzerine düşeni yapar ve insanlar Yeteneklerince rollerini oynamaya başlarlar.
Hayat kimi zaman karakter oynamaya zorlar, kimi kendi hayallerinde padişah, kimisi başrol, kimisi de kendi dünyasında konu mankeni bile olamaz sindirilmiştir o. Hayatı hafife almamak gerekir; Verdiği rollere çocuk ciddiyetinde sarılmalı, çocuk hassasiyetinde önemli kılmalıdır tüm yapılanları.
Ya kendi içsel dünyamız? Hassasiyetimiz, olmazsa olmazlarımız, veya açmazlarımız yön verdiyse ilişkilerimize, keşmekeşten oda nasibini almışsa işte o zaman vay halimize.
Ve her kavga sanıldığı gibi sağlamlamaz ilişkileri, aksine içten içe yer bitirir kemirir benlikleri. Her acı söz incitse de yüreğimizi, hedef karşıda olsa aslında zarar üç boyutludur. O an hesaplanmayan, hesaplanamayan .
Ve her kaçış özgürlüğe duyulan özlemdir.
Nasıl ki ilişkilerde çoğul düşünmek zul gelmeye başlamışsa yıkımın ilk ayak seslerini duymak hiçte zor değildir.
Aslında bizde yok olma zamanı gelmiş özgürlük yolcularıyız. Sözde her anımız, her saniyemiz birbirimizi anlamamakla sen tarafından sevmekle ama benden taraftan baktığında sömürülmekle geçen onca sene... Anlatmaktan bıkmayan ilkokul öğretmeninin sabrıyla hep anlatan, anlayan, anlattıklarının iyi anlaşılması için çabalayan ben, açmazlara olumsuzluklara, anlamsız kaçışlarınla sonu getiren ve inatla her şeyi inkar eden sen!
YORULDUM ANLIYORMUSUN, .HEMDE ÇOK YORULDUM
Bu senle son konuşmam; Halden anlamaz bencil kadın.
Yine beni suçlayacak ve hesabı yine bana keseceksin ve sana sadece çok zorlanarak HOŞCAKAL diyeceğim. Yolun açık olsun. Bu liman tamamen kapanmıştır artık bilesin
Ve ey duyarsız kadın,
Duygu fakiri kadın...
Gecenin en zifirinde kaybol,
Kendine kendin gibi anlamsız hayatlar bul...
Konya/Uğurtan A.