bodrum hakimi
Kayıtlı Üye
senin olmadığın akşamlarda
ömrüm kısalıyor sankı
onun için budefa
az kararttim geceyi
şimdi ne varlığın
ne yokluğun belli
bu bulanık sihah hava
seni gizlemek ve duymak için yeterli
sana dokunmadığım akşamlarda
bedenim eriyor sanki
kendime yüklüyorum
bu aşkın kabahatini
sanki sen hayattaymışında
bana kızgınmışım
ondanmış bana uzak oluşun
istemiyorum
saçlarının savrulmasını
rüzgarda
bu savdadan payıma düşen zaten fazla
senin olmadığın akşamları
takvimlerden siliyorum
niye yazsınlarki ömür haneme
yaşamadıklarımı
senin olmadığın akşamlarda fersiz yanıyor
sokak lanbaları
ve o geceler topluyorlar dilencileri
ve her kahkaha meyhaneden yükselen
sevdama söver gibi
bir kayseri değil
sensiz akşamlarda sanki
bütün kentlerin tutuldu dili
o gecelerde görmezlikten geliyorum
çöp kamyonlarının
kenti kirlettiğini
cinsiyetler kalkıyor
yüzler seçilmiyor
herkez çarşı iznindeki
tek tip er gibi
bir yakalasam yaka paça
aşkı sevdayı suskunluğu ve çaresizliği
vuracağım
sonra kendimi
ışıklandırılmış vitrin camları
ayna olup yüzüme çarpıyor
anladım
ben sensiz gecelerde
yaşlanıyorum
en kabadayısı
en piskopatı
en bilgesi
en ağır başlısı
pluyorum bu kentin
senin olgunlaştırdığın
bir suskun devrişim şimdi
bir sorsalar rezil olacağım
ben senden başikasını bilmemki
senin olmadığın akşamlarda
sanki savaştan çıkmışım
her tarafım kan yara bere
sanki ölecekmişim gibi
ama
senin ve yaradanın almadığı canı
kimsenin alamayacağını
bildiğin gibi
bunuda bil
senin hatıranı yaşatmadan
ölmeyeceğimi
kör olmak istiyorum yarı yarıya
gözümü silahların namlularına dikiyorum
her kadını biraz sen zannediyorum
senin olmadığın akşamlarda ben
adını anımsıyorsam eğer
koskocaman susuyorum
senin olmadığın akşamlarda ben
siyaha boyayıp yüzümü
maske yapıp gecenin karanlığını
bir afftan dede olup
satın almak istiyorum
senin olmadığın
senden önceki deli muratı
yani çocukluğumu
senin olmadığın akşamlarda
geceler uzun sürüyor
az karanlığım gün ağrırken kapkara oluyor
gözlerimi kapıyorum
ve seni gecelere emanet ediyorum
senin olmadığın akşamlarda
daha uzun kalıyorsun bende böylece
senin olmadığın
gecelerden uyandığınmda
dilimde hep aynı cümle
SENİN OLDUĞUN KARANLIĞI SENİN OLMADIĞIN
AYDINLIKTAN DAHA ÇOK SEVİYORUM
1995 ZMİR MUEHUM ASYA HANIMA HİTABEN
ömrüm kısalıyor sankı
onun için budefa
az kararttim geceyi
şimdi ne varlığın
ne yokluğun belli
bu bulanık sihah hava
seni gizlemek ve duymak için yeterli
sana dokunmadığım akşamlarda
bedenim eriyor sanki
kendime yüklüyorum
bu aşkın kabahatini
sanki sen hayattaymışında
bana kızgınmışım
ondanmış bana uzak oluşun
istemiyorum
saçlarının savrulmasını
rüzgarda
bu savdadan payıma düşen zaten fazla
senin olmadığın akşamları
takvimlerden siliyorum
niye yazsınlarki ömür haneme
yaşamadıklarımı
senin olmadığın akşamlarda fersiz yanıyor
sokak lanbaları
ve o geceler topluyorlar dilencileri
ve her kahkaha meyhaneden yükselen
sevdama söver gibi
bir kayseri değil
sensiz akşamlarda sanki
bütün kentlerin tutuldu dili
o gecelerde görmezlikten geliyorum
çöp kamyonlarının
kenti kirlettiğini
cinsiyetler kalkıyor
yüzler seçilmiyor
herkez çarşı iznindeki
tek tip er gibi
bir yakalasam yaka paça
aşkı sevdayı suskunluğu ve çaresizliği
vuracağım
sonra kendimi
ışıklandırılmış vitrin camları
ayna olup yüzüme çarpıyor
anladım
ben sensiz gecelerde
yaşlanıyorum
en kabadayısı
en piskopatı
en bilgesi
en ağır başlısı
pluyorum bu kentin
senin olgunlaştırdığın
bir suskun devrişim şimdi
bir sorsalar rezil olacağım
ben senden başikasını bilmemki
senin olmadığın akşamlarda
sanki savaştan çıkmışım
her tarafım kan yara bere
sanki ölecekmişim gibi
ama
senin ve yaradanın almadığı canı
kimsenin alamayacağını
bildiğin gibi
bunuda bil
senin hatıranı yaşatmadan
ölmeyeceğimi
kör olmak istiyorum yarı yarıya
gözümü silahların namlularına dikiyorum
her kadını biraz sen zannediyorum
senin olmadığın akşamlarda ben
adını anımsıyorsam eğer
koskocaman susuyorum
senin olmadığın akşamlarda ben
siyaha boyayıp yüzümü
maske yapıp gecenin karanlığını
bir afftan dede olup
satın almak istiyorum
senin olmadığın
senden önceki deli muratı
yani çocukluğumu
senin olmadığın akşamlarda
geceler uzun sürüyor
az karanlığım gün ağrırken kapkara oluyor
gözlerimi kapıyorum
ve seni gecelere emanet ediyorum
senin olmadığın akşamlarda
daha uzun kalıyorsun bende böylece
senin olmadığın
gecelerden uyandığınmda
dilimde hep aynı cümle
SENİN OLDUĞUN KARANLIĞI SENİN OLMADIĞIN
AYDINLIKTAN DAHA ÇOK SEVİYORUM
1995 ZMİR MUEHUM ASYA HANIMA HİTABEN