Bu hikaye biraz masalsı bir hüzün yüklerdi hayallere.
Karanlıklarda yaşayan devlere aşk acısı kondururdu kalplerine.
Sepetler dolusu umutları taşırdı sonu belli olmayan bu masala.
Bir şehrin güzelliği kadar yalnız bir sevdaya süslenmişti bu hikaye.
Fesbilyanın hikayesi bu bir varlığın kayboluşuna yakılan ağıtların sesleri.
Elden akıp giden bir zamanın ona yazılan satırların hikayesi bu.
İçimde büyüttüğüm bu sevdanın iki yılını yazıyorum şimdi.
Fesbilyan zaman geçti ve bir aşk mısraları dokudu hayallerimi.
Ellerinde yoğruldum bir hamur misali.
Kıvama gelmek için yumruklar yedimbinlerce parçaya bölünüp tekrar birleştim.
Sonunda bir şekle girip sürüldüm ateşin içine.
Ateşte piştim ellerinde can bulup bir anlam kattın hayatıma.
Geride ne kalmıştı acaba?
Bu yolun sonu nereye varacaktı.
Yada kim kazanacaktı bu hikayeyi.
Dünya dönüp durur bu hikayenin başından beri.
Senin sevmenin sana varmanın bu hikayesinde.
Bazen bir hüzne dalıp sonbaharda bulmak kendinibazen de üşümek gönülden bir kış ortasında kalmış kuşlar gibibazen de uçmak bahar havalarında ovalardaVe yanmak yaz sıcağında çöllere düşmüş bedeviler gibi.
aşk bu çöle de düşürür yola daaşk bu adama can da verdirir can da aldırır.
Bu seni sevmenin hikayesi fesbilyan.
Yeniden doğuşla başladı an ve her anda yeni bir doğuma gebe kaldı bir beden.
Bu aşkın doğum vaktiydi evvelden nasip denen o pencereden sızan kızıl söz demetlerine anlam katacak olandı.
Zikreden kalplerde bir doğuş başlıyor yavaş yavaş.
Akla hükmediliyornefs eğitiliyorşeytan imana geliyordu.
Fesbilyanın yolunda candan can çıkarım canana koşuyordum.
Burası bir dünyanın en uç köşesiiçinde ben ve sadece sen.
Bu kadar küçük ve kimsesiz bir yerdeseni büyütüyorum içimde.
Alemler kadar büyükbir gönlün içine girecek kadar küçük.
Sona doğru mu gidiyorum bu yolda sondan mı geliyorum yoksa bu yere.
Bir karmaşa aldı şu başımı sessiz sakin dünyamda.
Bir anda değil her anda işkence çekiyor ölmeye yüz tutmuş düşüncelerim.
Bu yerde baharın doğum sancıları başladı fesbilyan.
Kıs bahara gebeliğinin son günlerindebahar doğuyor ve dünya yeşil elbiselerini giyiyor üstüne.
Ve sen; yine süsleniyorsun badem çiçekleri gibi bembeyaz açıyorsun bu yerde.
Ruhum filizleniyor can tenim yeniden bakıyor bu hayata.
Fesleğen kokulu sevgiler büyüyor kalbimde fesbilyan.
Bu saf dokunuş bir iç geçiriş kadar gerçek.
Ne varlığın ne de yokluğun bu kadar acıtmayacak.
Çünkü bu seni sevmenin hikayesi.
Yer yüzünden göklere uzanan sessiz bir sevda ağacının hikayesi.
Her seyden öte yare söylenmiş bir buket aşk şarkısı bu fesbilyan.