Sokak, başımda ağrır durur..bile bile sırıtırlardı düş satan çocuklar..bana satacakları bir umut yoktu ama inanmazlardı buna..belki derlerdi içlerinden gülüşümüz kandırır ablayı…
Bugün çok ağır bu kent.İnatla yağan yağmur haberciydi. Yine geliyordun seni kovduğum kentten.
Gidişini hatırlıyorum..mevsim yazdı,yazdırırdı bana tüm kötü hallerini.Merakla uyanırdım her sabah,umutla uyuduğum duyguların değişip değişmediğini görebilecek miydim..aynı hüzünbaz matem ele geçirirdi tüm benliğimi..yine aynıydı her şey..
Sende kalmıştım…sende kaybolmuştum…seni düşünüyordum…seni arıyordum…seni seviyordum…sana ağlıyordum…sana susuyordum…sana yazıyordum…ve hala sana yanıyordum…tüm hallerimi değiştirmek istiyordum… öyle ricat bir haldeydim ki tanımlayabilmeliydim artık senin olmadığın bir zamanı…kahkahasız kalmaktan korkuyordum…
Nihayet zaman sensizliğe dönüştü bir süre sonra…sensizliğe bölündü saatlerim…mutluluğumun adresi artık gözlerimdi…konuşuyor ve gülüyordum…artık susmayacaktım.
Dün: Beyazdır ölümün karanlık sularda,sevgimi yüreğine bırakmıştım. Şimdi sel olmuş ütopyalarım akar sevdanın kentine
Bugün: Siyahtır ölümün zamanın deltasında.Sevgimi yüreğime aldım.Şimdi sel olmuş akar umutlarım bilinmeyen bir adrese.
Yarın: Mutlak mutluluk.Peştemalliyorum uzağı yakın edecek olanı.
Seni sancıttığım kadar sancıt bari beni…buğulu bir vazgeçişi kabul ettirme bana…kahkahasız her an için çizik at,dağıt suratımı…sözümün üzerine basıp geçme…yaydığım acıları bana mı yaşatacaksın?..hani ben senin eksik dizelerindim?...hani yokluğum ölümdü?...şimdi sana yaşama sevincimi veriyor…susuşun yaralıyor beni artık…………bir tek söz söyle…kurbanlık bir koyuna bakar gibi bakma bana…günahlarında boğulan birine yüz çevirme…ne söylesem,ne yapsam tekrar bakabilirsin bana bir aşık gibi? Bakmazsan ; kurban olurum yolunda…
ölebilirsin…seni sevdiğim kadardı ömrün…
Bugün çok ağır bu kent.İnatla yağan yağmur haberciydi. Yine geliyordun seni kovduğum kentten.
Gidişini hatırlıyorum..mevsim yazdı,yazdırırdı bana tüm kötü hallerini.Merakla uyanırdım her sabah,umutla uyuduğum duyguların değişip değişmediğini görebilecek miydim..aynı hüzünbaz matem ele geçirirdi tüm benliğimi..yine aynıydı her şey..
Sende kalmıştım…sende kaybolmuştum…seni düşünüyordum…seni arıyordum…seni seviyordum…sana ağlıyordum…sana susuyordum…sana yazıyordum…ve hala sana yanıyordum…tüm hallerimi değiştirmek istiyordum… öyle ricat bir haldeydim ki tanımlayabilmeliydim artık senin olmadığın bir zamanı…kahkahasız kalmaktan korkuyordum…
Nihayet zaman sensizliğe dönüştü bir süre sonra…sensizliğe bölündü saatlerim…mutluluğumun adresi artık gözlerimdi…konuşuyor ve gülüyordum…artık susmayacaktım.
Dün: Beyazdır ölümün karanlık sularda,sevgimi yüreğine bırakmıştım. Şimdi sel olmuş ütopyalarım akar sevdanın kentine
Bugün: Siyahtır ölümün zamanın deltasında.Sevgimi yüreğime aldım.Şimdi sel olmuş akar umutlarım bilinmeyen bir adrese.
Yarın: Mutlak mutluluk.Peştemalliyorum uzağı yakın edecek olanı.
Seni sancıttığım kadar sancıt bari beni…buğulu bir vazgeçişi kabul ettirme bana…kahkahasız her an için çizik at,dağıt suratımı…sözümün üzerine basıp geçme…yaydığım acıları bana mı yaşatacaksın?..hani ben senin eksik dizelerindim?...hani yokluğum ölümdü?...şimdi sana yaşama sevincimi veriyor…susuşun yaralıyor beni artık…………bir tek söz söyle…kurbanlık bir koyuna bakar gibi bakma bana…günahlarında boğulan birine yüz çevirme…ne söylesem,ne yapsam tekrar bakabilirsin bana bir aşık gibi? Bakmazsan ; kurban olurum yolunda…
ölebilirsin…seni sevdiğim kadardı ömrün…