Papatia
Bayan Üye
Şimdi senden de yorgunum
Senin yokluğun kadar eskidim
Bıraktığın hatıralarsa antika oldu
Artık gelsen de bir nebze ilaç olsan
Geç kalmışız tren istasyonlarında
Gürültülü tren yolculukları sonrası
Yorgun düşmüş bütün düşünülmüşlükler...
Ankara kadar ayaza kesmiş yüreğim
Demetevler yolu üzerinde
Dolmuş duraklarından birinde seni beklerim
Yağmur yağmış caddeler ıslak sırılsıklam
Yerdeki su birikintisine düşmüş silüetim
Üşüyorum bak titriyor ellerim,
Sense hala tren garındasın Haydarpaşada
Kaçak yolcu gibi bekliyorsun
Vagonlardan birine sığınmaya
Hadi ama ayaza kesiyor üşümüşlüğüm
Ankara soğuk ve titrek bir sabahı yaşıyor gene
Sen Horasandasın tren garında
Kaçak bir yolcu gibi bekliyordun
Mamaktan geçiyor şimdi sen yoksun eskimiş sokaklarda
Neredesin bilmiyorum hangi şehrin hangi garındasın
Yok, yok bu böyle olmayacak iyisimi bir ateş yakmak
Teneke içinde üç beş oduna hasret kalmak
Hem Ankara seni barındırmaz bu soğukluğunla
Bak benim silüetim yerdeki su birikintisinde
Sense belkide Ağrıda balıklı gölde unuttun silüetini
Artık soğuk Ankara'ya düşmeli bir sıcaklık
Ellerinin ellerimde bıraktığı o buğu gibi
Gözlerinle bakarken sanki bir ateş topu atardın ya;
İşte öylece ısıt her yanımı sevdiğim...
Artık gel kaçalım şu başkent sendromundan
Politik gülümsemeden,
Ben özledim seni hayatımın başkenti...
Sen nerdeysen benim başkentimsin
Belki Ağrının titrek sokaklarında titriyorsun
Voltalarını ezberledi parke taşı sokaklar
Sense kaç taş olduğunu bilirsin Cumhuriyet caddesinde
Ezberimsin benim nasıl bildiysem kendimi yemin ederim
Hadi artık bin bir trene her nerdeysen
Uzak tuttuğun bedenini yanıma getir
Sarayım hasret kaldığım seni çekeyim bir nefes gibi
Ezan sesinde bir sabah kapımı çalsanda olur
Kapıyı vuruşundan tanımazsam namerdim...
Senin yokluğun kadar eskidim
Bıraktığın hatıralarsa antika oldu
Artık gelsen de bir nebze ilaç olsan
Geç kalmışız tren istasyonlarında
Gürültülü tren yolculukları sonrası
Yorgun düşmüş bütün düşünülmüşlükler...
Ankara kadar ayaza kesmiş yüreğim
Demetevler yolu üzerinde
Dolmuş duraklarından birinde seni beklerim
Yağmur yağmış caddeler ıslak sırılsıklam
Yerdeki su birikintisine düşmüş silüetim
Üşüyorum bak titriyor ellerim,
Sense hala tren garındasın Haydarpaşada
Kaçak yolcu gibi bekliyorsun
Vagonlardan birine sığınmaya
Hadi ama ayaza kesiyor üşümüşlüğüm
Ankara soğuk ve titrek bir sabahı yaşıyor gene
Sen Horasandasın tren garında
Kaçak bir yolcu gibi bekliyordun
Mamaktan geçiyor şimdi sen yoksun eskimiş sokaklarda
Neredesin bilmiyorum hangi şehrin hangi garındasın
Yok, yok bu böyle olmayacak iyisimi bir ateş yakmak
Teneke içinde üç beş oduna hasret kalmak
Hem Ankara seni barındırmaz bu soğukluğunla
Bak benim silüetim yerdeki su birikintisinde
Sense belkide Ağrıda balıklı gölde unuttun silüetini
Artık soğuk Ankara'ya düşmeli bir sıcaklık
Ellerinin ellerimde bıraktığı o buğu gibi
Gözlerinle bakarken sanki bir ateş topu atardın ya;
İşte öylece ısıt her yanımı sevdiğim...
Artık gel kaçalım şu başkent sendromundan
Politik gülümsemeden,
Ben özledim seni hayatımın başkenti...
Sen nerdeysen benim başkentimsin
Belki Ağrının titrek sokaklarında titriyorsun
Voltalarını ezberledi parke taşı sokaklar
Sense kaç taş olduğunu bilirsin Cumhuriyet caddesinde
Ezberimsin benim nasıl bildiysem kendimi yemin ederim
Hadi artık bin bir trene her nerdeysen
Uzak tuttuğun bedenini yanıma getir
Sarayım hasret kaldığım seni çekeyim bir nefes gibi
Ezan sesinde bir sabah kapımı çalsanda olur
Kapıyı vuruşundan tanımazsam namerdim...