zühre yıldızı
Kayıtlı Üye
--------------------------------------------------------------------------------
Sen ne güzelsin Allah'ım!
Sen ne güzelsin Allah'ım!..
Bir kış gününün serinliğinde bakarım kâinata… Lapa lapa karın yağışı yeter Seni anlatmaya. Nasıl da güzel inerler yeryüzüne! Sanki her birine bir melek görevlendirmişsin. Beyaza bürünür yeryüzü. Bembeyaz, pırıl pırıl… Göz kamaştırır… İnsanlar yürür onun aydınlığında. Kimi yaratık bürünür, kimisi çıkar açığa… Bir rızık telâşı alır kuşları. Aranır dururlar…
Kartopu oynar çocuklar… Hasret giderirler onunla…
Tertemizce çekerim taa ciğerlerime derin soluklarla havasını. Nasıl da güzel yaratansın Allah'ım!..
* * *
Bir güneş doğmuştur ardından… Güneşlerden bir güneş… Işığa bürünmüştür kâinat! Cıvıltılar alır her yanı…
Doymuştur toprak, kanmıştır suya. Kurtlar, böcekler ve daha niceleri devinir yerinden. Tohumlar delmeye çabalar toprağı… Başaklar vermek üzere… Bire binlerce… Nasıl da varsın her zerrede Allah'ım! "Seni sevmek, seviyorum" demek ne güzel Allah'ım! Yaratansın, rızık bahşedensin Allah'ım!..
Bir bahar kucaklayışında bulurum Seni.
Her zerre Seni haykırır, varlığını bildirir, özde Seni buldurur Rabbim! Âlemde hep görünürsün görene, ama köre ne?
* * *
Bir avizedir ki ay…
Bir gökyüzü aydınlığında bakarım, aydınlığa sebep kıldığın avizeye… Bir hilâl olur, bir dolunay… "Ayın on dördü gibi aydın olur" Seni gören gözler. Sen ki, yarattın bizleri, "yeri döşek, göğü tavan kıldın…" Bir zarafetten ibaret olarak… Nice zarif döşenmiş bunca âlem! Nasıl da bir nezaket Allah'ım!
Bazan sarıverir o avizenin etrafını lambalar. Yine ancak Senin emrinle parıldayan yıldızlar…
Nice kusurları örter geceler. Yorganlar misali kapatır her yanı. Bir tefekkür, binlerce hikmet ve ibret doludur her ânı… Düşünenler, insanca aklını kullananlar için… Ama hakîkate gözlerini kapatanlara değil!
İnsan ki; ne kadar da aciz, ama gaflet bürüyünce nasıl da büyüklenir Rabbim! Sen yarattın onu ama nasıl da unutur bunu Rabbim! Bir lokma yeter Seni anlatmaya. Fakat nasıl da inkâr eder Allah'ım!..
Gün gelince Sana gelecek. Senden başka bir kapı asla bulamayacak. Defteri açılacak ve hesabı görülecek. Ah bir kaçabilse ama "Kaçış nereye?" (75 Kıyamet 10) Varış ve duruş ancak Sana! Hüküm ve sonuç ancak Senden! Çünkü Sen, "Hâkimler hâkimisin!" (95 Tîn 8)
* * *
Baharların sımsıcak kucaklayışından, yazları yaratırsın Rabbim! Artık dağ ve taşların ardı da bürünmüştür ısıya. Bir gölgelik arar insan, bir serinlik arar mahlûkat… Esen bir rüzgâra hasret duyar onca yaratığın… Her bir nefesinde, Seni hatırlatır o tatlı uğultu. Ve kâinat, serinliğe bürünür solukladığını nefesiyle…
Bunalır kapalı kapılar ardında duranlar. Yeşillik, serinlik ve sulak yerlere koşarlar. Aslında o cennetlere özlem duyarlar. Ama nerede bu hakîkati kavrayanlar? Yine onu hatırlatır bahçeler, bağlar, akarsular… Hani nerede onun için gayret kuşağın takınanlar?
Bir güzellik, bambaşka ve eşsiz bir güzellik arar gözler… Nedir o acaba diye var mı hesap soranlar? Beden âleminde kalır hep bunlar. Hani gönül âlemine nazar eden, Senin varlığını hisseden ve Seni cennetlerde görme arzusuyla kıvranıp da; "Sen ne güzelsin Allah'ım!" diyen…
İşte insanın aradığı güzel! Güzellerden güzel!..
Sensin Allah'ım Sen!
Ey güzel arayan insan! Ey güzele müştak olan!.. Gel cennetlere ve gel güzeller güzeli Cemâl'e...
ALINTI
Sen ne güzelsin Allah'ım!
Sen ne güzelsin Allah'ım!..
Bir kış gününün serinliğinde bakarım kâinata… Lapa lapa karın yağışı yeter Seni anlatmaya. Nasıl da güzel inerler yeryüzüne! Sanki her birine bir melek görevlendirmişsin. Beyaza bürünür yeryüzü. Bembeyaz, pırıl pırıl… Göz kamaştırır… İnsanlar yürür onun aydınlığında. Kimi yaratık bürünür, kimisi çıkar açığa… Bir rızık telâşı alır kuşları. Aranır dururlar…
Kartopu oynar çocuklar… Hasret giderirler onunla…
Tertemizce çekerim taa ciğerlerime derin soluklarla havasını. Nasıl da güzel yaratansın Allah'ım!..
* * *
Bir güneş doğmuştur ardından… Güneşlerden bir güneş… Işığa bürünmüştür kâinat! Cıvıltılar alır her yanı…
Doymuştur toprak, kanmıştır suya. Kurtlar, böcekler ve daha niceleri devinir yerinden. Tohumlar delmeye çabalar toprağı… Başaklar vermek üzere… Bire binlerce… Nasıl da varsın her zerrede Allah'ım! "Seni sevmek, seviyorum" demek ne güzel Allah'ım! Yaratansın, rızık bahşedensin Allah'ım!..
Bir bahar kucaklayışında bulurum Seni.
Her zerre Seni haykırır, varlığını bildirir, özde Seni buldurur Rabbim! Âlemde hep görünürsün görene, ama köre ne?
* * *
Bir avizedir ki ay…
Bir gökyüzü aydınlığında bakarım, aydınlığa sebep kıldığın avizeye… Bir hilâl olur, bir dolunay… "Ayın on dördü gibi aydın olur" Seni gören gözler. Sen ki, yarattın bizleri, "yeri döşek, göğü tavan kıldın…" Bir zarafetten ibaret olarak… Nice zarif döşenmiş bunca âlem! Nasıl da bir nezaket Allah'ım!
Bazan sarıverir o avizenin etrafını lambalar. Yine ancak Senin emrinle parıldayan yıldızlar…
Nice kusurları örter geceler. Yorganlar misali kapatır her yanı. Bir tefekkür, binlerce hikmet ve ibret doludur her ânı… Düşünenler, insanca aklını kullananlar için… Ama hakîkate gözlerini kapatanlara değil!
İnsan ki; ne kadar da aciz, ama gaflet bürüyünce nasıl da büyüklenir Rabbim! Sen yarattın onu ama nasıl da unutur bunu Rabbim! Bir lokma yeter Seni anlatmaya. Fakat nasıl da inkâr eder Allah'ım!..
Gün gelince Sana gelecek. Senden başka bir kapı asla bulamayacak. Defteri açılacak ve hesabı görülecek. Ah bir kaçabilse ama "Kaçış nereye?" (75 Kıyamet 10) Varış ve duruş ancak Sana! Hüküm ve sonuç ancak Senden! Çünkü Sen, "Hâkimler hâkimisin!" (95 Tîn 8)
* * *
Baharların sımsıcak kucaklayışından, yazları yaratırsın Rabbim! Artık dağ ve taşların ardı da bürünmüştür ısıya. Bir gölgelik arar insan, bir serinlik arar mahlûkat… Esen bir rüzgâra hasret duyar onca yaratığın… Her bir nefesinde, Seni hatırlatır o tatlı uğultu. Ve kâinat, serinliğe bürünür solukladığını nefesiyle…
Bunalır kapalı kapılar ardında duranlar. Yeşillik, serinlik ve sulak yerlere koşarlar. Aslında o cennetlere özlem duyarlar. Ama nerede bu hakîkati kavrayanlar? Yine onu hatırlatır bahçeler, bağlar, akarsular… Hani nerede onun için gayret kuşağın takınanlar?
Bir güzellik, bambaşka ve eşsiz bir güzellik arar gözler… Nedir o acaba diye var mı hesap soranlar? Beden âleminde kalır hep bunlar. Hani gönül âlemine nazar eden, Senin varlığını hisseden ve Seni cennetlerde görme arzusuyla kıvranıp da; "Sen ne güzelsin Allah'ım!" diyen…
İşte insanın aradığı güzel! Güzellerden güzel!..
Sensin Allah'ım Sen!
Ey güzel arayan insan! Ey güzele müştak olan!.. Gel cennetlere ve gel güzeller güzeli Cemâl'e...
ALINTI